Suriye’de kış hiper enflasyon sebebiyle sert geçecek

Suriye’de mazot ve yakacak odun fiyatlarının artmasıyla birlikte kış mevsimin sert geçeceğine yönelik korkular canlanıyor

Şam’da yeni mevsimle birlikte gelen yağışlar (Sana)
Şam’da yeni mevsimle birlikte gelen yağışlar (Sana)
TT

Suriye’de kış hiper enflasyon sebebiyle sert geçecek

Şam’da yeni mevsimle birlikte gelen yağışlar (Sana)
Şam’da yeni mevsimle birlikte gelen yağışlar (Sana)

Suriye’de ilk yağmurla birlikte, Şamlılar, fiyatlardaki artışın devam etmesi ve aylık gelirlerin azalması nedeniyle son yılların en zor koşulları olarak görülen yaşam koşullarının gölgesinde ısınma masraflarını karşılayamayacakları için kış mevsiminin sert geçmesinden korkuyor.

Kasım ayının başında Şam’ın mahallelerinde yakacak odun satan dükkanlar büyük miktarlarda odun arz etmeye başladı. Geçen yıla göre fiyatları yüzde 100’e yakın artış gösteren zeytin ağacı odununun kilosu 4 bin lira, diğer türlerinin fiyatı ise 3 bin lira oldu.

Geçen yıl, devlet tarafından belirlenen sübvansiyonlu yakıttan ailelere düşen payın az olması ve karaborsadaki fiyatın yüksek olmasının yanı sıra savaş öncesi yıllarda ısınma kaynakları arasında yer alan elektrik ve ev tipi gazın yeterli olmaması sonucunda insanların evlerini ısıtmak için odun kullanmalarının ardından, bu mevsimde yakacak odun satan dükkân ve tezgâhların sayısında bir artış olduğunu görüldü.

Şam’ın güneyinde bir mahalledeki dükkân sahibi, şu anda yakacak odun satın alma talebinin olmadığını belirterek, “Kimse fiyat bile sormuyor, zira insanların asıl kaygısı evlerine ekmek ve yiyecek getirmek” dedi.

Fotoğraf altı: Şam’ın güneyindeki ana yol üzerinde yakacak odun satışı için bir tezgah (Şarku’l Avsat)
 Şam’ın güneyindeki ana yol üzerinde yakacak odun satışı için bir tezgah (Şarku’l Avsat)

Dükkanına yakacak odun dolu onlarca büyük torba yerleştiren ve önündeki masada çeşitli yakacak odun türlerini sergileyen adam, alımlara olan talebin azlığından endişe duymuyor. Satıcı “Aralık ve Ocak ayı yaklaşıyor ve soğuğu da beraberinde getirecek, o zaman insanlar satın alacak ve fiyatlar yükseldiği için kârın ikiye katlanacak” dedi.

Kırklı yaşlarındaki bir kadın, yakacak odun satan dükkanların işe yeniden başlamasının ‘korku’ durmasına neden olduğunu zira ona, mazot veya yakacak odun almasına izin vermeyen yaşam koşulları, neredeyse kalıcı elektrik kesintisi ve gaz kıtlığı nedeniyle ısınma sağlayamaması nedeniyle geçen kış aşırı soğuktan titreyen ailesinin görüntüsünü hatırlattığını söyledi. Kadın ‘büyük acıların tekrarlanmasından’ korktuğunu ifade ederken, “Geçen yıla göre yaşam durumu daha da kötüleşti ve fiyatlar arttı. Allah'tan bize merhamet etmesini ve bize merhamet etmesini niyaz ediyorum” dedi.

Suriye rejiminin kontrolündeki bölgeler, ABD ve diğer Batılı ülkelerin bu bölgelere ekonomik yaptırımlar, en önemlisi de ‘Cesar Yasası’ uygulaması nedeniyle, yakıt bulunabilirliği konusunda büyük bir kriz yaşıyor.

Fotoğraf altı: Ocak 2017’de Başkent Şam’ın eteklerindeki Kafr Batna’da yakacak odun satan bir dükkan (Getty)
Ocak 2017’de Başkent Şam’ın eteklerindeki Kafr Batna’da yakacak odun satan bir dükkan (Getty)

Hükümet geçen Ağustos ayında mazot ve benzin fiyatlarını artırdı, böylece tüketiciye yönelik sübvansiyonlu mazot fiyatı litre başına 500 Suriye lirasından 2 bin Suriye lirasına yükselirken, bir litre sübvansiyonsuz mazot fiyatı 11 bin 550 Suriye lirası oldu.

