Gazze savaşı sonrasına ilişkin birbirinden farklı sesler yükselmeye devam ediyor

Filistin Otoritesi, bağımsız ve egemen tam bir devlet isterken Washington yenilenmiş bir Filistin yönetimi istiyor. Buna karşın İsrail ise Filistinli varlığına tamamen karşı. Peki, gerçekten ‘Hamas sonrası’ diye bir gün olacak mı?

Han Yunus'tan Refah'a yerlerinden edilen Filistinliler, 05 Aralık 2023 (DPA)
Han Yunus'tan Refah'a yerlerinden edilen Filistinliler, 05 Aralık 2023 (DPA)
TT

Gazze savaşı sonrasına ilişkin birbirinden farklı sesler yükselmeye devam ediyor

Han Yunus'tan Refah'a yerlerinden edilen Filistinliler, 05 Aralık 2023 (DPA)
Han Yunus'tan Refah'a yerlerinden edilen Filistinliler, 05 Aralık 2023 (DPA)

ABD yönetimi, Gazze Şeridi'ndeki savaşın ‘ertesi gününe’ dair yöneltilen sorulara Tel Aviv’de ve Ramallah'ta kolay cevaplar bulamıyor. Eğer Washington, Ramallah ve Tel Aviv arasında bazı hedefler bir noktada kesişirse, işler nihai hedefe ulaştığında hepsinin ayrı telden çaldığının ortaya çıkması kaçınılmaz. Washington, Batı Şeria ve Gazze'nin ‘yenilenmiş’ bir Filistin Yönetimi tarafından yönetilmesini isterken Filistin Otoritesi iki devletli bir çözümün önünü açan kapsamlı bir anlaşma çerçevesinde, Batı Şeria’yı ve Gazze’yi yönetmeye devam etmek istiyor. İsrail ise mevcut hükümetiyle ne iki devletli çözümü ne bağımsız ve egemen bir Filistin devletini ne mevcut ne de yenilenmiş Filistin yönetimini istiyor. Belki de bir fırsatını bulsa Filistin Otoritesi’ni tamamen ortadan kaldırmak istiyor bile olabilir.

ABD yönetimi, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırılarının ardından, Gazze Şeridi'nde savaşın başlamasının üstünden geçen iki ay boyunca üzerinde anlaşmaya varılan, makul ve uygulanabilir bir vizyona ulaşmak amacıyla aralarında ABD Başkanı Joe Biden, Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın ve diğer yetkili isimlerin de bulunduğu hemen hemen tüm üst düzey ve nüfuzlu yetkililerinin dahil olduğu ziyaretler, mekik turları ve görüşmeler gerçekleştirdi. Fakat ABD’liler ortadaki sloganlardan, dileklerden ve özlemlerden daha karmaşık bir gerçekle karşı karşıyaydı.

Fotoğraf :Altı Abbas ve Blinken… ABD ile Filistin Yönetimi arasında yenilenmiş yönetim anlaşmazlığı var. (AFP)
Abbas ve Blinken… ABD ile Filistin Yönetimi arasında yenilenmiş yönetim anlaşmazlığı var. (AFP)

ABD yönetimi, savaştan sonra Gazze'yi Filistin Yönetimi’nin yönetmesi gerektiğiyle ilgili ortaya koyduğu vizyonunu geliştirmeye çalışıyor. Ancak Filistin yönetimiyle ilgili konuşmalar, Filistin Otoritesi’nden mevcut haliyle bahsedildiği anlamına gelmiyor. Çünkü mevcut Filistin Yönetimi, kapsamlı bir siyasi anlaşma olmadan Gazze'nin yönetimini yeniden devralmayı reddediyor. Başlangıçta İsrail tarafından karşı çıkılan mevcut Filistin Yönetimi, Washington’ı ‘yenilenmiş bir Filistin Yönetimi’ ifadesini kullanmaya itti. Bu öneri, Ramallah'ta öfkeyle karşılanırken İsrail'de de kabul görmedi.

Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli kaynaklar, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın önce Gazze'ye yönelik kanlı saldırıda, ardından da Filistin Yönetimi'ni hedef alan öneride İsrail ile aynı çizgide olduğuna inandığı ABD yönetimine öfkeli olduğunu aktardılar.

Kaynaklar, önerinin gerekçelerinin ve hedeflerinin bilinmesinden dolayı yenilenmiş bir Filistin Otoritesi fikrinin Ramallah tarafından reddedildiğini ve bunun aslında İsrail'in daha sonra Filistin Yönetimi’ni baltalamayı amaçlayan bir girişimi olarak görüldüğünü vurguladılar.

