Sudan da Libya gibi yönetim iki hükümete mi bölünecek?

Sudan’da yetkililerin görevden alınması iki hükümet endişesini arttırıyor

Omdurman'da HDK unsurlarına ateş açan Sudanlı bir asker. (AFP arşivi)
Omdurman'da HDK unsurlarına ateş açan Sudanlı bir asker. (AFP arşivi)
TT

Sudan da Libya gibi yönetim iki hükümete mi bölünecek?

Omdurman'da HDK unsurlarına ateş açan Sudanlı bir asker. (AFP arşivi)
Omdurman'da HDK unsurlarına ateş açan Sudanlı bir asker. (AFP arşivi)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, 22 Kasım’da bazı bakanları ve eyalet valilerini görevden alarak ülkede iki hükümet kurulmasına ilişkin korkuları derinleştirdi. Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaya karşı çıkan siyasi güçler, devrik rejimin İslamcı destekçilerini, Burhan'ı Port Sudan merkezli bir savaş hükümeti kurmaya zorlamaya çalışmakla suçladı. Buna karşılık HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), Burhan’ı, bu adımı atması halinde başkenti Hartum olan paralel bir hükümet kurmakla tehdit etti.

Çatışmanın iki tarafı arasında devam eden gerilim, Sudan'ın bölünmesi ve komşu Libya'da olduğu gibi iki otoritenin ortaya çıkması yönündeki iç ve dış endişeleri arttırdı. Ancak geçtiğimiz eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantılarına katılımı sırasında kendisiyle yapılan röportajlarda bu şekilde bir hükümet kurma niyeti olduğunu reddeden Burhan, rakibi Hamideti’nin tehdidini de siyasi bir hamle olarak nitelendirdi.

Burhan tarafından yapılan değişiklikler, İçişleri, Adalet, Sanayi, Vakıflar ve Din İşleri Bakanlıkları ile eyalet valiliklerini etkiledi. Bu değişiklikler, mevcut çatışmada tarafsız olan Sudan Egemenlik Konseyi'nin iki üyesi el-Hadi İdris ve et-Tahir Hacer'in görevden alındığı anayasal kararnamelerden önce gerçekleşti. Burhan’ın yaptığı bu değişiklikler, 25 Ekim 2021'de ordunun geçici sivil hükümete karşı gerçekleştirdiği darbeden bu yana yapılan en büyük değişiklikler olarak kabul edildi.

Daha önce Burhan tarafından sızdırılan bir mektupta tüm bakanlıkların doğrudan askeri konseyin denetimi altına sokulması yer alıyordu. Bu isimler Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olan Malik Agar, Şemseddin el-Kebaşi, Yasir el-Ata ve İbrahim Cabir gibi isimlerdi. Analizler bu değişikliklerin, “hükümetin tüm yürütme işlevlerini geri çekme ve bunları askeri liderlerin etkisi altına sokma eğilimi” olduğunu gösterdi.

HDK, Darfur’da kontrol altına aldığı bölgelerde önemli yetkiler kullanmaya başlayarak askeri liderlerini eyalet valilerine benzer şekilde atadı. HDK, daha sonra yine bu bölgeleri yönetmek üzere sivillerden oluşan yönetim komiteleri atadı. Tüm bunlar Sudan'da iki otoritenin varlığına dair korkuları başka bir boyuta taşıdı.

HDK’nin İkinci Komutanı Abdurrahim Hamdan Daklu, salı günü Doğu Darfur eyaletinin başkenti ed-Dain şehrine bir ziyaret gerçekleştirdi. Daklu, ordunun askeri tümeninin ele geçirilmesinin ardından yaptığı açıklamada, HDK’nin sivil yönetim adımlarını desteklediğini ve bölge halkını devlet işlerinin yönetimi konusunda anlaşmaya çağırdığını ifade etti.

HDK, Nyala’dan yaptığı açıklamada, Güney Darfur eyaletinde polis ve savcıların göreve başlayacağını duyurdu. HDK, polis güçlerini pazarlarda, mahallelerde ve sokaklarda konuşlandırarak otorite birimlerinin son dönemde tanık olunan olaylar nedeniyle uzun bir aradan sonra yeniden çalışmaya başladığını gösterdi.

