Güney Lübnan 2006 Temmuz Savaşı’na geri mi dönüyor?

İsrail'in hava saldırıları, 2006 savaşında evlerin bombalanmasıyla ilgili anıları hatırlatıyor

İsrail’in Ayta eş-Şaab kasabasına düzenlediği saldırıdan çıkan dumanlar ( AP)
İsrail’in Ayta eş-Şaab kasabasına düzenlediği saldırıdan çıkan dumanlar ( AP)
TT

Güney Lübnan 2006 Temmuz Savaşı’na geri mi dönüyor?

İsrail’in Ayta eş-Şaab kasabasına düzenlediği saldırıdan çıkan dumanlar ( AP)
İsrail’in Ayta eş-Şaab kasabasına düzenlediği saldırıdan çıkan dumanlar ( AP)

İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki bölgelere eş zamanlı hava saldırıları düzenlemesi 2006 yılındaki savaşta güney bölgesinin tanık olduğu çatışmaların şiddetini hatırlatıyor. İsrail savaş uçakları Beyrut ve Lübnan’ın kuzeyindeki bölgelerde uçuş gerçekleştirirken, Hizbullah sınır bölgesinden iki kilometre uzaktaki bir İsrail askeri noktasını hedef aldı.

Sınır bölgesi, savaşın başladığı 8 Ekim'den bu yana yaşananlara benzer şekilde yoğun bir hava bombardımanına tanık olmadı. Yarun ve Kunine kasabaları ile Bint Cubeyl arasındaki sınır bölgesinde iki yerde şiddetli patlamalar meydana gelirken bunun hava saldırıları sonucu olduğu ortaya çıktı. Aktivistlerin sosyal medyada paylaştığı video görüntülerinde, bölgedeki orman örtüsüyle kaplı açık alanları hedef alan yaklaşık 6 eşzamanlı hava saldırısı belgelendi.

Son saatlerde hava saldırılarının sınır kasabası Aytarun’daki yerleşim bölgelerini hedef almasıyla çok sayıda ev yıkılırken birçok yerleşim birimi de da hasar aldı. Yerel kaynaklara göre, 4 kişinin yaralandığı olay yerine ambulans ekipleri gelirken bu İsrailli savaş uçaklarının Beyrut, güney banliyöleri ve Lübnan Dağı üzerinde orta ve yüksek irtifada yaptığı dönemle aynı zamana denk geldi.

Şarku’l Avsat’a konuşan güneydeki saha kaynakları, hava bombardıman hızı güneydeki savaşın başlangıcından bu yana en yoğun saldırılar olduğunu ve son 10 günde bombardımanın yoğunlaştığını söyledi. Kaynaklara göre, İsrail kuvvetleri topçu bombardımanı ve insansız hava araçları (İHA) ile saldırı düzenlerken, büyük hava saldırıları da gerçekleştiriyor.

Kaynaklar, İsrail'in esas olarak hava saldırılarına dayandığını, dün merkezi bölgedeki bombalama hızının en şiddetli olduğu bunun da 2006 savaşının sahnelerini ve gelişmelerini akla getirdiğini söyledi. İsrail hava saldırıları, savaştaki askeri harekatın temelini oluştururken, yoğun olarak güneydeki ve banliyölerdeki evleri ve yerleşim bölgelerini hedef alıyor.

İsrail'in sınır kasabası Yarun'a düzenlediği saldırıdan yükselen dumanlar ( AP)
İsrail'in sınır kasabası Yarun'a düzenlediği saldırıdan yükselen dumanlar ( AP)

İsrail ordusu, özellikle Hizbullah'ın bitişik İsrail mevzilerine yönelik askeri operasyonlarının olmadığı bir günde ateş koruma alanını genişletirken, ordu sınırdaki açık alanları hedef alarak evlere ve yerleşim bölgelerine yöneldi. Aytarun'daki yerleşim mahallelerinin hedef alınması, Ayta eş Şaab’ın benzer bir saldırıları maruz kalmasından üç gün sonra geldi. Son birkaç gün içinde yerleşim yerleri defalarca hava saldırılarıyla hedef alındı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığı habere göre Aytarun'a yapılan bu saldırılar, kasabadaki bir mahallenin tamamının yıkılmasına neden olurken burada birçok güvenli evin yerle bir edildiğini, çok sayıda evin hasar gördüğünü ve yardım ekiplerinin bölgeye ulaştığını bildirdi.

