Biz Gazzeliler kimin kazanıp kimin kaybettiği umurumuzda değil eski hayatımızı istiyoruz

İnsani aranın yürürlüğe girmesi ardından Gazze halkı barış istiyor

Lina Jaradat
Lina Jaradat
TT

Biz Gazzeliler kimin kazanıp kimin kaybettiği umurumuzda değil eski hayatımızı istiyoruz

Lina Jaradat
Lina Jaradat

Husam Maruf

Cuma günü Gazze Şeridi'nde insani ateşkesin başlaması ve savaşın masum insanları çiğneyen çarkının durdurmasıyla birlikte, Gazze’nin kuzeyinden güneyine doğru yerlerinden edilmiş Filistinliler için, insani aranın bu trajedinin sonu olacağına dair küçük bir umut penceresi açıldı.

Trajik koşullar altında haftalar geçirdikten sonra tek hayalimiz, mahrum kaldığımız, Gazzeliler için sadece mekânı değil, bütün bir hayatı temsil eden evlerimize geri dönmek. Gazze’nin kana boğulması, İsrail askeri canavarının tüm yaşam ve umut işaretlerini yok etmesi ardından, mevcut ateşkesin şartları bu evlere dönüşü içermese de yerinden edilmenin şiddeti, bu insanların en azından ateşkesin bir cankurtaran sandalı görevi göreceğini hayal etmelerine neden oldu. Nitekim insanlığı perişan eden korkunç sahneler nedeniyle Gazzelilerin zihnindeki görüntüler nahoş bir hal aldı.

Peki Gazze'deki insanlar ateşkesten ne bekliyor? Bu sorunun cevabı, bireylerin koşulları ve istekleri üzerinden birçok olasılığa bağlı. Ancak geri dönme ve çeşitli biçimleriyle yerinden edilmişliğin sığınağından kaçma arzusu, hepsi için ortak bir husus olmaya devam ediyor. Bunun sebebi kuzeydeki evlerin daha güzel olması değil, hayata yeniden başlama düşüncesidir.

Bir fincan kahve

Gazze’nin kuzeyinde bulunan evimi, şayet bombalamadan kurtulmuş ise, hayal ediyorum. Kendimi evimin çatısı altında, uçakların korkunç uğultusundan, her akşam beni rahatsız eden dehşet önsezilerinden, uyku sırasında üzerlerimize düşen füzelerden uzakta uyurken hayal ediyorum. Gazze’nin güneyinde, uzun bir süredir yokluğunu hissettiğim bir fincan kahve içtiğim sakin bir sabahı düşünüyorum. Müzik dinlemeyi ve sessizce işimi yapmayı, kitap okumayı, hatta hiçbir şey yapmayıp sadece oturmayı hayal ediyorum.

Ev ihtiyaçlarını karşılamak için markete gitmek, komşularımızı veya akrabalarımızı ziyaret etmek, düğün gibi davetlere icabet etmek, taziyelerde yer almak gibi savaştan önce yaptığımız sıradan detaylar, hatırlayıp ağladığımız hoş anılara dönüştü. Arkadaşlarımız ve ailemizle yaptığımız tartışmalar ve anlamsız dedikodularla dolu o sıkıcı hayata şimdi ise geri dönmek istiyoruz.

SACDVF
Ateşkesin ardından Selahaddin yolu üzerindeki Filistinliler İsrail tankları tarafından engelleniyor (AFP)

Galonlarca saf olmayan tuzlu veya şekerli su aramaktan, sadece savaş zamanlarında yemeye alışık olduğumuz birkaç dilim ekmeği almak için uzun ekmek kuyruklarından saatlerce ayakta ve çaresiz durmaktan yorulduk. Kaldı ki, sıra bize gelmeden un miktarı bittiği taktirde ekmek de alamayabiliyoruz.

Yorucu hayat

Ürünlerin yokluğu, kesintisi ve yüksek maliyeti bizi yordu. Vücudu korumayan ve desteklemeyen konserve işlenmiş et, ton balığı ve sardalya konservelerini yemek bizi yıpratıyor. Ayrıca güneydeki savaş tüccarlarının açgözlülüğünden dolayı pahalılık mevcut. Gaz kesintisi nedeniyle baklagil, yumurta ve taze et yiyememek dayanılmaz hale geldi. Pişmiş yemekleri özlüyoruz. Güney Gazze'de olduğumuzu hissettiren odun ateşinden, yemek pişirme yöntemlerinden uzakta, büyük bir hapishanede ağır koşullar altında yaşıyoruz.