Ev ısıtma imkânı sağlamanın zorluğu, hükümetin kontrolü altındaki bölgelerinde bulunan ailelerin çoğunluğu gibi yoksulluk sınırının altında olan Şam sakinlerinin çoğunun yaşadığı acıları daha da arttırıyor.

Devlete bağlı çalışan maaşları 150 ila 300 bin lira arasında değişiyor. Özel sektörde ise 1 milyon lirayı bulabilir (Bir dolar yaklaşık 14 bin liraya denk geliyor). Öte yandan fiyatlardaki sürekli artış (bir kilo patates 7 bin, patlıcan 6 bin, yumurta 2 bin 500) dikkate alındığında geçim sağlamak için artık 6 milyon liraya ihtiyaç duyuluyor.

Fotoğraf altı: Şam’daki bir akaryakıt istasyonunda araç kuyruğu (Arşiv - Reuters)
Şam’daki bir akaryakıt istasyonunda araç kuyruğu (Arşiv - Reuters)

Hükümet, bir ailenin sübvansiyonlu mazot payını iki taksitle 100 litre olarak belirledi. Kış aylarında ailenin minimum ihtiyacı 600 litreden fazla iken, şu anda karaborsada mazotun litre fiyatı 15 bin lira civarına ulaştı. Geçen yıl olduğu gibi aşırı soğuk dönemlerde fiyatlar 20 bine de ulaşabiliyor.

Geçen yıl aileler, sübvansiyonlu mazottan yalnızca bir kez alırken, binlerce aile herhangi bir mazot alamadığından şikayet etti. Hükümete yakın olan el-Vatan gazetesine göre, Şam Valiliği’ndeki resmi bir kaynak, bu ayın başında Şam’daki sübvansiyonlu mazot dağıtım yüzdesinin şu ana kadar toplam kayıtlı kişi sayısının yüzde 10’unu geçmediğini belirtti.

Bu durumda, aileler kış aylarında ısınmak için tüm eski kullanılmış kıyafetleri, ayakkabıları, plastik atıkları, kauçuk, karton, kağıt vb. kullanırken, pek çok kişi yollardan tahta ve plastik parçaları topluyor.

Fotoğraf altı: Şam pazarında kışlık kıyafetler (Şarku’l Avsat)
Şam pazarında kışlık kıyafetler (Şarku’l Avsat)

Şam’da yaşayanların önümüzdeki kışın soğuğuna yönelik kaygılarını artıran diğer bir etken, kışlık kıyafet fiyatlarının geçen yıla göre yüzde 200’ün üzerinde artması oldu. Şam’ın kuzeyi, güneyi ve batısında yapılan mağaza gezisinde, ortalama kalitedeki kadın kışlık ceketlerinin fiyatlarının 350 ile 500 bin lira, yün kazakların fiyatlarının ise 100 ile 200 bin arasında değiştiği gözlemlendi. Başkentin merkezindeki pazarlarda (Hamra, Al Salhiyeh, Shaalan...) fiyatlar önceki fiyatların iki, bazen de üç katına ulaşırken, kadın paltosunun fiyatı 1,5 milyon lirayı, erkek ceketinin fiyatı ise 1 milyon lirayı buldu.

Bu da ailelerin aylık gelirleriyle karşılaştırıldığında bu fiyatların astronomik olduğunu gösterdi. Şam'ın kuzeyindeki bir pazarda bir müşteri, mağazanın vitrinindeki fiyatları gördükten sonra mağaza çalışanına ‘Sizden alışveriş yapan var mı?’ sorusunu sordu ancak çalışan yanıt vermedi.

Pastanede çalışan ve aylık maaşı 500 bin lira olan adam, artık insanların sadece bu dükkândan değil, marketlerden bile alışveriş yapamadıklarını, fiyatların hızla arttığını, çocuk ayakkabısının 150 bin liraya, deri ceketin ise 300 bin liraya ulaştığı belirtti.

Fotoğraf altı: Şam'da ikinci el kıyafet pazarı (Şarku’l Avsat)
Şam'da ikinci el kıyafet pazarı (Şarku’l Avsat)

Bir anne, oğlu Muhammed’in pantolon, kazak, ceket ve pijamalarına birden fazla kez yama yaptığını ancak artık oğlunun büyüdüğünü ve bu kıyafetleri kullanamadığını anlattı. Kadın “Oğlum yorgun ve soğuk sağlığını etkiliyor, kredi çekip ona ucuz kıyafetler almaktan başka seçeneğim yok” dedi.

