Suriye’de kış hiper enflasyon sebebiyle sert geçecek

Suriye’de mazot ve yakacak odun fiyatlarının artmasıyla birlikte kış mevsimin sert geçeceğine yönelik korkular canlanıyor

Şam’da yeni mevsimle birlikte gelen yağışlar (Sana)
Şam’da yeni mevsimle birlikte gelen yağışlar (Sana)
TT

Suriye’de kış hiper enflasyon sebebiyle sert geçecek

Şam’da yeni mevsimle birlikte gelen yağışlar (Sana)
Şam’da yeni mevsimle birlikte gelen yağışlar (Sana)

Suriye’de ilk yağmurla birlikte, Şamlılar, fiyatlardaki artışın devam etmesi ve aylık gelirlerin azalması nedeniyle son yılların en zor koşulları olarak görülen yaşam koşullarının gölgesinde ısınma masraflarını karşılayamayacakları için kış mevsiminin sert geçmesinden korkuyor.

Kasım ayının başında Şam’ın mahallelerinde yakacak odun satan dükkanlar büyük miktarlarda odun arz etmeye başladı. Geçen yıla göre fiyatları yüzde 100’e yakın artış gösteren zeytin ağacı odununun kilosu 4 bin lira, diğer türlerinin fiyatı ise 3 bin lira oldu.

Geçen yıl, devlet tarafından belirlenen sübvansiyonlu yakıttan ailelere düşen payın az olması ve karaborsadaki fiyatın yüksek olmasının yanı sıra savaş öncesi yıllarda ısınma kaynakları arasında yer alan elektrik ve ev tipi gazın yeterli olmaması sonucunda insanların evlerini ısıtmak için odun kullanmalarının ardından, bu mevsimde yakacak odun satan dükkân ve tezgâhların sayısında bir artış olduğunu görüldü.

Şam’ın güneyinde bir mahalledeki dükkân sahibi, şu anda yakacak odun satın alma talebinin olmadığını belirterek, “Kimse fiyat bile sormuyor, zira insanların asıl kaygısı evlerine ekmek ve yiyecek getirmek” dedi.

Fotoğraf altı: Şam’ın güneyindeki ana yol üzerinde yakacak odun satışı için bir tezgah (Şarku’l Avsat)
 Şam’ın güneyindeki ana yol üzerinde yakacak odun satışı için bir tezgah (Şarku’l Avsat)

Dükkanına yakacak odun dolu onlarca büyük torba yerleştiren ve önündeki masada çeşitli yakacak odun türlerini sergileyen adam, alımlara olan talebin azlığından endişe duymuyor. Satıcı “Aralık ve Ocak ayı yaklaşıyor ve soğuğu da beraberinde getirecek, o zaman insanlar satın alacak ve fiyatlar yükseldiği için kârın ikiye katlanacak” dedi.

Kırklı yaşlarındaki bir kadın, yakacak odun satan dükkanların işe yeniden başlamasının ‘korku’ durmasına neden olduğunu zira ona, mazot veya yakacak odun almasına izin vermeyen yaşam koşulları, neredeyse kalıcı elektrik kesintisi ve gaz kıtlığı nedeniyle ısınma sağlayamaması nedeniyle geçen kış aşırı soğuktan titreyen ailesinin görüntüsünü hatırlattığını söyledi. Kadın ‘büyük acıların tekrarlanmasından’ korktuğunu ifade ederken, “Geçen yıla göre yaşam durumu daha da kötüleşti ve fiyatlar arttı. Allah'tan bize merhamet etmesini ve bize merhamet etmesini niyaz ediyorum” dedi.

Suriye rejiminin kontrolündeki bölgeler, ABD ve diğer Batılı ülkelerin bu bölgelere ekonomik yaptırımlar, en önemlisi de ‘Cesar Yasası’ uygulaması nedeniyle, yakıt bulunabilirliği konusunda büyük bir kriz yaşıyor.

Fotoğraf altı: Ocak 2017’de Başkent Şam’ın eteklerindeki Kafr Batna’da yakacak odun satan bir dükkan (Getty)
Ocak 2017’de Başkent Şam’ın eteklerindeki Kafr Batna’da yakacak odun satan bir dükkan (Getty)

Hükümet geçen Ağustos ayında mazot ve benzin fiyatlarını artırdı, böylece tüketiciye yönelik sübvansiyonlu mazot fiyatı litre başına 500 Suriye lirasından 2 bin Suriye lirasına yükselirken, bir litre sübvansiyonsuz mazot fiyatı 11 bin 550 Suriye lirası oldu.

