Savaşın gölgesindeki Gazze'de engelliler nasıl yaşıyor?

48 bin kişi için temel ihtiyaç maddeleri ve tıbbı cihazlar yetersiz

Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
TT

Savaşın gölgesindeki Gazze'de engelliler nasıl yaşıyor?

Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

İzzeddin Ebu Ayşe 

İsrail, Gazze halkına evlerini boşaltma emri verdiğinde, Hibe Sabah adlı bir çocuk bu emre uymamayı seçerek Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahya şehrindeki evinde kalmaya devam etti.

Evinden ayrılmak istemiyordu; onun için yerinden ayrılmak yeni bir savaşı anlamına geliyordu.

Çünkü o, hareket kabiliyeti kısıtlı bir engelliydi ve tekerlekli sandalye kullanıyordu.

Hibe, sağlık durumuna uygun olarak hazırlanan evinde kalmaya devam etti, ta ki İsrail uçakları komşularının evini bombalayana kadar.

Bombardıman sonucunda evleri yaşanamaz hale gelince ailesi güneye doğru gitmeye karar verdi.

Engelliler, durumlarına uygun merkezlere erişim sıkıntısı yaşıyorlar / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Engelliler, durumlarına uygun merkezlere erişim sıkıntısı yaşıyorlar / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

Tekerlekli sandalye ile göç etmek

Hibe, o geceyi şu sözlerle anlattı:

Parçalar odaya uçtu ve tekerlekli sandalyemi parçaladı. Patlamanın şiddetiyle tekerlekli sandalyeden düştüm, vücudum titredi ve çok korktum. Oturma odasına sürünerek gittim ve vücudum ağırlaştı.

Aynı gece geç saatlerde, Hiba evini terk etti ve güneye göç etti.

Ailesi göç eşyalarını taşırken, kendisi tekerlekli sandalyesini kullanmak zorundaydı.

Hibe, "Savaş uçakları ve bomba sesinden korktuğunu" söyledi. 

Kuzeydeki Beyt Lahya şehrinden güneydeki Han Yunus'a giden yol oldukça uzundu.

Aradaki mesafe, 29 kilometreydi. Hibe'nin ailesi, göçmek için bir araç ta bulamadı.  

Bu nedenle Hibe tekerlekli sandalyesini kullanmak zorunda kaldı.

Filistinli çocuk, kol kaslarının aşırı yorgunluktan neredeyse kasıldığını fark etti, çünkü yolculuk uzundu ve yardımsız ilerlemesi zordu.

Ayrıca sokaklar tahrip edilmişti ve büyük çukurlar vardı, bu da görevini çok daha zorlaştırdı.

Gazze'deki savaşın etkisini en çok engelliler yaşıyor / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Gazze'deki savaşın etkisini en çok engelliler yaşıyor / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

İsrail, rastgele hava saldırılarında ve tahliye emirlerinde engelli bireylerin durumunu göz önünde bulundurmadı.

Birleşmiş Milletler engelli haklarından sorumlu özel raportörü Hibe Herces, "İsrail, hareket etmekte zorlanan engelli bireyleri düşünmedi, bu nedenle yürümekte güçlük çeken kişilerin tahliye sırasında hayatlarını kaybetmelerine neden olan ard arda bombardımanı göz önünde bulundurmadı" dedi.

Herces, sözlerine şunları ekledi:

Engelli bireyler, diğer sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında ölüme daha yakınlar ve tahliye için daha fazla zaman ihtiyacı duyuyorlar. Hatta önceden uyarı almış olsalar bile, zorlu ve saldırı tehdidi altındaki yolları kullanmak zorunda kalıyorlar ve engelli bireyler özel ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar, örneğin tekerlekli sandalyelerini kaybediyorlar.

İsrail, engelli bireyleri ve tahliye emirlerini düşünmedi, Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Yardım Ajansı (UNRWA) tarafından işletilen bir okula sığınmak zorunda kalan Heba gibi engelli bireylerin durumunu göz önünde bulundurmadı.

Heba, Güney Gazze'de akrabalarının olmaması nedeniyle kalacak bir yere sahip değildi ve bu nedenle UNRWA okuluna sığındı.

Ancak bu okul, engelli bireyler için özel bir rampa veya uygun sağlık tesisleri bulunmadığı için engelliler için uygun değildi.

Heba, zemin katta boş bir sınıf bulamadı çünkü bu alan yaşlı ailelerle doluydu, bu yüzden üst kata çıkmak zorunda kaldı ve bir sınıf odasında yaşamaya başladı.

Birleşmiş Milletler Engelliler Özel Raportörü Hibe Herces, "İsrail'in engelliler için uygun konaklama yerleri ve elverişli koşullar sağlama konusunda herhangi bir garanti vermediğini" ve barınma merkezlerinin ve insani bölgelerin bu grup tarafından kullanımı için uygun olmadığını vurguluyor.

Herces, "Evlerinin aksine, sığınaklar engelliler için uygun değil, çünkü siviller dar odalarda ve mahremiyet olmadan yaşıyorlar ve sadece sınırlı hijyen ürünlerine erişimleri var, ayrıca her katta tuvalet bulunmuyor, bu da merdiven çıkamayan kişiler için büyük bir engel oluşturuyor" dedi.

Herces, "Barınma merkezleri ve okul mühendisleri, engelliler için göç meselesini hesaba katmamışlar, bu da onları su, yiyecek ve ilaç eksikliği yaşayan kalabalık sağlık merkezlerine yönelmeye zorladı. Başka bir deyişle, evsiz kaldılar, çünkü bu merkezler onları kabul etmek için hazırlıklı değil." şeklinde konuşmasını sürdürdü.