Sosyal medya platformları, çeşitli siyasi gruplardan aktivistler arasında son bakan ve eyalet valileri değişiklikleri hakkında hararetli bir tartışmaya sahne oldu. Aynı şekilde destekçiler ve muhalifler arasında da hararetli tartışmalar görüldü. Görüşlerin çoğunluğu, devam eden savaş ve siyasi bir çözümün yokluğu ışığında ülkede iki otoritenin çerçevesinin şekillenmeye başladığı yönünde oldu.

Savaş karşıtı en büyük siyasi ittifak olan Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), ordu ve HDK liderlerini, ülkenin bölünmesine yol açacak iki hükümetin kurulması yönünde adım atmamaları konusunda uyardı.



Hamas, Netanyahu'yu Gazze ile ilgili basın toplantısında yalanlar uydurmakla suçladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Hamas, Netanyahu'yu Gazze ile ilgili basın toplantısında yalanlar uydurmakla suçladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

Hamas, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu, Gazze'deki askeri operasyonları genişletme planının ‘savaşı sona erdirmek için en iyi yol’ olduğunu açıkladığı basın toplantısında ‘yalanlar uydurmakla’ suçladı.

Hamas Siyasi Büro Başkanı Medya Danışmanı Tahir el-Nunu, dün Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, Netanyahu'nun basın toplantısında yalanlar söylediğini belirtti. Nunu,  Netanyahu'nun gerçekle yüzleşemediğini, aksine gerçeği gizleyip yanıltmaya çalıştığını ifade etti.

Netanyahu'nun yalan söylemeye ve halkı aldatmaya devam ettiğinin altını çizen Nunu, İsrail Başbakanı’nın gazetecilerin Gazze Şeridi'ne girmesini engellemesinin, yalanlarının en büyük kanıtı olduğunu belirtti.

Uluslararası toplumu, Gazze'deki ‘soykırım ve açlık savaşını durdurması için Netanyahu'ya baskı yapmaya’ çağıran Nunu, ayrıca gazetecilerin ve medya çalışanlarının Gazze'ye girerek soykırım ve açlık suçlarının tüm gerçeklerini görmelerine izin verilmesi için baskı yapılmasını istedi.

Netanyahu, Gazze şehrini kontrol altına almak için askeri planı açıkladığı basın toplantısında şunları söyledi:

“Kararımızı aldık, talimatı verdik, ordudan yabancı gazetecileri, daha fazla yabancı gazeteciyi, çok sayıda gazeteciyi davet etmesini istedik. Güvenliği sağlamak konusunda bir sorun var, ancak bunu sorumlu ve dikkatli bir şekilde yaparak güvenliği sağlayabileceğimizi düşünüyorum.”

Talimatların iki gün önce yayınlandığını belirten İsrail Başbakanı, daha fazla ayrıntı vermedi.

İsrail, 7 Ekim 2023’teki saldırıdan bu yana gazetecilerin Gazze Şeridi'ne girmesini engelledi. Yalnızca muhabirleri özenle seçilen sınırlı sayıda medya kuruluşunun İsrail ordusu tarafından denetlenen turlar kapsamında bölgeye girmesine ve haberlerin sıkı askeri denetime tabi tutulmasına izin verdi.

Uluslararası medya, İsrail'in 22 aydır sürdürdüğü savaşı haberleştirmek için Gazze'deki yerel gazetecilere güveniyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'ne (RSF) göre İsrail, Gazze Şeridi’nde 20 aydır devam eden savaş sırasında yaklaşık 200 gazeteci öldürdü, bunlardan en az 45'i görev başındayken öldürüldü.

RSF, İsrail'i ‘yabancı gazetecilerin girişini engelleyerek ve bilgi alınması üzerinde sıkı bir sansür uygulayarak Gazze'ye medya ablukası uygulamakla’ suçluyor.