Sürekli elektriksiz yaşamaktan, gecenin boğucu karanlığına, insansız hava aracı uçaklarının seslerine ve etrafımızdaki binalara düşen roket seslerinden yorgun düştük. Korkunç hayallerle, ölümle, bombalamayla, yıkımla, yok oluşla burun burunayız. Yüksek ve korkunç sesler artık sinirlerimizi bozuyor, dehşete dayanamıyoruz.

Konuşmalar ile ilgilenmiyoruz

Gazze'de yerinden edilmiş insanlar evlerde, odalarda ve barınma merkezlerinde zorla birliktelik yaşıyor. Kişiler ve aileler, arzu ettikleri mahremiyet alanlarını koruyamıyor. Çok sayıda yerinden edilmiş insanı barındıracak yeterli evlerin bulunmaması nedeniyle bazı odalarda kalan kişi sayısı 40’a ulaşabiliyor.

Barınma merkezlerinde ise mülteciler her türlü kaosa maruz kalıyor. Hepimiz, içinde kimi zaman sıkıldığımız, kimi zaman ağladığımız, bazen güldüğümüz, her türlü duyguyu duvarları arasında yaşadığımız, hayatın anlamını, her insan için güven ve huzurun özünü taşıyan o duvarlara geri dönmek istiyoruz.

XSDFRGTR
Gazze’nin güneyinde Han Yunus'un doğusundaki Huza bölgesindeki Filistinliler evlerini inceliyor (AFP)

Gazze'de halk zafer ya da yenilgi aramıyor, hangi tarafın amacına ulaştığını umursamıyor, tek umutları savaşın durması ve üzerlerindeki ağır yükün kalkması. Gazze'de insanlar yaralanıyor, acı peşlerini bırakmıyor. Bazıları oğullarını, kızlarını, hatta tüm ailelerini kaybetmenin acısını yaşıyor. Bazıları yerinden edilmiş durumda. Bazıları ise aile üyelerini kuzeyde bırakırken iletişimsizlik nedeniyle birbirlerine ulaşamıyor. Dolayısıyla birbirlerinin kaderlerinden haberdar olamıyorlar.

Yerinden edilenlerin hepsi evlerine dönmek istiyor. Bazı fotoğraflarda evlerinin bombalandığını görenler, bazı eşyalarını, anılarını ve fotoğraflarını almak için geri dönmek istiyor. Yerleri hiçbir para ile doldurulamayan o evler, tüm detaylarıyla hatırlarda yaşıyor. İnsanları öldüren İsrail savaş makinesi, bu anıları ve geçmişi de silmek istiyor.

Evlerinin akıbetini bilmeyen, sahip oldukları her şeyi Gazze'nin kuzeyinde bırakıp, hiçbir şey almadan kendilerinin ve çocuklarının hayatlarını kurtarmak için kaçan insanlar var. Savaşın ardından sağ salim bir şekilde evlerine dönmek, evlerini güvende bulmak istiyorlar. Aksi halde belirsiz bir süreliğine sokaklarda kalmaları gerekecek.

Geri kalanlar

Evlerini bombalanmış halde bırakıp ölümden kurtulan, ancak evlerinin enkazı altında kalan akrabalarının naaşına ulaşıp bunları gömmek isteyen çok sayıda insan var. Zirâ sivil savunma görevlileri, zayıf yetenekleri ve yıkılan birçok evin olması sebebiyle bu insanları kurtarabilmiş değil. Enkaz altında öldüğü belirlenen kişiler çıkarılamazken çabalar ise hala ses veren, yardım talep eden diğer insanlara yöneliyor.

ASXWEF
İsrail tankları Selahaddin yolunu yerinden edilmiş insanlara kapattı (AFP)

Yerinden edilmiş halk, kazanımlardan söz etmiyor. Lanetli siyasi söylemleri umursamıyor, liderlerin gür seslerini, yankılanan sözleri, Refah Sınır Kapısı’ndan giren yetersiz yardımları umursamıyor. Bu insanlar çalışıp kendi paralarını kazanan insanlar. Umursadıkları tek şey, dolambaçlı yoldan da olsa evlerine dönmek. Savaş öncesi hayatlarına, acıların yoğunluğuna rağmen katliamlar, soykırımlar, acılar, çığlıklar ve hayal kırıklıkları olmadan normal bir hayata dönmek.

Peki tüm bu yıkımın ardından normal hayata dönmek nasıl olur?

Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden tercüme edilmiştir.



