Fas İlerleme ve Sosyalizm Partisi, aile hukukunda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısı sundu

Fas İlerleme ve Sosyalizm Partisi boşandıktan sonraki bekleme döneminde kadın-erkek eşitliği çağrısında bulundu

İlerleme ve Sosyalizm Partisi Genel Sekreteri Nebil bin Abdullah, partinin önerilerinin sunumu sırasında partisinin üyeleriyle birlikte (Şarku'l Avsat)
İlerleme ve Sosyalizm Partisi Genel Sekreteri Nebil bin Abdullah, partinin önerilerinin sunumu sırasında partisinin üyeleriyle birlikte (Şarku'l Avsat)
TT

Fas İlerleme ve Sosyalizm Partisi, aile hukukunda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısı sundu

İlerleme ve Sosyalizm Partisi Genel Sekreteri Nebil bin Abdullah, partinin önerilerinin sunumu sırasında partisinin üyeleriyle birlikte (Şarku'l Avsat)
İlerleme ve Sosyalizm Partisi Genel Sekreteri Nebil bin Abdullah, partinin önerilerinin sunumu sırasında partisinin üyeleriyle birlikte (Şarku'l Avsat)

Muhalefette yer alan Fas İlerleme ve Sosyalizm Partisi, erkekler ve kadınlar arasındaki bekleme süresine (İddet müddeti)  karşı eşitlik öngören bir öneri sundu. Parti, Rabat'taki genel merkezinden yapılan basın açıklamasında, Aile Kanunu'nda (yasa) değişiklik yapılarak bekleme süresi meselesinin gözden geçirilmesi ve "geleneksel algının dışına çıkılması" yönündeki önerilerine yer verdi. Açıklamada “Kadın ile erkek arasındaki eşitlik ilkesinin uygulanmasında modern bilimsel yöntemlere başvurularak gebelik olup olmadığının tespiti sağlanmaktadır” ifadelerinde bulundu.

Sol parti, eşler arasında eşitliğin sağlanmasının, eşlerin aynı süre içinde yeni bir evlenme hakkı kazanmasını gerektirdiğini dikkate alarak, erkeklerin de bekleme döneminde evlenmelerine izin verilmemesi” çağrısında bulundu. “Kanıtlanmış bir hamilelik durumunda yeterli zaman ayırıp uygun kararı verebilmeleri için her ikisi için de geçerli olan aynı yasal gereklilikler uygulanmalıdır” dendi.

Aynı bağlamda parti, “kadının boşandıktan sonra bekleme süresi boyunca erkeğin insafına kalmaması için boşanmanın her durumda geri dönülemez olmasını öngörerek eşitliğin sağlanması” çağrısında bulundu. “Kocanın, cayılabilir boşanma yöntemiyle boşadığı karısını geri istemesi halinde iki adil tanıkla yetinmesinin yeniden gözden geçirilmesi ve kadının bunu kabul etmemesi halinde ise anlaşmazlık usulüne başvurma zorunluluğunun olması” gerektiğini vurguladı.

Parti, reşit olmayan evlilik konusuna ilişkin olarak da, reşit olmayan evliliklerin mutlak olarak yasaklanması çağrısında bulunarak, çocuk yaşta evlilik olgusunun arttığını ve resmi olarak açıklanan istatistiklere göre bu durumun rahatsız edici bir şekilde rekor seviyelere ulaştığını belirtti. Parti açıklamasında Fas’ın toplumsal dönüşümlerin tersi yönde gerilediğini, bu olgunun, çocuk haklarını bariz bir şekilde ihlal ettiğini, ailelerin istikrarını ve dengesini tehdit ettiğinin altını çizdi.

Bu nedenle Fas Aile Kanunu'nda evlenme yaşının 18 olarak belirlenmesine atıfla “Evlenme yaşında istisnanın bir kez ve tamamen kaldırılması acil ve gerekli hale geldi. Ancak istisna, hakimin reşit olmayan kişinin evliliğini onaylamasına olanak sağlamalı” ifadelerine yer verdildi.