Filistin Devlet Başkanı Abbas, 2 Aralık'ta yapılan toplantıda Filistinli liderlere, kendi ifadesiyle ‘komploya’ izin vermeyeceğini söyledi. Abbas, her şeyin açık bir başlık altında, yani Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) başlığı altında olduğunu ve kendisi de dahil olmak üzere yeni ya da yenilenmiş bir yönetim veya başka bir şeyin olamayacağını vurguladı.

Abbas ve Filistin Yönetimi, Gazze Şeridi'ndeki yıkıcı savaşın doruğa ulaştığı bir zamanda Filistin Yönetimi'ne karşı bir komplonun planlandığına inanıyorlar. Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, pazartesi günü Filistinli yetkililerin önünde yaptığı konuşmanın başında bu konudaki kanaatini dile getirerek İsrail'in Filistin Yönetimi'ne ve tüm Filistinlilere karşı savaş yürüttüğünü söyledi. Iştiyye şu ifadeleri kullandı:

“İşgalci İsrail hükümetinin Başbakanı, FKÖ’yü, Filistin Yönetimi’ni ve hükümetini, Filistin milliyetçiliğinin, Filistin devletinin, siyasi birliğinin ve Filistin topraklarının birliğinin simgesi olarak görüyor. Bu yüzden de bizimle her gün savaş halinde.”

Fotoğraf Altı: Tel Aviv'de Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın başında İzzeddin el-Kassam Tugayları yazan bir bandana ile resmedildiği İsrail’in propaganda afişi (AP)
Tel Aviv'de Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın başında İzzeddin el-Kassam Tugayları yazan bir bandana ile resmedildiği İsrail’in propaganda afişi (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Filistin Otoritesi’ne karşı yürüttüğü savaş, sadece Gazze'nin yeniden Filistin Yönetimi tarafından yönetilmesini reddetmesiyle ilgili değil, aynı zamanda Abbas'a karşı da bir provokasyonu barındırıyor. Netanyahu, ‘Nazilerin Yahudilere yönelik soykırımını’ ve Hamas Hareketi’nin 7 Ekim'de gerçekleştirdiği ‘katliamı’ reddettiğini söyleyen Abbas’ı terörizmi finanse etmekle suçluyor ve Hamas'ın 2007 yılında elinden almadan önce Gazze'de test edilen otoritesinin Batı Şeria'da da zayıf olduğu savunuyor.

Tüm bunlara İsrail'in Batı Şeria'da her gün savaşı andıran uygulamalar dayattığı, Tel Aviv'in fonları kestiği ve maaşlarını ödemediği Filistin Yönetimi üyeleri de dahil olmak üzere Filistinlileri öldürdüğü ve tutukladığı eylemleri eşlik ediyor.

Şarku'l Avsat'a açıklamalarda bulunan Filistinli bir yetkili, İsraillilerin Filistin Otoritesi’ni baltalamaya çalıştıklarını, sadece Gazze'de değil, Batı Şeria'da da bir Filistin yönetiminden kurtulmak istediklerini kaydetti. Kaynak, “Bakın Netanyahu Gazze’de Filistin Yönetimi’nin göreve gelmesi fikrini nasıl ele alıyor; orada (Gazze’de) herhangi bir Filistin yönetimi olmasını reddediyor ve Filistin Yönetimi kurulmuş olmasının aslında bir hata olduğunu söylüyor” şeklinde konuştu.

Fotoğraf Altı: Binyamin Netanyahu 26 Kasım’da Gazze Şeridi'ndeki İsrail güçlerini teftiş etti. (İsrail Başbakanlığı - AFP)
Binyamin Netanyahu 26 Kasım’da Gazze Şeridi'ndeki İsrail güçlerini teftiş etti. (İsrail Başbakanlığı - AFP)

Netanyahu Gazze'de herhangi bir Filistin yönetimi istemediğini defalarca kez vurguladı. Ancak geçtiğimiz hafta kapalı görüşmelerde sadece savaştan sonra Gazze’de ne mevcut ne de yenilenmiş bir Filistin yönetiminin olmayacağını söyleyerek daha net bir tutum sergiledi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşunun (KAN11) pazartesi günü yayınladığı haberde Netanyahu’nun bu tutumunu ABD’lilere ilettiğini aktardı.

Netanyahu İsrail’in Gazze Şeridi'ndeki güvenlik kontrolünü tamamen eline almasını planlıyor. Ancak Gazze’de bir Filistin yönetiminin kendileri için en iyi seçenek olduğuna inanan ABD’li yetkililer bu plana karşı çıkıyor.

