Kudüs'teki Ermeni Mahallesi'nde hak iddia eden silahlı yerleşimcilere kiliselerden tepki

"Provokasyonlar Kutsal Topraklar'daki Hristiyan varlığını tehdit etmektedir"

Kudüs'teki Ermeni sayısının 1948'den bu yana 5 binden 600'e kadar düştüğü tahmin ediliyor (Reuters)
Kudüs'teki Ermeni sayısının 1948'den bu yana 5 binden 600'e kadar düştüğü tahmin ediliyor (Reuters)
TT

Kudüs'teki Ermeni Mahallesi'nde hak iddia eden silahlı yerleşimcilere kiliselerden tepki

Kudüs'teki Ermeni sayısının 1948'den bu yana 5 binden 600'e kadar düştüğü tahmin ediliyor (Reuters)
Kudüs'teki Ermeni sayısının 1948'den bu yana 5 binden 600'e kadar düştüğü tahmin ediliyor (Reuters)

Kudüs'teki kiliselerin liderleri ve patrikleri ortak bir açıklama yayımlayarak, Yahudi yerleşimcilerin işgal altındaki Doğu Küdüs'te yer alan tarihi Ermeni Mahallesi'ndeki faaliyetlerinden endişe duyulduğunu bildirdi.

Açıklamada, kendisi de yerleşimci olan İsrailli bir müteahhitin tartışmalı bir sözleşmeye dayanarak Ermeni Mahallesi'nin önemli bir bölümünde hak iddia ettiği belirtildi.

Sözleşmenin daha önce iptal edildiğine dikkat çekilen açıklamada, İsrailli müteahhitin uygun yasal kanalları kullanmak yerine "silahlı provokatörler tuttuğu" ve bu kişilerin park alanlarına girişleri engelleyerek, yıkım işlemlerine başladığı öne sürüldü.

Ermenistan basınında yer alan haberlerde, bölgedeki gerilimin son günlerde arttığı ve özel güvenlik şirketleriyle birlikte hareket eden Yahudi yerleşimcilerin buldozerlerle mahalleye girdiği aktarıldı..

İhtilafa konu olan sözleşme birkaç yıl önce Kudüs'ün Ermeni Patriği Nurhan Manugyan tarafından imzalanmıştı. Filistin ve Ürdün yönetimleri, Manugyan'ı tartışmalı emlak anlaşmaları nedeniyle patrik olarak tanımayacağını açıkladıktan sonra Ermeni Patrikhanesi de anlaşmadan çekilmişti.

İptal edilen anlaşma Kudüs'teki Eski Şehir'de yer alan Ermeni Mahallesi'nin yüzde 25'ine denk gelen alanları kapsıyor.

Kudüs'teki kiliselerin liderleri ve patrikleri tarafından yapılan ortak açıklamada, konunun mahkemeler tarafından çözülmesi gerektiği vurgulanırken, Hristiyan ve Ermeni toplumunun arazilere el konulması endişesi taşıdığı ifade edildi.

Açıklamada, "Müteahhit olduğunu iddia eden kişiler tarafından, bölgedeki Ermeni varlığını silmek için kışkırtıcı taktiklerle yapılan provokasyonlar, Kutsal Topraklar'daki Hristiyan varlığını zayıflatmakta ve tehdit etmektedir" dendi.

Ermenistan basınında yer alan haberlerde, İsrail polisinin bölgenin boşaltılmasını istediği ifade edilirken, Patrikhane'yle birlikte hareket eden Ermenilerin insan zinciri ve barikatlar oluşturarak yıkım işlemlerini engellemeye çalıştığı belirtildi.

Yaşanan gerilim üzerine biri çocuk yaşta, üç Ermeni'nin polis tarafından gözaltına alındığı kaydedildi.

Geçmişi 4. yüzyıla kadar uzanan Ermeni Mahallesi, UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Kudüs'teki Eski Şehir'in içinde yer alıyor ve küresel mirasın önemli bir parçası olarak görülüyor. 

Independent Türkçe



İsrail, Güney Lübnan'ın derinliklerinde ateş kuşağı oluşturuyor

TT

İsrail, Güney Lübnan'ın derinliklerinde ateş kuşağı oluşturuyor

İsrail, Güney Lübnan'ın derinliklerinde ateş kuşağı oluşturuyor

İsrail ordusu ateş hattını günlerdir defalarca hedef alınan Litani Nehri'ne kadar genişletti. Bu sırada uçaklar, Lübnan'da olası bir askeri operasyon için ön bombardıman gibi görünen bir saldırı gerçekleştirdi. Vadi el-Huceyr bölgesine bitişik Froun, el-Ganduriye, Srifa, Zevtar vadilerinin hedef alındığı şiddetli saldırılar gerçekleştirildi.

dfvbgthy
Sınır kasabası Alma el-Şaab'da bulunan bir gözlem kulesindeki UNIFIL askeri (DPA)

Tek bir bölgede yoğunlaşan ağır saldırılar, Lübnan'ın en derin ikinci sınır hattında yer alan ve kuzey İsrail ile doğrudan sınır hattında bulunan sınır köylerine geçiş için hayati bir koridor olan en yakın sınır bölgesine 10-12 kilometre uzaklıktaki ıssız yerleri hedef aldı.

Vadi el-Huceyr

Söz konusu bölge, İsrail hedeflerine ağır füzelerin fırlatılması için stratejik bir nokta olarak görülüyor. Bu bölge Temmuz 2006 savaşı sırasında da şiddetli saldırılara maruz kaldı. İsrail ordusu buraya askeri bir operasyon gerçekleştirdi. Tanklar güdümlü füzelerle direnişe geçmeden önce İsrail bölgeye girmeye çalıştı. Daha sonra bu olay Vadi el-Huceyr'deki tank savaşı olarak kayıtlara geçti.

