Lübnan kamuoyu savaşa girmemek için Hizbullah’a baskı yapıyor

Hizbullah Lübnan'daki her türlü tartışmayı silahlı vesayeti ile engelliyor

İsrail ile çatışmalar sırasında öldürülen Hizbullah üyelerinin fotoğrafları Cumartesi günü Beyrut'a asılırken ( AP)
İsrail ile çatışmalar sırasında öldürülen Hizbullah üyelerinin fotoğrafları Cumartesi günü Beyrut'a asılırken ( AP)
TT

Lübnan kamuoyu savaşa girmemek için Hizbullah’a baskı yapıyor

İsrail ile çatışmalar sırasında öldürülen Hizbullah üyelerinin fotoğrafları Cumartesi günü Beyrut'a asılırken ( AP)
İsrail ile çatışmalar sırasında öldürülen Hizbullah üyelerinin fotoğrafları Cumartesi günü Beyrut'a asılırken ( AP)

Hizbullah, muhaliflerinin güneydeki sınır bölgesinden çekilme, 1701 sayılı Kararın uygulanması ve Lübnan ordusunun konuşlandırılması yönündeki çağrılarına, silahlarıyla ilgili her türlü tartışmanın önünü kapatarak karşılık verdi. Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, direnişin tartışma ve siyaset pazarı için olmadığını ifade ederken, (Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP) lideri Velid Canbolat Lübnan'ın savaşa sürüklenmemesi yönündeki çağrısını yineledi.

Lübnan’daki siyasi güçler, Hizbullah'ın Gazze Şeridi'nde devam eden savaşa girmesine karşı olduklarını yineleyerek, Lübnan Ordusu ve UNIFIL güçleri hariç Litani bölgesinde silahların yayılmasının önlenmesi çağrısında bulunan 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının uygulanmasını talep etti.

Kasım Hizbullah’ın bir savaşçı için düzenlenen anma töreninde yaptığı açıklamada, Hizbullah’ın İsrail'i meşgul eden, kafa karıştıran, kayıplar verdiren ve tüm gücünü başka yerde kullanmasını engelleyerek en yüksek düzeyde tetikte ve sürekli hazırlık halinde kalacağını ifade ederek, “Ortaya çıkabilecek her türlü olasılığa karşı tamamen hazırlıklıyız. İsrail'in söylediği tüm bu tehditlerin bizim için hiçbir değeri yok. Sahaya iniyoruz, sahada inancımızı ve kanaatimizi ortaya koyuyoruz ve işgal altındaki Filistin'in karşısındaki güney bölgede İsrail'e büyük kayıplar veriyoruz” şeklinde konuştu.

Açıklamasında tek çözümün direniş olduğunu vurgulayan Kasım, ister uluslararası ister İsrail düzeyinde olsun, bu zorluklarla mücadelede direniş dışındaki tüm konuşmalar işe yaramaz olduğunu aktardı. Ayrıca, “Daha önceki dönemlerde direnişin bazı silahlara sahip olmasının yasak olduğunu söylediklerine dikkat ettiniz mi? Özgür insanların yüzleşmek için gerekli imkan ve yeteneklere sahip olması yasak. Rakip ülkelerin İsrail'in ya da uluslararası güçlerin yeteneklerini aşan imkanlara sahip olması yasak. Niçin? Çünkü bizim zayıf kalmamızı istiyorlar ki, her an yenip öldürmeye karar verebilsinler, istedikleri çözümleri dayatabilsinler” dedi.

Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı, “Çözümün direniş olduğuna inanıyoruz. Bu temelde çalıştık, silahlandık ve her zaman arttıracağız. Sahada kalacağız.  Bu direniş tartışmaya ve siyaset pazarına açık değil. Bu direniş Lübnan'ı, tercihlerimizi, bölgemizi korumak ve kollamak için. Güçlü kalacağız, gücü sonuna kadar kullanacağız. Sahip olabileceğimiz ve güçlü olmak için eğitebileceğimiz ne varsa, bundan hoşlanmayan tüm seslere rağmen bunu yapacağız” ifadelerini kullandı.

