Hamas’ın İsrail’le yapılan takas anlaşmasında serbest bıraktığı rehineler kimler?

Avichai Brodutch, eşi Hagar (40 yaşında) ve çocukları Oriyah, (4), Yuval (8) ve Ofri (10) ile birlikte. Hagar ve çocuklarının, Gazze Şeridi’nde Hamas militanları tarafından rehin alındıktan sonra 26 Kasım’da İsrail’e gelişlerinden kısa bir süre sonra. İsrail’deki Schneider Çocuk Tıp Merkezi’nde çekilen fotoğrafı, 27 Kasım 2023’te yayınlandı. (Reuters)
Avichai Brodutch, eşi Hagar (40 yaşında) ve çocukları Oriyah, (4), Yuval (8) ve Ofri (10) ile birlikte. Hagar ve çocuklarının, Gazze Şeridi’nde Hamas militanları tarafından rehin alındıktan sonra 26 Kasım’da İsrail’e gelişlerinden kısa bir süre sonra. İsrail’deki Schneider Çocuk Tıp Merkezi’nde çekilen fotoğrafı, 27 Kasım 2023’te yayınlandı. (Reuters)
TT

Hamas’ın İsrail’le yapılan takas anlaşmasında serbest bıraktığı rehineler kimler?

Avichai Brodutch, eşi Hagar (40 yaşında) ve çocukları Oriyah, (4), Yuval (8) ve Ofri (10) ile birlikte. Hagar ve çocuklarının, Gazze Şeridi’nde Hamas militanları tarafından rehin alındıktan sonra 26 Kasım’da İsrail’e gelişlerinden kısa bir süre sonra. İsrail’deki Schneider Çocuk Tıp Merkezi’nde çekilen fotoğrafı, 27 Kasım 2023’te yayınlandı. (Reuters)
Avichai Brodutch, eşi Hagar (40 yaşında) ve çocukları Oriyah, (4), Yuval (8) ve Ofri (10) ile birlikte. Hagar ve çocuklarının, Gazze Şeridi’nde Hamas militanları tarafından rehin alındıktan sonra 26 Kasım’da İsrail’e gelişlerinden kısa bir süre sonra. İsrail’deki Schneider Çocuk Tıp Merkezi’nde çekilen fotoğrafı, 27 Kasım 2023’te yayınlandı. (Reuters)

Hamas hareketi, İsrail’e yönelik 7 Ekim saldırılarından bu yana yedi hafta boyunca Gazze’de alıkoyulan 40 İsrailli rehineyi serbest bıraktı. Bunların arasında İsrail ile Hamas arasındaki takas anlaşması kapsamında 39 kadın ve çocuk ile bir erkek de bulunuyor.

İngiltere merkezli BBC’nin dün yayınlanan haberine göre Hamas ile Mısır hükümeti arasındaki ayrı bir anlaşmanın parçası olarak 17 Taylandlı ve bir Filipinli rehine de serbest bırakıldı.

İsrail ile Hamas arasındaki geçici ateşkes hükümleri uyarınca, 24 Kasım’da başlayan dört günlük insani ara sırasında toplam 50 rehinenin serbest bırakılması kararlaştırıldı. Pazartesi öğleden sonra 40 İsrailli rehine serbest bırakıldı ve başka bir grubun da yerel saatle öğleden sonra serbest bırakılması planlanıyordu.

Buna karşılık anlaşma kapsamında 150 Filistinli kadın ve genç İsrail hapishanelerinden serbest bırakılacaktı. Şu ana kadar 117 tanesi serbest bırakılırken, İsrail’in insani yardım, tıbbi malzeme ve yakıt yüklü yüzlerce kamyonun Gazze Şeridi’ne girmesine izin vermesi konusunda mutabakata varıldı. Bu yardımın bir kısmı aslında ateşkesin ilk üç gününde Gazze Şeridi’ne girdi.

İsrail- Hamas takasında serbest bırakılan İsrailliler

Fransa merkezli France 24’e göre Emily Hand (9) ve Hila Rotem Shoshani (13) serbest bırakılırken, Hila’nın annesi Raya Rotem (54) halen Gazze’de tutuklu.

Emily’nin ilk olarak İsrail’in güneyindeki Kibbutz Be’eri’de (kibbutz İbranice yerleşim topluluğu anlamına geliyor) kaybolduktan sonra öldüğü bildirildi. Ancak Emily daha sonra rehineler arasında sayıldı.

