Paylaşım planının yıl dönümü Gazze Savaşı’nın gölgesinde kutlanıyor

Erdan, Likud’un başkanlığı için mücadelesi kapsamında BM’de aktif olarak yer alıyor.

Filistinliler, 15 Mayıs’ta Batı Şeria’nın Ramallah kentinde Nekbe Günü dolayısıyla düzenlenen yürüyüşe katıldı. (AFP)
Filistinliler, 15 Mayıs’ta Batı Şeria’nın Ramallah kentinde Nekbe Günü dolayısıyla düzenlenen yürüyüşe katıldı. (AFP)
TT

Paylaşım planının yıl dönümü Gazze Savaşı’nın gölgesinde kutlanıyor

Filistinliler, 15 Mayıs’ta Batı Şeria’nın Ramallah kentinde Nekbe Günü dolayısıyla düzenlenen yürüyüşe katıldı. (AFP)
Filistinliler, 15 Mayıs’ta Batı Şeria’nın Ramallah kentinde Nekbe Günü dolayısıyla düzenlenen yürüyüşe katıldı. (AFP)

Uluslararası alanda, Filistin’i iki devlete bölen Kasım 1947 tarihli 181 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kararının 76’ıncı yıl dönümünden, ‘kararın gönülsüzce uygulandığı ve Filistin halkına bağımsız bir devlet kurma konusunda adalete ulaşma fırsatı vermediği’ için utanç duyuluyor. İsrail Temsilcisi Gilad Erdan, Filistinlileri ‘Nazilerin müttefiki’ olarak damgalayan sahte ve yanıltıcı bir ithaf ile bu kararı tereddüt etmeden anmak için ayağa kalktı.

Tüm Filistin tarihini, Filistin Yüksek Komitesi Başkanı Müftü Emin el-Hüseyni’nin Nazi Almanya’sının yanında yer aldığı bir döneme indirgedi. New York’taki BM genel merkezinin girişinde iki haftalık bir sergi düzenledi. Serginin, söz konusu kararın 76’ıncı yıl dönümünü münasebetiyle dün açılışı yapıldı. Sergide Hüseyni’nin Hitler’le birlikte çekilmiş bir fotoğrafı da yayınlanırken Erdan şunları söyledi:

Aradan 76 yıl geçmesine rağmen Filistinliler açısından hiçbir şey değişmedi. O dönemde bizi yok etmeye kalkışan zihniyet, Hamas’ı yönetiyor ve bugün de bizi yok etmeye çalışıyor.

Erdan ayrıca “İkinci taraf İsrail devletinin varlığını kabul etmeye hazır değil” şeklinde konuştu. Geçen yüzyılda yaşanan gerçek Nekbe’nin, bir milyon Yahudi’nin, paylaşım kararını kabul etmeyen Arap ülkelerinden zorla sınır dışı edildiği Yahudi Nekbe’si olduğunu söylemekten de çekinmedi.

Erdan’ın eyleminin yanı sıra İsrail Dışişleri Bakanlığı, yurt dışındaki büyükelçiliklere ve diğer temsilciliklere yönelik yayınladığı genelgede şu ifadelere yer verdi:

İsrail, o dönemde paylaşım kararını kabul etmişti, Filistinliler ise reddetmişti ve bu konu bugünlerde ayrı bir önem taşıyor. Çünkü düşmanımız, savaşı başlatan kendisi olmasına rağmen bu savaşın mağduru gibi görünmeye çalışıyor.

Erdan, Likud Partisi’nin başkanlığı için verdiği kişisel mücadelenin bir parçası olarak BM’de aktif olarak faaliyet gösteriyor ve faaliyetlerinin çoğunluğu uluslararası topluluğa değil, İsrail kamuoyuna yönelik. Bu kararı reddeden Arapların ve Filistinlilerin tutumuna ilişkin İsrail’in resmi anlatısı 76 yıldır değişmediği için, paylaşım kararının yıl dönümünde yaptığı faaliyetler de yeni bir şey getirmiyor.

scder
Gilad Erdan, ekim ayı sonunda New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında Gazze savaşıyla ilgili konuşma yaptı. (AP)

İsrail’in BM temsilcisi, paylaşım kararının adil olmadığı da (o dönemde Yahudilerin yüzdesi yüzde 33’e ulaşmış olmasına rağmen Yahudi devletine tarihi Filistin topraklarının yaklaşık yüzde 56’sını, Filistinliler nüfusun yüzde 67’sini oluşturmasına rağmen onlara da yüzde 44’ü verildi) dahil olmak üzere bu konumla ilgili pek çok gerçeği göz ardı ediyor. İsrailliler de paylaşım kararını kabul etmenin ‘taktik bir plan’ olduğunu kabul ediyor. Savaş başladığında İsrail’in iki bölgeyi kontrol ettiği, Filistin devletine tahsis edilen toprakların yarısını işgal ettiği, halkı için bir felakete yol açtığı, Filistinlilerin ulusal kurumlarda örgütlenmemiş olduğu, Emin el-Hüseyni’nin ne seçilmiş ne de halkının resmi bir temsilcisi olduğu, aksine 1939’dan 1946’ya kadar 7 yıl boyunca Filistin’de bulunmadığı gerçeği bunun bir kanıtı. İngilizler, Hitler ile görüşmesine rağmen çatışmayı körüklemeye yönelik böl-yönet politikasının bir parçası olarak onu kabul etti ve o da bu görevi kabul etti.

