Hamas Lübnan’daki mülteci kamplarında nüfuzunu arttırmaya çalışıyor

Hamas strateji değiştirdi Lübnan’da örgüt kuruyor

Hamas’ın Gazze’deki yöneticilerinden Halil el-Hayya ve Lübnan’daki temsilcisi Usame Hamdan, Nasrallah ile görüşmelerinin ardından gazetecilere konuştu (Reuters)
Hamas’ın Gazze’deki yöneticilerinden Halil el-Hayya ve Lübnan’daki temsilcisi Usame Hamdan, Nasrallah ile görüşmelerinin ardından gazetecilere konuştu (Reuters)
TT

Hamas Lübnan’daki mülteci kamplarında nüfuzunu arttırmaya çalışıyor

Hamas’ın Gazze’deki yöneticilerinden Halil el-Hayya ve Lübnan’daki temsilcisi Usame Hamdan, Nasrallah ile görüşmelerinin ardından gazetecilere konuştu (Reuters)
Hamas’ın Gazze’deki yöneticilerinden Halil el-Hayya ve Lübnan’daki temsilcisi Usame Hamdan, Nasrallah ile görüşmelerinin ardından gazetecilere konuştu (Reuters)

Hamas’ın Lübnan kolu, ülkedeki Filistin mülteci kamplarında yeni bir silahlı örgüt kurduğunu açıkladı: Aksa Tufanı İzcileri. Lübnanlı siyasi güçler ise bu gelişmeyi, 1970’lerde ‘Fetih Land’ (Fetih Toprakları) olarak adlandırılan kurtarılmış bölgeye benzer şekilde, Güney Lübnan’da ‘Hamas Land’ın (Hamas Toprakları) kurulması’ yönündeki endişelerini dile getiriyorlar.

Hareket, yaptığı açıklamada, genç erkekleri ve kahramanları direnişin öncü kuvvetleri olarak örgütlenen Aksa Tufanı İzcileri’ne katılmaya çağırdı. Hamas’a bağlı kaynaklar, “Bu proje, Lübnan’la bağlantılı ve yalnızca daha fazla savaşçı toplamayı değil, birden fazla alanda faaliyet gösteren daha fazla kişiyi Hamas’a dahil etmeyi amaçlıyor” dedi.

Kuruluşundan bu yana eylem stratejisini Filistin toprakları ile sınırlayan Hamas için bu adım bir strateji değişikliği anlamına geliyor.

Hamas tarafından yayınlanan bir bildiride, Aksa Tufanı İzcileri’nin ‘Filistin halkının, nerede olursa olsun, işgale mevcut ve meşru tüm yollarla direnmedeki rolünün güçlendirilmesi’ ve ‘Aksa Tufanı Operasyonu’nun başarılarının tamamlanması, gönüllülerin bilimsel ve sanatsal enerji ve yeteneklerden yararlanılması’ amacıyla kurulduğu belirtildi.

7 Ekim’deki Aksa Tufanı Operasyonu’ndan ve Hizbullah’ın güney Lübnan cephesini Gazze için bir destek cephesine dönüştürme kararından bu yana, çatışmalara çok sayıda Lübnanlı ve Filistinli grup katıldı. Hizbullah savaşçılarının yanı sıra Hamas, İslami Cihad ve Cemaati İslami’ye bağlı Fecr Kuvvetleri’nden savaşçılar da Lübnan topraklarından İsrail’e karşı saldırılarda bulunuyor.