Babası Thomas Hand’in belirttiğine göre İrlandalı- İsrailli küçük kız Emily, Gazze’de esaret altındayken 17 Kasım’da 9 yaşına girdi. Annesi, Emily henüz iki yaşındayken kanserden ölmüştü.

Fotoğraf Altı: İrlandalı- İsrailli küçük kız Emily, İsrail ile Hamas arasındaki takas kapsamında serbest bırakıldıktan sonra babası Thomas Hand ile İsrail’de yeniden bir araya geldi. Fotoğraf 26 Kasım 2023’te yayınlandı. (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Dr. Shoshan Haran (67), 7 Ekim’de Kibbutz Be’eri’deki evinden alındı. Yoksulların beslenmesine yardımcı olmak amacıyla kâr amacı gütmeyen bir kuruluşun kurucusu ve ziraat mühendisliği alanında doktora sahibi. Kızı Adina (Addi) Shoham (38), iki çocuğu Naveh (8) ve Yahel (3) ile birlikte 25 Kasım’da serbest bırakıldı. Dr. Haran’ın Alman ve İsrail çifte vatandaşlığına sahip ekonomist eşi Avshalom, Hamas saldırısında öldü. BBC’ye göre Adina’nın kocası Tal (38) halen tutuklu.

xsacd
Addi Shoham (38) ve çocukları Naveh (8) ve Yahel (3) ve çocukların büyükannesi Dr. Shoshan Haran, Hamas hareketinin İsrail ile yapılan takas anlaşması kapsamında serbest bırakılmalarının ardından 25 Kasım’da İsrail’e vardılar. Görüntü, İsrail Başbakanlığı tarafından 26 Kasım 2023’te yayınlanan bir videodan. (Reuters)

Drama terapisti Sharon Avigdori (52) ve Dr. Haran’ın akrabası olan ve aynı dönemde Kibbutz Be’eri’den kaçırılan kızı Noam (12) da serbest bırakıldı. Aile, saldırıda aileden iki kişinin Eviatar Kipnis (65) ve eşi Lilach Kipnis’in (60) öldürüldüğünü söyledi.

asdefw
Rehineler ve Kayıp Aileler Forumu genel merkezi tarafından yayınlanan bu tarihsiz fotoğraf, Maya Regev’i (21) gösteriyor. Maya, 25 Kasım 2023 cumartesi günü geç saatlerde Hamas tarafından serbest bırakılan 13 İsrailliden biri. (AP)

İsrail’in orta kesimindeki Herzliya şehrinden Maya Regev (21) serbest bırakıldı. El-Hurra kanalının haberine göre Regev, küçük kardeşi Itay (18) ile birlikte Kibbutz Ra’im’den kaçırıldı. İkili, Hamas saldırısından önceki gece Meksika’ya yaptıkları geziden yeni dönmüşlerdi.

Maya Regev, İsrail’in güneyindeki Supernova müzik festivaline katılımları sırasında kendisi ve kardeşi Itay, Hamas’ın saldırısına uğradı. O sabah Maya’nın babası, kızından “Baba beni vuruyorlar, öldüm” diye bir telefon bildirimi aldı. Aile, daha sonra Hamas’ın yayınladığı bir videoda hâlâ rehine olduğuna inanılan Itay’ı arabanın arkasında kelepçeli halde gördüklerini söyledi.

zxscd
7 Ekim saldırısında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan dört yaşındaki Avigail Idan, İsrail’deki Schneider Çocuk Tıp Merkezi’nde teyzesi Liron ve amcası Zuli ile konuşurken... Fotoğraf 27 Kasım 2023’te yayınlandı. (Reuters)

BBC’ye göre ailesinin Hamas’a bağlı silahlı kişiler tarafından saldırıya uğrayıp ailesinin öldürüldüğü evinden rehin alındığında üç yaşında olan İsrailli Amerikalı Avigail Idan (4) da serbest bırakıldı. Avigail, saldırıda hayatta kalırken, komşuları Brodutch ailesinin evine gitti. Ancak daha sonra onlarla birlikte kaçırıldı. Avigail, rehine tutulduğu sırada dört yaşına girdi.