Ev ısıtma imkânı sağlamanın zorluğu, hükümetin kontrolü altındaki bölgelerinde bulunan ailelerin çoğunluğu gibi yoksulluk sınırının altında olan Şam sakinlerinin çoğunun yaşadığı acıları daha da arttırıyor.

Devlete bağlı çalışan maaşları 150 ila 300 bin lira arasında değişiyor. Özel sektörde ise 1 milyon lirayı bulabilir (Bir dolar yaklaşık 14 bin liraya denk geliyor). Öte yandan fiyatlardaki sürekli artış (bir kilo patates 7 bin, patlıcan 6 bin, yumurta 2 bin 500) dikkate alındığında geçim sağlamak için artık 6 milyon liraya ihtiyaç duyuluyor.

Fotoğraf altı: Şam’daki bir akaryakıt istasyonunda araç kuyruğu (Arşiv - Reuters)
Şam’daki bir akaryakıt istasyonunda araç kuyruğu (Arşiv - Reuters)

Hükümet, bir ailenin sübvansiyonlu mazot payını iki taksitle 100 litre olarak belirledi. Kış aylarında ailenin minimum ihtiyacı 600 litreden fazla iken, şu anda karaborsada mazotun litre fiyatı 15 bin lira civarına ulaştı. Geçen yıl olduğu gibi aşırı soğuk dönemlerde fiyatlar 20 bine de ulaşabiliyor.

Geçen yıl aileler, sübvansiyonlu mazottan yalnızca bir kez alırken, binlerce aile herhangi bir mazot alamadığından şikayet etti. Hükümete yakın olan el-Vatan gazetesine göre, Şam Valiliği’ndeki resmi bir kaynak, bu ayın başında Şam’daki sübvansiyonlu mazot dağıtım yüzdesinin şu ana kadar toplam kayıtlı kişi sayısının yüzde 10’unu geçmediğini belirtti.

Bu durumda, aileler kış aylarında ısınmak için tüm eski kullanılmış kıyafetleri, ayakkabıları, plastik atıkları, kauçuk, karton, kağıt vb. kullanırken, pek çok kişi yollardan tahta ve plastik parçaları topluyor.

Fotoğraf altı: Şam pazarında kışlık kıyafetler (Şarku’l Avsat)
Şam pazarında kışlık kıyafetler (Şarku’l Avsat)

Şam’da yaşayanların önümüzdeki kışın soğuğuna yönelik kaygılarını artıran diğer bir etken, kışlık kıyafet fiyatlarının geçen yıla göre yüzde 200’ün üzerinde artması oldu. Şam’ın kuzeyi, güneyi ve batısında yapılan mağaza gezisinde, ortalama kalitedeki kadın kışlık ceketlerinin fiyatlarının 350 ile 500 bin lira, yün kazakların fiyatlarının ise 100 ile 200 bin arasında değiştiği gözlemlendi. Başkentin merkezindeki pazarlarda (Hamra, Al Salhiyeh, Shaalan...) fiyatlar önceki fiyatların iki, bazen de üç katına ulaşırken, kadın paltosunun fiyatı 1,5 milyon lirayı, erkek ceketinin fiyatı ise 1 milyon lirayı buldu.

Bu da ailelerin aylık gelirleriyle karşılaştırıldığında bu fiyatların astronomik olduğunu gösterdi. Şam'ın kuzeyindeki bir pazarda bir müşteri, mağazanın vitrinindeki fiyatları gördükten sonra mağaza çalışanına ‘Sizden alışveriş yapan var mı?’ sorusunu sordu ancak çalışan yanıt vermedi.

Pastanede çalışan ve aylık maaşı 500 bin lira olan adam, artık insanların sadece bu dükkândan değil, marketlerden bile alışveriş yapamadıklarını, fiyatların hızla arttığını, çocuk ayakkabısının 150 bin liraya, deri ceketin ise 300 bin liraya ulaştığı belirtti.

Fotoğraf altı: Şam'da ikinci el kıyafet pazarı (Şarku’l Avsat)
Şam'da ikinci el kıyafet pazarı (Şarku’l Avsat)

Bir anne, oğlu Muhammed’in pantolon, kazak, ceket ve pijamalarına birden fazla kez yama yaptığını ancak artık oğlunun büyüdüğünü ve bu kıyafetleri kullanamadığını anlattı. Kadın “Oğlum yorgun ve soğuk sağlığını etkiliyor, kredi çekip ona ucuz kıyafetler almaktan başka seçeneğim yok” dedi.