Hizbullah tarafından dağıtılan, Genel Sekreter Hasan Nasrallah’ın Gazze’deki Hamas yöneticilerinden Halil el-Hayya ve Lübnan’daki temsilcisi Usame Hamdan ile geçen 22 Kasım’da yaptığı toplantının fotoğrafı (AFP)
Hizbullah tarafından dağıtılan, Genel Sekreter Hasan Nasrallah’ın Gazze’deki Hamas yöneticilerinden Halil el-Hayya ve Lübnan’daki temsilcisi Usame Hamdan ile geçen 22 Kasım’da yaptığı toplantının fotoğrafı (AFP)

Hamas kaynakları, bu yeni projeyi, Aksa Tufanı’ndan sonra hareketin ve projesinin bulunduğu her yerde, özellikle Lübnan’da görülen güçlü talebe bağladı. Kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, “Filistin kamuoyu, müzakere sürecinin 30 yıldır kendilerine hiçbir şey sağlamadığını fark etti. Aksa Tufanı, direniş projesi etrafında büyük bir uzlaşmayı beraberinde getirdi” dedi. Kaynaklar ayrıca, “Hamas, Lübnan’daki 12 Filistin kampında varlığını sürdürüyor. Kamp sakinlerinin büyük sempatisine tanık olduk. Bu projenin sadece askeri bir proje olmadığını, medya, siyaset, hayır, rehberlik, eğitim, askeri alanlardaki herkesi yeteneklerine göre kapsadığını bilerek onları kucaklamak gerekiyordu. Amacı, en fazla sayıda Filistinlinin katılımıdır” şeklinde konuştu. Kaynaklar, Hamas silahlarının İsrail işgaline direnme ve onunla mücadele çerçevesi dışında hiçbir zaman kullanılmadığını da vurguladı.

Lübnanlıların reddi

Hamas’ın açıklamasına ilk yanıt, Hizbullah’ın Hristiyan müttefiki Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) Genel Başkanı Cibran Basil’den geldi. “Lübnan topraklarından yapılacak herhangi bir silahlı eylemin ulusal egemenliğe saldırı olduğunu” söyleyen Basil, bildiriyi kesinlikle kabul etmediğini açıkladı. Basil, Lübnanlıların 1990’dan bu yana Taif Anlaşması’nda, kamplardaki ve kamp dışındaki Filistinlilerden silahların toplanması konusunda mutabakata vardıklarını hatırlattı. Bunun, 1969’dan bu yana Lübnan’daki Filistinlilerin silahlı eylemini yasallaştıran Kahire Anlaşması’nın iptali konusunda oybirliğiyle kabul edildiğini dile getirdi.

Cibran Basil, “Lübnan’ın, kendisini savunmak için İsrail’e karşı ulusal direnişini güçlendirme hakkı vardır. Ancak bu hak, Güneyde yeniden Hamas Land kurulmasıyla zayıflatılmaktadır. Tarih bize, müzakere zamanlarında şartlarımızı masaya dayatabileceğimizi, savaş zamanlarında pazarlık kozu haline gelmemeyi öğretmiş olmalı” ifadelerini kullandı.

Hizbullah himayesi

Lübnan muhalefeti de Hamas’ın yeni projesini kınadı. Meclis’teki Güçlü Cumhuriyet Bloğu Üyesi Milletvekili Gada Eyub, “Bu yeni oluşumun sorumlusu Hizbullah’tır” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Eyub, “Herkes biliyor ki, 40 yıldır kendi silahı dışında hiçbir silaha izin vermeyen Hizbullah’ın alacağı bir karardan bağımsız olarak yeni silahlı örgütlerin doğması ihtimali yok. Çünkü kurulduğu günden bu yana, Lübnan savaşı bitmeden, kendisinden önce İsrail’e karşı silaha sarılan silahlı örgütlerle, karar alma mekanizmalarını kontrol etmek için kanlı askeri çatışmalara girdi. Dolayısıyla Hamas’ın, Hizbullah’ın açık bir kararı olmaksızın Lübnan’da Aksa Tufanı İzcileri’ni kurmasının hiçbir doğruluk payı yoktur. Hizbullah’ın bu konuyu gündeme getirmek ve bu şekilde duyurmak gibi özel bir hedefi olduğu kesindir” açıklamasında bulundu.