Hagar Brodutch (40), çocukları Oriya (4), Yuval (8) ve Ofri (10) ile birlikte serbest bırakıldı. Hagar’in kocası Avichai Brodutch’a göre Hamas saldırıyı başlattığında Kibbutz Kfar Azza’daydılar. Kayınpederi Shmuel Brodutch, İsrail merkezli Kanal 13’e “Onların Kızıl Haç’ın elinde olduğunu duyduğum anda rahatladım” dedi.

5hyj
Avichai Brodutch, eşi Hagar (40 yaşında) ve çocukları Oriyah, (4), Yuval (8) ve Ofri (10) ile birlikte. Hagar ve çocuklarının, Gazze Şeridi’nde Hamas militanları tarafından rehin alındıktan sonra 26 Kasım’da İsrail’e gelişlerinden kısa bir süre sonra. İsrail’deki Schneider Çocuk Tıp Merkezi’nde çekilen fotoğrafı… 27 Kasım 2023’te yayınlandı (Reuters)

Danielle Aloni (44) ve kızı Emilia (6) Kibbutz Nir Oz’dan serbest bırakıldı. Onlar, Danielle’in kız kardeşi Sharon Aloni (34), kocası David Cunio (33) ve üç yaşındaki ikiz kızları Emma ve Yuli ile birlikte gözaltına alındı.

scdvfe
Danielle Aloni ve kızı Emilia (ortada), İsrail ile Hamas arasındaki anlaşma uyarınca serbest bırakıldıktan sonra cuma günü aileleriyle buluştu. (Sosyal medya)

34 yaşındaki Doron Katz Asher ile iki kızı Raz (4) ve Aviv (2) de serbest bırakıldı. Gazze sınırı yakınında akrabalarının yanında kalıyorlardı. Doron’un kocası Yoni, karısı ve kızlarının diğer rehinelerle birlikte bir kamyona yüklendiği videoyu izlemişti.

sadefr
Aviv Asher (2,5), kız kardeşi Raz Asher (4,5) ve annesi Doron, Kasım ayında İsrail’e döndükten sonra Schneider Çocuk Tıp Merkezi’nde Yoni ile görüştü. 24 Kasım 2023 (AP)

Ohad Monder Zikri (9), annesi Keren Monder (54) ve büyükannesi Ruthie Monder (78) serbest bırakıldı. Kibbutz Nir Oz’dan kaçırılmışlardı. Ohad Gazze’deyken 9 yaşına girdi. Ailenin bir diğer üyesi Abraham Monder ise halen gözaltında.

zaxsdc
Noam Or (17) ve kız kardeşi Alma (13). İsrail ile Hamas arasındaki takas anlaşmasıyla serbest bırakıldılar. (Rehineler ve Kayıp İsrailli Aileler Forumu)

Serbest bırakılanlar arasında Noam Or (17) ve kız kardeşi Alma (13) da vardı. Yeğenleri Emmanuel Pisoray’e göre, 7 Ekim saldırılarında bir komşu, onların babaları Dror Or (48) ile birlikte Be’eri’deki evlerinden sürüklendiklerini gördüğünü söyledi. Dror’un eşi ve çocukların annesi Yonat’ın (50) cesedi, kibutzda öldürülen 120 kişi arasında tespit edildi. Noam ve Alma’nın amcası Ahal Pisoray, BBC’ye, iki kardeşin serbest bırakılmadan önce annelerinin ölümünden haberleri olmadığını söyledi. Pisoray, “Acı haberi onlara vermek zorunda kaldık” dedi.

zxsdef
Hamas tarafından serbest bırakılan rehine Tal Goldstein (solda), 26 Kasım 2023’te kendisini güney İsrail’deki Ofakim’deki askeri üsse taşıyan otobüs ile. (AFP)

Hamas’ın 7 Ekim saldırısında Kibbutz Kfar Azza’da alıkoyduğu Chen Almog Goldstein (48) ve çocukları Tal (8), Gal (11) ve Agam (17) serbest bırakıldı. BBC’ye göre Chen’in kocası Nadav ve 20 yaşındaki kızları Yam, Hamas tarafından öldürüldü.

Oğlu Elad Katsir (47) ile birlikte kaçırılan Nir Oz’lu Hannah Katsir (77 yaşında) serbest bırakıldı. Hannah, 9 Kasım’da Hamas'ın yayınladığı bir videoda tekerlekli sandalyede otururken göründü.

sxd
Birleştirilmiş fotoğrafta Dafna Elyakim (15) ve kız kardeşi Ella (8). İki kardeş, İsrail ile Hamas arasındaki takas anlaşmasında serbest bırakıldılar.

