Gazze Şeridi sakinlerinin karşı karşıya kaldığı yeni savaş: Yüksek fiyatlar

Ciddi bir kıtlık yaşanırken, mevcut ürünlerin fiyatlarında çılgın bir artış gözlemlendi

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta gıda dağıtımını bekleyenler (AP)
Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta gıda dağıtımını bekleyenler (AP)
TT

Gazze Şeridi sakinlerinin karşı karşıya kaldığı yeni savaş: Yüksek fiyatlar

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta gıda dağıtımını bekleyenler (AP)
Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta gıda dağıtımını bekleyenler (AP)

Gazze Şeridi sakinleri, İsrail’im bombardımanların yanın yanı sıra her gün mevcut durumla başa çıkmalarını zorlaştıran yeni acılarla karşı karşıya kalıyor.

Gazze Şeridi sakinleri temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.  En büyük şok, büyük bir kıtlık ve satıcıların durumdan faydalanması nedeniyle bazı ürünlerin 10 kat artması oldu.  

Gazze şehrinin kuzeyindeki Kerame mahallesinden Şeyh Rıdvan mahallesine göç edenlerden biri olan Muhammed el-Gul, Şarku’l Avsat’a konuştu. Gul, satın almaya çalıştığı bazı ürünlerin fiyatlarının çok arttığının bunun ‘çılgınlık gibi bir şey’ olduğunu söyledi.

FOTOĞRAF ALTI: Geçtiğimiz perşembe günü geçici ateşkesin ortasında Gazze Şeridi’ndeki Nuseyrat kampındaki bina kalıntılarının yakınında kurulan bir açık hava pazarı (Reuters)
 Geçtiğimiz perşembe günü geçici ateşkesin ortasında Gazze Şeridi’ndeki Nuseyrat kampındaki bina kalıntılarının yakınında kurulan bir açık hava pazarı (Reuters)

Muhammed el-Gul, günlerce un bulmaya çalıştıktan sonra, önceden 40 şekele (yaklaşık 11 dolar) alabildiği 25 kilogram unu şimdi 280 şekele (yaklaşık 77 dolar) almak zorunda kaldığını belirtti. Gul “Un yok. Bugün uyuşturucu gibi oldu. Yasak malı yüksek fiyata kaçıran biri gibi almak istiyorsunuz. Eskiden 40 şekele alıyorduk ama şimdi yaklaşık 300 şekel. Bu inanılmaz” dedi.

Un fiyatlarındaki artış bir istisna değil, yağ, şeker, tuz gibi diğer tüm temel ihtiyaçlar ve hatta yemek kutuları ve yemek yapımında kullanılan tüm malzemelerin fiyatları da arttı. Fiyatlar çılgınca yükselirken, insanları bir yandan daha az almaya, diğer yandan daha sade beslenmeye zorladı.

FOTOĞRAF ALTI: İsrail’in bombardımanları altında, Gazze’de gıda sıkıntısı yaşanırken çocuklar bir hayır kurumunun dağıttığı gıdadan paylarını almayı bekliyor (Reuters)
İsrail’in bombardımanları altında, Gazze’de gıda sıkıntısı yaşanırken çocuklar bir hayır kurumunun dağıttığı gıdadan paylarını almayı bekliyor (Reuters)

Eş-Şati kampından yakınlardaki bir okula göç eden Enam el-Habil, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, henüz 1,5 yaşında olan çocuğu için 25 şekele (7 dolar) süt almak zorunda kaldığını anlattı. Savaştan önce sütü 6 şekele (bir buçuk dolardan fazla) satın alıyordu.

Habil, vatandaşların çeşitli mallara, özellikle de temel mallara yönelik artan ihtiyaçlarından faydalanılmasına son vermek için yönetimin bir adım atmamasını eleştirdi.

FOTOĞRAF ALTI: Bir adam, ateşkes döneminde Han Yunus’un Khuza’a köyündeki yıkımın ortasında elinden geldiğince yemek pişiriyor (DPA)
Bir adam, ateşkes döneminde Han Yunus’un Khuza’a köyündeki yıkımın ortasında elinden geldiğince yemek pişiriyor (DPA)

Genel olarak pek çok Gazzeli, orta ve güney Gazze Şeridi’nde sınırlı da olsa böyle bir rolün varlığına kıyasla, özellikle Gazze Şehri ve Şerit’in kuzeyin herhangi bir etkili hükümet rolünün olmamasından şikayetçi oldu. Hamas hükümetinin tedarik soruşturma departmanı, tüccarlara fiyatları artırmamaları ve durumu istismar etmeleri konusunda birçok kez uyarıda bulundu, ancak birçok Gazzelinin de belirttiği üzere bu uyarılar dikkate alınmadı.

