Mısır Gazze savaşına rağmen Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapacak

Mısır’da seçimlere 65 milyon seçmenin katılımı bekleniyor

Mısır Gazze savaşına rağmen Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapacak
TT

Mısır Gazze savaşına rağmen Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapacak

Mısır Gazze savaşına rağmen Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapacak

Ülkenin kuzeydoğu sınırındaki Gazze Şeridi’nde yaşanan şiddetli savaşın ardından Mısırlılar Cumhurbaşkanlığı seçimleri için bugün oy kullanmaya başladı. Mevcut Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin 2030 yılına kadar 6 yıllık bir süre için üçüncü bir dönemi kazanması bekleniyor.

Mısır Sosyal Demokrat Partisi Başkanı Farid Zahran, Vefd Partisi Genel Başkanı Abdussened Yemame ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Hazım Ömer ile ‘zor görünmeyen’ bir rekabetin gölgesinde, kabul edilebilir bir katılım oranına ulaşmak 2014’te iktidara gelen Sisi’nin önündeki en büyük zorluk olmaya devam ediyor.

Sisi’nin geçen yıl çağrıda bulunduğu ‘Ulusal Diyalog’ Mütevelli Heyeti üyesi Mısırlı insan hakları aktivisti Necad el-Burai, 1950’lerde Mısır’da cumhuriyetin ilanından bu yana ‘hiçbir cumhurbaşkanının, ister popüler referandumlar ister genel seçimler yoluyla olsun, konumunu başka bir rakibe kaptırmadığını’ belirtti.

Burai Şarku’l Avsat’a “Artık en önemli kaygı, oylar geçersiz olsa bile, rejim ve muhalefet de dahil herkes için siyasi açıdan önemli olan yüksek seçmen katılım oranı sağlamak üzere sessiz blokları harekete geçirmektir” dedi.

2014 ve 2018 yıllarında yapılan önceki iki seçimde Sisi toplam oyların yüzde 96’sından fazlasını almıştı.

Burai, Ulusal Seçim Kurumu’ndan yapılan açıklamada yargı denetimi altında 14 uluslararası kuruluş ve 62 yerel sivil toplum kuruluşu tarafından izlenen seçimlerde yaklaşık 65 milyon Mısırlı oy kullanma hakkına sahip olduğunu ancak Gazze savaşının ‘Mısırlıların seçimlere olan ilgisini de etkilediğini’ belirtti. Burai “Savaş, yalnızca Mısırlıların seçim sürecine olan ilgisini etkilemekle kalmadı aynı zamanda Sisi’nin savaş olaylarını takip ederken her gün düzenli olarak Mısırlıların karşısına çıkma imkanını daha yükseltirken, Sisi’nin rakip adaylarının iyi bir varlık elde etme ve programlarını sunma becerilerini de etkiledi” dedi.

2018 seçimlerine ilişkin resmi rakamlara göre seçimlere davet edilen vatandaş sayısı 59 milyon vatandaşken, katılan seçmen sayısı 24 milyona ulaşmıştı.

ef
Cumartesi günü Kahire’de oy kullanma yeri olarak kullanılacak bir okula Mısır bayrağı çekildi (Reuters)

Gize valiliği Badrshein’de yaptığı seçim konferanslarından birinde, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Farid Zahran ‘genel siyasi durumla ilgili önemli değişkenler olmadığı sürece büyük bir katılımın olmayacağını’ öngördü. Ayrıca Gazze savaşının Mısırlıların seçimlerdeki çıkarları üzerindeki etkisine de dikkat çekti.

Mısır Senatosu üyesi Dr. Sema Süleyman Şarku’l Avsat’a, Gazze savaşı ve Mısır’ın ulusal güvenliğine tehdit oluşturan güncel olaylar gölgesinde seçim yapılmasının ‘beklenen’ seçimlere katılım oranının artırılmasını gerektirdiğini söyledi.