Oğlu Nadav Popplewell (51) ile birlikte gözaltına alınan Channah Peri (79) serbest bırakıldı. Channah, 1960’larda Güney Afrika’dan İsrail’e göç etti ve üç çocuğu var. Aynı şekilde Dafna (15) ve Ella Eliakim (8) kardeşler de Hamas’ın saldırısının olduğu gün Kibbutz Nir Oz’daki evlerinden kaçırılmıştı. Saldırganların, aileler için canlı yayın yaptığı bir aile grubunun parçasıydılar. Kızların annesi Maayan Zayn yaptığı açıklamada, kızlarının geri dönmesinden mutlu olduğunu belirterek, kaçırılmalarından bu yana ‘umutsuzluk ile umut, acı ile iyimserlik arasında’ yaşadığını dile getirdi.

zxs
Bu tarihsiz fotoğrafta Adina Moshe ve kocası David görülüyor. Rehineler ve aileleri adına konuşan bir gruba göre Adina, İsrail ile Hamas arasındaki takas anlaşması kapsamında serbest bırakılırken, kocası da Hamas’ın 7 Ekim’de düzenlediği saldırıda öldürüldü. (AP)

Nir Oz’lu Adina Moshe (72) 7 Ekim’de serbest bırakıldı. Birkaç rehine ve aileleri adına konuşan bir gruba göre, kocası David Moshe saldırıda öldürüldü. Ailesi daha sonra Adina’yı, motosiklet üzerinde 2 Hamas savaşçısının arasında tutulduğunu gösteren bir videoda gördü.

İsrail’in güneyindeki Kibbutz Be’eri’den Shiri Weiss (53), kızı Noga (18) ve kocası Ilan Weiss (58) ile birlikte gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Shiri, kibutzun tarım birliğinde muhasebeci. Aileden gelen bir video mesajında, Noga yatağın altında saklanırken Shiri’nin kaçırıldığı belirtildi. Daha sonra Hamas’ın çıkardığı yangınlar, onu ülkeyi terk etmeye zorlarken, 7 Ekim’de kaçırıldı.

xsc
Hamas ile İsrail arasındaki esir takası anlaşması sonrasında serbest bırakılan İsrailli rehine Yaffa Adar’ın tarihi belirsiz bir fotoğrafı. Fotoğraf Reuters tarafından 24 Kasım 2023’te yayınlandı. (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Hamas, 7 Ekim’de Nir Oz’dan kaçırdığı 85 yaşındaki Yaffa Adar’ı da serbest bıraktı. Gözaltına alınan aileler adına konuşan grup, Adar’ın üç çocuğu, sekiz torunu ve yedi torununun çocuğu olduğunu bildirdi. İsrail Times of Israel gazetesi, Nir Oz acil durum tugayının bir parçası olarak kibbutzu savunan Yaffa’nın torunu Tamir’in (38) de Gazze’ye nakledildiğini kaydetti.

İsrail’in kuzeyindeki Karmiel’de yaşayan ve Supernova müzik festivalinde ses mühendisi olarak çalışan İsrail- Rus vatandaşı Ronnie Krivoy (25), serbest bırakıldı. Sky News’e göre Hamas, Moskova’nın çatışma sırasında kendisine verdiği desteğin takdiri olarak kendisini serbest bıraktığını söyledi.

zxsdef
Serbest bırakılan İsrailli rehine Margalit Moses (ortada), 24 Kasım’da İsrail’e vardıktan kısa bir süre sonra bir İsrail askeriyle birlikte yürürken görüntülendi. Fotoğraf, İsrail Başbakanlığı tarafından 25 Kasım 2023’te yayınlandı. (Reuters)

Kibbutz Nir Oz’daki evinden kaçırılan Margalit Moses (78) de serbest bırakıldı. Kanserden kurtulan Margalit’in ailesi, onun sürekli tıbbi bakım gerektiren başka sağlık sorunlarından da mustarip olduğunu söyledi.

Adrian Aviva Siegel (62), kocası Keith (64) ile birlikte Kfar Azza’daki evinden kaçırıldıktan sonra serbest bırakıldı. Kocasının Gazze’de kalan rehineler arasında olduğuna inanılıyor.

