Irak’ta İHA üretmekten suçlu bulunan 4 kişi idam cezasına çarptırıldı

Bağdat, çok sayıda silahlı grubun faaliyetlerini artırdığı bir dönemde ülkede silah kullanımını sınırlamaya çalışıyor.

Daha önce DEAŞ üyelerine yönelik bir operasyon sırasında askeri araçların yanında duran Irak güçleri. (Reuters)
Daha önce DEAŞ üyelerine yönelik bir operasyon sırasında askeri araçların yanında duran Irak güçleri. (Reuters)
TT

Irak’ta İHA üretmekten suçlu bulunan 4 kişi idam cezasına çarptırıldı

Daha önce DEAŞ üyelerine yönelik bir operasyon sırasında askeri araçların yanında duran Irak güçleri. (Reuters)
Daha önce DEAŞ üyelerine yönelik bir operasyon sırasında askeri araçların yanında duran Irak güçleri. (Reuters)

Irak Yüksek Ceza Mahkemesi dün güvenlik güçlerine saldırmak amacıyla insansız hava aracı (İHA) ve patlayıcı madde üretmekten suçlu bulunan 4 kişiyi idam cezasına çarptırdı. Irak, özellikle Gazze'deki savaşın patlak vermesinin ardından silahlı grupların yoğun faaliyetlerine tanık oluyor. Bu grupların bazıları, ABD’nin Irak’taki askeri üslerini hedef aldılar. Bu yüzden Bağdat, Irak toprakları içinde silah kullanımını sınırlamaya çalışıyor.

CDFRGT
Daha önce Enbar’da DEAŞ hücrelerinin peşine düşen Irak ordusu tarafından yayınlanan bir askeri araç konvoyunun fotoğrafı

Irak Yüksek Yargı Konseyi Basın Ofisi tarafından yapılan açıklamada, teröristlerin güvenlik güçlerini hedef almak amacıyla DEAŞ terör çetelerine lojistik destek sağladığı belirtildi. Açıklamada kararın, 2005 tarihli ve 13 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 4/1 maddesi hükümleri ve 2/1, 3, 4 ve 5'inci maddeleri uyarınca verildiği kaydedildi.

UCM ile iş birliği

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, dört kişi hakkında idam cezası verilmesinden bir gün önce Bağdat'ta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Ahmed Han ile görüştü. Başbakanlık Ofisi tarafından yayınlanan açıklamaya göre Başbakan Sudani UCM’yi ‘Irak'a yardım etmeye ve ülkede terörü destekleyenleri tespit etme konusunda Irak’a destek olmaya’ çağırdı.

Başbakan Sudani ile UCM Savcısı Han arasındaki görüşmede, Irak hükümeti ile Uluslararası Ceza Mahkemesi arasında, terörün binlerce kurbanı için adaletin sağlanmasına yardımcı olacak şekilde, Irak'ta suç işleyen DEAŞ terör çetelerinin sorumlularının cezalandırılmasına yönelik iş birliği mekanizmalarının ele alındı.

Başbakan Sudani, Irak'ta can kaybına neden olan ve sivillere karşı vahşi katliamlar gerçekleştiren teröristlerin yargılanması ve hesap sorulması konusunda Irak'a destek verilmesi gerektiğini belirterek “Irak, dünya adına terörle mücadele etti. Terörü yenmeyi başardı. Bunun için de birçok fedakârlık yaptı” ifadelerini kullandı.

UCM Savcısı Han ise UCM’nin Irak'taki terör örgütleriyle bağlantılı kişiler hakkında soruşturma başlatması, sorumlu tutması ve mağdurlar için adaletin sağlanması konusunda kararlı olduğunu vurgulayarak ‘Iraklıların birlik ve beraberliklerini koruyup, topraklarını temizleme konusundaki kararlılıklarıyla terör örgütü DEAŞ’ı yendiklerini’ söyledi.

Harir Havalimanı

Kürtçe medya ağı Rudaw, pazar akşamı Irak'ın Kuzey Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi'nin başkenti Erbil'deki Harir Havalimanı'nda büyük bir patlama sesi duyulduğunu bildirdi.

CVDFBG
Ummu ez-Ziban köyü yakınlarında DEAŞ üyelerinin kullandığı yola patlayıcı yerleştiren Sincar Direniş Birlikleri'nin iki üyesi (Arşiv - Reuters)

Londra merkezli Arap Dünyası Haber Ajansı’na (AWP) göre Rudaw olayla ilgili daha fazla detay vermedi. Irak'taki silahlı gruplar, Gazze'deki savaşa tepki olarak birçok kez ülkenin kuzeyindeki Erbil Havaalanı yakınlarında bulunan ABD üssünü ve Irak'ın batısındaki başka bir üssü hedef aldılar. Şarku’l Avsat’ın bilgisine göre söz konusu gruplar, ABD’nin Irak'taki askeri üslerini hedef olarak gördüklerini ve bu üslerin bir kısmına defalarca kez bombalı saldırı düzenlediklerini açıkladılar.

Karh Ceza Mahkemesi

Öte yandan başkent Bağdat'taki Karh Ceza Mahkemesi, uyuşturucu madde ticareti yapmakla suçlanan iki kişiyi, iki kez ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.

