Kahire ve Doha esir takası için iş birliği yapıyor

Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, Macron’un Sisi ve Temim ile görüşmesinin ardından Katar Uluslararası İşbirliği Bakanı ile görüştü.

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Katar Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Lulva el-Hater’i kabul etti (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Katar Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Lulva el-Hater’i kabul etti (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Kahire ve Doha esir takası için iş birliği yapıyor

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Katar Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Lulva el-Hater’i kabul etti (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Katar Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Lulva el-Hater’i kabul etti (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Kahire, özellikle İsrail’in son iki günde ortaya çıkan engelleme girişimleri gölgesinde, Filistinli direniş grupları ile İsrail arasındaki esir takası konusunu ilerletmek amacıyla bölgesel ve uluslararası temaslarını sürdürüyor.

Müzakereleri takip eden bir kaynak, Mısır’daki temasların, Gazze’deki çatışmanın iki tarafı arasında yakın zamanda tamamlanması planlanan esir takasına ilişkin devam eden istişareleri ilerletmek amacıyla son yirmi dört saat boyunca ABD ve Katar süreçlerine odaklandığını ortaya koydu.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, hükümet için taraflarla ilgili siyasi hesaplar uyarınca İsrail’in zaman zaman değişen açıklamalarına bakılmaksızın Mısır’ın bu süreçte yoğun çabalarının devam ettiğini belirtti. Kaynak, “Mısır, bu meseleyi, uzun süreli bir ateşkese yol açacak önlemlerin alınmasını amaçlayan daha geniş bir hedefin parçası olarak görüyor” dedi.

Bölgesel ve uluslararası taraflar

Şu anda bölgesel ve uluslararası taraflarla sürdürülen koordinasyon hakkında “Mısır tüm taraflara açıktır ve Gazze Şeridi’ndeki durumun iyileştirilmesine yönelik her türlü çabayı desteklemektedir” diyen kaynak, Washington’un tutukluları, özellikle de ABD vatandaşlığına sahip olanları mümkün olan en kısa sürede serbest bırakma arzusu ışığında, ABD’li yetkililerle temasların ilerleme kaydettiğini vurguladı. Kaynak, Katar ile koordinasyonun, çabaları koordine etmek ve ortak çabaları başarılı kılmak amacıyla en üst düzeyde gerçekleştiğini ifade etti.

Hamas’ın Tel Aviv’deki bir duvara astığı İsrailli mahkumların posterleri (AFP)
Hamas’ın Tel Aviv’deki bir duvara astığı İsrailli mahkumların posterleri (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçen cumartesi günü düzenlediği basın toplantısında Hamas’la herhangi bir esir takası konusunda anlaşmaya varılmadığını duyurdu. Netanyahu, geçen hafta ABD merkezli bir kanala yaptığı televizyon açıklamalarında ‘anlaşmanın yakın olduğunu’ ima etmesinin ardından, rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik herhangi bir anlaşmaya ilişkin bilginin ‘somut gelişmeler olması durumunda ve olduğu zaman’ yayınlanacağını vurguladı.

İsrailli yetkililere göre Hamas hareketi, 7 Ekim’den bu yana 239 İsrailli ve yabancı rehineyi alıkoyuyor. Filistin direniş hareketi, tutukluların ayrıntılarını açıklama konusunda çekingen davranırken, İsrail bombardımanı sonucunda bir kısmının öldürüldüğünü duyurdu. Hamas hareketinin askeri kanadı olan El-Kassam Tugayları da cumartesi günü İsrailli mahkumları koruyan gruplarla teması kaybettiğini açıklayarak, akıbetlerinin bilinmediğini ifade etti.

Mısır - Katar koordinasyonu

Öte yandan Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şukri, Katar yardımını el-Ariş Havaalanı ve Refah kapısına ulaştırmak üzere yaptığı ziyaret kapsamında, Katar Devleti’nin Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Lulva el-Hater ile bir araya geldi. Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, görüşmelerde kardeş Filistin halkına insani yardımların erişimini artırmaya yönelik ortak çabaları koordine etmenin yolları ele alındı. İki bakan aynı zamanda Mısır ve Katar’ın Gazze’deki savaşı durdurma yolunda gerçekleştirdiği hareketler ve iletişimlere ilişkin bir değerlendirmede de bulundu. Bakanlar, derhal ve koşulsuz bir ateşkese ulaşmanın kaçınılmaz olduğunu, uluslararası tarafların İsrail’in sivillere ve sivil tesislere yönelik, uluslararası hukuk kurallarını ve uluslararası insancıl hukuku baltalayan ihlallerini durdurma ve faillerden hesap sorma sorumluluklarını üstlendiklerini vurguladı.

Şukri’nin Katarlı Bakan ile yaptığı görüşmelerde Gazze’deki duruma ilişkin iki ülke arasındaki koordinasyon üzerinde duruldu (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Şukri’nin Katarlı Bakan ile yaptığı görüşmelerde Gazze’deki duruma ilişkin iki ülke arasındaki koordinasyon üzerinde duruldu (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Ziyaret, Elysee’nin açıkladığına göre Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un geçen cumartesi günü Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Âl Sâni ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Gazze’deki Hamas tarafından alıkoyulan esirlerin serbest bırakılmasına yönelik devam eden müzakerelere ilişkin yaptığı görüşmenin ertesi günü gerçekleşti.