İsrail ordusu, 26 Kasım’da Elma Avraham’ın (84) serbest bırakıldıktan sonra durumu ciddi olarak Beerşeba’daki Soroka Hastanesi’ne kaldırıldığını açıkladı. Kibbutz sözcüsü Nahal Oz, kaçırılmadan önce yaklaşık 50 yıl boyunca bu kibbutzda yaşadığını söyledi.



Washington Suriye'de Türkiye-İsrail rekabetinin ritmini mi belirliyor?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera görüşmesinden bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı/AP)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera görüşmesinden bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı/AP)
TT

Washington Suriye'de Türkiye-İsrail rekabetinin ritmini mi belirliyor?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera görüşmesinden bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı/AP)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera görüşmesinden bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı/AP)

Tarık eş-Şami

Suriye’de Beşşar Esed rejiminin düşmesi, İsrail ordusunun ülkenin güneybatısındaki topraklarını ele geçirmesi ve Türkiye destekli muhalif grupların ülkenin kuzeydoğusunda Kürt ağırlıklı silahlı grupların kontrolündeki bölgelere ilerlemesiyle birlikte komşu ülkeler arasında Suriye’nin bölünebileceği endişeleri arttı. Ancak hem İsrail hem de Türkiye eylemlerini ulusal güvenliklerini korumayı amaçladığı şeklinde gerekçelendiriyor. Uluslararası toplum, bu duruma müdahale etmeye fazla istekli görünmezken Türkiye ile İsrail’in çatışan gündemleri, ABD'nin bu rekabete nasıl yaklaşacağı ve hangi tarafı destekleyeceği sorusunun sorulmasına neden oluyor. ABD, NATO’daki güçlü müttefiki Türkiye'ye karşı Washington'da muazzam bir nüfuza sahip olan stratejik müttefiki İsrail'i mi destekleyecek yoksa değişen jeopolitik tablo, bölgenin istikrara kavuşturulmasına yönelik ortak çıkarlar doğrultusunda iki ülke arasındaki yakın ilişkileri mi güçlendirecek?

Yeni ve karmaşık bir gerçeklik

Esed rejiminin çöküşü, Ortadoğu bölgesindeki stratejik hesaplamalarda yeni ve karmaşık bir gerçeklik yarattı. Bu durum, Esed rejiminin düşüşünden en kazançlı çıkan Türkiye ve İsrail başta olmak üzere komşu ülkeler üzerindeki potansiyel nüfuzu değiştirdi. İran liderliğindeki ‘Direniş Ekseni’nin İran destekli milislerin Suriye'den çekilmesiyle dağılması ve Tahran'dan Hizbullah'a Suriye toprakları üzerinden giden askeri ikmal hatlarının kesilmesi İsrail için acil ve önemli bir güvenlik nimetini temsil ediyordu.

acdvfgrh
Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki askerden arındırılmış bölge arasındaki kontrol noktasının yakınlarında İsrail ordusuna ait askeri araçlar (AFP)

Suriye yönetiminin yıllardır Ankara tarafından desteklenen Heyet Tahrir Şam (HTŞ) tarafından ele geçirilmesine, Türkiye'nin Şam'da baskın güç olarak ortaya çıkması eşlik etti. Yıllar önce Libya, Somali ve Katar'a asker gönderen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkesinin nüfuzunu eski Osmanlı İmparatorluğu topraklarına yayma arzusunu gerçekleştirmeye her zamankinden daha yakın. Bu yaklaşım, stratejik kazanımlar için halk arasında kabul gören bir gerekçe olarak Filistin davasının savunulmasında İran ile rekabeti de içeriyor.

cvfdbg
Cumhurbaşkanı Erdoğan (AFP)

Fakat geçtiğimiz yıl Gazze Şeridi’ndeki savaşın başlamasından bu yana ilişkileri nispeten gergin olan ABD'nin bu iki önemli müttefiki, Suriye içinde ve dışında bir çarpışma rotasında ilerliyor. Bu rekabeti yönetmek, ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump'ın yönetimi için bir öncelik olacak. Bu da ABD’nin Avrupa’daki ve Ortadoğu'daki ittifaklar ağı üzerindeki baskıyı arttıracak gibi görünüyor.