Canbolat: Bir şeyler yaklaşıyor

Eski milletvekili Canbolat endişelerini “savaşa sürüklenmemek” arzusunu dile getirerek, “Ancak olay olursa (Lübnan savaşa girerse) güç ve kuvvetimiz yok. Kandırılmamalıyız. Konu direniş ekibi ve İsrail’e kalmış. Çok sayıda filoyu gördüğümüzde, bir şeylerin yaklaştığını düşünmek gerekiyor. Savaş başladığında kimse sonunu kontrol edemez. Bu tarihi kural” dedi.

Canbolat, İlerlemeci Sosyalist Parti milletvekili ve  Demokratik Buluşma Bloğu Başkanı Timur Canbolat ile birlikte Lübnan Dağı'ndaki Yukarı Matn köylerine yaptığı gezi sırasında, “Ülkede asgari düzeyde bir ulusal birlik ve her kim olursa olsun bir cumhurbaşkanı seçilseydi daha iyi olurdu. Bugün ordu komutanının atanması konusunda anlaşmazlık var. Ordumuz büyük ve kararlı. Ancak gelecek veya gelmeyecek bir başkanlık uğruna yaşanan farklılıkları anlamıyorum” dedi.

Canbolat mali kefalet karşılığında İrlandalı bir UNIFIL askerini öldürmekle suçlanan bir Hizbullah üyesinin serbest bırakılmasını eleştirerek, “Açıkça söylüyorum ki, bir yıl önce yaşanan olayda İrlandalı askeri UNIFIL güçlerinden öldüren şüpheli veya sanığın serbest bırakılması büyük bir hata. Liderleri ve siyasetçileriyle birlikte Filistin davasının ve Arapların yanında duran bir halk varsa o da İrlanda halkı” dedi.

Güçler ve 1701

Yönetim ve Adalet Komisyonu Başkanı Milletvekili George Advan, “UNIFIL'da İrlandalı askeri öldürmekle suçlanan kişinin serbest bırakılmasının bizim için birçok olumsuzluğu olacak ve yargıya, UNIFIL ile nasıl başa çıkılacağına, güneyde istikrara ve 1701 sayılı Kararın uygulanmasına ilişkin kötü bir imaj vermeye devam edecek” şeklinde konuştu.

Advan, “Bu aşamada askeri kurumu korumamız lazım, Cumhurbaşkanının yetkilerini ihlal edemeyiz ve 1701 sayılı Kararın uygulanmasını talep ediyoruz. Ordu komutanlığına yapılan saldırı ulusal güvenliğe saldırı, biz ordu komutanının uzatılmasını destekliyoruz” dedi.



Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Somali'nin Mısır'dan askeri destek aldığını tekrar tekrar açıklaması, Addis Ababa ile çatışma halinde olan Mogadişu hükümetine verilen bu desteğin sınırları ve Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde bir deniz limanı elde etme çabalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi, ülkesinin ‘Mısır'dan askeri yardım ve mühimmat’ aldığını açıkladı. Fiqi cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, ‘Kahire'nin Somali için destekleyici bir rol oynadığını ve tarihsel olarak her zaman Mogadişu'yu savunduğunu’ belirtti.

Uzmanlar ve askeri yetkililer Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin şekillerini sıraladılar. Somali'nin şu anda karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları çerçevesinde bu desteğin “ortak savunma ve bilgi alışverişinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) barışı koruma güçlerine katılımı” da içerdiğini ifade ettiler.

Mısır, Etiyopya hükümetinin ocak ayında Somaliland ile imzaladığı ve Etiyopya'nın Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında, Addis Ababa'nın bir deniz limanı alacağı mutabakat zaptına karşı çıktı. Kahire söz konusu anlaşmayı ‘Somali'nin egemenliğine saldırı’ olarak değerlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de ‘askeri iş birliği protokolü’ imzaladı. Sisi ayrıca ülkesinin Ocak 2025'ten itibaren AfB’nin barışı koruma güçlerine katılacağını duyurdu.

Mısır Askeri Akademisi danışmanlarından Tümgeneral Pilot Dr. Hişam el-Halebi'ye göre Mısır'ın Somali'ye askeri desteği ‘Somali tarafından gelen ve Somali Cumhurbaşkanı tarafından sunulan resmi bir talebe’ dayanıyor.

