Gazze’de insani mola: BMGK’nin kararı “etkisiz” ve uygulanması “şüpheli”

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini kapalı devre televizyon aracılığıyla BM Güvenlik Konseyi üyelerine seslendi (AP)
UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini kapalı devre televizyon aracılığıyla BM Güvenlik Konseyi üyelerine seslendi (AP)
TT

Gazze’de insani mola: BMGK’nin kararı “etkisiz” ve uygulanması “şüpheli”

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini kapalı devre televizyon aracılığıyla BM Güvenlik Konseyi üyelerine seslendi (AP)
UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini kapalı devre televizyon aracılığıyla BM Güvenlik Konseyi üyelerine seslendi (AP)

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde Gazze konusunda bir karar çıkarmaya yönelik dört başarısız girişimin ardından beşinci girişimde “Gazze Şeridi’nde çatışmalara acilen insani ara verilmesi, insani koridorlar oluşturulması ve tüm rehinelerin derhal serbest bırakılması” çağrısında bulunan bir karar kabul edildi. Bu sırada ABD veto hakkını kullanmayarak oylamada çekimser kaldı.

Hamas ile Filistinli direniş gruplarının unsurları tarafından İsrail’e karşı 7 Ekim’de gerçekleştirilen Aksa Tufanı operasyonunun ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısının başlamasından bu yana Filistin ve Arap çevrelerinin altı haftadır beklediği karar, Arapların ‘durgun’ kabulü ve İsrail’in ‘kat’i’ reddiyle karşılandı. Şarku’l Avsat’a verilen ifadelere göre eski diplomatlar, hukuk uzmanları ve uluslararası örgütler kararın uygulanabilirliğinden şüphe duyuyor ve bunu “etkisiz bir karar” olarak nitelendiriyorlar.

BM’nin sitesine göre BM Güvenlik Konseyi’nin kararı, 12 üyenin ‘evet’ oyu vermesi ve ABD, Rusya ve İngiltere’nin ‘çekimser’ oy kullanması ile çarşamba akşamı çıkarıldı. İsrail Dışişleri Bakanlığı ise BM’nin kararda yaptığı, Gazze Şeridi’nde “çatışmalara uzatılmış insani ara verilmesi” çağrısını reddederek “Hamas Hareketi elinde 239 rehineyi tutarken böyle bir şeyin mümkün olmayacağını” bildirdi.

BM Güvenlik Konseyi, geçici insani araların “BM’ye bağlı insani kuruluşlar ve diğer doğrudan ortaklarına engel çıkartılmaksızın, insani yardımların eksiksiz, hızlı ve güvenli bir şekilde ulaştırılması için yeteri kadar sürmesi” gerektiğini açıkladı. Malta’nın sunduğu karar metninin hiçbir yerinde İsrail’in ismi geçmezken, Hamas Hareketi’nden sadece Gazze Şeridi’nde kaçırılan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması talebinde bahsediliyordu.

“Değersiz” bir karar

Fas’ın Fes kentinde bulunan Sidi Muhammed bin Abdullah Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Uluslararası Hukuk alanında öğretim görevlisi olan Dr. Said es-Sıddıki, BM Güvenlik Konseyi kararının “çok bir kıymeti” olmadığını söyledi. Çünkü “uluslararası hukuku delmeyi kendisine adet edinmiş olan ve uluslararası kararlardan -özellikle de Filistin meselesiyle ilgili olanlardan- kaçma hususunda uzun bir geçmişe sahip olan” İsrail’in bu kararı uygulamasını beklemediğini söyledi.

cdfrgt
Filistin’in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur çarşamba akşamı oturumda konuşma yaparken (EPA)

Sıddıki, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda İsrail’in en iyi ihtimalle bunu “kısmen uygulayabileceğini” veya Filistin direniş gruplarını sınırlı ateşkesleri ihlal etmekle suçlayarak uygulamadan kaçmaya çalışabileceğini söyledi. Kararın “Gazze halkına koruma sağlamayacağını ve İsrail bombardımanına ve yıkımına geçici bir süreliğine ara vermekten başka bir şey olmayacağını” belirtti.