En büyük kazanan Türkiye

Türkiye ve İsrail, İran'ın Ortadoğu'daki nüfuzunun hızla azalmasıyla sonuçlanan Suriye rejiminin çöküşünün başlıca stratejik faydalanıcıları olurken aslında bunun en büyük kazananı şu an fiilen Suriye'deki en güçlü siyasi aktör olmanın yanında ekonomik ve askeri açıdan en etkili aktör olma yolunda ilerleyen Türkiye gibi görüyor. Birçokları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye'yi bir Türk himayesine dönüştürmek için hiç vakit kaybetmediğini düşünüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın stratejisinin iki temeli var. Bunlardan birincisi Suriye rejimini siyasi, ekonomik ve uluslararası alanda destekleyen ve yardım eden koruyucu bir dış kabuk oluşturmak, ikincisi ise Suriye'deki yerel güç merkezlerini Ankara'ya bağımlı tutmayı teşvik etmek. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Gönül Tol, Türk yetkililerin yeni Suriye'nin başarılı olmasını ve böylece İsraillilerin her şeyi yok edebileceğini düşündükleri bir dönemde Türkiye'nin bu ülkeye sahip çıkmasını istediklerini belirtti.

Ekonomik faydalar

Türkiye'nin nüfuzu HTŞ lideri Ahmed eş-Şera’nın hükümete yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesine verdiği ve Suriye ile Türkiye arasında kurulmasını beklediği ilişkileri özetlediği röportajda açıkça görüldü. İç savaş sırasında milyonlarca Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye'ye Suriye'nin yeniden inşasında öncelik verileceğini söyleyen Şera, “Bu zafer sadece Suriye halkının değil, aynı zamanda Türk halkının da zaferi” dedi.

Üç milyondan fazla Suriyeli mültecinin ülkelerine dönmesinin yanı sıra Türkiye'nin elde etmesi beklenen ekonomik faydalar her şeyden daha ağır basabilir. Ankara'nın 13 yıllık savaş sırasında harap olmuş bir ülkedeki yeniden inşa projelerinde aslan payına sahip olması ve 2009 yılından bu yana Katar'dan Suriye toprakları üzerinden Türkiye'ye ve oradan da Avrupa'ya uzanacak bir doğalgaz boru hattı için önerilen diğer stratejik projelerin yeniden konuşulmaya başlanması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülkesinin Avrupa'ya doğalgaz pazarlayan bir merkez olması hayalini gerçekleştirebilecek bu ekonomik fırsattan vazgeçmeye niyetli olmadığı anlamına geliyor.

Ankara karşılığını bekliyor

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, talep edilmesi halinde ülkesinin Suriye'ye askeri yardım sağlamaya hazır olduğunu açıkça ifade etti. Türkiye’nin Suriye için yerli üretim çeşitli savaş teçhizatının ana tedarikçisi olması beklenirken aynı zamanda eğitmenler gönderebilir, yeni orduya uygun bir savaş teorisi oluşturabilir ve bu faaliyetleri finanse etmek için mali destek sağlayabilir. Hatta Suriye'deki yeni yönetimle askeri ve stratejik bir ittifak kurulması karşılığında Ankara, Suriye'deki tüm askeri ve siyasi süreçlerdeki konumunu ve etkisini garanti altına alabilir.

Moskova'nın Hmeymim Hava Üssü ve Tartus’taki askeri deniz üssünün geleceğine dair (Şam'daki Suriyeli yetkililerle değil) Ankara’daki Türk yetkililerle müzakerelere başlamasıyla İsrail, Türkiye'nin nüfuzunun boyutunun farkına vardı. Türkiye'nin İsrail ordusunu Golan Tepeleri'nde işgal ettiği bölgelerden çıkarmak için yakında uluslararası adımlar atmaya başlaması bekleniyor.

İsrail'in Suriye'deki hedefleri

İsrailli yetkililer, HTŞ’nin Şam'ın kontrolünü ele geçirmesinden bu yana özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Filistinli Hamas Hareketi’ne verdiği açık destek çerçevesinde Türkiye'nin başını çektiği yeni Sünni İslamcı eksenin zaman içinde giderek daha tehlikeli hale geleceğinden endişe ediyor.