Partinin hazırladığı yasa tasarısı göz önüne alındığında, reşit olmayan birinin evliliği, şu veya bu şekilde çağdaş kölelik türlerine yakın ve insan ticaretinin bir tezahürünü bünyesinde barındırdığı bu da, bununla mücadele etmek için ihtiyati cezalar düzenlenerek bunun suç sayılmasını gerektirdiği vurgulandı.
İlerleme ve Sosyalizm Partisi, çok eşlilik konusunda da aşılması gereken sorunlardan biri olduğunu belirterek, kadına yönelik ayrımcılığın ve yasal şiddetin en kötü biçimlerinden birini bünyesinde barındırdığı gerekçesiyle çok eşliliğin yasaklanması çağrısında bulundu. Parri açıklamasında “Çok eşlilik, kadınların onurunu ve insanlığını aşağılıyor ve köleliğin tezahürlerini sürdürüyor. Yeni politika, kadın ve erkek eşitliğine ilişkin tüm gereklilikleri derinlemesine ele alıyor" ifadelerini kullandı.

Parti ayrıca, ailenin sorumluluğunun karı ve kocaya eşit dağıtılması çağrısında da bulundun. Sorumluluğun eşit dağıtılması, karı koca arasında herhangi bir hiyerarşinin olmaması ve dolayısıyla mevcut kanunun bir dizi hükmünde yer alan vesayet kavramının bulunmaması anlamına geliyor.

İlerleme ve Sosyalizm Partisi, yasa tasarısı önerisinde ayrıca kadınları erkeklere kıyasla aşağı konuma yerleştirecek modası geçmiş geleneksel kavramlardan, dilsel formüllerden ve onları her kurumda salt bir nesne haline getirecek (zevk objesi gibi) kavramsal çerçevenin gözden geçirilmesi gerektiğini de vurguladı.

Soyun kanıtlanması konusunda parti, evlilik dışı doğan çocukların korunmasının ve temel haklarının eşit temelde güvence altına alınmasının gerekli hale geldiğini göz önünde bulundurarak, evlilik dışı doğan çocukların soyunun kanıtlanmasında genetik uzmanlığının benimsenmesi çağrısında bulundu. Tüm çocuklar arasında nesep ve soy arasındaki ayrımın kaldırılmasını hedefleyen parti açıklamasında, bunların hem baba hem de anne ile ilgili etkileri, daha sonra nesep ispatı için genetik uzmanlığın belirlemesi, biyolojik ebeveynleri arasındaki ilişkinin çerçevesi ne olursa olsun çocuğun bu hakkının korunması ve böylece nesep (soy bağı) ediniminden doğan tüm hakları elde etmesi gerektiğini de belirtildi. Masrafların karşılanması mümkün olmadığı takdirde bu testin yapılması için devletin masraflarını üstlenmesi gerektiği de vurgulandı.

Parti, biyolojik babanın kendi soyunu tanımayı reddetmesi durumunda bunun açık bir ayrımcılık ve çocuk haklarının ihlali anlamına geldiğini belirterek, biyolojik babanın her türlü hukuki, mal, ahlaki  haklardan muaf olarak, tüm sorumluluğu anneye yüklemesinin ayrımcılık teşkil ettiğini değrlendirdi.

Başka bir bağlamda parti, çok sayıda boşanmayı göz önüne alarak, uzlaşma kurumunda reform yapılması ve bir sosyal arabuluculuk mekanizması oluşturulması çağrısında bulundu. Bugün, adli tahkime başvurmadan önce aile uyuşmazlıklarında danışma biçimlerinin güçlendirilmesine ve çeşitlendirilmesine katkıda bulunulması gerektiğini , geçmişte uzlaşma sürecine gölge düşüren dengesizlikleri dikkate almak için aile arabuluculuğunun çerçevesini düşünmenin gerekli hale geldiği sonucuna vardı.



“Hizbullah çağrı cihazları” patlayıcı madde içeriyordu

Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
TT

“Hizbullah çağrı cihazları” patlayıcı madde içeriyordu

Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)

Lübnanlı yetkililerin dün (Salı) Hizbullah'a ait çağrı cihazlarının patlamasıyla ilgili yürüttüğü soruşturmadan elde edilen ilk verilerin, cihazların önceden programlandığını ve patlayıcı içerdiğini ortaya koyduğu belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre adının açıklanmaması kaydıyla konuşan kaynak, “Veriler, patlama yönteminin cihazların önceden programlandığını ve cihazın bataryası boyunca yerleştirilmiş patlayıcılar içerdiğini gösteriyor” dedi. Kaynak, soruşturmanın “henüz başlangıç aşamasında” olduğunu belirtti.

Lübnan'da dün meydana gelen ve Hizbullah'ın İsrail'i “tamamen sorumlu” tuttuğu eş zamanlı çağrı cihazı patlamalarında 12 kişi ölmüş, yaklaşık üç bin kişi yaralanmıştı.