Öte yandan Şarku’l Avsat’a konuşan Uluslararası Kamu Hukuku Uzmanı ve Uluslararası Çatışmalar Uzmanı Dr. Muhammed Mahmud Mehran, BM Güvenlik Konseyi’nin kararını “ateşkes çağrısı yapmama konusundaki bariz eksikliğiyle birlikte, sivilleri koruma ve onların acılarını durdurma yönünde olumlu bir adım” olarak gördü. Mehran “şu anda bunun sıkı bir şekilde uygulanması, yardımların ulaşmasının sağlanması ve kuşatmanın sona erdirilmesi için baskı yapılması gerektiğini” vurguladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Mehran, Rusya delegesi tarafından kararın orijinal metnine konulması önerilen, mütarekeye yol açacak kalıcı bir insani ateşkes çağrısında bulunan eklemenin kararın etkinliğini artırmış olacağını, ancak bu değişikliğin BM Güvenlik Konseyi’nde yeterli desteği bulamadığını, ABD’nin buna karşı çıktığını ve bu durumun daimi üye devletler arasında devam eden derin bölünmeleri ve kriz konusunda kendi tutumlarında ısrarcı olduklarını ortaya koyduğunu söyledi.

ABD’nin İsrail’i himâyesi

Öte yandan Filistinli eski diplomat ve uluslararası örgütler uzmanı Büyükelçi Bereket el-Ferra, İsrail’i kararı uygulamaya zorlama olasılığı noktasında tamamen karamsar olduğunu ifade ederek kararın “etkisiz ve herhangi bir ateşkes işaretinden yoksun” olduğunu kaydetti. Ferra, kararda İsrail’in adı geçmese bile İsrail’in vakit kaybetmeden kararı reddettiğini söyledi.

Gazze Şeridi’nin Han Yunus şehrinde ailesinden 43 şehit veren Ferra, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, İsrail’in sivilleri acımasızca bombalamaya ve kuşatmaya devam ederken, ABD’nin işgal hükümetini BM Güvenlik Konseyi’nde herhangi bir şekilde sorumlu tutulmaktan korumak için harekete geçeceğini söyledi.

dvegr
Çin’in BM Daimi Temsilcisi ve BM Güvenlik Konseyi’nin şu anki başkanı Zhang Jun çarşamba akşamı oturumda konuşma yaparken (EPA)

Geçtiğimiz haftalarda BM Güvenlik Konseyi çarşamba gününe kadar ortak bir tutum sergilemeyi başaramamıştı. Gazze’deki savaşla ilgili daha önce hazırlanan karar tasarıları, bir yandan ABD’nin, diğer yandan Rusya ve Çin’in veto yetkisini kullanması nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Geçtiğimiz ayın sonunda BM Genel Kurulu, 193 üyesiyle, Arap grubunun Genel Kurul’a sunduğu ve daha çok İsrail’i eleştiren bir kararı büyük çoğunlukla kabul etmişti. Ancak kararın uluslararası hukuk açısından bir bağlayıcılığı bulunmuyor.

Uygulanma hakkındaki şüpheler

“Kararın uygulanması” meselesi sadece Gazze sakinleri ve onların destekçilerinin endişe ettiği bir konu değil, aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi Başkanı’nın da gündeminde olan bir meseleydi. Konsey’in şu anki başkanlığını yürüten Çin’in BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun, BM Güvenlik Konseyi kararlarının etkinliğinin “onların uygulanmasında yattığını ve anahtarın, ilgili tarafların kararın hükümlerini harfiyen uygulaması olduğunu” belirtti.

Kararın kabul edilmesinin akabinde oylamayı açıklayan Çinli temsilci, BM Güvenlik Konseyi’nin bunun uygulanmasını izleyip durumu raporlamak üzere takip önlemleri alacak bir mekanizma kurmasının gerekli olduğunu söyledi.