Halı, kilim ve battaniye fiyatları da astronomik rakamlara ulaştı. İyi bir halının metrekare fiyatı yarım milyon Suriye lirasını buluyor, ortalama kalite ise 300 bine ulaşıyor. Ortalama kalite bir kilim 200 ile 300 bin arasındayken, battaniye 250 bin ve yeni yorganın fiyatı ise bir milyon Suriye lirasını buluyor.

Şam yakınlarındaki Doğu Guta’daki bir mülteci kampında, yerinden edilmiş bir aileden iki kız, sobanın yanında duruyor (Arşiv-Getty)
Şam yakınlarındaki Doğu Guta’daki bir mülteci kampında, yerinden edilmiş bir aileden iki kız, sobanın yanında duruyor (Arşiv-Getty)

Mazotla çalışan ısıtıcılarda küçükleri 200 bin, orta boyu 450 binden başlayan astronomik fiyatlar kaydedilirken, büyüklerin fiyatı da az taleple birlikte 1,5 milyon liraya ulaşıyor, ikinci el pazarında orta boy ısıtıcıların fiyatı 150 ila 200 bin arasında değişiyor.



Esed’in devrilmesinden aylar sonra 12 üst düzey subay yeni Suriye yönetiminin elinde

Esed’in devrilmesinden aylar sonra 12 üst düzey subay yeni Suriye yönetiminin elinde
TT

Esed’in devrilmesinden aylar sonra 12 üst düzey subay yeni Suriye yönetiminin elinde

Esed’in devrilmesinden aylar sonra 12 üst düzey subay yeni Suriye yönetiminin elinde

Esed rejiminin devrilmesinin üzerinden beş ayı aşkın bir süre geçmişken, Suriyeliler eski rejimin kalıntılarından gözaltına alınan kişilerin akıbeti hakkında birçok soru soruyor: Kaç kişi gözaltına alındı? Nerelerde tutuluyorlar? Yargı sürecine tabi tutuldular mı? Gözaltı koşulları nasıl? Bu sorular, Geçiş Dönemi Adalet Komisyonu komitelerinin kurulmaya başlanmasıyla birlikte daha da önem kazandı.

sdf
Ağustos 2023'te Suriye'nin kuzeyindeki Afrin kentinde, Şam yakınlarındaki Duma'ya düzenlenen kimyasal saldırıların 10. yıldönümünü anan bir poster (AFP)

Suriye İçişleri Bakanlığı’nın son aylarda yayımladığı verilere göre, gözaltına alınan kişilerden çok azının ismi, rejimin devrilmesinin ardından Askerî Operasyonlar Dairesi tarafından sızdırılan ve eski rejimin işlediği suçlara karıştığı belirtilen 160 kişilik listede yer alıyor.

Açıklamalara göre, şimdiye kadar aralarında 5 general, 6 tümgeneral ve 1 albayın bulunduğu 12 subay gözaltına alındı. Bu kişiler arasında Hama, Dumeyr ve Halhale’deki askerî hava üslerinin üç eski komutanı da bulunuyor. Dumeyr Askerî Hava Üssü Komutanı Tümgeneral Pilot Faysal İbrahim, Tümgeneral Pilot Halid Muhammed el-Ali ve Tümgeneral Pilot Abdulcebbar Muhammed Halebiye gözaltına alınanlar arasında yer alıyor. Bu subaylardan biri Halhale Askerî Hava Üssü’nün eski komutanıydı. Üçü de, Suriye’nin başta Şam kırsalı olmak üzere çeşitli bölgelerinde sivil yerleşim yerlerine yönelik hava bombardımanlarının sorumlusu olmakla suçlanıyor. Bu saldırılar sonucunda çok sayıda katliam yaşanmış ve sivil yerleşim alanları büyük ölçüde tahrip edilmişti.

zx xz
Eski rejime bağlı General Asaf İsa en-Neysânî, savaş suçlarına karışmakla suçlanıyor. (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Aynı şekilde, Tümgeneral Asaf İsa en-Neysânî de gözaltına alınan isimler arasında yer alıyor. Kaplan lakabıyla bilinen Tuğgeneral Süheyl Hasan’a yakınlığıyla tanınan Neysânî, sahada birçok kritik askerî görev üstlenmişti. Bunlar arasında, İdlib kırsalındaki Vadi’uz-Zeyf bölgesindeki askerî operasyonların komutanlığı, Ariha yakınlarındaki Cebel el-Erbaîn zirvesinde konuşlu topçu bataryalarının denetimi, Kefrenbude ve çevresindeki askerî harekât merkezi komutanlığı, 8. Tümen'in komutası ve Hama vilayetinin güvenlik komitesi başkanlığı bulunuyordu.