ABD Başkanı Biden’ın Yardımcısı Kamala Harris pazartesi günü Mahmud Abbas'la bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede Abbas’a açık bir siyasi ufuk olması gerektiğini söyleyen Harris, ülkesinin Batı Şeria ile Gazze’yi yenilenmiş bir Filistin yönetimi altında birleştirmeye verdiği desteği yineledi. ABD Başkan Yardımcısı, Filistin Devlet Başkanı'na bu görüşmeyi ve savaşın ertesi gününün planlamasıyla ilgili olarak Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Phil Gordon'un Dubai'deki görüşmelerini devamı olarak bu hafta İsrail ve Batı Şeria'ya ek ziyaretlerde bulunacağını ve görüşmeler gerçekleştireceğini bildirdi.

Fotoğraf Altı: ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken... ABD, Gazze’deki savaşın ‘ertesi gününün’ özelliklerini belirlemeye çalışıyor. (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken... ABD, Gazze’deki savaşın ‘ertesi gününün’ özelliklerini belirlemeye çalışıyor. (AP)

Buna karşın Abbas, İsrail’in Gazze ile ilgili planlarının kabul edilemeyeceğini belirterek, “Gazze Şeridi'nin hiçbir yerinde bölme, işgal, kesinti ya da tecrit olamaz” dedi. Uygun çözümün, uluslararası garantiler ve bir uygulama takvimi belirlemek amacıyla ve Doğu Kudüs ve Gazze Şeridi de dahil olmak üzere Batı Şeria'daki tüm Filistin topraklarının tüm sorumluluğunu üstlenmek için uluslararası bir barış konferansı düzenlemek olduğunu kaydeden Abbas, güvenlik ve askeri çözümlerin başarısız olduğu ve bölgede güvenlik ve istikrar sağlayamayacağı ortaya çıktı dedi.

Abbas'ın önerisine İsrail tarafından kesinlikle karşı çıkılıyor. Washington'ın Filistin seçimlerinin yapılmasını da içeren önerisi ise hem Filistin Yönetimi hem de İsrail tarafından ya tamamen ya da kısmen reddediliyor. Washington, Filistin seçimlerinin yapılması önerisini, savaş sonrası seçimlerin Hamas'ın zaferiyle sonuçlanabileceğini düşünmeden ortaya attı. Oysa ABD’nin şu anki tüm adımları Hamas’ı tüm alanlardan dışlamayı amaçlıyor.

Fotoğraf Altı: Refah'ta yerinden edilmenin ve yıkımın fotoğrafı, 05 Aralık 2023 (AP)
Refah'ta yerinden edilmenin ve yıkımın fotoğrafı, 05 Aralık 2023 (AP)

Washington karmaşıklıkları kabul ediyor. Dışişleri Bakanı Blinken bölgeye yaptığı son ziyarette ABD yönetiminin bunun kolay olmayacağının ve süreç boyunca anlaşmazlıklar olacağının farkında olduğunu söyledi. Ancak diğer seçeneklerin terör saldırıları, daha fazla şiddet ve masum insanların daha fazla acı çekmesine yol açacağını ve bunun da kabul edilemez olduğunu da sözlerine ekledi.

Peki, hem Gazze’de bir Filistin yönetimi olmasını hem de Gazze'yi işgal etmek istemediğini söyleyen İsrail ne istiyor?

Gerçek şu ki ne İsrail güvenlik servislerinde ne de Filistin Yönetimi'nde Netanyahu'nun ne istediğini bilen kimse yok gibi görünüyor.

Filistinli bir yetkili İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a konuya dair yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“İsrail hükümeti, Gazze Şeridi'nde siyasi bir yönetim olmasıyla ilgilenmiyor, bunu anladık. Ancak askeri bir yönetimle de ilgilenmiyor. O halde ne istiyor? Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nı (UNRWA) mı? BM’yi mi? Ya da İsviçre’yi mi? Bunu anlamamız gerekiyor. Ortada ciddi bir uluslararası seçenek yok. Kimse Gazze Şeridi'nin yönetiminin sorumluluğunu üstlenmek istemiyor ve bunun için sıraya girmiyor. İsrail bu konuda bir plan yapmazsa, Gazze'de Hamas açısından ertesi günü dikkate alması gereken tarafın Filistin Otoritesi’nin olduğunu anlamak zorundasınız.”

