Mısır’da karaborsa dolar kurunun düşüş haberlerinin ardından kargaşa yaşandı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, COP28 oturum aralarında Dubai'de Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva ile toplantı gerçekleştirdi. (IMF)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, COP28 oturum aralarında Dubai'de Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva ile toplantı gerçekleştirdi. (IMF)
TT

Mısır’da karaborsa dolar kurunun düşüş haberlerinin ardından kargaşa yaşandı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, COP28 oturum aralarında Dubai'de Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva ile toplantı gerçekleştirdi. (IMF)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, COP28 oturum aralarında Dubai'de Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva ile toplantı gerçekleştirdi. (IMF)

Mısır’da sosyal medya, geçtiğimiz iki gün içerisinde karaborsa dolar kurunun Mısır lirası karşısında döviz kurundaki değişiklikleri ile ilgili haberlerle çalkalanıyor. Yapılan bazı açıklamalar doların değerinin son üç haftada ortalama 50 lirayı aştıktan sonra yaklaşık 45 pounda düştüğü yönünde. Bankalardaki döviz kuru ise ortalama 30,75 lira seviyesinde seyrederek istikrarını koruyor.

Mısır Merkez Bankası son raporunda, 1 milyar dolar değerindeki Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) mevduatının Temmuz 2026'ya kadar üç yıl süreyle yenilendiğini duyurdu. Bu haberin X (eski adıyla Twitter) platformundaki etkileşimi, döviz kurundaki düşüşün farklı ortalamalara doğru izlenmesine ilişkin ifadelerle farklılık gösterdi. Bazıları karaborsanın ‘satış operasyonlarının durdurulması’ olarak tanımladıkları durumdan endişe duyarken bazıları ise fiyattaki yeni düşüşe göre alım satım işlemlerinin gerçekleştirileceğine dair bilgileri paylaştı.

İbrahim Ömer gibi bazı sosyal medya kullanıcıları, son günlerde altın fiyatlarının artması ardından vatandaşların altın almaya olan ilgisi nedeniyle fiyatın düşeceğini öne sürdü. Telegram uygulaması ve Facebook'taki gruplara göre 21 ayar altının gram fiyatı iki haftadan kısa sürede yaklaşık 500 Mısır lirası artış gösterdi.

Kahire Ekonomik Araştırmalar Merkezi Direktörü Abdulmunim es-Seyyid, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, paralel piyasadaki düşüşün bir kısmının geçen ay Merkez Bankası nezdindeki BAE ve Kuveyt mevduatlarının yenileneceğine ilişkin duyuru da dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden, ayrıca Merkez Bankası'nın ithalatçıların ihtiyaçlarını karşılamak için piyasalara iki milyar dolar pompaladığı yönündeki haberlerden kaynaklandığını belirtti. Önümüzdeki haftalarda dolar gelirlerinde artış olacağı beklentilerine işaret etti.

Ulusal Planlama Enstitüsü bilimsel kurulu üyesi Dr. İsam el-Cevheri de Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, piyasada birçok tarafın spekülasyondan çekilmesi, Merkez Bankası'nın ithalatçıların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışması ve hükümetin ihale programında attığı olumlu adımların bu düşüşte etkili olduğunu kaydetti.

Merkez Bankası Başkan Vekili Hasan Abdullah başkanlığındaki yeni Yönetim Kurulu geçtiğimiz pazartesi günü itibariyle, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi uyarınca görev yapmaya başladı. Muhammed Ebu Musa'nın Büro Kontrol Sektörü için Banka Müsteşarı olarak atandığı Bankanın Yönetici Birinci Yardımcısı pozisyonu oluşturuldu.

İthalatçıların paralel piyasadan yüksek dolar fiyatlarından alım yaptığı göz önüne alındığında Cevheri'nin dikkat çektiği bir diğer konu ise vatandaşların fiyatların aşırı yüksek olması nedeniyle ithal malları satın alma konusundaki isteksizliği. Cevheri, bu durumun ithalatçıların zaten ithal ettikleri malları satamamaları nedeniyle dolara olan ihtiyacı azalttığını belirtti.

