Barzani: Erbil ve Bağdat görüşmeleri beklentileri karşılamıyor

Irak Başbakanı Sudani, silahlı grupları saldırıları durdurmaya ikna etmeye çalışıyor.

Neçirvan Barzani ile İran büyükelçisinin dün Erbil’de yaptığı görüşmeye dair Kürdistan Bölge Başkanlığı tarafından yayınlanan fotoğraf
Neçirvan Barzani ile İran büyükelçisinin dün Erbil’de yaptığı görüşmeye dair Kürdistan Bölge Başkanlığı tarafından yayınlanan fotoğraf
TT

Barzani: Erbil ve Bağdat görüşmeleri beklentileri karşılamıyor

Neçirvan Barzani ile İran büyükelçisinin dün Erbil’de yaptığı görüşmeye dair Kürdistan Bölge Başkanlığı tarafından yayınlanan fotoğraf
Neçirvan Barzani ile İran büyükelçisinin dün Erbil’de yaptığı görüşmeye dair Kürdistan Bölge Başkanlığı tarafından yayınlanan fotoğraf

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, anayasanın ve federalizmin uygulanmamasının her zaman Irak’ı istikrarsızlaştıran bir neden olduğunu belirtti. Barzani, dün (20 Kasım Pazartesi) Kürdistan Bölgesi’nin Dohuk kentinde düzenlenen Orta Doğu’da Barış ve Güvenlik İçin Dördüncü Forum’da yaptığı konuşmada, “Irak’ta anayasa ve federal sistem uygulansaydı, Irak’ın yirmi yıllık bağımsızlığı çok daha iyi olabilirdi” dedi.

Barzani, “Anayasanın ve federalizmin uygulanamaması, her zaman Irak’ın istikrarsızlaşmasına neden olmuştur. Irak için çözüm, yeni Irak’ın dayandığı ortaklık, uzlaşma ve denge ilkelerine dönmektir. Irak siyasi elitleri, bu yola dönmeli” ifadelerini kullandı. “Erbil ile Bağdat arasındaki görüşmelerin sonuçları Kürdistan bölgesinin beklentileriyle örtüşmüyor. Ancak görüşmeleri sürdürmenin tek doğru güç olduğuna inanıyoruz. Teslim olmayacağız ve tüm sorunlara çözüm bulmaya devam edeceğiz” diyen Barzani ayrıca, “Irak uzlaşmaya dayalıdır, dolayısıyla anayasanın oluşturulduğu ve yeni Irak’ın inşa edildiği bu prensibe geri dönmeliyiz. Politikacılar anayasanın ruhuna uygun davranırlarsa Irak’ın tüm sorunlarına çözüm bulurlar” şeklinde konuştu.

Sudani, Mesud Barzani (solda) ve Neçirvan Barzani arasında, anıt binanın açılış töreninde (AFP)
Sudani, Mesud Barzani (solda) ve Neçirvan Barzani arasında, anıt binanın açılış töreninde (AFP)

Bölge çalışanlarının maaş sorunuyla ilgili olarak ise Barzani, “Bölge çalışanlarının ekonomik durumu kötü. Bağdat ile Erbil arasındaki ekonomik sorunların çözülmesi, Kürdistan vatandaşlarının sıkıntılarına hızlı ve radikal çözümler üretilmesi gerekiyor” dedi.

Anayasa mı yoksa yemek menüsü mü?

Aynı şekilde Bölgesel Hükümet Başbakanı Mesrur ​​Barzani, konferansta yaptığı konuşmada, Orta Doğu’nun başta iklim değişikliği olmak üzere varoluşsal zorluklara tanık olduğunu belirtti. Bu durumun gıda güvensizliğini, su kıtlığını ve kitlesel göçü daha da kötüleştireceği konusunda uyaran Barzani, Bölgede barış ve güvenliğe tehdit oluşturan şiddetin yeniden canlandığına dikkat çekti.

Barzani, bölgedeki çatışmalara barışçıl çözümler bulmak için çalışmanın önemli olduğunu söylerken, Filistin ve Kürt sorunlarının aynı hakları ve onuru gerektirdiğini kaydetti. Irak’ta yaşanan son gelişmelerden duyduğu kaygıyı da dile getiren Mesrur Barzani, anayasanın sürekli ihlal edilmesinin istikrarı tehdit ettiğini ve mezhepçiliğin geri dönüşünün habercisi olduğunu vurguladı.