Özetle Filistin Yönetimi, Gazze'ye bir tankın üzerinde dönmeyi reddediyor. Washington, ancak yenilenmiş bir Filistin yönetiminin Gazze’nin sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini söylüyor. Netanyahu ise savaştan sonra Gazze Şeridi'ni hiçbir Filistinli yönetimin yönetmeyeceğini, çünkü Gazze Şeridi'ndeki güvenlik kontrolünü İsrail’in tamamen üstleneceğini vurguluyor. Bunun ne kadar süreceğine ise değinmiyor. Kimsenin ertesi gün için net bir plan yapmadığı açık. Ortada sadece ya bir geçiş süreci başlatılması ya uluslararası güçlerin Gazze’de konuşlandırılması ya da Hamas yönetiminin düşürülmesinden sonra sorumluluğun Arap güçleri tarafından üstlenilmesi fikri var.

Fotoğraf Altı: Yahya Sinvar... İsrail, Gazze’deki savaşın amacının Hamas'ın Gazze'deki otoritesini tamamen ortadan kaldırmak olduğunu söylüyor. (DPA)
Yahya Sinvar... İsrail, Gazze’deki savaşın amacının Hamas'ın Gazze'deki otoritesini tamamen ortadan kaldırmak olduğunu söylüyor. (DPA)

Fakat en önemli soru şu: Gerçekten ‘Hamas sonrası’ diye bir gün olacak mı?

İsrailliler bunun karmaşık bir konu olduğunu ve uzun bir zamanın gerektiğini söylüyorlar. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise bunun 10 yıllık bir süreci gerektirebileceği değerlendirmesinde bulundu.

Sonuç olarak herkes Hamas'ın sadece askeri güçle yok edilebilecek bir tüneller ağından ibaret olmadığına, aynı zamanda bir ideoloji olduğuna ikna olmuş gibi görünüyor.



Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
TT

Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)

Suriyeli bir kaynak, Hikmet el-Hicri’ye bağlı güçlerin, Suveyda vilayetinin batı kırsalında yer alan kamu güvenlik birliklerine yönelik saldırılarını üçüncü gününde de sürdürdüğünü bildirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen kaynak, Alman haber ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Kanun dışı gruplar ya da Hikmet el-Hicri’ye bağlı ‘Ulusal Muhafızlar’ adıyla bilinen unsurlar, dün akşam kamu güvenliği noktalarına saldırı düzenledi” dedi.

Kaynak, “Kanun dışı unsurlarla çıkan çatışmalarda kamu güvenliği personelinden yaralananlar oldu. Saldırganlar arasında ölü ve yaralılar bulundu, silahlı kişileri taşıyan bir araç imha edildi” ifadelerini kullandı.

Aynı kaynak, kamu güvenliği güçlerinin amacının bölgenin istikrarını sağlamak ve halkın geri dönüşünü kolaylaştırmak olduğunu vurgulayarak, “Ancak bu unsurların tekrar eden saldırıları ve roketli bombardımanı, sivillerin geri dönmesini engellediği gibi, zeytin hasadı yapan çiftçileri dahi hedef aldı” diye konuştu.

Dera’nın doğu kırsalındaki yerel bir kaynak, el-Hicri’ye bağlı silahlı unsurları taşıyan bir aracın roketle vurulduğunu, saldırıda çok sayıda kişinin öldüğünü ve yaralandığını, aracın ise tamamen tahrip olduğunu açıkladı.

Suveyda içinden gelen bilgilerde, vilayetin batı kırsalında kamu güvenliği güçlerine yönelik saldırıda en az 5 Dürzi militanın öldüğü, 10’dan fazla militanın da yaralandığı, kamu güvenliği personelinin öldürüldüğü iddiaların ise ‘el-Hicri’ye bağlı güçlerin moralini yükseltmeyi amaçlayan asılsız bilgiler’ olduğu belirtildi.

Suveyda Valisi Mustafa el-Bekkur, Telegram hesabından yaptığı açıklamada, “Değerli Suveyda halkı, bugün bazı disiplinsiz silahlı grupların, Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında güvenlik ve istikrarı sarsma girişimiyle, çatışma çözme noktalarına ve iç güvenlik güçlerine saldırdığı bilgisini aldık. Bu eylemler, yalnızca kişisel çıkarlara ve kaos ile yağma eğilimine işaret ediyor; vilayetn değerleriyle ve halkının ahlakıyla bağdaşmıyor” ifadelerini kullandı.

Bekkur açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Sizi bu tür uygulamalara karşı durmaya, halkın güvenliğiyle oynayan ya da insanların kaderini istismar etmeye çalışan herkesi engellemeye çağırıyoruz. Güvenlik ve istikrar ortak sorumluluktur; toplumu korumak her onurlu bireyin görevidir. Çıkar peşinde koşanlara sesleniyorum: Yeter artık. Ülke sizin hayallerinizden büyüktür ve Suveyda halkı, yıkıcı projelerinize kanmayacak kadar basiretlidir.”