“Bugün Hizbullah’ın varlığıyla birlikte yeni silahlı örgütlerin oluşmasından veya yeniden canlanmasından doğal bir olaymış gibi bahsetmek mümkün değil” diyen Eyub, “Mevcut durum, Hizbullah’ın neden olduğu gayrimeşru ve devlet dışı bir örgütsel çerçeve oluşturmaktadır. Dolayısıyla BM’nin 1701 sayılı kararın ciddi ve eksiksiz bir şekilde uygulanmasından başlayarak, uluslararası, Arap kararlarının ve Taif Anlaşması’nın uygulanmasından başka çözüm yoktur” ifadelerini kullandı.

Yazar ve siyasi analist Kasım Kasir ise “Hamas hareketinin Lübnan’da Aksa Tufanı İzcileri’ni kurması, hareketin işgal altındaki Filistin dışında askeri örgütler kurduğunun teyididir ki bu da yeni bir adımdır. Çünkü Hamas, her zaman çalışmalarını Filistin’le sınırlamıştı. Bu, İsrail’in Hamas’ı sona erdirme ve Hamas’ın ise Filistin içinde ve dışında varlığını sürdürme çabası ile bağlantılı” dedi. Kasir, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “İzciler, Filistin mücadelesini dahili olarak mümkün olan tüm araçlarla destekleyecektir. Bu, hareketin liderliğinin kararından kaynaklanmaktadır, El Kassam Tugayları’nı tamamlayıcıdır ve Lübnan Direniş Tugayları’na benzemektedir. Sadece Hamas’ın siyasi ideolojisine bağlı olanlara değil, tüm Filistinli gençlere kapıları açıktır” ifadelerini kullandı. Kasir ayrıca, “Elbette bu izcilerin kurulması güneydeki güvenlik risklerini artıracaktır. Tek çözüm Gazze ve Filistin’e yönelik savaşın durdurulmasıdır” şeklinde konuştu.



Dahlan Gazze'de güvenlik veya hükümet rolü üstlenmeyi reddettiğini yineledi

Filistinli lider Muhammed Dahlan (Facebook sayfası)
Filistinli lider Muhammed Dahlan (Facebook sayfası)
TT

Dahlan Gazze'de güvenlik veya hükümet rolü üstlenmeyi reddettiğini yineledi

Filistinli lider Muhammed Dahlan (Facebook sayfası)
Filistinli lider Muhammed Dahlan (Facebook sayfası)

Filistinli lider Muhammed Dahlan dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, savaşı durdurmanın en önemli öncelikleri olduğunu belirterek, Gazze'de herhangi bir güvenlik ya da hükümet rolü üstlenmeyi reddettiğini yineledi.

Dahlan “X” platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada: “Tüm meslektaşlarım ve şahsen ben, BAE'deki kardeşlerimizin bu iğrenç soykırım boyunca verdikleri cömert ve sürekli desteğe dayanarak, Gazze'deki halkımıza yardım için elimizden geleni yapmak üzere buradayız.”

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Wall Street Journal, Filistinli lider Muhammed Dahlan'ın ateşkesin ardından Gazze Şeridi'nde güvenlik sorumluluğunu üstlenmesinin beklendiğini belirten bir haber yayınladı.

Dahlan mesajında: “Savaşı durdurmak en önemli önceliğimizdir. Bizi Filistin siyasi sistemini şeffaf bir demokratik süreç yoluyla yeniden inşa etmeye götürecek ve halkımızın başkenti Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma mücadelesinin gerçekleşmesine yol açacak belgelenmiş ve programlanmış bir uluslararası eylem planı sağlayacak Filistin ulusal anlayışları dışında, hiçbir seçeneği desteklemeyeceğiz.”

Dahlan “herhangi bir güvenlik, hükümet veya yürütme rolünü kabul etmeyi ya da yerine getirmeyi” reddettiğini vurguladı.