Mısır’da hükümet yetkililerine yolsuzluk soruşturması

İddia makamı, şeker krizinden yetkilileri sorunlu tuttu.

Piyasalara şeker, Mısır Erzak Bakanlığı tarafından sağlanıyor. (Mısır Erzak Bakanlığı)
Piyasalara şeker, Mısır Erzak Bakanlığı tarafından sağlanıyor. (Mısır Erzak Bakanlığı)
TT

Mısır’da hükümet yetkililerine yolsuzluk soruşturması

Piyasalara şeker, Mısır Erzak Bakanlığı tarafından sağlanıyor. (Mısır Erzak Bakanlığı)
Piyasalara şeker, Mısır Erzak Bakanlığı tarafından sağlanıyor. (Mısır Erzak Bakanlığı)

Mısır yargısı dün, savcılığın pirinç ve şeker gibi stratejik mallar için piyasayı manipüle etmek amacıyla yolsuzluk suçları işlemekle suçladığı Mısır Erzak Bakanlığı’nda çalışan hükümet yetkilileri ve bir dizi isme yönelik kapsamlı soruşturmalar yürütüldüğünü duyurdu.

Savcılığın incelemelerine göre davada aralarında Mısır Erzak Bakanlığı yetkililerinin de bulunduğu dokuz sanık yer alıyor. Güvenlik kaynakları, söz konusu isimlerin soruşturma tamamlanana kadar, 15 gün gözaltında tutulacaklarını bildirdi.

Mısır basınında aktarıldığına göre İdari Kontrol Kurumu'ndan bir kaynak, yolsuzluk vakalarından birinin doğrulandığını bildirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre konuya dair ilk araştırmalar, Mısır piyasasının son dönemde yaşadığı şeker krizinin arkasında söz konusu sanıkların olduğunu gösteriyor.

Mısır savcılığı, sanıklara yolsuzluk, rüşvet, nüfuzu olumsuz kullanma, kamu parasını israf etme, malları alıkoyma ve stratejik malları tekelleştirmeye yönelik suçlamalar yöneltti.

Mısır hükümeti, piyasalarda şekerin kilo fiyatının 50 liraya yükselmesinin ardından piyasayı kontrol altına almak için harekete geçmişti. Bir doların resmi düzeyde 30,9 Mısır lirası olduğu biliniyor.

Erzak Bakanlığı, yolsuzluk davasının açıklanmasına yönelik yorumda bulunmadı. Mısır Erzak Bakanı Ali el-Museylihi ise dün piyasalara pompalanan şeker oranlarının artırılması ve kilonun sadece 27 pounda satılması yönünde direktif verdi.

Mısır Savcılığı geçtiğimiz günlerde şu açıklamada bulunmuştu:

Bir tüccarın piyasada kıtlık yaratmak amacıyla depolayıp paralel piyasaya yeniden sunduğu, değeri 20 milyon lirayı bulan petrol, pirinç gibi emtianın yanı sıra 590 ton şeker ele geçirildi.

Mısır Endüstrileri Federasyonu Gıda Endüstrisi Odası Şeker Bölümü Başkanı Hasan el-Fendi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Mısır'ın şeker üretimi, tüketimin en az yüzde 90'ını karşılamaya yetiyor. Dolayısıyla son bir aydır yükselen krizin hiçbir haklı gerekçesi yok” dedi.

Ancak piyasaların sık sık kontrol edilmesi gerektiğini belirten Fendi, özellikle tedarikteki yolsuzluk meselesinin çözülmesiyle birlikte önümüzdeki dönemde beklentisinin bu yönde olduğuna işaret etti.

Mısır'da resmi verilere göre yerli şeker üretiminin yıllık yaklaşık 2,8 milyon ton. Tüketim oranı ise yıllık 400 bin tonluk bir farkla 3,2 milyon ton tutarında. Hükümet ise bu hususta özel sektörle iş birliği yapıyor ve ithalata güveniyor.

Mısır hükümeti geçtiğimiz mart ayında yurt dışına şeker ihracatını üç ay süreyle yasaklama kararı almıştı. Söz konusu dönemde yapılan resmi açıklamada, öncelikli amacın yerel ihtiyacı karşılamak olduğu belirtilmişti. Hükümetin belirlediği ihracat kontrolleri arasında, ihraç edilen miktarların yerel ihtiyacın üzerinde olması, bunun Erzak ve Ticaret ve Sanayi bakanlıklarının onayıyla yapılması yer alıyor.



Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
TT

Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)

Şam, bugün ‘kurtuluşunun’ birinci yıldönümünde Suriyelilerin ülkelerine dönüşünü, eski rejimin çöküşünü ve lideri Beşşar Esed'in ülkeden kaçışını kutluyor.

Adeta bir tatil havasının hakim olduğu başkentte, geri dönüş hakkının sevinci, hatıraların ağırlığıyla iç içe geçmiş durumda. Sokaklar ise ‘karanlık dönemin’ sembollerinin yerini alan yeni bir kimliği yansıtıyor. Silahlı grupların üyeleri yeni devletin güvenlik kurumlarına entegre edilirken Şamlılar gelecekleriyle ilgili endişelerinin bir kısmından kurtulmuş durumdalar.

Süslemelerin, kalabalıkların, dolu otellerin ve yıllarca süren sürgünün ardından geri dönenlerin ardında, hala kayıp olanların aileleri ve yıkılmış bölgelerin sakinleri arasında hiç bitmeyecek bir hüzün var. Yine de insanlar, sanki ‘duvarların artık kulakları yokmuş’ gibi, açıkça konuşma cesaretini yeniden kazandılar ve bireysel karar verme gücünü ve geri dönme hakkını yeniden kazandıklarına dair genel duygularını ifade ettiler.

