Tunus’ta yargı muhalefete baskı aracı mı?

Tunus’ta Bir kadın avukat “devlet güvenliğine karşı komplo” iddiasıyla hakim karşısında

Avukat Delile Musaddık’a verilen destekten bir görüntü (Tunus Kurtuluş Cephesi web sitesi)
Avukat Delile Musaddık’a verilen destekten bir görüntü (Tunus Kurtuluş Cephesi web sitesi)
TT

Tunus’ta yargı muhalefete baskı aracı mı?

Avukat Delile Musaddık’a verilen destekten bir görüntü (Tunus Kurtuluş Cephesi web sitesi)
Avukat Delile Musaddık’a verilen destekten bir görüntü (Tunus Kurtuluş Cephesi web sitesi)

Tunus’ta “Devlet güvenliğine karşı komplo” davası sanıklarının savunma heyetinde bulunan Avukat Delile Musaddık Bin Mubarek, bir TV kanalında siyasi tutuklular hakkında yaptığı açıklamaların ardından (Salı günü) Tunus Asliye Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Kanal çalışanı Gazeteci Burhan Besis de aynı dava kapsamında yargılanacak.

Musaddık ve diğer siyasi aktivistlere yönelik baskılara karşı Tunus muhalefeti “Ulusal Kurtuluş Cephesi” (Salı günü) çatısı altında örgütlendi. Cephe, sanıklara destek olmak ve Musaddık'ın 54 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında maruz kaldığı sistematik taciz ve hedef gösterme olayını kınamak için “Devlet güvenliğine karşı komplo kurmak” davasının görüldüğü Asli Mahkemesi önünde bir dayanışma standı kurdu.

Bu bağlamda Ulusal Kurtuluş Cephesi Başkanı Ahmed Necib eş-Şabi, aralarında İslam Hamza ve Abdülaziz es-Seyd'in de bulunduğu çok sayıda avukatın, siyasi meseleler dolayısıyla yaptıkları açıklamalara binaen soruşturmaya dahil edildiğini açıkladı. Şabi, bunun "ifade özgürlüğünün daha da kuşatılması ve avukatların seslerini susturmak amacıyla hedef alınması, kanunun savunmaya tanıdığı dokunulmazlığın açık bir ihlali" anlamına geldiğini söyledi.

Tunus yargısının devlet güvenliğine karşı komplo dosyasına ilişkin bilgilerin yayınlanmasını yasaklayan bir karar çıkarması ve aralarında Delile Musaddık’ın kardeşinin ve Cevher Bin Mubarek’in de bulunduğu çok sayıda siyasinin tutuklanması üzerine özel açıklamalarda bulunan çok sayıda avukata da dava açılması dikkat çekiyor. Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi,  Cumhuriyetçi Parti lideri İsam eş-Şabi, ev hapsinde ve açlık grevinde bulunuyor.
Avukatlar, tüm tutukluların 6 ay tutuklu kalmalarının ardından tutuklular hakkında soruşturma açılmasını ve haklarındaki suçlamaların hukuki delillere dayandırılarak doğru bir şekilde belirlenmesini talep etmişti. Tutukluların bazıları için tutukluluklarının süresi ilk kez 4 ay uzatılırken, bazıları için ise ikinci kez 4 ay süreyle uzatıldı.

Öte yandan Tunus'ta bir mahkeme, avukatlarının söylediğine göre, iş insanı ve en-Necm es-Sahali Spor Kulübü’nün eski Başkanı Reda Şerafeddin’in, mali suçlar nedeniyle tutuklu yargılanmasına karar verdi. Avukat Cemal el-Haci, Şerafeddin’in "kara para aklama, gümrük ve bankacılık ve vergi kaçakçılığı suçlamalarıyla karşı karşıya olduğunu" söyledi.

Sağlık sektörünün tanınmış isimlerinden olan iş insanı ve eski Milletvekili Şerafeddin, 26 gün önce devlet güvenliğine karşı komplo kurma şüphesiyle soruşturma kapsamında tutuklanmış ancak kendisine herhangi bir suçlama yöneltilmemişti. Avukatı, özel Şems FM radyosuna, savunma ekibinin Şerafettin'den ne istendiğini öğrenmek için gümrüklere uzlaşma talebinde bulunduğunu söyledi.

Onlarca siyasetçi ve iş insanı, mali yolsuzluk ve devlet güvenliğine karşı komplo kurma şüphesiyle aylardır Tunus hapishanelerinde tutuklu bulunuyor. Ancak muhalefet suçlamaların uydurma ve siyasi olduğunu söylüyor ve Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i yargıya baskı uygulamakla suçluyor.

Bu arada 2021'den önce mevcut siyasi rejimi deviren Said, "devrimin gidişatını düzeltmek ve devlet kurumlarındaki yolsuzluk ve kaosla mücadele etmek" istediğini yineliyor.



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.