X platformu kullanıcıları, söz konusu gelişmeye dair çeşitli görüşlerini paylaştı. Bunlar arasında para biriminin dördüncü devalüasyonuna ilişkin haberlerin azalması da yer alıyor. Devletin ekonomi politikalarını destekleyen görüşleriyle tanınan blog yazarı Lui el-Hatib, bu düşüşe dair paylaştığı görüntülerinde, adil dolar döviz kurunun banka kuru ile paralel piyasa kuru arasında orta bölgede olduğunu söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi perşembe günü Dubai'de düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi'nde Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva ile bir araya geldi. Sisi, Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Mısır'ın mali ve para politikalarıyla ilgili yapısal reformları teşvik etmeye devam etme kararlılığını vurguladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan paralel pazardaki tüccarlar, transfer işleminin zamanlaması ve tutarına bağlı olarak 44 ila 45 lira arasında değişen döviz kuru üzerinden alım satım işlemlerinin hayata geçirileceğini doğruladı.

Ulusal Planlama Enstitüsü'ndeki bir bilim kurulu üyesi, ekonomik göstergelerin daha fazla doğrudan yabancı yatırım çekme yönünde olumlu bir eğilim sergilemeye devam etmesi durumunda, resmi olmayan döviz kurunun düşmeye devam etme ihtimalinin bulunduğuna değindi. Mısırlıların parasının yurt dışına transferlerinin bankalar aracılığıyla yapılabilmesi için bankacılık sistemine olan güvenin yeniden tesis edilmesinin yeşil para birimi açığının ve kullanılabilirliğinin azaltılmasına yardımcı olacağını da sözlerine ekledi.

Aynı görüşü destekleyen Kahire Ekonomik Araştırmalar Merkezi Yöneticisi, özellikle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından beklenen bakanlık değişikliğiyle birlikte, hükümetin bu fırsatı değerlendirebileceği görüşünde.



Yüksek Savunma Konseyi'nin Filistinlilerin silahlarını teslim etmelerine istemesi Hamas'ı Lübnan'da zor durumda bırakıyor

Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında toplanan Yüksek Savunma Konseyi, hükümete Hamas'ı Lübnan topraklarını ulusal güvenliğe zarar verecek eylemler için kullanmaması konusunda uyarması yönünde tavsiye kararı aldı (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında toplanan Yüksek Savunma Konseyi, hükümete Hamas'ı Lübnan topraklarını ulusal güvenliğe zarar verecek eylemler için kullanmaması konusunda uyarması yönünde tavsiye kararı aldı (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Yüksek Savunma Konseyi'nin Filistinlilerin silahlarını teslim etmelerine istemesi Hamas'ı Lübnan'da zor durumda bırakıyor

Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında toplanan Yüksek Savunma Konseyi, hükümete Hamas'ı Lübnan topraklarını ulusal güvenliğe zarar verecek eylemler için kullanmaması konusunda uyarması yönünde tavsiye kararı aldı (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında toplanan Yüksek Savunma Konseyi, hükümete Hamas'ı Lübnan topraklarını ulusal güvenliğe zarar verecek eylemler için kullanmaması konusunda uyarması yönünde tavsiye kararı aldı (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Hamas ile Lübnan otoritesi arasındaki ilişki iç savaştan bu yana görülmemiş bir noktada. Mart ayında İsrail'e roket fırlatmasının ardından Lübnan Yüksek Savunma Konseyi'nin Cuma günü hareketin adını anarak Lübnan topraklarını ülkenin “ulusal güvenliğine zarar verecek eylemler” için kullanmaması konusunda uyarıda bulunması, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın bu ayın 21'inde Beyrut'a yapması beklenen ziyareti sırasında akıbetine karar verilmesi beklenen Lübnan'daki Filistin silahları meselesine yaklaşımda önemli bir gelişme teşkil ediyor.

