Üç soruda İsrail ve Hamas arasındaki rehine anlaşmasıyla ilgili bilinenler

50 kadın ve çocuk rehineye karşılık 4 günlük ateşkes

İsrail'de rehine ailelerinin düzenlediği kampanya kapsamında binlerce kişi rehine anlaşması ve ateşkes için sokağa çıkmıştı (AP)
İsrail'de rehine ailelerinin düzenlediği kampanya kapsamında binlerce kişi rehine anlaşması ve ateşkes için sokağa çıkmıştı (AP)
TT

Üç soruda İsrail ve Hamas arasındaki rehine anlaşmasıyla ilgili bilinenler

İsrail'de rehine ailelerinin düzenlediği kampanya kapsamında binlerce kişi rehine anlaşması ve ateşkes için sokağa çıkmıştı (AP)
İsrail'de rehine ailelerinin düzenlediği kampanya kapsamında binlerce kişi rehine anlaşması ve ateşkes için sokağa çıkmıştı (AP)

İsrail kabinesi sabahın erken saatlerine kadar devam eden 6 saatlik toplantı sonrasında, 35'e karşı 3 oyla Hamas'la geçici ateşkes anlaşmasını onayladı.

İsrail Başbakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, anlaşma kapsamında Hamas elindeki 50 kadın ve çocuk rehineyi serbest bırakacak ve bu süreçte 4 günlük ateşkes uygulanacak.

Ayrıca Hamas'ın serbest bırakacağı her 10 rehineye karşılık ateşkesin süresi bir gün uzatılacak.

Rehinelerin perşembe sabahından itibaren serbest bırakılması planlanıyor.

Tel Aviv'den yapılan açıklamada değinilmese de, İsrail'in rehinelerin serbest bırakılması kapsamında 150 Filistinli tutukluyu salıvermesi bekleniyor.

Hamas'ın açıklamasındaysa ateşkes sürecinde İsrail'in Gazze'ye askeri araç sokmayacağı ve kimseyi tutuklamayacağı belirtildi.

İsrail'le Hamas arasında varılan rehine takası ve ateşkes anlaşması Katar'ın arabuluculuğunda gerçekleşti. ABD de müzakerelere dahil olan taraflardan biri.

Haaretz'e konuşan üst düzey bir ABD'li yetkili anlaşmayla ilgili, "Anlaşma, 50 kişiden sonra da kalan rehinelerin serbest bırakılmasını teşvik edeceek şekilde yapıldı. İlk etapta kadınlar ve çocuklar bırakılacak ancak bunun devam etmesi yönünde bir beklenti var. Amaç, tüm rehineleri evlerine geri getirmek" diye konuştu.

İsrailli bir yetkiliyse serbest bırakılması beklenen 50 rehinenin İsrail vatandaşı olduğunu ve diğer ülkelerin vatandaşlarının anlaşmaya dahil olmadığını söyledi.

Ancak Guardian'a konuşan ABD'li bir yetkili biri 4 yaşında bir kız çocuğu olmak üzere üç ABD vatandaşının da serbest bırakılanlar arasında olacağını öne sürdü. 

Anlaşma kapsamında ayrıca Gazze'ye günde 300 yardım tırının girmesi de kabul edildi. 

Hamas'ın elindeki rehineler kim?

Hamas'ın 7 Ekim'de Gazze sınırındaki İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırılarda 240'dan fazla kişinin rehin alındığı tahmin ediliyor.

Bunların içinde, ABD, Tayland, Birleşik Krallık, Fransa, Arjantin, Almanya, Şili, İspanya ve Portekiz'in de aralarında olduğu 40 ayrı ülkenin vatandaşları var.

İsrail medyası ve İsrail hükümetinin aktardığına göre rehinelerde 40'ı çocuk. 10 aylık bir bebek ve okul öncesi dönemdeki birkaç çocuğun da rehineler arasında olduğu tahmin ediliyor.

Hamas daha önce 4 rehineyi "insani nedenlerle" serbest bırakma kararı almıştı.

ABD vatandaşları 59 yaşındaki Judith Raanan ve 17 yaşındaki kızı Natalie Raanan 20 Ekim'de, İsrail vatandaşları 79 yaşındaki Nurit Cooper ve 85 yaşındaki Yocheved Lifshitz ise 23 Ekim'de serbest bırakılmıştı. Lifshitz'in serbest bırakılırken bir Hamas üyesinin elini sıktığı görüntüler tartışma yaratmıştı.

Rehineler nerede tutuluyor?

Hamas daha önceki açıklamalarında rehinelerin Gazze'deki güvenli yerler ve tünelllerde saklandığını belirtmişti.