Bu değişim, 8 Aralık 2024 tarihinde Beşşar Esed'in ülkenden kaçışının ardından yaşanan hareketli gecenin hatıralarını silebilmiş değil. O gece, güvenlik kurumları çöktü, silahlı gruplar kritik öneme sahip karargahları yağmalamak için acele etti ve eski rejimin üyeleri üniformalarını sokaklarda bıraktı. Şam kaosun eşiğine gelmişti.

Ancak Cisr el-Ebyad, Bab Tuma ve el-Kassa gibi mahalleler, doktorlar, öğrenciler ve tüccarlardan oluşan geçici mahalle komiteleri sayesinde kendilerini korumayı başardılar. Bu girişimler sayesinde 200'den fazla hırsız tutuklandı ve mezhep çatışmaları önlerken halkın durumun kontrolden çıkmasını engelleme yeteneğini ortaya koydu.

Öte yandan Tahran'da bugün, İran'ın Suriye'deki dayanak noktasını kaybetmesi, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ‘dış komplo’ hakkındaki konuşması, Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Suriye'yi ‘35. Eyalet’ olarak görmesi, diplomasinin savunulması ve milletvekillerinin on milyarlarca doların israf edildiği yönündeki suçlamaları arasında ‘direniş çadırının ana direğinin’ çöküşüyle ilgili çelişkili haberler basında yer alıyor.


Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
TT

Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ın askeri kanadının Lübnan'ın en büyük sorunu olduğunu söylerken Hizbullah’ın askeri yapısının tasfiyesini geciktirmek için hiçbir neden olmadığını savunuyor.

Caca, LK’nin ilk genel konferansında, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam'a açık bir mesaj göndererek şunları söyledi:

“Hizbullah'ın askeri kanadının, yaşadığımız büyük sorunun merkezinde olduğu artık açıkça ortada. Herkes, bu sorunun çözülmesinin mali durumu hafifletmek için bir ön koşul olduğu konusunda hemfikir.”

Caca ayrıca, önümüzdeki bahar için planlanan parlamento seçim yasası ile ilgili olarak Meclis Başkanı Nabih Berri'ye bir mesaj gönderdi. Ona, iç düzenlemelerin uygulanmak için oluşturulduğunu, partizan amaçlara ulaşmak, parlamentonun işleyişini bozmak ve parlamento seçimlerini sekteye uğratmaya çalışmak için kullanılmak üzere oluşturulmadığını söyledi.


Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
TT

Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)

Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün yaptığı açıklamada, hareketin İsrail ile varılan ateşkes anlaşması kapsamında silah cephaneliğinin "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazır olduğunu belirtti. Yetkili, böylece ABD arabuluculuğundaki anlaşmanın en karmaşık konularından birini çözmek için olası bir formül önerdiğini söyledi.

Hareketin siyasi büro (karar alma organı) üyesi Basem Naim'in açıklamaları, tarafların anlaşmanın ikinci ve daha karmaşık aşamasına geçmeye hazırlandığı bir zamanda geldi.

Naim, hareket liderlerinin çoğunun bulunduğu Katar'ın Doha kentinde Associated Press'e (AP) verdiği demeçte, "Daha fazla gerilimi veya daha fazla çatışma veya patlamayı önlemek için kapsamlı bir yaklaşım benimsemeye açığız" ifadelerini kullandı.

Naim, Hamas'ın "direnme hakkını" koruduğunu, ancak hareketin Filistin devleti kurma sürecinin bir parçası olarak silah bırakmaya hazır olduğunu ifade etti. Naim, bunun nasıl uygulanacağı konusunda ayrıntı vermese de müzakerelere olanak sağlamak için beş ila on yıllık uzun vadeli bir ateşkes önerdi.

Naim, "bu sürenin ciddi ve kapsamlı bir şekilde kullanılması gerektiğini" vurgulayarak, Hamas'ın silahlarıyla ilgili mevcut seçeneklere "çok açık" olduğunu belirtti. Naim, "Filistin'in ateşkes veya müzakere süresince silahların hiçbir şekilde kullanılmayacağına dair garanti vermesiyle, silahların dondurulması, depolanması veya imha edilmesi hakkında konuşabiliriz" ifadesini kullandı.

Ateşkes, ABD Başkanı Donald Trump'ın ekim ayında sunduğu ve "garantör devletler" olarak hareket eden uluslararası tarafların da katılımıyla hazırlanan 20 maddelik bir plana dayanıyor. Naim, "planın çok fazla açıklığa kavuşturulması gerektiğini" belirtti.

Uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılması şu anda en acil endişeler arasında.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre en önemli konulardan biri, bu gücün Hamas'ı silahsızlandırmaktan sorumlu olup olmayacağı.

Naim, bunun Hamas için kabul edilemez olduğunu ve hareketin, söz konusu gücün anlaşmanın uygulanmasını izlemesini beklediğini vurguladı. Naim, "Ateşkes anlaşmasını izlemek, ihlalleri bildirmek ve olası bir gerilimi önlemek için sınıra yakın bir BM gücünün bulunmasını memnuniyetle karşılıyoruz" dedi. "Ancak, bu güçlere Filistin topraklarında silahsızlanma veya bu tür eylemlerde bulunma yetkisi verilmesini kabul etmiyoruz" diye ekledi.

Naim, ilerlemenin bir işareti olarak, Hamas ve rakibi Filistin Yönetimi'nin, Gazze'deki günlük işleri yönetecek yeni teknokrat komiteyi kurma konusunda ilerleme kaydettiğini açıkladı.

Yönetim ve Hamas'ın, Batı Şeria'da ikamet eden ancak aslen Gazzeli olan Filistin hükümetinden bir bakanın komiteye başkanlık etmesi konusunda anlaştıklarını söyledi.