Engelliler, tuvalete girmek için uzun bir sıra bekliyor / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Engelliler, tuvalete girmek için uzun bir sıra bekliyor / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

Hibe, sınıf odasında yaşamak zorunda kalıyor ve okul bahçesine pek inemiyor çünkü bunun için ekstra çaba gerekiyor.

Hibe, "Sınıf odasından çıkmak için merdivenlerden sürünmek zorunda kalıyorum, bu benim için çok acı verici. Annem tekerlekli sandalyeyi taşıyarak bana yardımcı oluyor ve aşağıya indirirken sürünerek inmem gerekiyor" dedi.

Tuvalet kullanımı için uzun bir sıra beklemesi gerekiyor ve engelliler için uygun olmadığı için tek başına bu tuvaleti kullanamıyor.

Bu konuda annesi ona yardımcı oluyor ve bu nedenle uzun süre bez kullanmak zorunda kalıyor. Yemek konusunda da her zaman kolaylıkla erişim sağlayamıyor.

Filistin İstatistik Kurumu verilerine göre, Hibe, sığınma ve ihtiyaçlarını karşılayacak uygun hizmetler ve tesislere erişimde güçlük çeken tek kişi değil, bu durumda olan 48 bin engelli kişi de aynı zorlukları yaşıyor. 

Engellilerin hakları konusunda çalışan Human Rights Watch'dan Amina Cherimovitch, "Engelliler, Gazze'deki savaşın etkilerini en fazla hisseden gruplar arasında ve kurbanların çoğunluğunu oluşturuyorlar. Hayatta kalabilmek için gerekli sağlık hizmetlerini alamıyorlar ve savaşın etkileri yaşamlarında uzun süre devam edebilir. Bu nedenle bu grup için koşulsuz ve kısıtlanmamış yardımlar sağlanması büyük önem taşıyor" dedi.

Independent Arabia-Independent Türkçe



Suriye: Tartus'ta eski bir subayı tutuklama girişimi sırasında çıkan çatışmada 17 kişi öldü

Bu ayın başlarında Tartus Limanı’nı ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir aracı durduran askerler (AFP)
Bu ayın başlarında Tartus Limanı’nı ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir aracı durduran askerler (AFP)
TT

Suriye: Tartus'ta eski bir subayı tutuklama girişimi sırasında çıkan çatışmada 17 kişi öldü

Bu ayın başlarında Tartus Limanı’nı ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir aracı durduran askerler (AFP)
Bu ayın başlarında Tartus Limanı’nı ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir aracı durduran askerler (AFP)

Suriye'deki yeni yönetimin İçişleri Bakanı Muhammed Abdurrahman, Bakanlığın resmi Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, Tartus kırsalında eski rejim kalıntıları tarafından İçişleri Bakanlığına bağlı güçlere kurulan pusuda 14 kişinin öldüğünü, 10 kişinin de yaralandığını söyledi. İki taraftan ölenlerin sayısı 17'ye yükseldi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), güvenlik güçlerinin Sednaya Hapishanesi ile bağlantılı olarak devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed döneminde görev yapmış bir subayı tutuklamaya çalışması üzerine çarşamba günü batıdaki Tartus ilinde çıkan çatışmalarda 9 kişinin öldüğünü bildirdi. Ölenlerden altısının eski kamu güvenlik gücü mensubu ve üçünün silahlı unsur olduğunu aktaran SOHR’a göre bu kişiler Hirbet el-Mezze köyünde eski bir subayı tutuklamaya çalışan güvenlik güçleriyle çatıştılar.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Heyet Tahrir Şam’dan (HTŞ) bir yetkili, Tartus'ta devrik rejimin kalıntıları ile güvenlik güçleri arasında bazı çatışmalar yaşandığını açıkladı, ancak çatışmaların nedenleri hakkında ayrıntı vermedi. Basına konuşma yetkisi olmadığı için isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkiliye göre çok sayıda güvenlik görevlisi öldürüldü.

Suriye içinde geniş bir kaynak ağına sahip olan İngiltere merkezli SOHR’a göre aranan eski rejim subayı, askeri yargı dairesi müdürü ve saha mahkemesi başkanı olarak görev yapıyordu. Binlerce mahkûm hakkında ölüm cezası ve keyfi hükümler veren suçlulardan biri olan eski subay, aynı zamanda Sednaya Hapishanesi’ndeki suçların sorumlularından biri olarak görülüyor.

SOHR, Tartus'a bağlı Hirbet el-Mezze köyünün silahlı sakinleri ile Askeri Operasyonlar Dairesi'ne bağlı güvenlik güçleri arasında, köy sakinlerinden bazılarının köydeki evlerde arama yapılmasına karşı çıkmaları üzerine şiddetli çatışmalar yaşandığını belirtti.

SOHR, aranan eski subayın kardeşi ve yandaşlarından silahlı gençlerin, güvenlik güçlerini köyün dışına çıkardığını, köy yakınlarında pusuya düşürdüğünü ve devriyenin araçlarından birini hedef alarak Genel Güvenlik Güçleri'nden 6 kişiyi öldürdüğünü ve diğerlerini yaraladığını aktardı. Güvenlik güçlerinin Hirbet el-Mezze köyünü kuşattığını bildiren SOHR, onlarca köylünün gözaltına alınarak bir güvenlik merkezine götürüldüğü kaydetti.