Gazze şehrinin güneyindeki ez-Zeytun mahallesinden Han Yunus’a sürülen Yusra Abed, savaştan önce 6 şekele alırken şimdi 45 şekele (12 dolar) yarım kilo maya almak zorunda kaldığını belirtti. Tüm aile bireylerinin, yazlık kıyafetlerle evden çıktıktan sonra çok yüksek fiyatlara kışlık kıyafet almak zorunda kaldığını belirten Abed “Fiyatlar çok yüksek, zar zor para yetiriyoruz” dedi.

Yaklaşık iki ay boyunca Yusra’nın kocası Filistin Yönetimi’nden maaşını alamadı, geçen hafta maaşının yalnızca yarısını alabildi. Yusra “İki ay maaş vermedikten sonra ona yaklaşık bin 400 şekellik (yaklaşık 380 dolar) bir ödeme yaptılar ki bu, bu durumda yeterli değil. Bu meblağ, savaştan öncenin 100 şekeli tekabül ediyor” dedi.

Geçtiğimiz hafta sonu Filistin Yönetimi, Gazze Şeridi’ne tahsis edilen fonun (yaklaşık 140 milyon dolar) düşürülmesi için ısrar eden İsrail’in baskısı altında, çalışanlarının maaşlarının yüzde 50’sini dağıtmayı başardı.

Fotoğraf altı: Gazze’nin orta ve güneyinden kaçan yerinden edilmiş insanlar pazar günü Gazze Şeridi’nde Refah’ın batısındaki yeni Tal Sultan kampında çadır kuruyor (AFP)
Gazze’nin orta ve güneyinden kaçan yerinden edilmiş insanlar pazar günü Gazze Şeridi’nde Refah’ın batısındaki yeni Tal Sultan kampında çadır kuruyor (AFP)

Yönetim ayrıca Gazze şehrindeki ve Şerit’in kuzeyine zorla gönderilenler de dahil olmak üzere, çalışanların maaşlarının yarısını ödemek için bankalardan borç almak zorunda kaldı. Ayrıca, Gazze Şeridi’nin merkezinde ve güneyindeki banka şubelerinin kapatılması nedeniyle, insani ateşkes günlerinde faaliyet gösteren bazı döviz bürolarından alınırken, her bin 800 şekel (yaklaşık 500 dolar) için 140 şekel (yaklaşık 40 dolar) kadar komisyon ödenmesi yapıldı.

Hamas hükümeti 7 günlük insani ateşkes sırasında çalışanlarına 200 dolar dağıttı.

Para akışıyla birlikte fiyatlar yeniden yükseldi. Vatandaşlar inanılmaz meblağlarla kahve alabildiklerini söyledi.

Kahvenin yaklaşık 30 gramının fiyatının 8 şekelden (2 dolar) 40 şekele (11 dolar) ulaşması, Gazze’de bir fincan kahvenin fiyatını dünyanın herhangi bir yerinden daha pahalı hale getirdi.

İsmini vermek istemeyen bir gıda satıcısı, işgal güçlerinin Gazze Şeridi’ne herhangi bir malın girişini engellemesi nedeniyle fiyatların yükseldiğini ve çoğu satıcının elindeki stokların neredeyse tamamen tükenmeye başladığını söyledi ayrıca vatandaşların kriz durumundan faydalandığı yönündeki suçlamaları reddetti.

Satıcı, vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanmasında birçok yük ve riske maruz kaldıklarını belirtti. Ayrıca depolardan dükkanlara mal taşımanın ve bazı işçilerin bu zorlu koşullarda çalıştırılmasının da maliyetinin arttığını belirtti.

Son olarak “İşgal Gazze Şeridi’nin güneyindeki operasyonlarını genişlettikçe fiyatlar şu an olduğundan daha fazla artacak ve mevcut olan her şeyin fiyatı altın kat yyyükselecek” ifadelerine yer verdi.



Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.