thy6j
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan, New York’ta Arap-İslam Bakanlar Komitesi’nin basın toplantısına katıldı. (Reuters)

Ancak bu aşamanın en önemli işaretlerinden biri, Arapların geçtiğimiz on yılda Filistin’e ilişkin olarak yayınlanan tüm BM kararlarını kabul ederek karara ilişkin tutumlarını bizzat düzeltmeleridir. İsrail’in Almanya ile barıştığı ve onun ilk dostu olduğu ve İsrail hükümetinin Erdan’ın yol arkadaşı Binyamin Netanyahu tarafından yönetildiği bir dönemde, halen birçok Nazi fikrine inanan Avrupa aşırı sağ çevrelerini görmezden gelerek Emin el-Hüseyni’nin pozisyonuna tutunmak sefil görünüyor. Filistinlilerin liderliğini üstlenen meşru Filistinli liderler, Ortadoğu’da barışın sağlanması adına paylaşım kararının çok daha azını kabul ediyorlar. Arap ülkeleri, 2002’den bu yana İslam ülkelerinin de etrafında toplandığı bir Arap barış girişimi haline gelen Arap (Suudi) barış girişimini benimsiyor. Bunu reddeden ise İsrail.

csdfrg
İsrail saldırıları, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Lahya’nın bazı kısımlarını moloz yığınına çevirdi (DPA)

İsrail savaş makinesi, Gazze’nin yarısını yok edip 20 bine (dörtte üçü çocuk, kadın ve yaşlı) yakın Filistinliyi öldürdükten ve su, yiyecek ve ilaç kıtlığı nedeniyle on binlerce kişi arasında hastalıkların yayılmasından sonra bugün Erdan’ın bu hikâyeyi ortaya atması, sadece kendini kandırmak değil, sanki güneşi bir pelerinle kapatıyormuş gibi görünüyor. Sanki dünya görmüyor, duymuyor. Sert karşılaştırmalara yer varsa, bugün soykırımdan bahsedip binaları yerle bir eden, çocukları öldürmekle övünen, nükleer bomba atmakla tehdit edenler Filistinliler değil.

Filistinliler, paylaşım kararını reddetme hatalarının bedelini kendi halkları için bir felakete yol açarak ödediler. Şarku’l Avsat’ın gözlemlerine göre Gazze’deki yıkım manzaralarına ve İsrail’in Batı Şeria’yı ‘küçük Gazze’ yapma çabalarına rağmen şu ana kadar aralarında büyük kesim barış çağrıları yapıyor. Ancak İsrail’deki egemen güçler barışı reddediyor ve ikinci Nekbe’yle açıkça tehdit eden aşırı sağcı güçlerin yönlendirdiği ve etkilediği bir yolu izliyor. Gazze halkını Mısır’a, Batı Şeria halkını da Ürdün’e sürmeyi açıkça kim planlıyor? O kadar kibirli ki Filistin bilincini değiştirmeye karar veriyor ki bu halk İsrail’i sevsin ve ona karşı savaşanlardan nefret etsin.

İsrail, bu kibriyle bilinçli olarak kendisinden nefret eden, yok edilmesini destekleyen güçlere hizmet ediyor. Çünkü aşırılığın Filistinlilere yapışmasıyla ilgileniyor. Aşırılıktan başka hiçbir de şey buna hizmet etmez.



İsrail SİHA’sı Lübnan'ın güneyindeki Vata el-Hıyam bölgesini bombaladı

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel köyünü bombalaması sonucu yıkılan binalar. (EPA)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel köyünü bombalaması sonucu yıkılan binalar. (EPA)
TT

İsrail SİHA’sı Lübnan'ın güneyindeki Vata el-Hıyam bölgesini bombaladı

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel köyünü bombalaması sonucu yıkılan binalar. (EPA)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Meys el-Cebel köyünü bombalaması sonucu yıkılan binalar. (EPA)

İsrail'e ait bir silahlı insansız hava aracı (SİHA) Lübnan'ın güneyindeki Vata el-Hıyam bölgesine iki füze attı. Şarku’l Avsat’ın el-Cedid TV kanalından aktardığı haberde bombardımanla ilgili daha fazla ayrıntı verilmedi.

Günün erken saatlerinde İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'a ait bir füze rampasını vurduğunu duyurdu.

Lübnan'da çarşamba günü şafak vakti yürürlüğe giren ateşkes, İsrail ile Hizbullah arasında yaklaşık bir yıldır devam eden karşılıklı çatışmaları sona erdirmeyi amaçlıyor.

Ateşkes bazı ihlallere sahne oluyor; Güneyde konuşlanmaya başladığını duyuran Lübnan ordusu, perşembe günü İsrail'i iki gün boyunca ateşkes anlaşmasını ‘birkaç kez’ ihlal etmekle suçladı.

Lübnan ordusundan yapılan açıklamada, “27 ve 28 Kasım 2024 tarihlerinde, ateşkes anlaşmasının ilanından sonra, İsrail düşmanı hava ihlalleri ve çeşitli silahlarla Lübnan topraklarını hedef alarak anlaşmayı birkaç kez ihlal etti” denildi.

Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert dün (Cuma) yaptığı açıklamada, ateşkes anlaşmasının uygulanmasının, İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği topraklardan çekilmesinin ve Lübnan ordusunun bu bölgelerdeki konuşlanmasının takviye edilmesinin ‘bir gecede’ yapılamayacağını söyledi.