Gazze’de yüzlerce Hamas militanı tünellerde mahsur kaldı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Gazze’de yüzlerce Hamas militanı tünellerde mahsur kaldı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Gazze Şeridi'nde İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde yer alan tünellerde yüzlerce Hamas savaşçısının mahsur kaldığı aktarılıyor. 

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde 10 Ekim'de devreye konan barış planı kapsamında İsrail ordusu, "sarı hat" olarak belirlenen bölgeye kadar geri çekildi. 

Wall Street Journal'ın (WSJ) haberinde, İsrail askerlerinin mayıstan beri Gazze'deki tünelleri kapatma ya da yeraltı yollarının birbiriyle bağlantısını kesme çalışmalarını hızlandırdığı belirtiliyor. 

Öte yandan ateşkesin devreye girmesiyle çalışmaların yarım kaldığı, İsrail'in kontrolündeki bölgede yer alan tünellerde silahlı Hamas militanlarının saklandığı ifade ediliyor. 

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Hamas militanlarının teslim olması gerektiğini yoksa öldürüleceklerini bildirmişti. Gazze'yi yöneten örgütse savaşçılara bölgeden güvenli çıkış hakkı tanınmasını talep ediyor. 

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Arap yetkililer, savaşçıların akıbetinin ateşkes anlaşmasını zora soktuğunu belirtiyor. İsrailli ve Arap kaynaklara göre IDF kontrolündeki bölgede yer alan tünellerde 200 ila 300 savaşçı var. Hamas ise bu sayının 100'e yakın olduğunu savunuyor. Kaynaklar, gıda ve erzak kıtlığı nedeniyle bazı militanların öldüğünü aktarıyor.

Tünellerde saklanan Hamas militanları, geçen ay düzenledikleri saldırıda üç İsrailli askeri öldürmüştü. Gazze'yi yöneten örgüt, saldırı emri verilmediğini ve militanlarla marttan bu yana iletişim kurulamadığını bildirmişti. IDF ise buna karşılık düzenlediği karşı saldırıda 145 Filistinliyi öldürmüştü. 

Arap yetkililer, pazar itibarıyla Hamas'ın tünellerde mahsur kalan bazı savaşçılarla iletişime geçebildiğini söylüyor. Ayrıca Hamas'ın ateşkes görüşmelerinde böyle bir sorun yaşanabileceğine dair baştan uyarıda bulunduğunu da belirtiyor. 

ABD'li yetkililer, Hamas savaşçılarına güvenli geçiş hakkı tanınıp tanınmayacağına dair yorum yapmayı reddediyor. 

Trump'ın planı kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve bölgenin yönetiminde söz sahibi olmaması talep ediliyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği ve eski Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair'in de yer alacağı "Barış Kurulu" da bu komitenin faaliyetlerini denetleyecek.

Ayrıca bölgeye yaklaşık 5 bin kişilik bir uluslararası güvenlik gücünün gönderilmesi de öngörülüyor. WSJ'nin haberinde, Washington'ın "bir an evvel bu ikinci aşamaya geçmek istediği" belirtiliyor. 

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren savaş, iki yıl süren çatışmaların ardından Gazze Şeridi'ni harabeye çevirdi. 

Bölgeye giden BBC muhabirlerinin aktardığına göre İsrail askerleriyle Hamas savaşçıları arasında "sarı hat" boyunca neredeyse her gün çatışma yaşanıyor. Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısının haberinde şu ifadelere yer veriliyor:

İsrail'in büyük ölçüde yerle bir ettiği ve Trump'ın yatırım fırsatı olarak gördüğü bu bölgede asıl soru çatışmaları kimin durdurabileceği değil, Gazzelilerin kendi topluluklarının ve topraklarının geleceğinde ne kadar söz sahibi olabileceğidir.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC 


Hamas heyeti, MİT Başkanı’yla Gazze anlaşmasının uygulanmasına ilişkin gelişmeleri görüştü

Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
TT

Hamas heyeti, MİT Başkanı’yla Gazze anlaşmasının uygulanmasına ilişkin gelişmeleri görüştü

Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)

Hamas, Halil el-Hayye liderliğindeki bir heyetin dün İstanbul'da Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile bir araya gelerek Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının uygulanmasındaki gelişmeleri görüştüğünü duyurdu.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, toplantıda İsrail'in Gazze anlaşmasını ‘ihlal’ ettiği konuların ele alındığı belirtildi. Bu ihlaller arasında İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelere yönelik bombardıman ve ateş açma, Refah Sınır Kapısı dahil geçişlerin kapatılması ve yardım, tıbbi malzeme ve altyapı yeniden inşa ihtiyaçlarının girişinin engellenmesi yer alıyor.