Örgütün serbest bıraktığı rehinelerden 85 yaşındaki Lifshitz, alıkonulduktan sonra yeraltı tünellerine götürüldüğünü söylemiş ve bu tünelleri örümcek ağına benzetmişti.

Lifshitz, rehinelerin küçük gruplara bölündüğünü, doktorların kendileriyle ilgilendiğini ve Hamas'ın hijyenik koşullar sağladığını söylemişti.

Hamas geçen ay, 21 yaşındaki Fransız bir rehinenin yaralı kolunun sağlık çalışanları tarafından tedavi edildiğini gösteren bir video paylaşmıştı.

Örgüt ayrıca İsrail üç kadın rehinenin Başbakan Binyamin Netanyahu'ya tepki gösterdiği görüntüleri de kamuoyuna sunmuştu. Video üzerine açıklama yapan Netanyahu, kadınların propaganda için kullanıldığını savunmuştu.

Savaş devam edecek mi?

İsrail hükümeti bir süredir Hamas'ın elindeki rehinelerle ilgili yoğun bir kamuoyu baskısı altındaydı. 

Rehine ailelerinin ülke çapında yürüttüğü kampanyanın yanı sıra, Gazze'de yaşanan insani kriz Tel Aviv'in üzerindeki uluslararası baskıyı da artırmıştı.

Hamas ise özellikle Gazze'nin kuzeyinde zemin kaybederken, İsrail ordusuna göre örgütün 24 alayından 10'u ağır kayıplar verdi.

Ateşkes sürecinin Hamas'ın yeniden toparlanması için bir fırsat yaratması mümkün. Ayrıca her 10 rehineye karşılık ateşkesin bir gün daha uzatılabilecek olması da, örgüte savaşa verilen arayı uzatma şansı tanıyor.

Ancak İsrail, savaş sahasına dönme motivasyonu daha yüksek olan taraf. Başbakan Netanyahu, dün gece yapılan kabine toplantısının televizyonlarda yayımlanan bölümünde, "Ateşkesten sonra savaşı bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu salı günü, Hamas'ın etkili olduğu bölgelerden biri olarak gördüğü Cibaliye'yi ve yakınlarındaki Endonezya Hastanesi'ni kuşatmıştı.

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun, Gazze'nin güneyindeki bölgelere yoğunlaşması da beklentiler arasında.

Independent Türkçe



Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati: İsrail'in güç gösterisi güvenliğini sağlamaz

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati: İsrail'in güç gösterisi güvenliğini sağlamaz

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, dün yaptığı açıklamada, İsrail'in ‘güç gösterisinin’ ona güvenlik veya istikrar getirmeyeceğini söyledi.

Abdulati, Kahire'de Avusturya Dışişleri Bakanı Beate Meinl-Reisinger ile düzenlediği ortak basın toplantısında, İsrail'in Gazze'de yürüttüğü savaşın ‘sadece öldürmek için öldürme’ haline geldiğini söyledi. Mısırlı Bakan, İsrail politikalarının mantıksız ve gereksiz bir şekilde günlük cinayetlere devam ettiğini belirtti.

Ülkesinin Gazze'deki insani felakete son vermek ve ‘açlığın silah olarak kullanılmasını durdurmak’ konusunda kararlı olduğunu vurgulayan Abdulati, İsrail'in sistematik açlık politikasının uluslararası hukuk kurallarının açık bir ihlali olduğuna dikkati çekerek, ‘Gazze Şeridi'ne insani ve tıbbi yardımın koşulsuz ulaştırılmasının’ önemini bir kez daha teyit etti.

Abdulati, sözlerini şöyle sürdürdü:

Gazze'de ateşkes anlaşması sağlandıktan sonra, Arap Birliği (AL)-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) planını uygulamak için Kahire'de Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşası konulu uluslararası bir konferans düzenleyeceğiz.

Mısırlı Bakan, İsrail ve bölge ülkeleri için güvenliğin ve istikrarın sağlanmasının tek yolunun bağımsız bir Filistin devletinin kurulması olduğunun altını çizdi.

Nil Nehri suları konusunda Etiyopya ile yaşanan anlaşmazlığa da değinen Abdulati, su meselesinin ülkesi için son derece önemli olduğunu belirterek “Su meselesinde taviz verilmeyecek” diye vurguladı.

Etiyopya, 2011 yılında milyarlarca dolarlık bir proje olan Büyük Etiyopya Rönesans Barajı'nın inşasına başlamıştı. Mısır bu barajı Nil Nehri sularındaki tarihi haklarına bir tehdit olarak görürken, Sudan barajın yol açacağı çevresel ve ekonomik zararlardan endişe duyuyor.