Irak'ta vekilliği düşürülen eski Meclis Başkanı "İsrail bağlantılı şirketle anlaştığı" iddiasını reddetti
Irak'ta mahkeme kararıyla vekilliği düşürülen eski Meclis Başkanı Muhammed Halbusi, İsrail bağlantılı şirketle anlaşma imzaladığı iddialarının asılsız olduğunu söyledi
Irak'ta vekilliği düşürülen eski Meclis Başkanı "İsrail bağlantılı şirketle anlaştığı" iddiasını reddetti
Muhammed Halbusi (AA)
Halbusi, başkent Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında, lideri olduğu Takaddüm Partisi'nin seçim çalışmaları için İsrail bağlantılı şirketle anlaşma imzaladığı iddiasıyla kendisine dava açıldığına işaret ederek, bu ve diğer birçok davada çağrıldığı zaman mahkemeye giderek savunmasını yaptığını dile getirdi.
Takaddüm Partisi'nin anlaşma imzaladığı şirketin İsrail ile bağlantısı olmadığını, ABD'li şirketin çalışanlarının tamamının da ABD vatandaşı olduğunu kaydeden Halbusi, "Ben, Irak’ı terk etmeyeceğim ve halkımla birlikte kalacağım. Yargı huzuruna çıkmaya hazırım ve son karar yargıya aittir." dedi.
Siyasi olarak şahsının hedef alındığını savunan Halbusi, sadece partisinin değil Irak'taki resmi siyasi ve güvenlik kurumlarının da söz konusu şirketle anlaşma imzaladığını ifade etti.
Yüksek Mahkeme tarafından vekilliği düşürülmüştü
Irak Meclisindeki bağımsız milletvekili Basim Haşşan, "Halbusi'nin lideri olduğu Takaddüm Partisi adına İsrail ile bağlantısı bulunan şirketle seçim çalışmaları için anlaşma imzaladığını" iddia ederek Yüksek Federal Mahkeme'ye başvurmuştu.
Takaddüm Partisi eski üyesi, Milletvekili Leyt ed-Duleymi de "Halbusi'nin kendisini istifa dilekçesi yazmaya ve imzalamaya zorladığını" iddia ederek konuyu Federal Mahkeme'ye taşımıştı.
Bunun üzerine Federal Mahkeme, 14 Kasım'da söz konusu davayı görüşmüş, hem Halbusi'nin hem Duleymi'nin vekilliğini düşürme kararı almıştı.
Halbusi'nin lideri olduğu Takaddüm Partisi’nden onlarca kişi Musul, Kerkük, Salahaddin, Bağdat ve Enbar vilayetlerinde yerel seçim yarışında yer alıyor.
Bu parti adaylarının seçim posterlerinde ise Halbusi'nin fotoğrafları kullanılıyor.
Irak yasalarına göre İsrail ile normalleşme suç sayılıyor ve bu yönde adım atan kişiler hakkında yaptırım uygulanıyor.
İsrail saldırısının ardından Suriye ile Lübnan arasındaki Cussiye Sınır Kapısı’nda büyük bir yıkım meydana geldi ve geçişler engellendi. (AFP)
Konuyu daha sonraki bir aşamaya bırakmayı tercih eden Trump, diğer ayrıntıları açıklamadan, ilgili taraflardan ‘derhal ateşi kesmelerini ve müzakere masasına oturmalarını’ isteyeceğini söyledi. Ayrıca İran'a milislerini finanse etmeyi durdurması için doğrudan uyarılarda bulunacağını bildirdi.
Tüm gözler ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Ortadoğu'da uygulamak istediği politikalara çevrilmişken ve Demokrat Parti adayı Kamala Harris'in şansının da yüksek olduğu düşünüldüğünde, Donald Trump'ın zaferinin ardından durum tersine döndü.
Washington Post'ta yer alan bir köşe yazısına göre Biden yönetimi, İran'ın kontrolünden kurtulmak için Suriye'ye yardım sağlamaya çalışıyordu. Yazıda hem İsrail'in hem de ABD'nin, İran'ın İsrail'e karşı savaşta Suriye sınırından Hizbullah'ı beslemeye devam etmesini önlemek için Şam'a yardım etmek istediği belirtiliyor.
ABD'li ve İsrailli yetkililer, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in bu tür kontrolleri destekleyebileceğini, çünkü İran'ın Şam'daki ağırlığından rahatsız olduğunu düşünüyor. Esed, İran'ın ikmal operasyonlarını sınırlandırmayı başarırsa, Biden yönetimi ‘olumlu adımlara karşılık olumlu adımlar’ temelinde karşılıklı jestlere hazır görünüyor.