Burada Dr. Said es-Sıddıki, işgal yetkililerine Gazze’ye yönelik saldırılarını ve kara işgalini durdurmaları için baskı yapacak “koordineli bir uluslararası kampanya” düzenlemenin ve bunu yaparken İsrail’in müttefiklerini, özellikle de ABD’yi hedef almanın gerekliliğine dikkat çekiyor. Aynı fikirde olan Büyükelçi Bereket el-Ferra, bölgedeki ABD çıkarları üzerinde yönetim ve halk düzeyinde baskı uygulamanın, Washington’u yanıt vermeye itecek “doğru yol” olduğuna dikkat çekti. Zira çifte standartların vücut bulmuş hali olan uluslararası örgütlerde hukuki yola başvurmanın “zaman kaybı” olduğunu söyledi.

Öte yandan Dr. Mehran, BM Güvenlik Konseyi kararlarının bağlayıcı olduğunu öngören BM Antlaşması’nın 25. maddesine atıfta bulunarak, BM Güvenlik Konseyi kararlarının “reddetse de İsrail için bağlayıcı” olduğunu söyledi. Ayrıca Konsey’in, BM Antlaşması’nın Yedinci Bölümü uyarınca yaptırımlar da dahil olmak üzere, İsrail’in kararı uygulamasını sağlamak için ciddi önlemler alması gerektiğini vurguladı.

Uluslararası uzman, İsrail’in BM Güvenlik Konseyi kararını uygulamaması halinde uluslararası hukukun İsrail’e karşı alınmasını gerektiren çeşitli hukuki ve siyasi önlemlere dikkat çekti. Bu bağlamda, İsrail’i kınayan bir kararın çıkarılmasının yanı sıra, BM Antlaşması’nın Yedinci Bölümü uyarınca güç kullanımına varabilecek ekonomik yaptırımlar uygulanabileceğini söyledi.

Mehran’a göre, uluslararası örgüt ve kuruluşlardan İsrail’in çıkarılması veya üyeliğinin askıya alınması, ülkelere büyükelçilerini İsrail’den çekme ve Tel Aviv ile diplomatik ilişkilerini kesme çağrısı yapılması ve Gazze’de işlenen suçlar ve uluslararası insancıl hukuk ihlalleri hususunda Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Başsavcısı’na meselenin havale edilmesi gibi diplomatik yaptırımlar uygulanabileceği gibi, BM Antlaşması’nın 12. Maddesi uyarınca daha ileri adımlar atılması için BM Genel Kurulu’ndan müdahalede bulunması da talep edilebilir.

Ancak Ferra ve Sıddıki’ye göre tüm bu önlemler, yasal olarak geçerli olsa da, 70 yıldır Tel Aviv’in uluslararası alanda herhangi bir şekilde hesap vermekten kurtulmasını sağlayan ‘ABD koruması’ gerçekliği ile çarpışıyor.



Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
TT

Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)

ABD’nin Libya Büyükelçiliği, Libya'da iktidar mücadelesi veren iki hükümetin temsilcileri arasında İtalya'nın başkenti Roma'da kısa bir süre önce düzenlenen ‘gizli’ toplantıya ABD’li yetkililerin de katıldığını doğruladı. Öte yandan Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ülkedeki krizi çözmek için önerdiği ‘yol haritasına’ yerel destek toplamaya devam ediyor.

ABD’nin Libya Büyükelçiliği tarafından salı akşamı yapılan kısa açıklamada, geçtiğimiz hafta, Libya Ulusal Ordu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter’in oğlu Saddam ile (geçici) Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin yeğeni ve Ulusal Güvenlik Danışmanı İbrahim ed-Dibeybe arasındaki görüşmeye dolaylı bir atıfla ABD'nin Roma'da doğu ve batı kamplarından gelen üst düzey Libyalı yetkililerle görüşme fırsatı bulmasının bir onur olduğu belirtildi.

cf
Saddam Hafter (AFP)

Toplantının amacının Libyalıları bölünmeleri aşmaya ve kurumları birleştirmeye teşvik etmek, istikrarı ve barışı sağlamak olduğunu açıkça ifade eden büyükelçilik, bunların Libya ekonomisinde refahın sağlanması için gerekli koşullar olduğunu ve bunun da Libya halkının ve uluslararası ortaklarının daha fazla kalkınmasına yol açacağını belirtti. Büyükelçilik ayrıca, toplantının Libya ekonomisinin geleceği ve karşı karşıya olduğu zorlukları müzakere etmek, bu zorlukların üstesinden gelmek ve Libya halkının refahını sağlamanın yollarını aramak için bir fırsat olduğunu vurguladı.