Öte yandan Bölgesel Hükümet Başbakan Yardımcısı Kürdistan Yurtseverler Birliği Partisi liderlerinden Kubad Talabani, konferansta yaptığı konuşmada, Irak’tan uzak durmanın Kürt liderlerin önceliği olmadığını dile getirdi. Talabani, Irak anayasasını daha çok bir menüye benzetirken, “Önceliğimiz Irak’tan uzaklaşmak değil. Birlikte paralel çalışmalıyız. Çözülmemiş sorunların çözümü için de Kürdistan anayasasının varlığı gerekiyor” dedi.

Sudani, Bağdat’ta düzenlenen Şii Koordinasyon Çerçevesi konulu eski bir toplantıda (Irak Başbakanlığı)
Sudani, Bağdat’ta düzenlenen Şii Koordinasyon Çerçevesi konulu eski bir toplantıda (Irak Başbakanlığı)

Talabani, “Kürdistan’da bir anayasanın varlığı, bölgedeki çalışmaların düzenlenmesi için gerekliydi, ama bu federal hükümette işe yaramadı ve biz de haklarımızı alamadık” ifadelerini kullandı. “Petrol ve gaz meselesi ve diğerleri gibi Bağdat’la ilgili çözülmemiş pek çok sorun var. Ancak federal hükümetle ilişkilerin düzenlenmesi gerekli” diyen Talabani, “Irak’ta onlarca siyasi parti var ve her partinin Irak’taki federal sisteme dair farklı vizyonları mevcut. Irak anayasası adeta bir restoranın yemek menüsüne dönüşmüş durumda” şeklinde konuştu.

Sudani çabalıyor

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Irak hükümetinin Gazze’de kapsamlı bir ateşkes üzerinde çalıştığını ve ayrıca Gazze halkına sürekli yardım sağlamaya çalıştığını açıkladı. Hüseyin, Irak’taki silahlı grupların operasyonlarının uluslararası koalisyon güçleri açısından tehlikelerini de dile getirdi.

Hüseyin, foruma katılımı sırasında yaptığı konuşmada “Mevcut savaşta farklı senaryolar yaşanıyor. Başlangıçta Irak hükümetindeki politikamız, bir Filistin devleti kurmaya çalışmaktı. Sudani, çeşitli forumlarda Gazze’nin yeniden inşası konusunu gündeme getirdi” dedi.

Irak Dışişleri Bakanı, “Irak siyasi arenasında farklı partilerin politikalarıyla ilgili farklı eğilimler var. Koalisyonun ve danışmanların Irak arenasındaki varlığını Gazze’deki savaşa bağlama çağrısında bulunan eğilimler mevcut. Bu konunun Irak meselesi olduğunu ve Kürdistan dahil Irak gerçekliğinde pek çok soruna yol açtığını düşünen başka eğilimler de var. Dolayısıyla Irak hükümeti, ister Irak’ın komşularıyla, ister İslam ve Avrupa ülkeleriyle olsun, İsrail’i Gazze’deki savaşı durdurması için etkilemek ve ona baskı yapmak için özellikle Washington’daki karar vericilerle sürekli iletişim halinde olmaya çabalıyor” açıklamasında bulundu.

Irak Şii en-Nuceba Hareketi üyeleri, Gazze’ye destek amacıyla 8 Ekim’de Bağdat’ta düzenlenen mitingde (AFP)
Irak Şii en-Nuceba Hareketi üyeleri, Gazze’ye destek amacıyla 8 Ekim’de Bağdat’ta düzenlenen mitingde (AFP)

Hüseyin, “Bazı ülkelerin, savaşın kapsamını daraltmak istediği biliniyor. İsrail de bunu yapmaya çalışıyor ve bunu Gazze ile sınırlıyor. Washington’un da yaklaşımı bu. Ama bölgede savaşı genişletmeyi değil, sürdürmeyi, yani kalıcı bir savaşı amaçlayan politikalar var. Ama genişleme olmazsa yıpratma savaşı olur. Bu konu, Irak’ın içini ve bileşen ilişkilerini etkileyecektir.  Dolayısıyla savaşın durdurulması yönündeki çaba ve çalışmalar devam edecektir” dedi.

“Irak hükümeti, özellikle de Sudani hükümeti, Irak’taki yabancı varlığı ile Gazze’deki savaş arasında bir bağlantı olduğuna inanan kesimleri, bazı operasyonların Irak’ta istikrarın, Irak’taki güvenlik durumunun çıkarına olmadığına ve büyük riskler olduğuna ikna etmeye çalışıyor” diyen Irak Dışişleri Bakanı, “Eğer bu operasyonlar devam ederse ve kayıplar olursa şu soru ortaya çıkıyor: Başta koalisyon güçleri olmak üzere diğerlerinin askeri ve güvenlik açısından tepkisi ne olacak? Ayrıca bunun siyasi ve ekonomik sonuçları olacak mı?” ifadelerini kullandı.



Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
TT

Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)

26 yıldır tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, Ankara’yı, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam arasında bir anlaşma sağlanmasına aracılık etmeye çağırdı. Bu çağrı bugün, Kürt yanlısı Türkiye’deki Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından iletildi.

Öcalan, 30 Aralık tarihli yazılı mesajında, “Türkiye’nin bu süreçte kolaylaştırıcı ve yapıcı bir rol oynaması, süreci diyalog odaklı yürütmesi çok önemlidir. Bu, bölgesel barış ve kendi iç barışını güçlendirmek için hayati bir gerekliliktir” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Ankara ve Şam, SDG’yi 10 Mart’ta imzalanan Suriye ordusuna entegrasyon anlaşmasını uygulamakta gecikmekle suçladı ve Suriye’nin birliği ile istikrarına yönelik herhangi bir girişimi reddettiklerini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye medyasından aktardığına göre SDG, ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Halep’in kuzeyinde iç güvenlik noktalarına saldırdı.

Dün gelen haberlere göre, Halep’te eş-Şeyhan kavşağındaki İç Güvenlik Kuvvetleri (Asayiş) ve SDG’ye bağlı güvenlik güçlerinin ortak kontrol noktasına Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı birimler tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda iki Asayiş mensubu yaralanırken, güvenlik birimleri saldırıya karşılık verdi ve bölge çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı.


Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
TT

Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)

Suriye haber ajansı SANA'nın haberine göre, Lazkiye vilayetindeki iç güvenlik güçleri bugün şehirde saat 17:00'den yarın sabah 06:00'ya kadar gece sokağa çıkma yasağı ilan etti.

İç Güvenlik Komutanlığı yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağının acil durumları, sağlık personelini, ambulans ve itfaiye ekiplerini kapsamadığını belirtti.


İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
TT

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)

İsrail'in Somaliland'ı ‘bağımsız devlet’ olarak tanıma kararı, Filistinlilerin bu ayrılıkçı bölgeye yerleştirileceğine ve İsrail'in Kızıldeniz kıyılarını gören bölgede askeri üsler kuracağına dair endişeleri artırdı.

Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Somaliland'daki planının Afrika Boynuzu'nda gerilimi artıracağı’ uyarısında bulundu. Barre, bu hamlenin ‘Sudan, Somali ve diğer ülkeler dahil olmak üzere bölge için ciddi sonuçlar doğuracağını’ söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, cuma günü, Somaliland'ı ‘bağımsız egemen bir devlet’ olarak tanıdığını duyurdu. Böylece Somali içindeki ‘ayrılıkçı bölge’ ilk kez tanındı. Somaliland Cumhurbaşkanı Abdurrahman Muhammed Abdullahi Arawa, bu hamleyi ‘tarihi bir an’ olarak nitelendirdi.

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı, Arap, İslam ve Afrika ülkeleri tarafından kınandı. Arap ve İslam ülkeleri, Arap Birliği (AL), Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Afrika Birliği Komisyonu, İsrail'in bu adımını tamamen reddettiklerini belirten açıklamalar yayınladı. Somali Başbakanı Barre, İsrail’in tanıma kararını Gazze Şeridi'nden Filistinlilerin yerinden edilmesiyle ilişkilendirdi. Barre, pazar günü Al-Qahera News'e verdiği röportajda “Tüm işaretler Netanyahu'nun Gazzelileri Somaliland'a yerleştirmeyi planladığını teyit ediyor” dedi. Somalili yetkili, ‘ülkesinin bunu kabul etmeyeceğini’ vurgularken, Filistin halkının kendi topraklarında yaşama ve kendi bağımsız devletine sahip olma hakkı olduğunu belirtti.

İsrail'in Somaliland’ı tanımasının Netanyahu’nun ‘Büyük İsrail’ adlı planının bir parçası olduğuna inanan Barre, İsrail'in, Somali'nin kuzeyindeki varlığının Kızıldeniz ve Babu’l-Mendeb Boğazı'nı kontrol etmesine ve bölgede askeri üsler kurmasına olanak sağlayacağını düşünerek, mevcut siyasi ve bölgesel koşulları istismar etmeye çalıştığını belirtti.