cdfgrt
Dera'da Siyasi Güvenlik Şubesi Başkanlığı görevini yürütmüş olan Tümgeneral Atıf Necib’e ait bir fotoğraf (Sosyal medya)

Diğer yandan, 2011–2018 yılları arasında İçişleri Bakanı olarak görev yapmış olan Tümgeneral Muhammed eş-Şaâr, 4 Şubat’ta gönüllü olarak yetkililere teslim oldu. Şaâr, 2011 yılında Beşşar Esed tarafından kurulan kriz hücresinin üyelerinden biriydi. Gözaltına alınan bir diğer isim ise, eski Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanı Tümgeneral İbrahim Huveyce. Huveyce, Lübnanlı siyasetçi Kemal Canbolat'ın suikastında parmağı olmakla, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçlanıyor. Son olarak, Hama Askerî Havalimanı Komutanı Tümgeneral Abdulvehhab Osman, 19 Mart tarihinde gözaltına alındı.

Tümgeneraller... Sahil harekâtı

Gözaltına alınan tümgeneraller arasında, 2011 yılında Dera'da Siyasi Güvenlik Şubesi Başkanı olan ve eski devlet başkanı Beşşar Esed’in teyzesinin oğlu olan Tümgeneral Atıf Necib de bulunuyor. Yine gözaltına alınanlar arasında, Lübnan Hizbullah milisleri ile Suriye'deki bazı mezhebi gruplar arasında koordinasyondan sorumlu olan Hava İstihbarat birimi mensubu Tümgeneral Sultan Tinavi yer alıyor. Bir diğer isim ise, Hava İstihbarat Teşkilatı’nın eski Soruşturma Şubesi Başkanı, aynı zamanda Sednaya Hapishanesi'ndeki Soruşturma Dairesi'nin başında bulunmuş ve Doğu Guta bölgesinde güvenlik komitesine başkanlık etmiş olan Tümgeneral Sâlim Dağistânî.

yu
7 Mart’ta Suriye sahilinde eski rejim yanlısı silahlı grupların bulunduğu bölgelere doğru fırlatılan bir füze (DPA)

Aynı şekilde, gözaltına alınanlar arasında, Mahir Esed’e en yakın isimlerden biri olarak bilinen Tümgeneral Abdulkerim Hamâde de bulunuyor. Kendisi, önceki rejim döneminde uzlaşma dosyasından sorumlu olup İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) lider kadrosuyla koordinasyon görevini yürütmekteydi. Hamâde, Irak’a gönderilmek üzere hazırlanan bir uyuşturucu sevkiyatının ele geçirilmesi sonrasında yakalandı. Albay Sâlim İskender Tıraf ise, Cumhuriyet Muhafızları'na bağlı Halep’teki 123. Tugayın, ardından Deyrizor’daki birliğin komutanlığını yaptı. Tıraf, mart ayında Suriye sahil bölgelerinde gerçekleşen eski rejim kalıntılarının saldırısına katılan isimler arasında yer alıyordu. Ayrıca, 26 Nisan’da Humus’ta gözaltına alınmak istenirken çıkan çatışmada, pilot Tümgeneral Ali Şelhub öldürüldü.

Sednaya’nın Azrail’i

Başka bir düzeyde ise, Sednaya Hapishanesi’nden üç gardiyan ile Filistin Şubesi’nden bir gardiyan gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında, Sednaya celladı lakabıyla tanınan Muhammed Kenco Hasan da bulunuyor. Hasan, askerî mahkemede askerî başsavcı, Halep'te ikinci askerî hâkim ve Şam’daki askerî ceza mahkemesi danışmanı olarak görev yapıyordu. 26 Aralık 2024 tarihinde Tartus’ta gerçekleştirilen bir güvenlik operasyonunda yakalandı. Bu operasyon sırasında genel güvenlik teşkilatından 15 personel öldü.

dfgthy
‘Sednaya celladı’ lakabıyla tanınan Muhammed Kenco Hasan (SANA)

Sednaya Cezaevi’nin en bilinen gardiyanlarından biri olan ve Sednaya’nın Azrail’i olarak anılan Evs Sellûm da gözaltına alındı. Bunun yanı sıra, Sednaya Cezaevi'nde güvenlik kameralarından sorumlu kişilerden biri olan Muhammed Şelhum da yakalananlar arasındaydı. Gözaltına alınan gardiyanlar arasında Filistin Şubesi 235'te görev yapan Yasin el-Milhim de yer aldı.

