Tunus’tan İtalya’ya geçen kaçak göçmen sayısı azaldı

Kaçak göçmenlerin olduğu bir tekne, İtalya'ya doğru yola çıkmadan önce Tunus Sahil Güvenliği tarafından durduruldu. (AFP)
Kaçak göçmenlerin olduğu bir tekne, İtalya'ya doğru yola çıkmadan önce Tunus Sahil Güvenliği tarafından durduruldu. (AFP)
TT

Tunus’tan İtalya’ya geçen kaçak göçmen sayısı azaldı

Kaçak göçmenlerin olduğu bir tekne, İtalya'ya doğru yola çıkmadan önce Tunus Sahil Güvenliği tarafından durduruldu. (AFP)
Kaçak göçmenlerin olduğu bir tekne, İtalya'ya doğru yola çıkmadan önce Tunus Sahil Güvenliği tarafından durduruldu. (AFP)

Tunus’tan İtalya sahillerine geçen göçmen sayısı ikinci ay da üst üste azaldı. Ancak İtalya halen adalarına en fazla göç alan ülkeler arasında ikinci sırada bulunuyor.

DPA’nın bildirdiğine göre 4 Aralık itibarıyla İtalya sahillerine ulaşan kişi sayısı 152 bin 804 oldu. Bu sayı, İtalya İçişleri Bakanlığı verilerine göre 2022'deki aynı dönemde kaydedilen 94 bin 864 ve 2021'deki 63 bin 62’ye göre daha yüksek. 17 bin 073 Tunuslu göçmen, Tunus'taki ekonomik kriz nedeniyle İtalya sahillerine ulaşmayı başardı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Tunuslular, en çok göç edenler arasında ikinci sırada bulunuyor. Göç meselesiyle ilgilenen, Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu'ndan alınan bilgilere göre birinci sırada ise 18 bin 159 göçmenle Gine geliyor. Bununla birlikte, Tunuslu göçmenlerin sayısı kasım ayında İtalya'ya deniz yoluyla gelenler göz önüne alındığında bin 304 kişiye geriledi. Bu sayı ekim ayında bin 672, eylül ayında ise 4 bin 814 kişiydi. Forum üyesi Ramazan bin Ammar, söz konusu düşüşü deniz sahil güvenliği kontrollerinin sıkılaşmasına ve kış mevsimi iklim etkilerine bağladı. Sahra Altı Afrika ülkelerinden gelen göçmenler, Tunus'un sahil bölgelerinden gelen göçmenlerin toplam sayısına dahil edilmediği için, büyük bir çoğunluk oluşturuyorlar. Tunus İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre, bu yıl yaklaşık 80 bin kaçak göçmen engellendi. Bunların yüzde 80'i Sahra Altı Afrika'dandı. Ammar bu bağlamda, denizde yakalanan bu göçmenlerin Cezayir veya Libya’ya sınır dışı edilmeleri gibi daha sıkı önlemlerle karşı karşıya olduğunu belirterek bunun bir tür ceza olduğunu vurguladı.

Tunus, temmuz ayında Avrupa Birliği ile kaçak göçü önleme konusunda bir mutabakat imzaladı. Ancak finansal maddeler üzerindeki anlaşmazlıklar nedeniyle bunu nihai bir anlaşmaya dönüştürmede zorluklar yaşandı. Bununla birlikte, İtalya, Tunus kıyılarından hareket eden göçmenlerin sayısının büyük ölçüde azaldığını kabul etti.



Süveyda çatışmaları: Suriye’deki istikrarın kırılganlığını gösteriyor

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)
Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)
TT

Süveyda çatışmaları: Suriye’deki istikrarın kırılganlığını gösteriyor

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)
Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)

Suriye'de Süveyda şehrindeki saldırıların yankısı sürüyor. 

Washington Post'un (WP) haberinde, saldırıların “ülkenin istikrarının kırılganlığını” gözler önüne serdiği belirtiliyor. 

Reuters'ın görgü tanıklarından aktardığına göre Süveyda'daki Bedevi aşiretlerle Dürzi grupların çatışmaları 13 Temmuz'da karşılıklı adam kaçırma olaylarıyla başlamıştı. Yaklaşık bir hafta süren ve ateşkesle sonuçlanan çatışmalarda, Şam yönetimine bağlı silahlı birlikler, gerginliğin durdurulması amacıyla bölgeye gönderilmişti. 

Birleşik Krallık merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre Süveyda'daki olaylarda en az 1400 kişi yaşamını yitirdi. 

Bazı görgü tanıkları, sivillere saldıran kişilerin kamuflaj giydiğini söylemişti ancak bunların militan mı yoksa Şam'a bağlı askerler mi olduğu net bilinmiyor. 

WP'nin irtibata geçtiği Bedevilerden Saud el-Vadi, Dürzilerle çatışmalara dair “Onlar öldürdü, biz de öldürdük. Aramızda kan var” diyor.

Dürzi yurttaş Mazen Alaaddin ise Şam'a bağlı güvenlik güçleriyle Sünni aşiretlerin ortak saldırılar düzenlediğini öne sürüyor. Alaaddin, kardeşinin öldürüldüğünü ve cesedinin yakındaki bir köprünün altına atıldığını savunuyor.

Şam yönetimi, İsrail'in Süveyda'daki Dürzileri kışkırtarak çatışmaları körüklediğini iddia ediyor. Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeyban, 31 Ağustos'ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Tel Aviv'in "iç savaşı yeniden alevlendirmek isteyebileceğini" söylemişti.

Diğer yandan askeri kamuflajlı bir grubun, Süveyda Ulusal Hastanesi'ni basarak sağlık çalışanlarını dövüp öldürdüğü görüntüler de gündem olmuştu. 16 Temmuz'da yaşanan olayın dün ortaya çıkan görüntüleri, New York Times tarafından doğrulanmıştı. Videoda askeri kamuflajlı bir kişinin, kendisine direnen sağlık görevlisini öldürdüğü görülüyor. 

Şam yönetimi, saldırıları kınayarak görüntülerle ilgili işlem başlatılacağını duyurdu. Ayrıca Suriye Adalet Bakanlığı, Süveyda'daki olayların sebeplerini incelemek üzere özel bir komite oluşturulduğunu bu ay başında duyurmuştu.

Bunlara ek olarak İsrail de Dürzilere saldırıları gerekçe göstererek 16 Temmuz'da Suriye'ye hava harekatı düzenlemişti. Operasyonda hem Şam'daki cumhurbaşkanlığı yerleşkesi hem de genelkurmay başkanlığı binası hedef alınmıştı. SOHR'nin aktardığına göre İsrail'in saldırılarında 15 kişi ölmüş, en az 28 kişi yaralanmıştı. 

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, "Dürzi kardeşlerimize saldıran herkes hesap verecek. Onlar devletin koruması altındadır. Hukuk ve adalet herkese eşit şekilde güvence sağlar" demişti. 

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times, Jerusalem Post