Gazze’de nasıl bir senaryo gerçekleşiyor?

Filistinliler, dün Han Yunus’tan Refah’a sürüldü (DPA)
Filistinliler, dün Han Yunus’tan Refah’a sürüldü (DPA)
TT

Gazze’de nasıl bir senaryo gerçekleşiyor?

Filistinliler, dün Han Yunus’tan Refah’a sürüldü (DPA)
Filistinliler, dün Han Yunus’tan Refah’a sürüldü (DPA)

Gazze’deki savaş tarafların başlangıçtaki hedeflerine ulaşmadı. Ancak Hamas, elindeki rehineler ve İsrail’deki mahkumlar da dahil olmak üzere önemli bir karta sahipti. İsrail, buna uydu ve insani arayı kabul etmek zorunda kaldı.

Hamas, kasıtlı ya da beceriksizce İsrail’in taleplerini karşılamakta tereddüt ettiğinde avantaj yeniden İsrail’e geçti. Peki Hamas hem yönetim hem de müzakere yoluyla rehine meselesini tam kontrol ediyor muydu? Müzakere konuları gerçekten sadece Hamas tarafından mı yönetiliyordu? Yoksa İslami Cihad başta olmak üzere başka örgütler de mi sürece dahildi? İslami Cihad içerisinde rehine müzakereleri meselesini karmaşıklaştıran gizli bir bölgesel irade var mı?

Ancak İsrail’in kolayca toparlayamayacağı şey, İsrail’in var olamayacağı caydırıcılık sistemidir. Atılan tokat, İsrail’in yenilgileri tarihinde silinmez bir iz bıraktı.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik askeri operasyonu devam ediyor (AFP)
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik askeri operasyonu devam ediyor (AFP)

Dolayısıyla hem savaş alanında hem de bocalayan siyasi dinamiklerde yeni koşullar var. Buna göre askeri operasyonun siyasi yönetiminin dayandığı yeni bir kurallar sisteminin (yeni rejimin) üretilmesi gerekiyor. Ancak yeni bir kurallar sistemi üretmek, savaş alanında güç dağılımına ilişkin yeni haritalar çizmeyi zorunlu kılıyor. Aslında olan da bu. İsrail, Doha’da müzakerelerde bulundu ve Gazze Şeridi’nde ise güç kartını oynuyor.

Satır arasındaki ABD hedefleri

ABD, Doha’daki CIA Direktörü William Burns aracılığıyla müzakere yürütüyor. Dışişleri Bakanı, İsrail Devleti’ni ziyaret ediyor. Ayrıca Başkan Biden, güney Gazze Şeridi’ne yönelik bir saldırı durumunda Filistinli sivillerin korunmasını talep ediyor. Aynı şekilde Washington DC, Gazze’deki savaştan çıkar sağlamak isteyenleri caydırmak amacıyla Ortadoğu’da da gücünü gösteriyor. Bu noktada Amerikan ‘sopa ve havuç’ dili ortaya çıkıyor. Ancak Amerikan davranış ve söyleminin analitik bir okumasıyla, ABD stratejisinin üç ana hattını ortaya koymak mümkün olabilir.

1-İsrail’i koruma ve aynı zamanda dizginleme

2-Hamas’ın özellikle askeri boyutta İsrail’in güvenliğini artık tehdit edemeyecek şekilde saldırıya uğramasına izin verme. Bu hedefe ulaşılması halinde Hamas sözde meydanların birliğinden uzaklaşacaktır.

3-Son olarak eğer ilk iki hedef başarılı olursa ABD, Filistin meselesine siyasi bir çözümün kapısını açabilir.

Olası senaryo

Yeniden başlayan çatışmaların ardından İsrail bombardımanı, Gazze’nin kuzeyinde, Cibaliye’de ve güneyinde, özellikle de Han Yunus’ta devam ediyor. Peki olası senaryo nasıl olacak?

İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin merkezindeki Deyr el-Balah’a düzenlediği baskınlarda yıkılan bir bina (EPA)
İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin merkezindeki Deyr el-Balah’a düzenlediği baskınlarda yıkılan bir bina (EPA)

İsrail’in insani aradan önceki kaldığı yerden başlaması, yani Gazze şehrinin tamamen kuşatılmasını tamamlaması ve daha sonra onu küçük alanlara bölmeye ve hepsiyle aynı anda ilgilenmeye çalışması mantıklı ve en kolayı.

İsrail, Han Yunus’ta olduğu gibi Gazze’ye aynı anda iki saldırı düzenleyemez. Bu, İsrail ordusunun askeri gücünün sınırlı olmasından kaynaklanıyor (aktif hizmette olan 169 bin asker). Ayrıca askeri çabanın kuzey ve güney olmak üzere iki cepheye dağıtılması da kaçınılmaz.

İsrail, Gazze Şeridi’nde iki cephede ordusunun tamamını aktif hizmete sokmaya cesaret edemiyor. Peki ya ona karşı Lübnan cephesi açılsaydı? Askeri planlama, olası tüm senaryoların dikkate alınmasını gerektirmez mi?

Bu nedenle en olası senaryo şu şekilde özetlenebilir;

1-Gazze Şeridi’nin, tamamen güney ve kuzeye ayrılması, nüfusun çoğunluğunun karada ve denizde güvenli sığınakların ve sahra hastanelerinin hazırlandığı güneye kaydırılması.

2-Gazze Şehri’ni kuşatma sürecini tamamlamak ve tüneller, liderler ve diğerleri de dahil olmak üzere Hamas’ın tüm altyapısını yok etmek için çalışmak.

3-Han Yunus’u tamamen kuşatmaya çalışmak ve 1982’de Beyrut’ta yaşananlara benzer şekilde, müzakere yapılmasını teklif etmek.

*Şarku'l Avsat'ta yer alan bu haber Askeri Analist tarafından yazılmıştır.



Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.