Lübnan'daki Hamas liderleri Yüksek Savunma Konseyi'nin duyurusu hakkında yorum yapmaktan kaçınırken, Şark'l Avsat'a konuşan kaynaklar hareketin liderliği tarafından daha sonra bir açıklama yapılacağını söyledi.

Lübnan ordusu geçen ay yaptığı açıklamada 22 ve 28 Mart 2025 tarihlerinde işgal altındaki Filistin topraklarına yönelik iki roket fırlatma operasyonu gerçekleştiren, aralarında Lübnanlı ve Filistinlilerin de bulunduğu grubun tespit edildiğini duyurmuş, bunun sonucunda bazı grup üyelerinin tutuklandığını ve iki operasyonda kullanılan mekanizma ve ekipmanların ele geçirildiğini kaydetmişti. Daha sonra AFP'ye konuşan bir güvenlik kaynağı da Lübnan ordu istihbaratının ikisi Filistinli, biri Lübnanlı olmak üzere Hamas mensubu üç kişiyi tutukladığını söyledi.

Şarku'l Avsat'ın kısa süre önce üst düzey bir Lübnanlı kaynaktan aktardığına göre Lübnanlı yetkililer Hamas'tan roket saldırısına karıştıkları gerekçesiyle aranan diğer kişileri de teslim etmesini isteyecek.

Hamas'ın Katar kararı

Siyasi yazar Kasım Kassir Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte Yüksek Savunma Konseyi'nin tutumunun Lübnan'ı bir çatışma arenasına dönüştürmeyi reddeden resmi tutumla uyumlu olduğunu ve son gelişmelerden sonra bunun Lübnan'ın çıkarına olduğunu belirterek edindiğimiz bilgilere göre Hamas Lübnan'ın güvenliğine önem veriyor ve Lübnan'ın güvenliğine zarar vermeyi reddetiğini belirtti. Bir soruya cevaben Kassir, “Hamas'ın kararının şu anda liderliğinin bulunduğu Katar'da olduğunu” açıkladı.

Sınırlı seçenekler

Hamas'ın Lübnan'daki mevcut durumunu yakından izleyenler, örgütün kuşatıldığı ve çok sınırlı seçeneklere sahip olduğu, Lübnan devletinin kendisinden silahlarını teslim etmesini istemeye kadar varan taleplerine yanıt vermekten başka çaresi olmadığı konusunda hemfikir.

Filistinli bir araştırmacı olan Tatweer Studies Center direktörü Hişam Dabsi Şarku'l Avsat'a şu değerlendirmelerde bulundu: “Yüksek Savunma Konseyi'nin kararları, Lübnan topraklarındaki Filistin silahlarının dosyasını açmayı amaçladığı için doğru yönde atılmış bir adımdır. Karar bir uyarı ve yargı denetimi içermekle birlikte, Filistinli olsun ya da olmasın, Hamas olsun ya da olmasın, herhangi bir tarafın yasalar dışında yürüttüğü herhangi bir askeri faaliyete karşı kesin bir siyasi duruş da taşımaktadır. Dolayısıyla bu adımın herkesi sorumluluklarının önüne koyduğuna ve Hamas'ın Ayn el-Hilve kampında arananların teslim edilmesi konusunda işbirliği yapması gerektiğini vurguladığına inanıyorum.

Bu gerçekleşmediği takdirde sürecin katı bir güvenlik ve yargı yoluna gireceğine şüphe yoktur.”

