Lübnan bir askerin öldürülmesinin ardından İsrail'i BM Güvenlik Konseyi'ne şikâyet etti

Fransa saldırıyı kınarken, Tel Aviv ‘pişmanlık duyduğunu ve olayı gözden geçireceğini belirtti.

İsrail bombardımanının ardından Güney Lübnan'daki sınır kasabası Mays el-Cebel'de büyük bir yıkım meydana geldi. (AFP)
İsrail bombardımanının ardından Güney Lübnan'daki sınır kasabası Mays el-Cebel'de büyük bir yıkım meydana geldi. (AFP)
TT

Lübnan bir askerin öldürülmesinin ardından İsrail'i BM Güvenlik Konseyi'ne şikâyet etti

İsrail bombardımanının ardından Güney Lübnan'daki sınır kasabası Mays el-Cebel'de büyük bir yıkım meydana geldi. (AFP)
İsrail bombardımanının ardından Güney Lübnan'daki sınır kasabası Mays el-Cebel'de büyük bir yıkım meydana geldi. (AFP)

Lübnan, İsrail ordusunun Lübnan ordusuna ait bir askeri üssü hedef alması sonrası İsrail'i Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne şikâyet etti. Fransa Dışişleri Bakanlığı ise Lübnan ordusuna yönelik saldırıyı kınadı.

Lübnan ordusu, salı günü askeri bir noktanın İsrail bombardımanına maruz kalması sonucu çavuş rütbesindeki bir askerin öldüğünü duyurdu. İsrail ordusu dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, güney Lübnan'daki Lübnan güçlerine zarar veren bir saldırının incelediğini belirtti. Açıklamada, “Saldırının hedefi Lübnan Silahlı Kuvvetleri değildi” ifadesi yer aldı. İsrail ordusu “olayın araştırıldığını” belirterek, bu hadiseden üzüntü duyulduğunu ifade etti.

İsrail ordusu, askerlerinin, Hizbullah'ın kullandığı "bilinen bir fırlatma alanı ve gözlem noktasından" Lübnan'dan tespit edilen yakın bir tehdidi püskürtmek için meşru müdafaa amacıyla hareket ettiğini belirtti.

Birleşmiş Milletler Lübnan Barış Gücü (UNIFIL), salı günü yaptığı açıklamada, askerin çatışmalar sırasında öldürülen ilk Lübnan ordusu askeri olduğunu belirterek, Lübnan ordusunun İsrail ile bir çatışmaya girmediğini belirtti.

Lübnan diplomatik hamlesi

Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Abdullah Buhabib, “BM'deki Lübnan misyonuna, Lübnan ordusunun hedef alınmasına, şehit ve yaralı askerlerin ölümüne ve ayrıca İsrail temsilcisinin BM Güvenlik Konseyi'ndeki mesajlarına tepki olarak, BM Güvenlik Konseyi'ne yeni bir şikâyette bulunması” talimatını verdi.

Lübnan Dışişleri Bakanlığı, devam eden İsrail sınır ötesi operasyonlarının çok sayıda sivilin, gazetecinin, sağlık görevlisinin ve çocuğun ölümüne ve yaralanmasına, 30 binden fazla Lübnanlının güney Lübnan'da evlerinden ve yerlerinden edilmesine yol açtığını belirtti. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: “İsrail ordusunun uluslararası yasaklı beyaz fosfor mermilerini sivil bölgelerde kullanması, ciddi çevresel ve maddi zarara yol açtı. Ayrıca İsrail, komşu bir ülkenin egemenliğine saldırmak amacıyla Lübnan hava sahasını kullanarak, sivil havacılık güvenliğini tehdit emektedir.”

Lübnan Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına tam olarak uyması yönündeki talebini yineledi.

Fransa’dan kınama

Buna paralel olarak Fransa dün (çarşamba), Lübnanlı bir askerin ölümüne yol açan İsrail saldırısını kınadı. Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü yaptığı açıklamada, Fransa'nın “Lübnan ile İsrail arasındaki sınırda devam eden çatışmalardan derin endişe duyduğunu” belirterek, “tüm taraflara en üst düzeyde itidal gösterme” çağrısında bulundu.

Hizbullah ile İsrail arasındaki gerilim artıyor

Hizbullah ile İsrail güçleri arasında dün karşılıklı bombardımanın kapsamı genişledi. Hizbullah, üyelerinden birinin öldürüldüğünü duyurdu ve üç İsrail bölgesini silah ve füzelerle hedef aldığını ve buraların ‘doğrudan’ vurulduğunu belirtti.

İsrail ordusu ise Lübnan'dan İsrail'e atılan çok sayıda top mermisini izlediğini, güçlerinin ateş kaynaklarına karşılık verdiğini belirtti. İsrail ve Hizbullah, İsrail ile Hamas arasında savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana Lübnan-İsrail sınırında karşılıklı ateş açıyor.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.