Fransa Cumhurbaşkanlığı, “Üç ülkenin liderleri rehinelerin durumunu ve serbest bırakılmalarını sağlamak için alınan önlemleri ele aldı” dedi. Macron, 8 Fransız vatandaşının da aralarında bulunduğu rehinelerin serbest bırakılmasının Fransa için mutlak bir öncelik olduğunu ve rehinelerin gecikmeden serbest bırakılması gerektiğini kaydetti. Macron ayrıca, Gazze’de sivil kayıpların sayısı artarken ve hastaneler ve okullar bombalanırken, acil bir ateşkes ihtiyacını yineledi.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman bin Casim Al Sani ise dün yaptığı açıklamada, Hamas’ın bir aydan uzun süre önce İsrail’e düzenlediği saldırıdan bu yana tutuklu bulunanların serbest bırakılmasına yönelik bir anlaşmaya varılmasının basit ve lojistik konulara bağlı olduğunu ifade etti.

Doha’da düzenlediği basın toplantısında Şeyh Muhammed bin Abdurrahman, “Müzakerelerdeki geri kalan zorluklar, daha lojistik ve pratik oldukları için daha büyük zorluklarla karşılaştırıldığında çok küçük” diyerek, anlaşmaya ilişkin müzakerelerin son birkaç haftadır zaman zaman dalgalanmalara sahne olduğunu açıkladı. Katar ve Mısır arabuluculuğu, şimdiye kadar geçen Ekim ayında 4 kadın tutuklunun serbest bırakılmasına olanak tanıdı.

Siyasi baskı belgesi

Diğer taraftan El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi İsrail işleri uzmanı Dr. Said Akaşa, İsrail’in açıklamalarına rağmen Hamas’ın elindeki tutuklular meselesine ilişkin müzakerelerin devam ettiğine dikkat çekti. Akaşa, Katar liderliğinde bir süreç ve Mısır tarafından yönetilen bir süreç olduğunu ve bazen iki süreç arasında kesişmeden koordinasyon meydana geldiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Akaşa, “Katar’ın ilişkileri ve Hamas hareketine yıllardır sağladığı mali destek göz önüne alındığında, ilerleme kaydetmek için ABD’nin Katar sürecine daha fazla güvendiği görülüyor. Ancak Mısır’la koordinasyon olmadan hiçbir anlaşmaya varılamaz” dedi.

Tel Aviv’deki Knesset binasının önünde Hamas tarafından tutulan İsrailli mahkumların fotoğrafları (Arşiv- Reuters)
Tel Aviv’deki Knesset binasının önünde Hamas tarafından tutulan İsrailli mahkumların fotoğrafları (Arşiv- Reuters)

İsrail basınında çıkan haberlere göre İsrail İç Güvenlik Servisi (Şin Bet) Başkanı Ronen Bar, Gazze Şeridi’nde Hamas hareketi tarafından tutulan rehinelerin serbest bırakılmasına ilişkin beklenen bir anlaşmayı ele almak için üst düzey Mısırlı yetkililerle görüşmek üzere bu ayın ortasında Mısır’ı ziyaret etti.

İç anlaşmazlıklar

İsrail işleri uzmanı, İsrail hükümetinin esirler meselesine ilişkin tutumunun karışık olduğunu ve iç anlaşmazlıklar tarafından kontrol edildiğini dile getirirken, İsrail’deki savaş hükümetinin pek çok üyesinin, esir takası anlaşmasının tamamlanmasını ‘Hamas’ın zaferi’ olarak gördüğünü vurguladı.

Dr. Said Akaşa, “Hamas'la anlaşarak mahkumları serbest bırakma arzusu ve aynı zamanda onu ortadan kaldırmak için savaşı sürdürme isteği arasındaki çelişkilerle yönetilen İsrail toplumunun yaşadığı gerçek bir ikilem ortasında, İsrail'in davranışları ve ayrım gözetmeyen bombardımanı, İsrail’in esirlerin hükümet üzerinde siyasi bir baskı kartına dönüşmemesi için onlardan kurtulma arzusunu gösteriyor” dedi.

Son birkaç gün içinde İsrail hükümetinin esirlerle ilgili tutumunu eleştirenlerin protestolarının hızı arttı. Öyle ki Gazze Şeridi’ndeki tutukluların ailelerinin önderliğinde binlerce kişinin katıldığı büyük bir yürüyüş düzenlendi ve göstericiler, tutukluların serbest bırakılması çabalarına yanıt verilmesi konusunda hükümete baskı yapmak için Tel Aviv’den Kudüs’e yürüdü.

Hamas siyasi bürosu başkanı İsmail Heniyye, geçen perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrail’in ‘hareketin belirlediği bedeli ödemeden esirlerini geri almayacağını’ dile getirdi. Ayrıca Hamas’ın uzun bir savaşa hazır olduğunu vurguladı.



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.