Suveyda Emniyet Müdürü Süleyman Abdulbaki de sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Çeteler ve milisler, üçüncü gününde de iç güvenlik güçlerinin bulunduğu noktaları hedef almaya devam ediyor… Vilayetteki iç güvenlik komutanlığından talimat net: Ateş geldiği yer tespit edilip görüntülendikten ve ihlal belgelenip doğrulandıktan sonra yalnızca kaynaklara karşılık verilecektir.”

Paylaşımında, sivillere ve ‘toprağını ve namusunu savunmayı amaç edinen şerefli gruplara’ seslenen Abdulbaki, “Güvenlik güçlerinin ihlal gerçekleştirdiği ya da sizi hedef aldığı yönündeki söylenti ve yalanlara kapılmayın. Bu haberler asılsızdır ve nerede çatışma yaşanırsa tamamen bilgimiz dahilindedir. İç güvenlik güçleri, sivillerin güvenliğini korumak, gerginliği artırmamak ve istikrarı sağlamak için çalışmaktadır. Suriye devleti dışında ne bizim ne de sizin için güvenlik ve istikrarın garantisi yoktur. Halkımıza defalarca söyledik: Kan, kanı çeker; fitne ise öldürmekten beterdir. Bizim elimiz her zaman onurlu insanlara açıktır” ifadelerini kullandı.

Suveyda’daki Ulusal Muhafızlar’a yakın sosyal medya sayfalarında yer alan paylaşımlarda, Suveyda’nın batı kırsalında şiddetli çatışmaların yaşandığı bildirildi. Paylaşımlara göre, geçici hükümete bağlı kamu güvenliği güçleri, insansız hava araçları (İHA), orta menzilli silahlar ve havan topları kullanarak el-Mecdel köyünü hedef aldı ve komşu köylere doğru yeni cepheler açmaya çalıştı. Bu durumun, el-Mecdel köyüne yönelik bir baskın girişimini hedefleyen tehlikeli bir tırmanış olduğu öne sürüldü.

Aynı kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın bölgeye takviye gönderdiğini ve el-Mecdel çevresinde bir saatten fazla süren ateş noktalarına karşılık verdiğini aktardı.

Suriye hükümet güçlerinin Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında kontrolü elinde tuttuğu, yerel güçlerin ise Suveyda kent merkezi ile vilayetin güney ve doğu kırsalını denetiminde bulundurduğu belirtildi.


Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
TT

Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)

Gazze Şeridi'ndeki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail'den 15 Filistinlinin cenazesini aldığını duyurdu.

İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan hastane, yaptığı açıklamada, "Ceset değişim anlaşmasının 13. grubu kapsamında 15 Filistinli şehidin cenazesi Nasır Tıp Kompleksi'ne ulaştı. Teslim alınan cenaze sayısı 330'a ulaştı" ifadelerini kullandı.

İsrail, perşembe günü Gazze'de öldürülen bir rehinenin kalıntılarını teslim aldı ve bugün de on beş cesedi teslim etti.


İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
TT

İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).

İsrail'in açıklamaları ve eylemleri, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Batı Şeria'daki yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik ölümcül saldırılarını eleştirmesinin ardından, mevcut ABD yönetimi içinde nadir görülen bir tutuma ilişkin endişeleri ortaya koydu.

Rubio, bu saldırıların Başkan Donald Trump'ın Gazze savaşını sona erdirme planını baltalayabileceği korkusunu ifade ederken yumuşak bir dil kullansa da İsrail hükümet çevreleri bunları "endişe kaynağı olarak değerlendirdi ve yerleşimlere karşı sert bir tutuma dönüşmelerini önlemek için çaba gösterilmesi gerektiğini" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail'in 12. Kanalından aktardığına göre siyasi bir kaynak dün yaptığı açıklamada, "İsrail, Gazze'deki küçük ayrıntılara odaklanma yaklaşımından vazgeçmeli" ifadesini kullandı.

Yerleşimci saldırıları dün de devam etti. Yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Salfit'in batısında, Deyr İstiya ve Kafr Haris kasabaları arasında bulunan Hacı Hamida Camii'ne saldırdı. Caminin bazı kısımlarını ateşe verdiler ve duvarlarına ırkçı sloganlar yazdılar.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, caminin bulunduğu yeri araştırmak üzere asker gönderdiğini ancak herhangi bir şüpheliyi tespit edemediğini, "olayı İsrail polisi ve güvenlik güçlerine ilettiklerini" ifade etti.