Yeni Suriye'nin fiili lideri Ahmed eş-Şera savaş arayışında olmadığını ve ülkeyi yeniden inşa etmeye odaklanmak istediğini söylese de o ve Şam'ın önde gelen diğer bazı isimleri bir zamanlar ABD tarafından terör örgütü ilan edilen El Kaide'nin bir kolu olan Nusra Cephesi’nde önemli roller üstlenmişti. İsrail Başbakanı Binamin Netanyahu'nun hükümeti bu durumu Suriye'nin güneyindeki toprakları ele geçirmek için bir bahane olarak kullandı. Netanyahu en az 2025 yılına kadar orada kalacaklarını söyledi. Bu da İsrail'i eski statüsüne kavuşturmak için ABD’nin ve uluslararası tarafların yoğun çabasını gerektirecek.

Ancak İsrail'in Suriye'nin güneyine girmesi ve haftalarca Suriye'nin yeni yöneticilerinin hava ve deniz savunmasına, hava gücüne ve uzun menzilli füzelere sahip olmasını engellemek için  Esed rejiminin askeri altyapısından geriye kalanları yok etmesi, Tel Aviv ve Ankara'yı bir kez daha karşı karşıya getirdi. Ankara İsrail'e güçlerini geri çekmesi ve Suriye hava sahasını ihlal etmeyi bırakması çağrısında bulunurken İsrail Dışişleri Bakanlığı, buna ‘Türkiye'nin Suriye'de işgal konusunu gündeme getirecek son ülke olması gerektiği’ yanıtını verdi. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 2016 yılından bu yana Suriye’de ve  bazı güçleri’ destekliyor. Türk lirası ülkenin büyük bir bölümünde kullanırken yaygın bankacılık ve posta hizmetleri sağlanıyor.

Çetin rekabet

Türkiye ile İsrail arasındaki çetin rekabet ve çıkar çatışması göz önüne alındığında, İsrail Parlamentosu Knesset'in Dış İlişkiler ve Savunma Komisyonu Başkanı Yuli Edelstein gibi bazı İsrailliler, iki ülke arasında zaten kötü olan ilişkilerin Türkiye'nin silahlı vekilleriyle çatışmaya dönüşmesinden korktuklarını ifade ediyorlar.

İsrail'in şahinleri, Netanyahu hükümetini, Türkiye'nin Suriye'de yayılma ve İran'ın Suriye'deki varlığının sona ermesi karşılığında burayı bir İslam devletine dönüştürme hamlelerine karşı sahada birtakım gerçekler yaratarak hayati jeostratejik çıkarlarını yeniden inşa etmeye zorluyor. Sınırların değiştirilmesi ve bölgedeki istikrarsızlığın yanı sıra Suriye'nin mezhepsel-etnik hatlar boyunca bölünmesini ve Dürzilerle ve Kürtlerle nüfuz alanları, stratejik ittifaklar ve özerklik gibi meseleleri dikkate alan hayati bir savunma bölgesinin kurulması için baskı yapmanın mümkün olduğunu savunuyorlar.

Bir yandan dinamikler değişirken İsrail basını, Suriyeli Kürtlerin temsilcilerinin, çeşitli kanallar aracılığıyla İsrailli yetkililere ulaştığını bildirdi. İsrail, Kürt toplumunu dostane ve Batı yanlısı bir güç olarak görüyor ve Ankara'nın terör örgütü olarak sınıflandırdığı Kürtlerin ağırlıkta olduğu Halk Koruma Birlikleri'nin (YPG) omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nden (SDG) kurtulmak için baskı yapan Türkiye’yi kızdıracak şekilde Kürtlerin güvenliğini sağlamak için Batılı müttefikleriyle perde arkasında çalışmalar yürütüyor.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar da İsrail'in hem Türkiye hem de İran tarafından ‘zulüm gördüklerini’ söylediği Kürtleri ‘doğal müttefik’ olarak görmesi ve onlarla ve Ortadoğu'daki diğer azınlıklarla bağlarını güçlendirmesi gerektiğini söyleyerek Ankara'yı öfkelendirdi.

Çatışmayın, temas kurun

Buna karşın İsrail ile Türkiye arasındaki husumet, İsrail ile İran ve vekilleri arasındaki uzun ve kanlı çatışmanın yanında sönük kalıyor. Zira İran ve İsrail bu yıl birbirlerine doğrudan füzeli saldırıları düzenlediler ve bu da İsrail ile Lübnan'daki İran destekli Hizbullah arasında on yıllardır süren çatışmayı tırmandırdı.