Ayrıca, 2013 yılında yaşanan Tedamun Mahallesi Katliamı’na karışan dört kişi de yakalandı. Bu kişiler şunlar: Münzir el-Cezâirî, Sümer ve İmâd Muhammed el-Mahmûd kardeşler, Kâmil Şerîf el-Abbâs. Aynı zamanda, Tedamun Mahallesi’nde Nesrîn Caddesi’nde görev yapan Ulusal Savunma Güçleri milislerinden Mâhir Hadîd de gözaltına alındı.

Grup komutanları

Silahlı grupların liderleri arasında beş kişi gözaltına alındı. Bunlardan bazıları, sahil bölgesinde rejim kalıntıları tarafından düzenlenen saldırılara katılmış kişilerdi.

ıo
25. Tümen’in taarruz birliklerinin komutanı ve aynı zamanda asker toplama sorumlusu olan Beşşar Mahfuz (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Bu isimlerden ilki, terör eylemleri düzenlemek ve uyuşturucu ticareti yapmakla suçlanan Hayyan Maya. İkinci isim, önceki rejimi destekleyen Filistinli milis gücü Kudüs Tugayı’nın komutanlık ofisi müdürü Fahrî Dervîş. Üçüncü kişi ise Halep’te Kudüs Tugayı’nın komutan yardımcılığını yürüten Adnân es-Seyyid. Bu kişi, İran’ın önde gelen saha yapılanmalarından birinin temsilcisi olarak tanımlanıyor.

Dördüncü olarak, Süheyl Hasan’a bağlı 25. Tümen’in taarruz birimlerinin başında bulunan Beşşar Mahfûz gözaltına alındı. Kaçırma eylemlerine karıştığı belirtilen Mahfuz, çetesinden bazı isimlerle birlikte yakalandı. Beşinci isim ise, Lazkiye kırsalında yasa dışı bir silahlı grubun lideri olan Samuel Vetfe’dir. Vetfe, çıkan çatışmanın ardından gözaltına alındı. Operasyonda grubun iki üyesi daha yakalandı ve üzerlerindeki silahlar ele geçirildi. Bu grubun da sahil bölgesindeki olaylara katıldığı belirtiliyor.

Rejim kalıntıları ve ‘dişi aslanlar’

Son beş ay içinde yüzlerce kişi, rejim kalıntılarına mensup olma şüphesiyle gözaltına alındı. Genel Güvenlik Dairesi, bunlar arasında öne çıkan bazı isimleri kamuoyuna açıkladı. Bu kişiler arasında iki kadın da bulunuyor: Bunlardan ilki, Dâriyye Kasabı lakabıyla bilinen Neriman Mustafa Hicâzî. İkincisi ise eski rejim güçlerinin kadın taburlarında görev yapan ve ‘dişi aslanlar’ olarak bilinen birliklerin gönüllü mensubu olan Kamer Dellâ’dır. Kamer Dellâ, aynı zamanda 4. Tümen’de komutanlık yapan ve sahil bölgesindeki saldırıları planlamakla suçlanan Tuğgeneral Gayş Dellâ’nın yeğeni.

dfgthy
Neriman Hicazi ve onunla birlikte Dâriyye ve Şam’ın Hacerü’l-Esved bölgesinde görev yapan kişilerden biri (Facebook)

Rejim kalıntılarından biri olan Sâhir en-Neddâf, infaz timlerinde liderlik yapan bir isimdi ve silahını teslim etmeyi reddedenler arasında yer aldı. Diğer bir isim, Humus'un Hula bölgesindeki Kafr Şems Katliamı'nın faillerinden biri olarak gösterilen Düreyd Ahmed Abbâs.

