Likud, İsraillileri Filistin devletini destekleyen alternatif bir hükümet konusunda korkutuyor

Üst düzey bir yetkili, Netanyahu’dan ayrılıp Gantz’a katılmak için müzakereler yürütüyor.

Netanyahu, pazar günü İsrail Savunma Kuvvetleri’ne yeni katılan Haredilerle görüştü (X)
Netanyahu, pazar günü İsrail Savunma Kuvvetleri’ne yeni katılan Haredilerle görüştü (X)
TT

Likud, İsraillileri Filistin devletini destekleyen alternatif bir hükümet konusunda korkutuyor

Netanyahu, pazar günü İsrail Savunma Kuvvetleri’ne yeni katılan Haredilerle görüştü (X)
Netanyahu, pazar günü İsrail Savunma Kuvvetleri’ne yeni katılan Haredilerle görüştü (X)

Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümet koalisyonunda özellikle de Likud partisi içinde bir dağılma atmosferi olduğunu belirtti. Bir dizi milletvekili ve bakan, Benny Gantz’ın partisine (resmi kamp) veya Mossad’ın (dış istihbarat) eski başkanı Yossi Kohen’in liberal sağcı bir partiyle kurmaya çalıştığı yeni bir partiye katılmak için ciddi görüşmeler yürütüyor.

Bu kaynaklar, Likud’da ayrılmaya aday iki merkezi isme, yani Savunma Bakanı Yoav Galant ve Ekonomi Bakanı Nir Barkat’a dikkat çekti.

Galant’ın Netanyahu ile sorunu var. Çünkü geçen mart ayında kendisine karşı çıkan gösteriler nedeniyle Galant’ı kovmuştu. Ancak 24 saat sonra onu tekrar göreve getirmek zorunda kalmıştı ve bu nedenle aralarındaki güven tamamen sarsıldı.

FOTO: İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant, geçen Temmuz ayında Knesset’te Gantz ile konuşuyor (Reuters)
 İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant, geçen Temmuz ayında Knesset’te Gantz ile konuşuyor (Reuters)

Cumartesi gecesi Gallant, Netanyahu ile basın toplantısına katılmayı reddetti ve onu açıkça eleştirerek, “Ondan benimle gelmesini istedim ama o tek başına basın toplantısı düzenlemeyi tercih etti” dedi.

Gallant’a yakın isimler, onun sürekli şunu planlayan, bunu yapan, emir ve talimat veren biri gibi davranmaya çalışan Netanyahu’nun üslubuna artık tahammül edemediğini söyledi. Gallant, İsrailli mahkumların ailelerinin ‘Hamas’ın esir tuttuğu oğulları ve kızları hakkında ailelerin duygularını ve korkularını küçümsediği için’ 12 kentte gösteri yaptığı ve istifasını talep ettiği bir dönemde Netanyahu’nun yanında görünmek de istemiyor.

Öte yandan Netanyahu’ya yakın isimler de Gallant’ı Bakan Benny Gantz ile dost gibi davrandığı için eleştiriyor ve onu Savaş Komuta Konseyi’nde başbakana karşı Gantz ile ittifak kurmakla suçluyor. Bu nedenle Netanyahu’ya yakın olan Knesset üyesi Nissim Vaturi, Likud liderliğinin bir iç toplantısında bağırarak, “Gallant, Gantz’ı ağzından öpüyor” dedi.

Netanyahu döneminden sonra Likud’un başkanlığı için yarışmayı planlayan ikinci bakan Barkat’a gelince, son parti liderlik toplantılarına katılmadı ve genel bütçe taslağı konusunda Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’e boyun eğdiği için Netanyahu’yu eleştirdi. Bütçe lehine oy kullanmamaya karar verdi ve bütçenin tartışıldığı Knesset (Parlamento) oturumuna katılmadı. Netanyahu’nun destekçileri onu, yeni bir sağcı parti kurma çabalarında Yossi Kohen ile işbirliği yapmak, bir dizi Likud liderini partiye çekmek ve bu partinin çöküşüne ve büyük bir düşüşe neden olmakla suçluyor.

Solun komplosu!

