İsrail, "insani aranın" uzatılması için serbest bırakılacak 50 Filistinli esirin listesini onayladı
İsrail hükümeti, abluka altındaki Gazze Şeridi'nde çatışmalara verilen "insani aranın" uzatılması için iki gün boyunca İsrail hapishanelerinden serbest bırakılacak 50 Filistinli kadın esirin listesini onayladı
Filistinli bir mahkum (sağda), Hamas hareketi tarafından tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması karşılığında serbest bırakıldıktan sonra ailesiyle buluştuğu sırada (AFP)
İsrail, "insani aranın" uzatılması için serbest bırakılacak 50 Filistinli esirin listesini onayladı
Filistinli bir mahkum (sağda), Hamas hareketi tarafından tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması karşılığında serbest bırakıldıktan sonra ailesiyle buluştuğu sırada (AFP)
Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'nden "çatışmalara verilen insani aranın uzatılması için İsrailli esirlerin bırakılması halinde hapishanelerden salıverilecek 50 Filistinli kadın esirin isim listesinin onaylandığı" bildirildi.
Açıklamada başka detay yer almadı ancak ateşkesin uzatılması mutabakatında serbest bırakılacak 60 Filistinli esirden kalan 10'unun çocuklardan oluşması bekleniyor.
İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün "insani ara" verilmesine ilişkin uzlaşma, 24 Kasım Cuma günü saat TSİ 08.00'de uygulamaya girmişti.
Mutabakat çerçevesinde dört gün boyunca Hamas'ın elindeki 50 İsrailli esire karşılık İsrail hapishanelerindeki toplam 150 Filistinlinin serbest bırakılması planlanmıştı.
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Hamas ile İsrail arasında yürütülen arabuluculuk çalışmaları sonucunda "insani ara"nın 2 gün daha uzatılması konusunda mutabakata varıldığını duyurmuştu.
Mutabakat kapsamında her gün 10 İsrailli esirin serbest bırakılması karşılığında "insani ara"nın 24 saat daha uzatılacağı, böylece iki gün daha devam etmesinin kararlaştırıldığı belirtilmişti.
Suriye'nin güneyindeki silahlı gruplardan oluşan bir koalisyon silahlarını bırakmıyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5099101-suriyenin-g%C3%BCneyindeki-silahl%C4%B1-gruplardan-olu%C5%9Fan-bir-koalisyon-silahlar%C4%B1n%C4%B1
Suriye'nin güneyindeki Dera vilayetine bağlı Busra kentinde, Dera vilayetindeki grupların koalisyonu olan Güney Operasyonları Odası'nın komutanı Ahmed el-Avde, 5 Ocak 2025. (AFP)
Suriye'nin güneyindeki silahlı gruplardan oluşan bir koalisyon silahlarını bırakmıyor
Suriye'nin güneyindeki Dera vilayetine bağlı Busra kentinde, Dera vilayetindeki grupların koalisyonu olan Güney Operasyonları Odası'nın komutanı Ahmed el-Avde, 5 Ocak 2025. (AFP)
AFP'ye konuşan bir sözcü, Suriye'nin güneyindeki silahlı gruplardan oluşan bir koalisyonun, yeni yetkililerin tüm silahlı oluşumları dağıtma kararına rağmen silahlarını bırakmadığını ve Savunma Bakanlığı çatısı altına girmeye hazır olduklarını ifade ettiğini söyledi.
Yeni yetkililer 25 Aralık'ta, ‘hayati kurumları korumak’ için Şam'a giren ve Ahmed el-Avde tarafından yönetilen Güney Operasyonları Odası'nın katılmadığı bir toplantıda, ‘tüm silahlı gruplarla’ onları dağıtma ve Savunma Bakanlığı çatısı altında birleştirme konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.
Şu anda Dera vilayetini kontrol eden Güney Operasyonları Odası’nın Sözcüsü Albay Nesim Ebu Ara, “Grupların dağıtılması fikrine inanmıyoruz. Silahlarımız, ağır ve tam teçhizatımız var. Bence Savunma Bakanlığı ile askeri bir organ olarak birleşmeliyiz” dedi.