Ayrıca, eski rejime bağlı faaliyet yürütenlerden biri de, Tişrîn Askerî Hastanesi’nde görev yapan subaylardan biri olan Dr. Gassân Yûsuf Ali.

dfrgth
Kamer Dellâ, Esed ordusunun ‘dişi aslanlar’ olarak bilinen kadın taburlarında gönüllü olarak görev yapıyordu. (Facebook)

‘Ebu Muallâ’ lakabıyla bilinen askerî istihbarat başçavuşu Ali Ahmed Abbud, Muherde kentinde yakalandı. Yarasa lakabıyla tanınan Musa Ahmed Halife Tartus’ta gözaltına alındı. Ebu Cafer adıyla bilinen Muhammed Esad Selum, el-Melyun kontrol noktasından sorumlu kişiydi ve Şam kırsalında yakalandı. Mahir Esed’e yakın isimlerden biri olarak bilinen Mühend Numan Şam kırsalı ile sahil bölgesindeki uyuşturucu hap üretiminin başındaydı ve yakalandı. Mahmud Şeddud, Baba Amr Mahallesi’nde işlenen katliamlarla suçlanıyordu ve yakalandı. Urve Süleyman ise, geçtiğimiz mart ayında sahil bölgesinde ordu ve güvenlik noktalarına düzenlenen saldırıların faillerinden biri olarak gösteriliyordu, o da yakalandı. Sahil Kalkanı Tugayı’na bağlı bir unsur olarak tanınan Esed Kâsir Sukûr da yakalandı. Alâ Muhammed ile Muhammed İbrahim er-Râî ise sahil bölgesindeki olaylara katılmak, uyuşturucu ve silah ticareti yapmakla suçlanıyordu, yakalandı.

İçişleri Bakanlığı, sahil bölgesindeki olayların yaşandığı mart ayından sonra gözaltına alınanların sayısına dair istatistik yayımlamayı durdurdu. Bakanlıktaki kaynaklar Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, toplam sayıya ilişkin herhangi bir resmî veri bulunmadığını belirtti. Ancak bakanlık, rejim kalıntılarından gözaltına alınanlarla adlî suçlardan yakalananlar arasında ayrım yapmaya özen gösteriyor. Rejim kalıntısı olarak gözaltına alınanların fotoğraflarında yüz hatları, tam isim ve boy uzunluğu yer alırken; adlî suçlardan yakalananların görüntülerinde yüzleri kapalı olup, adları yalnızca sembollerle belirtiliyor. Bu uygulama, genel hukuk kurallarına riayet amacıyla yürütülüyor.

Özel cezaevleri

Mevcut bilgilere göre, tehlikeli ya da siyasi suçlardan tutuklanan kişiler, İdlib'deki güvenlik cezaevlerine gönderiliyor. Bu cezaevleri daha önce Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) ve diğer silahlı grupların kontrolünde bulunuyordu. Bu cezaevleri arasında Cebel ez-Zâviye’deki Ikâb Cezaevi, Hârim Cezaevi ve Derkuş’taki Zunbakî Cezaevi yer alıyor. Diğer tutuklular ise Humus, Hama, Halep, İdlib ve benzeri şehirlerde Adalet Bakanlığı’na bağlı merkezî cezaevlerine sevk ediliyor. Bu cezaevleri sivil ve askerî olmak üzere iki bölüme ayrılıyor.

İçişleri Bakanlığı’nın 22 Mart’ta gözaltına alındığını duyurduğu öne çıkan rejim kalıntılarından biri, Asaf Rıfat Sâlim’dir. Kendisi, Beşşar Esed’in kuzeni Râmî Mahlûf tarafından 2011 yılında kurulan Vatan Kalkanı Tugayı milis gücünün lider kadrosunda yer alıyordu. Tugayın fiilî liderliğini Sâmir Dervîş yürütürken, askerî komutanlık görevini Firâs Sultan üstlenmişti.

Vatan Kalkanı Tugayı milisleri, önceki rejim güçleriyle birlikte çatışmalara katılmanın yanı sıra adam kaçırma, şantaj ve yağmalama faaliyetlerinde de bulunuyordu. Bu eylemler, el-Arîn Hayır Kurumu adı altında yürütülüyordu. İçişleri Bakanlığı’nın kısa süre önce yayımladığı görüntülü bir raporda bu faaliyetler açığa çıkarıldı ve Vatan Kalkanı Tugayı’na bağlı bazı grup liderleri ve militanlarının gözaltına alındığı duyuruldu. Bu kişiler arasında, 4. Tümen'de görev yapan liderlerden Mahfûz Muhammed Mahfûz, Rebi Sâlih Marûf ve Suvâr Sâime grubuna bağlı Meysem Îsâ Yûsuf da yer aldı.