Netanyahu’ya yakın olan Bakan David Amsalem’e göre, partiden ayrılan herkes ‘hükümeti yutmaya hazırlanan’ solun komplosuna dahil oluyor. Bahsi geçen Likud liderlik oturumu sırasında Amsalem, “Likud, solun ve sağdan bazı aptalların katıldığı yerel ve uluslararası bir komploya maruz kalıyor. Eğer güçlerimizi nasıl toplayıp birleşeceğimizi bilmiyorsak sol iktidara gelecektir. Burada bir Filistin devleti oluşacaktır ve Likud’un yeniden iktidara gelmesi 20 yıl veya daha fazla zaman alacaktır” dedi.

FOTO: İsrailli rehinelerin aileleri Tel Aviv’de Savunma Bakanlığı önünde protesto gösterisi yapıyor, 21 Kasım (AFP)
 İsrailli rehinelerin aileleri Tel Aviv’de Savunma Bakanlığı önünde protesto gösterisi yapıyor, 21 Kasım (AFP)

İki buçuk saat süren bu Likud oturumu, çığlıklara ve kavgalara sahne oldu. Konuşmacıların çoğunluğu koalisyon ve muhalefetteki diğer politikacılara saldırı başlattı. Milletvekili Vaturi, Galant ve Gantz’a yönelik eleştirilerinin yanı sıra İsrail ordusunun sözcüsü Knesset üyesi Tally Gotliv’i de eleştirdi. Vaturi’ye göre Gotliv, sağcı olmayan anlatılara hizmet ediyor.

Eleştirinin gerekçelerinin sızdırılması sonrasında Netanyahu, gazetecilerin konu hakkındaki sorularını yanıtlamaktan kaçındı ve ateşi başka yöne çevirmeye çalıştı. Ayrıca Haredi müttefiklerinin (dini partiler) dini okullarının bütçelerini onaylamayı reddeden muhalif güçlere saldırmaya başladı. Muhalefeti kışkırtmaya yönelerek, Shakespearevari bir üslupla “Haredi çocuğu yarım çocuk mu? Haredi öğretmen yarı öğretmen mi?” diye sordu.

FOTO: Tel Aviv’deki göstericiler, İsrailli mahkumların fotoğraflarını taşıyor (Mahkum Aileleri Komutanlığı)
Tel Aviv’deki göstericiler, İsrailli mahkumların fotoğraflarını taşıyor (Mahkum Aileleri Komutanlığı)

Bunun üzerine İsrail basını özellikle Likud ve Netanyahu’ya sert bir saldırı başlattı. Haaretz gazetesinde, “Bu grup değişmedi; zehir ve nefretin sığ sularında toplanan bir grup cahil haydut. Savaşın başında iddia ettikleri gibi uyanmadılar. Ama belki de tam tersi doğrudur. Son iki ayda yaşananlar, çarpık zihinlerinde patlayan hastalıklı düşünceleri güçlendirdi. Savaştan sonra köpekler gibi saldıracaklar ve sevmedikleri herkesin (ordu, protesto liderleri, medya ve muhalefet) üzerine köpükler saçacaklar. Herkes, güçlü ve sağcı bir başbakanı devirmeye yönelik ihmal ve komplonun sorumluluğuyla suçlanacak” ifadelerine yer verildi.



Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
TT

Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğini güçlendirmenin yollarını görüştü.

Libya İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, başkent Trablus'ta düzenlenen ve çok sayıda güvenlik yetkilisinin katıldığı toplantıda ‘karşılıklı çıkar alanlarında ortak koordinasyonun yönlerinin’ ele alındığını belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantı sırasında ‘hedefli eğitim ve yeterlilik programları ile Libya İçişleri Bakanlığı personelinin yeteneklerinin geliştirilmesinin’ yanı sıra ‘düzensiz göçle mücadele, sınırların güvenliği ve Türkiye'nin uzmanlığından yararlanma ile ilgili konulara’ değinildiği belirtildi.

fvg
Dün başkent Trablus'ta Libya ve Türkiye heyetleri arasında yapılan toplantı (İçişleri Bakanlığı)

İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın Trablus ziyareti, General Halife Hafter'in oğlu ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter’in geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'nin başkenti Ankara'da siyasi ve askeri düzeyde gerçekleştirdiği toplantıların ardından geldi.

Libya İçişleri Bakanı Trablusi, bakanlığının ‘ülkenin son yıllarda karşılaştığı zorluklara ve bunların güvenlik durumuna etkisine rağmen büyük çaba sarf ettiğini’ söyledi.

Gidişatı iyileştirmek için çalışmaların sürdüğünü ve bir dizi olumlu sonucun elde edildiğini vurgulayan Trablusi, bakanlığın, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika ülkeleriyle doğrudan iletişim kanalları aracılığıyla yasadışı göç konusuna ‘özel önem’ verdiğini kaydetti.