Somali hükümeti tarafından cuma günü yapılan açıklamada ‘Filistin’in işgalinin ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini kategorik olarak reddedildiği’ belirtilerek, ‘Somali’nin Filistin halkının vatansız bırakılmasını asla kabul etmeyeceği’ vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, Somali'yi vekalet savaşlarına sürükleyecek veya bölgesel ve uluslararası düşmanlıkları ülkeye taşıyacak herhangi bir yabancı askeri üs veya düzenlemenin kurulmasına izin verilmeyeceğinin altı çizildi.

İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)

Somaliland bölgesinden araştırmacı ve siyasi analist Numan Hasan, ‘Somaliland hükümetinin Filistinlilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Somalilandlı yetkililer, bölgenin, bağımsız devlet olarak tanınması için herhangi bir siyasi çözümü engelleyeceğini düşünen Hasan, Filistinlilerin yerinden edilmeyi reddettiklerini açıkça ifade ettiklerini ve halkın da aynı fikirde olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hasan, Somaliland hükümetinin, komşu ülkelere zarar vermemeleri koşuluyla, bölgede İsrail askeri üslerinin kurulmasına itiraz etmeyeceğini düşündüğünü, özellikle Arap ve İslam dünyasının İsrail'in tanınmasını reddetmesi gibi son gelişmeler çerçevesinde bölgenin herhangi bir dış müdahaleye hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Numan Hasan'a göre bağımsızlığın tanınması Somaliland hükümetinin birincil hedefi olmaya devam ediyor. Hasan, bu adımın başka hiçbir ülkenin çıkarlarına zarar vermeyeceğini düşündüğünü belirtti.

Öte yandan Somalili siyasi analist Hasan Muhammed Hac, İsrail'in tanınmasının, kalkınma veya güvenlik bölgeleri ve egemen tesislerin kurulması bahanesiyle yerel halkın veya Filistinlilerin bölgeye yerleştirilmesine kapı açarak, bölgenin demografik yapısı üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırdığını değerlendiriyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hac, bu tanıma kararının Kızıldeniz kıyısında ve Babu’l-Mendeb bölgesinde İsrail’in askeri üsleri veya istihbarat tesislerinin kurulmasına kapı açacağına dair endişelerin arttığını belirtti.

Bunun, bölgeyi uluslararası çatışmaların merkezine yerleştireceğini ve Somali'nin iç meselesinden bölgesel ve uluslararası rekabetin sahnesine dönüştüreceğini söyleyen Hac, bu senaryoların (yerinden edilme ve militarizasyon) risklerinin daha geniş bölgeye ve Afrika'ya yayılacağını, kabile gerilimlerini körükleyeceğini ve kapsamlı siyasi çözümlerin şansını zayıflatacağını kaydetti.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve Yüksek ve Stratejik Araştırmalar Askeri Akademisi danışmanı Tümgeneral Adil el-Umde, Somali'de yaşananların, ayrılmayı teşvik eden hareketler arasında olumsuz algıları güçlendirerek Afrika devletleri arasındaki parçalanma ve bölünmeyi daha da şiddetlendirdiğini düşünüyor. Somali'nin bölünmesinin bölgesel ve uluslararası istikrarı etkileyeceğini, çünkü bu bölgenin dünyadaki çoğu ülkenin stratejik çıkarlarıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

Umde, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “İsrail'in Somaliland'ı tanıyarak bölgedeki çatışmada yeni bir cephe açmak ve uluslararası toplumun dikkatini Gazze Şeridi'nden başka yöne çekmek istediğini” düşündüğünü belirtti. Ayrıca, “Somali'nin birliğini ve egemenliğini korumak, Kızıldeniz bölgesinde Arap ve Mısır'ın ulusal güvenliğini korumak anlamına gelir” ifadesini kullandı.

Somali Başbakanı Barre'ye göre ülkesi, İsrail'in hamlelerine karşı egemenliği için bölgesel ve küresel destek bekliyor. Barre, yaptığı açıklamalarda, ülkesinin Netanyahu'nun kararına karşı diplomatik kanalları bir seçenek olarak kullandığını, ayrıca ülkesinin birliğini savunmak için yasal önlemler aldığını açıkladı. Barre, "anayasanın (Somaliland'ın) bunu yapmasına izin vermediğini" kaydetti.

Somaliland, 1991 yılından bu yana Somali Federal Cumhuriyeti'nden tek taraflı olarak ayrıldığını ilan etti, ancak şimdiye kadar uluslararası taraflarca tanınmadı.