El-Halebi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'nin Mogadişu'ya sağladığı güvenlik ve askeri yardım iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, AfB'nin barışı koruma güçleri çerçevesinde, hafif silahlı Mısır güçlerinin de katılımıyla, güvenliğin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması. İkincisi ise iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında ikili iş birliği çerçevesinde gerçekleşiyor. Somali ordusunun etkinliğini ve yeteneklerini arttırmak için eğitim programlarını içeriyor” ifadelerini kullandı.

El-Halebi, ‘Mısır'ın askeri desteğinin kimseye karşı olmadığını ve diğer bölgesel taraflarla savaşmayı amaçlamadığını’ belirtti. ‘Mısır'ın Somali'yi terör örgütlerinin tehdidi ve Kızıldeniz bölgesinin güvenliğiyle ilgili güvenlik sorunları çerçevesinde desteklemeyi amaçladığını’ ifade eden el-Halebi, bunun, ‘Mısır'ın Libya, Sudan, Yemen ve Suriye'ye yönelik politikasıyla aynı olan, egemenliklerini korumak için çatışmalarla karşı karşıya olan ülkelerin ulusal kurumlarını desteklemeye dayanan dış politika parametreleriyle tutarlı olduğunu’ kaydetti.

Somali geçtiğimiz ağustos sonunda, Mısır'ın barışı koruma güçlerine katılımının bir parçası olarak Mısır askeri teçhizatının ve heyetlerinin başkent Mogadişu'ya geldiğini duyurdu. Bunu, Etiyopya'nın ‘bölge için risk oluşturan bazı ülkelerin dış müdahalesini eleştiren’ açıklaması izledi. Söz konusu açıklamada, ‘buna karşı kayıtsız kalınmayacağı’ belirtildi.

Öte yandan el-Halebi, Etiyopya'nın Kızıldeniz'de bir liman elde etme hamlesini eleştirerek, bunun ‘uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve Somali'nin endişesinin meşru olduğunu, zira Etiyopya'nın hamlesinin, bölgenin resmi olarak bölünmesinin bir başlangıcı olduğunu’ vurguladı.

Mısırlı Afrika uzmanı Rami Zuhdi, Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin sınırlarını ve şeklini sıralayarak, bunun ‘ortak savunma anlaşması, bilgi alışverişi, Somali silahlı kuvvetleri için eğitim programları ve AfB barışı koruma güçlerine katılımı’ içerdiğini belirtti. Zuhdi, ‘barışı koruma misyonundaki Mısır güçlerinin 10 bin personele ulaşabileceğini, bunların 7 bininin sınır korumasına, 3 bininin ise şehirlerdeki güvenlik durumunun korunmasına katılacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zuhdi, “Mısır'ın istikrarı sağlama ve Somali'yi koruma arzusu, karşılıklı savunma anlaşması ve uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda askeri iş birliği seviyesini mümkün olduğunca sınırsız hale getirebilir” dedi.

“Kahire, Somali'nin bağımsızlığından bu yana Mogadişu'ya her zaman destek olmuştur” diyen Zuhdi, ‘bu desteğin kriz dönemlerinde arttığını ve şekillerinin çoğaldığını’ belirtti. Zuhdi ayrıca ‘mevcut Somali Cumhurbaşkanı’nın Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana Kahire'yi üç kez ziyaret ettiğini’ vurguladı.

Somali, topraklarında Etiyopya birliklerinin varlığını sürdürmesi nedeniyle bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya. Zuhdi, Addis Ababa'nın AfB barış gücü misyonunun bir parçası olarak bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan birliklerini sürdürmekte ısrar etmesi halinde gerilimin artabileceğini kaydetti.

Somali Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde basına yaptığı açıklamada, AfB barış gücü misyonuna katılan Etiyopya güçlerinin bu yılki görev sürelerinin sonunda Somali topraklarını terk etmelerini talep etti. Etiyopya güçlerinin bölgede kalışını ‘ülkesinin mevcut tüm imkanlarla mücadele edeceği askeri bir işgal’ olarak değerlendiren Fiqi, ‘Addis Ababa'nın sadece deniz limanlarını elde etmeye değil, Somali topraklarını kontrol etmeye ve egemenliğine katmaya çalıştığına’ işaret etti.