Trablusi, Libya İçişleri Bakanlığı’nın güvenlik planının, sınırların güvenliğini sağlamaktan başlayarak, ardından çöl ve şehirlerin, son olarak da kıyıların güvenliğini sağlamayı içeren aşamalı bir yaklaşım benimsediğini, ayrıca göçmenler için gönüllü geri dönüş programını uyguladığını ve insan kaçakçılığına karışan organize suç çetelerini takip ettiğini de sözlerine ekledi.

Libya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Bakan Yerlikaya’nın Libya İçişleri Bakanlığı’nın çabalarını övdüğünü ve Türkiye’nin düzensiz göçle mücadeledeki deneyimini ve son yıllarda elde ettiği olumlu sonuçları paylaştığını aktardı. İçişleri Bakanlığı, bu toplantının, istikrarı artırmak ve güvenlik alanındaki kurumsal çalışmaların konsolidasyonunu desteklemek amacıyla dost ülkelerle etkili iş birliği olanakları oluşturma yönündeki devam eden çabaları çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Saddam Hafter, birkaç gün önce Ankara'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bir araya geldi.

LUO Genel Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ankara’daki görüşmelerde uluslararası sahnedeki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu belirtilirken, “Savunma Bakanı Güler ile iki ülke arasındaki askeri iş birliğini güçlendirerek bölgedeki güvenlik sorunlarının çözümüne katkıda bulunacak ve güvenlik ve istikrar çabalarını destekleyecek yollar tartışıldı” denildi.

Öte yandan UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile İngiltere'nin Libya’daki yeni Büyükelçisi Martin Reynolds arasında yapılan toplantıda düzensiz göç konusu başlıca gündem maddesi oldu.

İngiltere’nin Libya (Trablus) Büyükelçiliği tarafından sosyal medya platformu X üzerinden görüşmeye ilişkin yapılan kısa açıklamada, Büyükelçi Reynolds'un Libya'daki diplomatik görevinde ilk kez görüşmesini Dibeybe ile gerçekleştirdiği ve ‘yapıcı bir toplantı’ olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantıda düzensiz göç, güvenlik ve ekonomik büyüme alanlarında ortak önceliklerin ele alındığı belirtildi.


HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
TT

HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın uluslararası taraflarca sunulan ateşkes önerisini reddettiğini açıklamasının ardından, üç ay sürecek tek taraflı bir insani ateşkes ilan etti.

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu, ses kaydı olarak yayınlanan konuşmasında şunları söyledi:

“Ulusal sorumluluğumuz ve başta ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimi ve Uluslararası Dörtlü ülkelerinin (Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve ABD) çabaları olmak üzere uluslararası çabalar doğrultusunda üç aylık bir süre için saldırıların durdurulmasını ve uluslararası bir izleme mekanizmasının oluşturulmasını içeren insani bir ateşkes ilan ediyoruz.”

Dagalu konuşmasına şöyle devam etti:

“Radikal İslamcı terörist hareket Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ve Ulusal Kongre Partisi dışında herkesin katıldığı bir siyasi sürece bağlıyız. Zira bu gruplar halkımızın son otuz yılda çektiği tüm acılardan sorumlu.”

Sudan iç savaşının her iki tarafı da son iki yıl içinde, tüm ateşkes anlaşmalarını ihlal ederek müzakere çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oldu. Orgeneral Burhan daha önce geçiş dönemi veya Sudan'ın geleceği ile ilgili herhangi bir anlaşma yoluyla HDK'yı muhafaza edecek veya iktidar ortaklığına geri getirecek herhangi bir çözümü reddettiğini vurgulamıştı. Orgeneral Burhan, ABD'nin Afrika Kıdemli Danışmanı Massad Boulos'u HDK lehine önyargılı olduğu gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirdi. Ayrıca, savaşı durdurmak için kendilerine sunulan ‘en kötü kart’ olarak gördüğü Uluslararası Dörtlü’nün girişimine olan güvensizliğini dile getiren Orgeneral Burhan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Uluslararası Dörtlü’ye katılımını eleştirerek HDK'yı desteklemekle suçlarken, Suudi Arabistan'ın rolünü ve ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimini övdü.