Ne Hafter'in oğlu ne de Dibeybe’nin yeğeni görüşmelerin içeriği hakkında resmi bir açıklama yapmadı. Ancak haberlere göre ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos, ABD yönetiminin çatışmaya hızlı çözümler getirme çabaları çerçevesinde Libya'daki iki rakip hükümetin temsilcileri arasında Roma'da bir toplantı planladı.

ı8
ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos (AFP)

Şarku'l Avsat'ın Fransız dergisi Jeune Afrique'den aktardığına göre Boulos, toplantıda ele alınacak üç temel koşul belirledi, ancak bu koşulların içeriğini açıklamadı. Boulos, Washington'ın müzakere rolünü genişletmesi ve Libya çatışmasının çözümüne daha geniş bir şekilde müdahale etmesi için bu koşulların yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyor.

Mareşal Hafter, salı akşamı Bingazi'de milletvekili Adem Busahra ile yaptığı görüşmede, UNSMIL’in desteklediği siyasi sürecin önemini vurguladı. Libya krizindeki siyasi gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.

UNSMIL, siyasi yol haritasına destek toplamak için devam eden çabalar çerçevesinde salı akşamı Libya'nın batısından ve güneyinden bazı Temsilciler Meclisi üyeleriyle bir toplantı düzenledi.

UNSMIL Başkanı Hanna Tetteh'in geçtiğimiz ay açıkladığı ve kurumların birleştirilmesinin ve ulusal seçimlerin yapılmasının önünü açacak yol haritasının maddelerinin müzakere edildiği belirtildi.

UNSMIL tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre ekibi yol haritasına yönelik kademeli bir yaklaşım açıkladı. Bu yaklaşım, Yüksek Seçim Komisyonu'ndaki boş koltukların doldurulması ve seçim çerçevesine gerekli değişikliklerin yapılması gibi temel adımlarla başlıyor. UNSMIL, kapsamlı siyasi süreci kolaylaştırmaya yönelik çabalarına Temsilciler Meclisi üyelerinin destek verdiğini ve ‘yol haritasına yapıcı ve özenli bir şekilde katılmaya istekli olduklarını ifade ettiklerini aktardı.

fgth
Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury (UNSMIL)

Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury, Dört Bölge Sosyal Konseyi ile siyasi yol haritasına ilişkin çeşitli görüşleri tartıştı. Bunlar arasında devlet kurumlarının birleştirilmesi ve güçlendirilmesi ile ulusal seçimlerin yapılması zorunluluğu da yer aldı. Toplantıda ayrıca, UNSMIL’in konseyin çatışmalara barışçıl çözümler getirme ve gerilimleri yatıştırmada oynadığı önemli rolün yanı sıra yakın zamanda yapılan belediye seçimlerine geniş bir katılım olmasını sağlamak için yerel topluluklarla iş birliği yapması da ele alındı.

Öte yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) dün Trablus'ta BM haritasıyla ilgili seçim yasalarını tartışan ‘BM haritasını değerlendirme ve inceleme komitesi’ üyelerinin, haritayla ilgili kalan konuları tamamlamak için henüz tarihi belirlenmemiş bir sonraki toplantıyı gerçekleştireceklerini duyurdu.

cdfrgthy
DYK’nın Trablus'ta yapılan oturumundan bir kare (DYK)

DYK Başkanı Dr. Muhammed Tekele başkanlığında salı akşamı düzenlenen oturumun sonunda DYK, Egemenlik Pozisyonları Komitesi'ni, adaylık sürecini tamamlamak için bir mekanizma üzerinde anlaşmak üzere Temsilciler Meclisi ile irtibat kurmakla görevlendirdi. Komite, bir sonraki oturumda nihai raporunu sunacak. DYK ayrıca, merkezileşmenin sona erdirilmesi ve valilik sisteminin etkinleştirilmesi ile ilgili Yerel Yönetim Yasası'na ilişkin önerilen değişiklikleri onayladı ve bu değişikliklerin Temsilciler Meclisi'ne sevk edilmesi için gerekli yetkileri verdi.