Sahadaki kaynaklar, hedef alınan bölgenin geniş bitki örtüsüyle kaplı olduğunu ve yerleşim alanlarından en az 4 kilometre uzakta olduğunu bildirdi. Aynı kaynaklar tekrarlanan bombardımanın büyük bir gürültüye neden olduğunu, bu saldırıların en şiddetlisi olduğunu ve savaşın başından beri benzer bir gürültü duyulmadığını söyledi.

fvg
Hizbullah lideri Fuad Şükür'ün kızı bir anma töreni sırasında babasının fotoğrafını sildi. (EPA)

Kaynaklar bombardımanın sıklığının ‘daha önceki saldırıların insansız hava araçları (İHA), topçu bombardımanı veya bölge civarındaki hava saldırıları ile gerçekleştirildiği göz önüne alındığında, savaşın başlangıcından bu yana görülmemiş olduğunu’ belirtti. Aynı kaynaklar, “Vadinin çevresindeki köyler, savaşın patlak vermesinin ardından sınır köylerinden kaçan bölge sakinleri ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerle aşırı kalabalık hale geldi” dediler.

En şiddetli saldırılar

İsrail'in yoğun İHA uçuşlarıyla salı gününe kadar durmayan casusluk faaliyetlerinin arka planında 5 Eylül'de başlayan ve 6, 7 ve 8 Eylül'de tekrarlanan son saldırı, Hizbullah'ın Temmuz ayı sonunda Beyrut'un güney banliyölerinde Fuad Şükür'ün öldürülmesine verdiği yanıtı engellemek için İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen önleyici saldırıdan bu yana İsrail Hava Kuvvetleri tarafından Lübnan topraklarında gerçekleştirilen en şiddetli saldırı oldu.

Söz konusu gerilim İsrail'in tehditleriyle, özellikle de Başbakan Binyamin Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'nin ‘ordunun tetikte ve operasyonel planlarının hazır olduğunu’ söylemesiyle kesişti. Ayrıca ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Erik Kurilla'nın İsrail'in kuzeyine yaptığı ve İsrail ordusunun Lübnan'daki operasyonel planlarının kendisine sunulduğu ziyaretle de aynı zamana denk geldi.

Operasyonel manevralar

Bu göstergelere rağmen Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı emekli Tuğgeneral Dr. Hişam Cabir, yaşananları geniş çaplı bir askeri harekatın ateşli bir başlangıcı olarak görmüyor ve herhangi bir önleyici saldırıyı da ihtimal dışı bırakmıyor. Cabir Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, askeri anlamda bu saldırıların ‘artan gerilim ışığında normal’ olduğunu ve ‘operasyonel manevralar’ çerçevesine girdiğini söyledi.

dfvbt
Nehariye'de Hizbullah'a ait insansız hava aracının patlamasının ardından bölgede temizlik yapan görevliler (Reuters)

Cabir, “Gazze Şeridi, Batı Şeria, Suriye ve Lübnan'da ne zaman bir kriz çıksa diğerini ateşleyen Netanyahu, iktidarda kalma süresini uzatmak için savaş durumunda kalmak istiyor. Böyle bir dönemde, devam eden gerilimin halen büyük ölçekli bir savaşın tavanı içinde olduğuna ve Amerikan baskısıyla kırılmayacağına inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu. Cabir, İsrail tarafının nerede olursa olsun hedefleri oyunun kuralları içinde vurduğuna dikkat çekti.

Bir hafta içinde onlarca saldırı

İsrail bombardımanının şiddeti sınırın ikinci hattında arttı. İsrail ordusuna göre Eylül ayının ilk haftasında yaklaşık 50 askeri bina, altyapı ve silah deposu hedef alındı ve İsrail'in kuzeyini hedef alan onlarca roketatar imha edildi.

İsrail ordusu 5 Eylül'de Zevtar ve el-Cebin kasabalarında 10'dan fazla Hizbullah askeri altyapısı ve roket rampasının hedef alındığını duyururken, yerel medya da Sıddıkin ve Kafra kasabalarının dış mahallelerine hava saldırıları düzenlendiğini bildirdi.

fuk
Lübnan'ın güneyindeki UNIFIL gözlem kulesi (DPA)

6 Eylül gecesi, saldırıların sayısı bakımından en yoğun geceydi. Froun ve Srifa kasabaları arasındaki bir vadiye bir dizi saldırı düzenlendiği, iki kasaba arasındaki ormanlık alanların hedef alındığı ve İsrail'in sarsıntı füzeleri kullanmasından kaynaklandığı bildirilen güçlü patlamalar olduğu bildirildi.

İsrail ordusu Güney Lübnan'da 15'ten fazla Hizbullah füze rampasının ve askeri yapının hedef alındığını duyurdu ve ‘birkaç rampanın İsrail topraklarına doğru fırlatılmaya hazır olduğunu’ bildirdi. Saldırılar, sınır bölgelerini hedef alan diğer bombardımanlarla aynı zamana denk geldi ve ardından Yukarı Celile'ye doğru roket ateşi açıldı.

İsrail ordusuna göre savaş uçakları Kabrika bölgesinde Hizbullah'a ait bir füze platformunu vurdu. Aynı zamanda Froun kasabasında yangın söndüren sivil savunma personeli hedef alınarak üç kişi öldürüldü.

İsrail savaş uçakları 8 Eylül'de Hirbet Selm'in ed-Debşe bölgesinde es-Sultaniye kasabasına doğru bir eve üç füze attı. Hedef alınan evin çevresinde yaşayan bazı sivillerin hafif yaralandığı bildirildi.