Halı, kilim ve battaniye fiyatları da astronomik rakamlara ulaştı. İyi bir halının metrekare fiyatı yarım milyon Suriye lirasını buluyor, ortalama kalite ise 300 bine ulaşıyor. Ortalama kalite bir kilim 200 ile 300 bin arasındayken, battaniye 250 bin ve yeni yorganın fiyatı ise bir milyon Suriye lirasını buluyor.

Şam yakınlarındaki Doğu Guta’daki bir mülteci kampında, yerinden edilmiş bir aileden iki kız, sobanın yanında duruyor (Arşiv-Getty)
Şam yakınlarındaki Doğu Guta’daki bir mülteci kampında, yerinden edilmiş bir aileden iki kız, sobanın yanında duruyor (Arşiv-Getty)

Mazotla çalışan ısıtıcılarda küçükleri 200 bin, orta boyu 450 binden başlayan astronomik fiyatlar kaydedilirken, büyüklerin fiyatı da az taleple birlikte 1,5 milyon liraya ulaşıyor, ikinci el pazarında orta boy ısıtıcıların fiyatı 150 ila 200 bin arasında değişiyor.



Gazze Şeridi'ndeki durumdan duyulan hoşnutsuzluk, İsrail'in üç müttefikini Filistin devletini tanımaya itti

) Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Eylül 2015'te Ramallah'ta Fransa Cumhurbaşknaı Emmanuel Macron ile görüşüyor. (Arşiv – Reuters)
) Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Eylül 2015'te Ramallah'ta Fransa Cumhurbaşknaı Emmanuel Macron ile görüşüyor. (Arşiv – Reuters)
TT

Gazze Şeridi'ndeki durumdan duyulan hoşnutsuzluk, İsrail'in üç müttefikini Filistin devletini tanımaya itti

) Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Eylül 2015'te Ramallah'ta Fransa Cumhurbaşknaı Emmanuel Macron ile görüşüyor. (Arşiv – Reuters)
) Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Eylül 2015'te Ramallah'ta Fransa Cumhurbaşknaı Emmanuel Macron ile görüşüyor. (Arşiv – Reuters)

İspanya, İrlanda ve Norveç Mayıs 2024'te Filistin devletini tanıyacaklarını açıkladıklarında, İsrail'in en yakın müttefikleri bu adımı, Gazze Şeridi'ndeki krizin çözümüne yardımcı olmayacağı gerekçesiyle reddettiler.

Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada, İsrail-Filistin çatışmasının uzun vadeli çözümü kapsamında tanınan sınırlar içinde iki devletin kurulmasını desteklediklerini belirtmiş olsalar da, bu tanımanın Hamas’a bir ödül olarak görülmesinden çekiniyorlardı. Ayrıca bunun İsrail ve Washington ile ilişkilerine zarar verebileceğinden veya böyle bir adımın diplomatik sermayenin israfı anlamına gelebileceğinden endişe duyuyorlardı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron o dönemde, “Filistin devletini tanımam duygusal bir karar değil” demişti.

Ancak İsrail'in yardımlara getirdiği kısıtlamaların Gazze Şeridi'ndeki insani krizi daha da kötüleştirmesi ve mart ayında iki ay süren ateşkesin sona ermesi üzerine ciddi görüşmeler başladı. G7’deki üç büyük Batı ekonomisi, eylül ayında Filistin devletini tanımak için planlar hazırladı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)

İki devletli çözümle ilgili endişeler

Kanada Başbakanı Mark Carney perşembe günü yaptığı açıklamada, “İki devletli çözüm olasılığı gözlerimizin önünde yok oluyor... Bu, ortaklarımızla iş birliği içinde gidişatı tersine çevirmek için bulunduğumuz noktaya gelmemize neden olan faktörlerden biri oldu” ifadelerini kullandı.

Fransa ve Suudi Arabistan, daha fazla Batı ülkesini Filistin devletini tanımaya ikna etmek için bir plan hazırladı. İki ülke, haziran ayında yapılması planlanan Birleşmiş Milletler (BM) konferansında önerilerinin kabul edilmesini istiyordu, ancak destek ve onay elde etmekte zorluk yaşadılar ve ardından İsrail'in İran'a yönelik hava saldırıları ve yoğun ABD diplomatik baskısı nedeniyle toplantının ertelenmesine karar verildi.