Diğer taraftan Libya Yüksek Seçim Komisyonu dün, ikinci aşamada 34 belediye meclisi için yapılan seçimlerin nihai sonuçlarını onayladı. Geryan Birinci Derece Mahkemesi'nin kararı uyarınca yasağın kaldırılmasının ardından ilk aşama olarak gerçekleştirilen Şuveyrif Belediye Meclisi seçimlerinin sonuçları da onaylayan Yüksek Seçim Komisyonu, ikinci aşamada seçilecek belediye meclis başkanlarının seçimi için komiteler kurulmasına ilişkin bir karar yayınladı. Bu seçimlerin 14-18 Eylül tarihlerinde yapılması planlanıyor. Yüksek Seçim Komisyonu, alınan bu kararların seçim sürecinin devamı olduğunu ve yerel yönetim düzeyinde demokratik müzakere ilkesini güçlendirdiğini vurguladı.


Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)

Suriye Savunma Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Halep'in doğusunda bir konut binasının bombalanması sonucu iki kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDF) kontrolünde bulunan bölgelerdeki ateş kaynaklarını hedef aldığını duyurdu.

Açıklamada, "SDG güçleri, el Cerrah Askeri Havaalanı ve Meskene şehri civarında kontrolleri altındaki mevzilerinden sorumsuz ve şaşırtıcı bir şekilde şiddetli bir bombalama saldırısı başlattı. Saldırıda, Halep'in doğu kırsalındaki el Kayariye, Rasm elaAhmer ve Habuba Kebir köylerindeki sakinlerin evleri hedef alındı. Bombalama sonucunda iki sivil şehit oldu, üç sivil de yaralandı" ifadeleri yer aldı.

Bakanlık, bölgeye konuşlandırılan güçlerin harekete geçirilerek ateş kaynaklarına yönelik operasyon başlatıldığını, operasyonların halen devam ettiğini bildirdi.


Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

TT

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Hamas kaynakları Şarku'l Avsat'a, hareketin siyasi bürosunun liderlerinin Doha'ya düzenlenen İsrail saldırısında yaralandığını ve bunlardan birinin ‘durumunun kritik’ olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, hareketin siyasi bürosunun yaralı üyelerinin ‘sıkı güvenlik önlemleri altında özel bir hastanede tedavi gördüklerini’ doğruladı. Ancak, şu anda yaralı liderlerin isimlerini açıklamayı reddettiler.

Katar'ın başkenti Doha’nın el-Katifiyye bölgesinde Hamas liderliğine ait özel bir yerleşkeye düzenlenen İsrail saldırısında, Hamas liderlik konseyi üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu Hemmam el-Hayye, ofis müdürü Cihad Lebed, üç yardımcısı ve bir Katarlı güvenlik görevlisi dahil olmak üzere altı kişi hayatını kaybetti.

Kaynaklara göre hedef alınan yerleşke, Hamas liderleri ve yetkilileri ile güvenlik görevlilerine ait ofis ve evleri içeriyordu. Bunlar arasında, yaklaşık dört saldırıdan en şiddetli olanının ana hedefi olan özel bir ofisin bulunduğu Halil el-Hayye'ye ait orta büyüklükte bir villa da bulunuyor.

Heniyye'nin ofisinde yapılan toplantı

Kaynaklar, ‘İsrail savaş uçakları tarafından bölgeye atılan bombaların bir kısmının kompleks içindeki diğer yerleri de vurduğunu’ belirtti. Bunlar arasında, 31 Temmuz 2024'te Tahran'da İsrail tarafından suikasta kurban giden hareketin siyasi büro başkanı İsmail Heniyye'nin eski ofisi de bulunuyor.

rgthy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail hava saldırılarının hedef aldığı bina (Reuters)

Kaynaklar, Hamas liderlerinin toplantısının Heniyye'nin ofisinde yapıldığını, bu ofisin el-Hayye'nin evine bitişik olduğunu ve ‘neredeyse onun evinin bir parçası olduğunu’ belirtti. Kaynaklar, bombalardan birinin Heniyye'nin geniş ve ferah ofisinin köşesine isabet ettiğini ve bombaların düştüğü yerden nispeten uzak bir köşede oturan siyasi büro üyelerinin yaralandığını bildirdi.