Açıklamada, el-Hayye'nin Kalın’a Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen Filistinli grupların son toplantıları hakkında bilgi verdiği ve ‘arabuluculara ve ilgili tüm uluslararası taraflara, İsrail'in Filistinli mahkûmlara yönelik korkunç ihlallerini durdurmaları için baskı yapma’ gereğini vurguladığı belirtildi.

Geçtiğimiz ay Kahire'de bir araya gelen Filistinli gruplar, Gazze'nin yönetimini Gazze Şeridi'nden bağımsız uzmanlardan oluşan geçici bir Filistin komitesine devretme ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşasının finansmanı ve uygulanmasını denetlemek üzere uluslararası bir komite kurma konusunda anlaşmaya vardıklarını açıklarken, ‘Filistin siyasi sisteminin birliği ve bağımsız ulusal karar alma mekanizmasının’ önemini vurguladılar.

Gazze Şeridi'nde güvenlik ve istikrarı sağlamak için gerekli tüm önlemleri almayı kabul eden gruplar ayrıca, ateşkesi izlemek üzere kurulacak geçici uluslararası güç hakkında bir Birleşmiş Milletler (BM) kararı alınmasının önemini vurguladı.


Mısır, gergin ilişkilere rağmen İsrail ile barış anlaşmasına bağlılığını yineledi

5 Kasım Çarşamba günü (dün) çekilen bir fotoğrafta Gazze'deki yıkımın bir kısmı görülüyor. (Reuters)
5 Kasım Çarşamba günü (dün) çekilen bir fotoğrafta Gazze'deki yıkımın bir kısmı görülüyor. (Reuters)
TT

Mısır, gergin ilişkilere rağmen İsrail ile barış anlaşmasına bağlılığını yineledi

5 Kasım Çarşamba günü (dün) çekilen bir fotoğrafta Gazze'deki yıkımın bir kısmı görülüyor. (Reuters)
5 Kasım Çarşamba günü (dün) çekilen bir fotoğrafta Gazze'deki yıkımın bir kısmı görülüyor. (Reuters)

Mısır, Gazze Şeridi'ndeki savaş ve her iki tarafın da anlaşmayı ihlal ettiği yönündeki suçlamalar nedeniyle Kahire ile Tel Aviv arasında gerginliklerin yaşandığı bir dönemde, İsrail ile barış anlaşmasına bağlılığını yineledi.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati salı akşamı bir televizyon röportajında şunları söyledi: “Mısır her zaman önemli bir ülkedir ve taahhütlerine saygı duyar. İsrail dahil herhangi bir ülkeyle barış antlaşması imzalarsa, karşı taraf antlaşmaya uyduğu sürece antlaşmayı ihlal etmez.”

İsrail ile ilişkilerin ‘Gazze savaşı nedeniyle ciddi şekilde gerginleştiğini ve bunun iletişime yansımaları olduğunu’ ifade eden Abdulati, ‘ilişkilerin yönetimi, düzeyleri ve karşılıklı ilişkiler ile barış antlaşması arasında fark olduğunu’ vurguladı. Abdulati, “Antlaşma yürürlükte ve her iki ülke için bağlayıcı; her iki ülke de antlaşma kapsamındaki taahhütlerine saygı duyuyor” dedi.

SDFRG
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

İsrail'in Philadelphia Koridoru ve Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını kontrol altına almasıyla iki ülke arasındaki gerginlik arttı.

Gerginlik, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin, 1979'da imzalanan anlaşmadan bu yana ilk kez İsrail'e atıfta bulunarak ‘düşman’ kelimesini kullanıp İsrail hükümetinin politikalarının mevcut barış anlaşmalarını tehdit ettiğini söylemesiyle geçtiğimiz eylül ayında zirveye ulaştı.

Aynı sıralarda Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetiminden Mısır'a baskı yapmasını ve Sina Yarımadası'ndaki askeri yığınaklaşmayı azaltmasını istedi. Axios internet sitesine göre Netanyahu, “Bunlar Mısır'ın barış anlaşmasını ciddi şekilde ihlal etmesidir” dedi.

Abdulati, son açıklamalarında Mısır'ın ‘Amerikan tarafına, Mısır'ın anlaşmayı ihlal ettiği yönündeki iddiaların yalan olduğunu ve böyle bir şeyin hiç yaşanmadığını bildirmek istediğini’ belirtti.