Yazar İsrailli bir kaynağın şu sözlerini aktardı: “Esed'in en azından Suriye üzerinden Hizbullah'a silah akışını durdurmasını ve belki de daha fazlasını sağlayabileceğini umuyoruz. ABD, Suriyeliler bu yolu seçerse onlara bazı avantajlar sağlamaya hazır.”
Muhalefet temasları
Washington'da Suriye krizi dosyasında aktif olan Suriyelilere göre bu eğilim yeni değil ve geçen yıl başladı. Kendileriyle temas kuranlar arasında sadece Biden yönetiminin temsilcileri değil, aynı zamanda Suriye krizi dosyasında sahada bir fark yaratmaya yönelik devam eden çabalar ışığında eski Başkan Trump da vardı.
Muhalif bir siyasi aktivist olan Eymen Abdunnur, Cumhuriyetçi Senatör Ben Cardin'in yardımcılarının yaklaşık bir yıl önce Esed rejimiyle normalleşmenin durdurulmasını öngören yasanın dondurulacağı ve bunun da Suriye rejimiyle yeniden bağlantı kurulmasına olanak sağlayacağı konusunda kendilerini bilgilendirdiğini söyledi.
Şarku’l Avsat'a konuşan Abdunnur, Demokratların da, özellikle Cumhuriyetçiler bu konuda kendileriyle hemfikir olduğu için, bu dondurma işlemini bozmaya yönelik her türlü girişimin reddedileceği tehdidinde bulunduğunu belirtti.
Abdunnur, aynı durumun Şubat 2023'te Suriye'yi vuran depremin ardından bazı maddeleri dondurulan ve Suriye toprakları üzerinden Lübnan'a doğalgaz boru hattı ve Suriye'ye petrol boru hattı anlaşmasının geçirilmesi de dahil olmak üzere birçok konunun geçirilmesi için sürdürülen bir ‘geleneğe’ dönüşen Sezar Yasası için de geçerli olacağını belirtti. Bu durum, Sezar Yasası ile çelişmesine rağmen Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye'de bir dizi projeyi hayata geçirmesine ve bütçesini arttırmasına olanak sağlayarak genişletildi.
İki taraf arasındaki farklı pozisyonlar
Ancak Abdunnur, Biden yönetimi ve aday Kamala Harris ile temasların Donald Trump ile yapılan görüşmelerle aynı düzeyde olmadığını ifade etti. Harris ile Engagement Foundation tarafından düzenlenen bir Zoom toplantısına karşılık, Trump Suriyeliler ve Lübnanlılarla dört doğrudan kişisel görüşme gerçekleştirmiş, ayrıca danışmanları, aile üyeleri ve Lübnanlı kayınpederi ile bölgedeki savaşların nasıl durdurulacağına ilişkin görüşlerini sundukları 15 toplantı yapmış.
Suriyeli muhalif Abdunnur, Trump'ın diğer ayrıntıları açıklamadan, konuyu daha sonraki bir aşamaya bırakmayı tercih ederek, ilgili taraflardan ‘derhal ateşi kesmelerini ve müzakere masasına oturmalarını’ isteyeceğini açıkça söylediğini belirtti. Abdunnur’un ifade ettiğine göre Trump ayrıca, İran'a milislerini finanse etmeyi durdurması için doğrudan uyarıda bulunacağını ve bunu başarmak için Tahran'ın mali kaynaklarına kısıtlamalar getireceğini doğruladı.
Suriyeli Kürtler
Buna karşılık Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) siyasi kanadı Suriye Demokratik Konseyi'nin Washington'daki temsilcisi Bessam İshak, Demokratlardan ve Cumhuriyetçilerden duyduklarının şu ana kadar ‘sözlü vaatlerden’ öteye geçmediğini söyledi. İshak Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, özellikle de Trump kazandıktan sonra, ihtiyatlı olmanın çok önemli olduğunu vurguladı.
İshak, kuzeydoğu Suriye'ye yönelik projelerini ve bu bölgedeki yaklaşık 900 kişilik ABD kuvvetlerinin geleceğini bilmek istediklerini, zira Trump'ın 2019'da bu kuvvetleri geri çekme emri verdiğini, ancak danışmanlarının ve ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) baskısı üzerine bu kararından vazgeçtiğini belirtti.
İshak, Trump'ın Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkilerinin nasıl olacağını henüz bilmediklerini ve Ankara ile yapılacak herhangi bir anlaşmanın kendi zararlarına olmasından korktuklarını ifade etti.
Bu yazının sonunda birçok kişi Suriye krizinde ‘durgun suları’ hareketlendirmek için geri sayımın başlayıp başlamadığını ve Trump'ın seçim vaatlerini bölgedeki birçok dosya ve savaşın çözümüne yol açacak şekilde hayata geçirip geçirmeyeceğini merak edebilir. Bunlar, Trump 20 Ocak'ta Beyaz Saray'a resmen dönene kadar cevaplanması için biraz beklemesi gereken sorular.