İsrail, arada sırada öfkeli ya da eleştirel açıklamalar yapsa da Türkiye ve vekillerine karşı Suriyeli Kürt unsurları maddi olarak desteklemesi pek olası görünmüyor. Eski diplomat Aydın Selcen, İsrail'in Suriye'de Türkiye için sorun yaratmaya karar vermesi halinde bir devlet olarak aklını kaybetmiş olacağını söyledi. Selcen, İsrail ile Türkiye arasında açık bir çatışma ihtimali görmediğini de sözlerine ekledi.

On binlerce Filistinlinin İsrail ordusu tarafından öldürülmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Netanyahu'yu ‘Gazze kasabı’ olarak eleştirmesine rağmen 1949 yılında İsrail'i tanıyan ilk Müslüman ülke olan Türkiye'nin Tel Aviv'de büyükelçiliği bulunuyor. İki ülke arasındaki iletişim kanalları açık kalmamaya ve Türkiye, ABD'nin müttefiki olmaya devam ediyor. Dolayısıyla iki ülke arasındaki bu uçurum kapatılabilir.

İsrailli modern Ortadoğu tarihi uzmanı Eyal Zisser'e göre Türkiye’nin İsrail'i yok etmeyi hedeflemiyor, nükleer silah geliştirmiyor, Hizbullah'a büyük bir füze cephaneliği sağlamıyor ve Suriye'ye on binlerce milis göndermiyor, bu yüzden Suriye'de yakın gelecekte Türkiye ile İsrail arasında bir çatışmadan söz etmek abartılı bir söylem.

ABD'den gelen karışık sinyaller

Öte yandan Washington'da Türkiye’nin ve İsrail'in Suriye'deki eylemlerini dizginleme kabiliyeti konusunda bazı belirsizlikler söz konusu. Başkan Joe Biden yönetimi, Türkiye’nin ve İsrail'in Suriye'deki müdahalelerine tutarsız tepkiler verdi. Başkan Biden, Netanyahu, İsrail'in güvenliğini garanti altına alacak başka bir anlaşmaya varılana kadar İsrail ordusunun Suriye'de kalacağını açıkladığında bile İsrail'in saldırılarını ve bazı bölgeleri işgali etmesini meşru bir güvenlik önlemi olarak savundu. Netanyahu yönetimi ayrıca Suriye'nin kuzeyinde Türkiye’ye yakın muhalif gruplarla Kürt ağırlıklı güçler arasında ateşkes sağlanmasını istedi, ancak Ankara buna yanaşmadı.

Başkan seçilen Donald Trump, Esed rejiminin düşmesini takdirle karşıladığını ifade etse de bunu ‘Türkiye’nin dostane olmayan bir şekilde ele geçirmesi’ olarak nitelendirdi. Komşusu Suriye'nin geleceğinde ‘anahtarın Türkiye'de olacağını’ belirten Trump, “Başta Suriye olmak üzere bölgede yaşanan her olay bize Türk milletinin kaderinden kaçamayacağını hatırlatıyor” diyerek Türkiye'nin Ortadoğu'da lider bir güç olması yönündeki görüşünün altını çizdi.

Ancak Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Trump’ın ‘Türkiye’nin dostane olmayan bir şekilde ele geçirmesi’ şeklindeki yorumuyla ilgili değerlendirmesinde “Suriye’deki durumu bir ele geçirme olarak tanımlamak ciddi bir hata olur. Eğer ele geçirme durumu varsa o da Suriye halkının iradesinin yönetimi ele geçirmesidir” ifadelerini kullandı.

Fakat Biden ve Trump yönetimleri, en azından şimdilik, Suriye'deki tablo daha da netleşene ve uluslararası toplum geçiş sürecinin adımlarını ve sonuçların Batı ve Arap ülkelerinin taleplerine uygun olup olmadığını görene kadar Türklerle ve İsraillilerle bir tartışmaya girmekten kaçınıyor gibi görünüyor. Bunun yanında Suriye'de Türkiye ve İsrail arasında olası bir anlaşmazlık ya da çıkar çatışması durumunda, özellikle Trump yönetiminde tamamen İsrail yanlısı şahin bir dış politika ve ulusal güvenlik ekibi varken, Washington'ın İsrail'in çıkarlarını destekleme eğiliminde olması daha yüksek bir olasılık.