Muhalefetteki Sivil Hareket’e mensup 9 parti ve çok sayıda tanınmış isim, vekaletnamelerin toplanması aşamasında, eski milletvekili Ahmed Tantavi’nin aday olmak için gerekli vatandaş desteğini toplayamamasıyla ilgili olarak bir ‘ihlal’ olarak tanımladıkları adımlar nedeniyle, daha önce seçimlerin boykot edilmesi çağrısında bulunmuştu.

dvfebr
Cumartesi günü Kahire’de bir caddede büyük bir seçim pankartı (Reuters)

Mısır Ulusal Seçim Kurulu Başkanı Danışmanı Hazım Bedevi Mısır halkını cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oylamaya olum katılım göstermeye çağırdı. Bedevi televizyonda yaptığı konuşmada “Mısır’ın tüm şehir ve köylerindeki gençlerin farkındalığına, şeyhlerin bilgeliğine ve Mısırlı kadınların, çocuklarının yurtdışında başlattığı işi tamamlayacak, ulusal görevlerini ve anayasal haklara sahip anayasal haklarını yerine getirecek zekalarına güvenim tam” ifadelerini kullandı.

Bedevi, Mısır’ın ‘Seçim sürecinin tam yargı denetimine tabi olduğu tek ülke olduğunu, her sandığın bir yargıç tarafından denetlendiğini, bunun, seçimlerin şeffaflığı ve bütünlüğü açısından temel garanti ve güvenliğin göstergesi olduğunu’ belirtti.

Yurt dışındaki Mısırlılar bu ayın başında 3 günlük bir süre boyunca oy kullanırken, ülke içindeki Mısırlılar da bugünden (Pazar) itibaren 3 günlük bir süre boyunca oy kullanacak. Seçimlerin ilk turda sonuçlanması durumunda sonucun 18 Aralık’ta açıklanması planlanıyor.

Mısır Anayasasına göre cumhurbaşkanlığı süresi 4 yıldı. Ancak 2019’da onaylanan anayasa değişikliğiyle bu süre 6 yıla çıkarıldı. Böylece Sisi’nin ikinci başkanlık süresini Nisan 2024’ün başına kadar uzamış oldu. Aynı zamanda 2030’a kadar sürecek olan üçüncü dönem için aday olmasına olanak sağladı.

Mısır İçişleri Bakanlığı, seçim sürecini güvence altına almak için tüm valiliklerde güvenlik alarmı verildiğini duyurdu. İçişleri Bakanı Tümgeneral Mahmud Tevfik, güvenlik teşkilatlarının liderlerine ‘seçim merkezini çevreleyen bölgedeki güvenlik hizmetlerini hızlı hareket eden oluşumlar ve gruplarla ve kriminal soruşturma unsurlarıyla güçlendirme ayrıca şehirlerin içinde ve dışında tüm yollarda güvenlik devriyeleri yoğunlaştırma’ talimatı verdi.

Açıklamaya göre, Mısırlı Bakan, güvenlik planlarının uygulanmasını takip etmek, her türlü olayın anında bildirilmesini ve etkin saha korumasını sağlamak için alt operasyon odalarının oluşturulması ve ana operasyon odası ile gün boyu iletişimlerinin sağlanmasının yanı sıra ‘önemli ve hayati tesislerin ve toplanma yerlerinin güvenliğini sağlamak için her türlü tedbiri almakla’ görevlendirildi.

Oy kullanma merkezlerinin oy verme günleri 09.00’dan akşam 21.00’a kadar açık olması planlanıyor. Seçimler, 14 uluslararası kuruluş tarafından 220 gözlemcinin yanı sıra 62 yerel sivil toplum kuruluşu tarafından Ulusal Seçim Kurumu’ndan izin alan toplam 22 bin 340 gözlemci tarafından izleniyor.

Mısır Ulusal Seçim Kurumu’na göre oy kullanma işlemleri, 15 bin yargıcın denetimi altında ‘okullar ve gençlik merkezleri de dahil olmak üzere 9 bin 367 seçim merkezinde, 11 bin 631 alt komiteyle’ gerçekleştiriliyor.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.