Kahire'nin uluslararası hukuka veya ikili anlaşmalara bağlılığını sorgulamayı kabul etmediğini vurguladı. Bazı medya veya siyasi raporlarda ortaya atılan iddiaların ‘Mısır'ın imajını ve dengeli bölgesel rolünü çarpıtmayı amaçladığını’ ifade etti.

Güven verici mesajlar

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Danışma Kurulu Başkanı Abdulmunim Said, İsrail'in ordunun Sina Yarımadası'ndaki konumuna ilişkin iddiaları ışığında, Mısır'ın İsrail'e barışa bağlı olduğunu gösteren güven verici mesajlar göndermeye çalıştığını söyledi.

Said, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Sisi ve Dışişleri Bakanı’nın son zamanlarda gönderdiği mesajların anlaşmaya bağlılığı teyit ettiğini bildirdi.

SDFRGT
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2017 yılındaki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantısı sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede (Reuters)

Sisi, Ekim 1973 savaşını anma konuşmasında Mısır ile İsrail arasındaki barış anlaşmasını överek, bunu ‘taklit edilmesi gereken tarihi bir model’ olarak nitelendirdi. Sisi, “Mısır'ın İsrail ile barış deneyimi sadece bir anlaşma değil, istikrarı pekiştiren adil bir barışın kurulmasıydı” dedi.

Said, Mısır'ın ‘İsrail ile barışı destekleyen bir ülke olarak kendini göstermeye çalıştığını ve bölgede devam eden diğer çatışmalara da barış getirmeye çalıştığını, bunun da Mısır'a bölgede daha önemli roller kazandırdığını’ düşünüyor, ancak aynı zamanda ‘İsrail ile iş birliğinin bir gereklilik olmaya devam edeceğini’ vurguluyor.

Said, Mısır'ın Gazze Şeridi'nde İsrail'in savaşını durdurma rolü ile İsrail ile çatışmayı tırmandırmaya ve mevcut barışı aşmaya çalışanlar arasında bir denge kurmaya çalıştığını söyledi. Said, “Mısır'ın İsrail ile ilişkileri, Filistin devleti kurulana kadar sınırlı kalacak. Daha fazla güvenlik iş birliği ve Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad'ın İsrail'e yaptığı ziyaretler gibi tekrarlanan ziyaretler şeklinde olacak” ifadelerini kullandı.

Raşad'ın geçen ayki ziyareti sırasında İsrail Başbakanlığı yaptığı açıklamada, iki tarafın ‘İsrail-Mısır ilişkileri, iki ülke arasındaki barışın güçlendirilmesi ve bir dizi diğer bölgesel konuyu’ da görüştüğünü belirtti.

Barışın geleceği

Geçtiğimiz eylül ayında Doha'da düzenlenen Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesinde Mısır Cumhurbaşkanı İsrail halkına hitaben şunları söyledi: “İsrail'in ihlalleri barışın geleceğini baltalıyor, sizin güvenliğinizi ve bölgedeki tüm halkların güvenliğini tehdit ediyor, yeni barış anlaşmaları için her türlü fırsatın önünü kesiyor ve hatta Arap ülkeleriyle mevcut barış anlaşmalarını bozuyor.”

CDFG
Mısır-İsrail sınırının bir bölümü (Reuters)

Yüksek ve Stratejik Araştırmalar Askeri Akademisi Danışmanı Tümgeneral Muhammed el-Gabari'ye göre Mısır, son zamanlarda bağlı kaldığı ilkeleri teyit ederek Gazze'de ateşkes anlaşmasına varılmasını sağladı ve sınırda ortaya çıkan sorunları, yerinden edilmeyi reddeden ve barışı koruyan tutarlı bir yaklaşımla ele aldı.

El-Gabari, “İsrail sürekli gerginliği artırmasına rağmen, şu ana kadar Mısır'ın vizyonu galip geldi” dedi.

El-Gabari, “Barış anlaşmasının iptal edilmesi sadece Mısır ve İsrail için değil, bölgedeki güvenlik ve istikrar için de bir tehdit oluşturuyor. Mısır'ın anlaşmaya bağlı kalma konusundaki ısrarı, anlaşmayı sürekli ihlal etmekle tehdit eden İsrail üzerinde baskı oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

Abdulmunim Said, “İsrail medyasında Mısır'a yönelik gerilimin son zamanlarda azaldığına inanılıyor; eskiden Mısır'ın barış anlaşmasını ihlal etmesine odaklanan birçok makale, artık anlaşmanın istikrarının öneminden bahsediyor” dedi.