Yüksek Yargı Konseyi Basın Ofisi’nden yapılan bir diğer açıklamada, iki zanlının üzerinden uyuşturucu kullanıcıları arasında takas edilmek ve satmak amacıyla 650 gram esrar reçinesi ele geçirildiği belirtildi. Açıklamada, mahkemenin iki zanlı hakkındaki kararlarının, ‘Narkotik Maddeler ve Psikotrop Maddeler Kanunu’nun 27/Birinci maddesi hükümleri uyarınca verildiği’ belirtildi.

Irak'taki karmaşık dava prosedürleri kapsamında bu tür kararlar mutlak olmayıp, temyiz yolu açık tutuluyor. Çünkü kararların bir kısmı sanığın ifadelerinin baskı ya da işkence altında alınması nedeniyle mahkemece yeniden değerlendiriliyor. Bu tür hukuki ve siyasi sorunların bir arada olması nedeniyle Irak cezaevlerinde halihazırda on binlerce mahkûm ve tutuklu bulunuyor.  Bunların binlercesine idam cezası verildi. Ancak bu idam cezaları cumhurbaşkanlarının idam cezalarının infazını gerektiren kararnameleri imzalamayı reddetmesi nedeniyle uygulanmıyor.

Irak parlamenter sisteminde cumhurbaşkanının yetkileri sınırlı olsa da Irak Anayasası cumhurbaşkanına idam cezalarını onaylama yetkisi veriyor. Bundan dolayı cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarmadıkça, cezaların infazından sorumlu kurum olan Adalet Bakanlığı, terör eylemlerinden hüküm giymiş bir kişi hakkında idam cezasını infaz edemiyor.

Irak’ın eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani, idam cezasını reddeden uluslararası bir belgeye imza atan uluslararası bir avukat olduğu gerekçesiyle, infaz kararnamelerini imzalamayı reddetmişti. Kendisinden sonra yerine gelen eski Cumhurbaşkanları Fuad Masum, Berham Salih ve mevcut Cumhurbaşkanı Abdullatif Raşid idam cezalarıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini imzalamayı reddetmediler. Ancak topu yeniden yargılamalar da dahil olmak üzere karmaşık dava prosedürlerine attılar. Bu durum, farklı şartlarda ölüm cezasına çarptırılan kişilerin sayısıyla karşılaştırıldığında, idam cezalarının infazının daha az olmasına neden oluyor.



Suriye'nin egemenliği ve istikrarını desteklemek için Arap-Türk istişareleri

 Suriye'nin güneyindeki Dürzi kentinde yaşanan olayların ardından dün kadınlar ve çocuklar Dera ve Süveyda arasında yürüdüler (Reuters)
Suriye'nin güneyindeki Dürzi kentinde yaşanan olayların ardından dün kadınlar ve çocuklar Dera ve Süveyda arasında yürüdüler (Reuters)
TT

Suriye'nin egemenliği ve istikrarını desteklemek için Arap-Türk istişareleri

 Suriye'nin güneyindeki Dürzi kentinde yaşanan olayların ardından dün kadınlar ve çocuklar Dera ve Süveyda arasında yürüdüler (Reuters)
Suriye'nin güneyindeki Dürzi kentinde yaşanan olayların ardından dün kadınlar ve çocuklar Dera ve Süveyda arasında yürüdüler (Reuters)

On bir Arap ve İslam ülkesinin dün Suriye'nin güvenlik, birlik, istikrar ve egemenliğini desteklediklerini ve içişlerine her türlü yabancı müdahaleyi reddettiklerini teyit etmeleri, Bedevi ve Dürzi savaşçılar arasında yeniden başlayan çatışmalarla birlikte Süveyda vilayetine güvenlik gerginliğinin geri dönmesiyle eş zamanlı olarak geldi.

Suudi Arabistan, Ürdün, BAE, Bahreyn, Türkiye, Irak, Umman, Katar, Kuveyt, Lübnan ve Mısır dışişleri bakanları arasında Suriye'deki gelişmelere ilişkin iki gün süren yoğun görüşmelerin ardından 11 ülke tarafından yapılan ortak açıklamada, “Suriye'nin güvenlik ve istikrarının bölgesel güvenlik ve istikrarın temel direği ve ortak bir öncelik olduğu” vurgulandı.

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın son olayları kontrol altına almak için duyurduğu düzenleme ve tedbirleri memnuniyetle karşıladı. Suriye Cumhurbaşkanı ile yaptığı telefon görüşmesinde Prens Muhammed bin Selman, Krallığın eş-Şara liderliğindeki Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlama yeteneğine olan güvenini dile getirdi. Suudi Arabistan'ın, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik açık saldırılarını kınadığını yineledi.

Suriye yetkililerinin dün sabah erken saatlerde güney Suriye eyaletindeki güçlerini tamamen çekmesinin ardından Süveyde'deki güvenlik durumu yeniden gerginleşti. Din adamı Hikmet el-Hicri'ye bağlı milislerin Süveyde Bedevilerine ait evleri basıp yakmasından birkaç saat sonra, Bedevi savaşçılar Dürzi silahlı kişilere bir karşı saldırı başlattı.

Washington'da bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi dün yaptığı açıklamada, ABD'nin Süveyda'da son birkaç gündür yaşanan şiddet olaylarını şiddetle kınadığını belirterek, Şam'ın tüm ihlal raporlarını soruşturması ve sorumlulardan hesap sorması gerektiğini kaydetti.