Orgeneral Burhan'ın açıklamaları, 12 Eylül'de açıklanan ve ABD, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'ın yer aldığı Uluslararası Dörtlü ülkelerinin girişimi etrafındaki tartışmaları yatıştırdı. En önemli özelliği üç aylık bir insani ateşkes olan girişim, Sudan'daki krizi çözmek için bir yol haritası içeriyor. Bunu, kalıcı bir ateşkes ve sivil bir hükümete giden kısa bir geçiş dönemi izliyor. Girişimde, askeri bir çözümün olmadığına ve savaş sonrası dönemde İslamcıların siyasi sahneden uzaklaştırılacağı vurgulanıyor.

Şiddet devam ediyor

HDK, 7 Kasım'da insani ateşkes önerisini kabul ettiğini açıkladı, ancak ertesi gün ordunun kontrolü altındaki Hartum ve Atbara'yı bombaladı. Bunu HDK üyelerinin ‘büyük kalabalıklar’ halinde Batı Kordofan'daki Babnusa şehrine ulaşarak oradaki ordu karargahını ele geçirmeye çalıştığı, ancak Güney Kordofan'daki Kadugli ve Dilling şehirlerini kuşatmaya devam ettiği yönünde bir açıklama izledi.

HDK kasım ayı ortalarında Sudan'ın kuzeyindeki Merowe Barajı'nı birkaç kez insansız hava araçları (İHA) ile hedef aldı ve şehirdeki ordu karargahını bombaladı.

Sudan ordusu 26 Ekim'de Sudan'ın batısını tamamen kontrol altına alan HDK’nın uzun süren kuşatmasının ardından Faşir’i kaybetti.

Çatışmalar Darfur bölgesinden, başkent Hartum’u batı Sudan'a bağlayan petrol zengini komşu eyalet Kordofan’a sıçradı.

Faşir'in HDK’nın kontrolüne geçmesinden bu yana, toplu katliamlar, etnik şiddet, kaçırma ve cinsel saldırıların yaşandığına dair haberler gelirken, insan hakları örgütleri HDK'nın kontrolündeki bölgelerde etnik katliamlar yaşandığını bildirdi.

Uluslararası Göç Örgütü'ne (IOM) göre geçtiğimiz ayın sonundan bu yana, Kuzey Kordofan'dan yaklaşık 40 bin yerinden edilmiş kişinin yanı sıra 100 binden fazla sivil Faşir'den komşu şehirlere kaçtı. ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz hafta, Washington'da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede, Veliaht Prensin talebi üzerine Sudan'daki ‘zulmü’ sona erdirme niyetini açıkladı.

HDK ve BAE, Trump’ın açıklamasını memnuniyetle karşıladı ve Burhan, savaşı sona erdirmek için Washington ve Riyad ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu teyit etti.

İki yıldan fazla süredir devam eden Sudan savaşında on binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 12 milyon kişi yerinden edildi, bu durum milyonlarca sivili tehdit eden ciddi bir açlık krizine yol açtı.


Irak'taki Sünniler siyasi olarak birleşiyor

Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
TT

Irak'taki Sünniler siyasi olarak birleşiyor

Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)

Irak’ta 11 Kasım’da yapılan parlamento seçimlerinde 65'ten fazla sandalye kazanan başlıca Sünni güçler ve partiler, ‘siyasi ve sosyal istikrarı korumak, anayasal hakları güvence altına almak ve devlet kurumlarında temsiliyeti güçlendirmek için çabaları birleştirmek ve ortak bir vizyonla çalışmak’ amacıyla ‘Ulusal Siyasi Konsey’in kurulduğunu duyurdu.

Konseyde eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi, milletvekili Musenna es-Samarrai liderliğindeki Azim Partisi, Hamis el-Hancer liderliğindeki Egemenlik İttifakı, mevcut Savunma Bakanı Sabit el-Abbasi liderliğindeki Ulusal Hasim İttifakı ve mahkeme kararıyla parlamento seçimlerine katılmaktan men edilen eski milletvekili Ahmed el-Cuburi'nin liderliğindeki Ulusal Cemahir Partisi yer alıyor.

Bazıları bu adımı memnuniyetle karşılarken, Şarku’l Avsat’a konuşan bir kaynak, sorunun Sünni partilerin ve isimlerin Türkiye, Ürdün, bazı Körfez ülkeleri ve İran dahil olmak üzere çok sayıda bölgesel destekçisinin bulunması ve buna karşın Şii tarafındaki herkesin (Koordinasyon Çerçevesi) Tahran ile ittifak halinde olmasından kaynaklandığını söyledi.