“Hamas önümüzdeki günlerde Lübnan meşruiyetinin egemenliğine bağlılığı ve Lübnan devleti ve kurumlarıyla işbirliği yapma konusundaki iyi niyetinin bir göstergesi olarak aranan kişileri teslim edip etmeyeceği ya da bundan kaçınmaya devam edip etmeyeceği konusunda bir sınavla karşı karşıya” diyen Dabsi, ”Hareketin önünde çok fazla seçenek yok, ya kendisini Lübnan meşruiyetine karşı çıkma ve isyan etme kategorisine sokacak ki bu da Ya kendisini Lübnan'ın meşruiyetine itiraz ve isyan kategorisine sokar ki bu çok maliyetli bir seçenektir ya da pozisyonunu yeniden gözden geçirir ve Lübnan devletinin taleplerine yanıt verir ki bu benim açımdan en olası seçenektir, özellikle de sağlam olmayan iç durumu ve bu aşamadaki zayıf durumu göz önüne alındığında şu anda tırmandırıcı bir itirazda bulunmak için gerçek bir fırsatı olmadığı için. Ayrıca İran ile çalışmaya devam eden aşırılık yanlısı eğilimler ile bu askeri çıkmazdan kurtulmaya çalışan ve Müslüman Kardeşler'in daha geniş çerçevesi içinde siyasi bir hareket olarak yeniden dönmeyi arzulayan diğer eğilimler arasında ciddi iç bölünmelerden muzdarip.”

Abbas'ın Beyrut'a yapacağı ziyaretin hedefleriyle ilgili olarak Dabsi şunları söyledi: “Yeni dönem, devletin egemenliğini Filistin kampları da dahil olmak üzere tüm topraklara yayma ve Suriye rejiminin Bekaa ve Nameh'teki Filistin askeri varlığının tasfiyesini tamamladıktan sonra kamplardaki silah olgusunu sona erdirmek için Filistin Yönetimi tarafından desteklenen bir Lübnan yol haritası geliştirmeye çalışma gibi tarihi bir görevle karşı karşıya olduğundan, iki meşruiyet arasındaki resmi ilişkilerin uluslararası, bölgesel ve Lübnan'daki gelişmeler ışığında yeniden düzenlenmesinden daha önemli bir hedef yoktur.”

Hamas'ın Lübnan'daki rolünün evrimi

Hamas'ın Lübnan'daki varlığı geçtiğimiz yıllarda medya, siyasi, kültürel, sosyal ve kitlesel faaliyetlerle sınırlı kalırken, hareketin güvenlik ve askeri faaliyetlerdeki yükselişi Aralık 2022'de Kuzey Kulesi kampında meydana gelen patlamadan sonra ortaya çıkmaya başladı; o dönemde patlamanın dizel yakıt deposunda çıkan ve Hamas'a ait bir mühimmat deposuna sıçrayan bir yangından kaynaklandığı bildirilmiş, Hamas ise konuyu yalanlayarak Koronavirüse (COVID-19) karşı koruma sağlayan malzemelerin bulunduğu bir depodaki elektrik kontağından kaynaklandığını söylemişti.

Güney Lübnan'daki Ayn el-Hilve Filistin mülteci kampındaki ortak güvenlik gücü dışında Hamas'ın hiçbir askeri ya da güvenlik operasyonu kaydedilmedi. Ancak El-Aksa Tufanı Operasyonu ve Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyindeki Ayn el-Hilve Filistin mülteci kampını dönüştürmesiyle durum tamamen tersine döndü. Güney Lübnan, Gazze'ye destek cephesine dönüştü. Bu durum, hareketin askeri kanadı olan Kassam Tugayları ve diğer silahlı grupların, Hizbullah'ın gözetimi ve kontrolü altında kalmasına rağmen, Lübnan topraklarından işgal altındaki Filistin topraklarına askeri operasyonlar düzenlemesine ve roket fırlatmasına yol açtı.

Ekim 2023'ten bu yana hareket, Lübnan'daki üyelerine ve liderlerine yönelik birçok suikasta maruz kalmıştır ve bu suikastlar devam etmektedir. İsrail, Ocak 2024'ün başlarında Beyrut'un güney banliyölerinde hareketin başkan yardımcısı Salih el-Aruri'yi hedef almıştı.