‘Takipli telefonlar’

Kaynaklar, saldırıda hiçbir Hamas liderinin öldürülmemiş olmasının arkasında olası nedenler olabileceğini tahmin ederek, İsrail'in öncelikle toplantıya katılan liderlerin telefonlarının konumlarına güvenmiş olabileceğini öne sürdü.

Kaynaklar, ‘her toplantıda siyasi büro liderlerinin cep telefonlarını yanlarında taşımamalarının geleneksel olduğunu, telefonların araçlarında veya diğer kişilerde bırakıldığını’ doğruladı.

Kaynakların açıklamaları, hareketin liderlerinin korumaları arasında yüksek sayıda ölüm olmasının nedenini açıklıyor.

Kaynaklar, Hamas liderliğinin Katar'ın başkentinde birkaç konut kompleksi, ofis ve genel merkeze sahip olduğunu belirterek, toplantıların genellikle tek bir yerde yapılmadığını ve her zaman bir yerden başka bir yere taşındığını kaydetti.

Hedef konumun yakınında ve hedef alınan kompleksin dışında, siyasi ofis ve ofis sekreterliğine ait ofisler de bulunduğunu açıkladılar.

‘Gerçekleşmeyen toplantı’

Kaynaklara göre, hedef alınan toplantının ardından, akşam saatlerinde veya ertesi gün Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir toplantı yapılması planlanmıştı. Bu toplantıda, Başkan Donald Trump'ın ateşkes anlaşmasıyla ilgili sunduğu Amerikan önerisi hakkındaki görüşmelerin sonuçları tartışılacaktı.

dgtyu
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (TV)

Kaynaklar, Hamas'ın saldırının ardından yaptığı açıklamada, ABD'yi ‘hareketin liderliğini hedef alan operasyona ortak ve iştirakçi’ olmakla suçladığını yineledi. Bir kaynak, “Operasyon başarısız olunca Washington, kısa süre önce bilgilendirildiği gibi zayıf bahaneler uydurdu” dedi.

Kaynak, “Son birkaç gün içinde, arabulucular ile İsrailliler ve Amerikalılar arasında bile iletişim kesilmedi. Olanlar, hareketin liderlerini tek bir yerde toplayıp ortadan kaldırmak için Amerikan-İsrail komplosu gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Hamas kaynakları, ‘hareketin bazı liderlerinin, genişletilmiş toplantıya katılmak için Türkiye, Mısır ve diğer ülkelerden geldiklerini’ açıkladı.

Müzakereler nasıl etkilenecek?

Suikast girişimi sonrası Hamas'ın tutumu ve bunun müzakerelerin gidişatına etkisi konusunda kaynaklar Şarku’l Avsat'a, “Hamas liderliği içinde, Filistinlilerin taleplerini karşılayan, savaşın tamamen sona ermesini sağlayan ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesini garanti eden bir şekilde müzakerelerin sürdürülmesi gerektiği konusunda fikir birliği var” dedi.

sdfrgty
Hamas liderlik konseyi üyeleri (soldan sağa) Nizar Avadallah, Halil el-Hayye ve Muhammed İsmail Derviş (Arşiv – AFP)

Kaynaklar, ‘önümüzdeki günlerde, güvenlik durumu istikrar kazandığında arabulucularla iletişimin yeniden başlayacağını ve müzakerelerin yeniden başlamasının mümkün olacağını’ belirtti. Kaynaklar, ‘operasyon sırasında ne olursa olsun, savaşı sona erdirmek için temel talebin başarıya ulaşmasını sağlayacak şekilde müzakerelerin nasıl yürütüleceğine karar vermek için güvenli bir şekilde iç istişareler yapılacağını’ kaydetti.