2012 yılında Suriye ordusundan ayrılarak Güney Operasyonları Odası olarak bilinen koalisyonun yetkilisi olan Ebu Ara şunları söyledi: “Biz güney Suriye'de organize bir gücüz... Bu birimi yöneten firari subaylarımız var.”
Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif gruplar 27 Kasım'da Suriye'nin kuzeyinden gerçekleştirdikleri sürpriz saldırının ardından 8 Aralık'ta Şam'a girdi. Bu, Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesine ve ailesinin yarım yüzyıldan fazla süren iktidarının sona ermesine yol açtı.
‘Kaos’
Suriye'deki olaylar, Mart 2011'in ortalarında yetkililer tarafından hızla bastırılan Esed karşıtı halk gösterileriyle başladı ve ülkeyi birden fazla etki alanına bölen yıkıcı bir çatışmaya dönüştü. Çatışmalar yarım milyondan fazla insanın ölümüne neden oldu.
Halk protestolarının beşiği olan Dera vilayeti, rejim güçlerinin Temmuz 2018'de kontrolü yeniden ele geçirmesinin ardından tüm muhalif savaşçıların ayrılmadığı tek bölgedir; zira Moskova'nın desteklediği bir uzlaşma anlaşması askeri operasyonlara son vermiş ve hafif silahlara sahip muhalif savaşçıların varlığını sürdürmesini sağlamıştır.
Eski muhalif gruplardan yerel savaşçılar ve rejimle anlaşan diğerleri 6 Aralık'ta Güney Operasyonları Odası’nı kurdu.
Ebu Ara, Esed'in kaçtığı 8 Aralık günü şafak vakti ‘Şam'a ilk girenlerin’ bu güçler olduğunu söyledi.
“Rejim ordusu kuzeyde çökerken, başkente girmek için gece geç saatlerde bir konvoy hazırladık” diyen Ebu Ara, güçlerinin ‘şafak vakti Şam'a girdiğini’ açıkladı.
AFP'ye konuşan görgü tanıkları, düğümlü sarıklarıyla tanınan Ahmed el-Avde'nin savaşçılarının o gün Merkez Bankası çevresinde konuşlandıklarını ve Emevi Meydanı da dahil olmak üzere birçok mahallede bulunduklarını bildirdi.
Ebu Husam olarak da bilinen Ebu Ara sözlerine şöyle devam etti: “Çok fazla kaos vardı ama kısa bir süre içinde hayati merkezleri korumayı başardık.”
Koruma sağlamak
Ebu Ara, Birleşmiş Milletler (BM) merkezini ve aralarında Mısır ve Ürdün'ün de bulunduğu birçok Arap ve Batı elçiliğini koruduklarını ifade etti. Ayrıca tüm ülkelerden birçok diplomatın toplandığı Four Seasons Otel'e kadar ‘diplomatlara eşlik ettiklerini’ söyledi.
Grup ayrıca rejimin eski Başbakanı Muhammed el-Celali'ye de ‘daha sonra Ahmed eş-Şera ile yapacağı görüşmeyi hazırlamak üzere’ aynı otele kadar eşlik etti.
Ebu Ara'ya göre Ahmed el-Avde'ye bağlı güçler HTŞ liderliğindeki kuzeyli savaşçıların gelişinin ardından ‘kaos ya da silahlı çatışma korkusuyla’ başkentten çekildi. Ebu Ara, “8 Aralık öğleden sonra Dera’ya geri döndük” dedi.
Şam'ın düşmesinden iki gün sonra el-Avde yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile görüştü. Ancak 25 Aralık'ta eş-Şera'nın başkanlık ettiği ve Savunma Bakanlığı çatısı altında bir araya gelmeyi kabul eden muhalif grupların liderlerini bir araya getiren toplantıya katılmadı.