Saldırılar, Batılı müttefiklerin İsrail'e yönelik açık eleştirilerini durdurdu, ancak tartışmalar perde arkasında devam etti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre bilgi sahibi bir Kanadalı kaynak, Macron, Carney ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer'ın haziran ve temmuz ayları boyunca telefon ve mesaj yoluyla sürekli iletişim halinde olduklarını söyledi.

Kanada Başbakanı Mark Carney, (Arşiv-Reuters)Kanada Başbakanı Mark Carney, (Arşiv-Reuters)

Kanada tek başına bir adım atmakta tereddüt ederken, Birleşik Krallık herhangi bir hareketin en büyük etkiyi yaratmasını sağlamak istiyordu. Macron ise daha cesur bir tavır sergiledi.

Bu, aç çocukların görüntüleri nedeniyle endişelerin arttığı ve İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonu ile Batı Şeria'daki yerleşimcilerin saldırılarının, egemen bir Filistin devletinin kurulma şansını zedeleyeceği korkusunun arttığı bir dönemde gerçekleşti.

Macron, Starmer, Merz ve Carney

Macron 24 Temmuz'da sürpriz bir şekilde, eylül ayında yapılacak BM Genel Kurulu toplantısında Fransa'nın Filistin devletini tanıyacağını açıkladı.

Birleşik Krallık ve Kanada o sırada benzer bir adım atmadı. Ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın, Macron'un açıklamasının hiçbir etkisi olmadığını, ancak onu halen ‘harika bir adam’ olarak gördüğünü belirten açıklamaları, diğer ülkeler de aynı adımı atarsa diplomatik etkilerin kontrol altına alınabileceği konusunda bir miktar güven verdi.

Starmer'ın sözcüsü, Macron'un Starmer ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile iki gün sonra (26 Temmuz) ‘iki devletli çözüm için sürdürülebilir bir yolu’ tartışmak üzere görüştüğünü, bunun da Birleşik Krallık Başbakanı’nın Trump ile İskoçya'da görüşmesinden (28 Temmuz) sadece iki gün önce olduğunu söyledi.

Starmer, Trump ile yaptığı görüşmede, Gazze Şeridi'ne yardım etmek için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğini vurguladı, ancak Trump'ın söylediği gibi tanıma planının masada olduğunu açıkça belirtmedi. ABD Başkanı o zamandan beri bu tür hareketleri ‘Hamas'a ödül vermek’ olarak eleştiriyor.

Trump salı günü Birleşik Krallık'ta bir golf sahasının açılışını yaparken, Starmer hükümetini yaz tatilinden çağırarak tanıma planının onayını aldı. İsrail'den ateşkes ve kalıcı barış planı gelmezse, Birleşik Krallık eylül ayında Filistin devletini tanıyacak.

Binyamin Netanyahu (Şarku'l Avsat)Binyamin Netanyahu (Şarku'l Avsat)

Macron gibi Starmer da Carney'e sadece birkaç saat önceden haber verdi. Kanadalı kaynak, Birleşik Krallık ve Fransa harekete geçtikten sonra Kanada'nın da aynı şeyi yapmak zorunda hissettiğini söyledi.

Carney, Macron'un açıklamasından altı gün sonra (30 Temmuz), “Uluslararası iş birliği, Ortadoğu'da kalıcı barış ve istikrarı sağlamak için gereklidir ve Kanada bu çabayı yönlendirmek için elinden geleni yapacaktır” dedi.

İsrail'in önündeki zorluklar

Üç ülkenin bu adımı pratikte pek bir şeyi değiştirmeyecek. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, söz konusu tanıma kararına karşı çıkarak onu ‘bağlam dışı’ olarak nitelendirdi. ABD'nin G7'deki diğer önemli müttefikleri Almanya, İtalya ve Japonya ise üç ülkenin izinden gideceklerine dair herhangi bir işaret vermediler.

193 üyeli BM Genel Kurulu'nun dörtte üçünden fazlası, bağımsız bir Filistin devletini zaten tanıyor. Ancak ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'ndeki veto hakkı nedeniyle, BM Filistin'i tam üye olarak kabul edemiyor.

Bununla birlikte, Uluslararası Kriz Grubu'nun (ICG) BM Direktörü Richard Gowan, söz konusu açıklamaların önemli olduğunu belirtti. Gowan, “BM'de Filistin meselesi konusunda Küresel Güney’in peşine takılan bazı önemli ABD müttefikleri görüyoruz. Bu, Filistin'in tanınmasını destekleyen kampın önemsizliğini görmezden gelmeyi İsrail için daha da zor hale getiriyor” ifadelerini kullandı.