Hizbullah hedeflerini genişletiyor

Diğer yandan Hizbullah, Yara kışlasının güneyinde, batı kesiminde İsrail ordusunun yeni komuta karargahına SİHA ile hava düzenleyeceğini duyurarak hedef yelpazesini genişletti. Hizbullah açıklamasında, saldırının hedefleri tam olarak vurduğunu ve düşman saflarında teyit edilmiş kayıplara neden olduğunu aktardı.

İsrail ordusu ise, hava hedeflerinin Lübnan’dan geçtiğini ve ikisinin engellendiğini bildirdi. Ordu, saldırı sebebiyle iki askeri orta derece, diğer askerlerin ise şarapnel ve duman zehirlenmesinden hafif bir şekilde yara aldığını aktardı.

Ayrıca, İsrail savaş uçaklarının “Lübnan topraklarındaki Hizbullah terör hedeflerine” geniş bir dizi saldırılar gerçekleştirdiği kaydedildi. İsrail medyası daha fazla ayrıntı vermeden yaralıların helikopterle bölgeden nakledildiğini bildirdi.

Hizbullah'a yakın medya kuruluşları, Hizbullah’ın Lübnan'ın güneyine 2 kilometre uzaklıktaki Yara'daki askeri kışlayı ilk kez hedef aldığını duyurdu.

Hizbullah, doğu ve batı kesimlerindeki İsrail hedeflerine yönelik askeri operasyonlara ilişkin ayrı açıklamalarda bulunurken, akşam saatlerinde sınırın batı kesiminden İsrail'e atılan roket yağmurunu engellenmesi için Demir Kubbe etkinleştirildi.

İsrail topçusu bu sabah Lübnan’ın orta ve doğu bölgelerinde birçok kasabanın dış mahallerini hedef aldı. Elma eş-Şaab, Rmaych ve Nakura’nın dış mahalleri de hedef alınan yerlerden. Rmaych’te gazetecilerin bölgede kaldığı bir otelin bitişiğindeki ormana beş top mermisi düşerken, Papaz Tony Elias Reuters'e hava saldırılarının Rmaych’te köyündeki evlerin, dükkanların ve bir okulun camlarının kırıldığını söyledi. SİHA’lardan biri Mervehin kasabasındaki caminin çevresini hedef aldı. İsrail önleme füzesinin parçalarının ise Nagura’daki UNIFIL merkezi yakınlarına düştüğü aktarıldı.

Hizbullah İsrail'in taleplerini reddetti

Bölgede askeri gerilim artarken Hizbullah, Lübnan’ın Kuzey Litani bölgesine çekilmesini ve 1701 sayılı kararın uygulanması taleplerini reddetti.

Hizbullah Yürütme Konseyi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali Damuş, düşman İsrail’in Lübnan’a kendi iradesini dayatacak konumda olmadığını söyledi. Damuş açıklamasında, “Netanyahu'nun ve savaş bakanının Lübnan'a yönelik tehdidi boş ve değersiz bir tehdittir. Düşman bizim tehdit ve korkutmayla ilgilenmediğimizi çok iyi biliyor. Düşmanın köy ve kasabalara yönelik SİHA ve bombardımanlarla gerçekleştirdiği saldırılar karşılıksız kalmıyor. Direniş bireyi güçlü, titiz, isabetli ve acı verici. Direniş, düşmana Lübnan-Filistin sınırında güvenli bir yer veya askeri mevzi bırakmadı. Başarı elde ederek düşmana büyük bedel ödemeye zorluyor. Direniş ve ulusal egemenlik pahasına denklemlerin değişmesine, Lübnan egemenliğine zarar verilmesine ve İsrail'e herhangi bir kazanım sağlanmasına izin vermeyecek” ifadelerini kullandı.

Milletvekili Hasan Fadlallah'ın Ayta eş-Şaab sınır bölgesindeki baskın alanını denetleyen fotoğrafı ( Reuters)
Milletvekili Hasan Fadlallah'ın Ayta eş-Şaab sınır bölgesindeki baskın alanını denetleyen fotoğrafı ( Reuters)

Hizbullah’ın Lübnan Meclisi’ndeki “Direnişe Sadakat” Bloğu’nun üyesi Milletvekili Hasan Fadlallah dün sınır bölgesine gerçekleştirdiği ziyarette, “Düşman, güneydeki durumla ilgili atılacak adımlara dair bazı hayallere sızmaya çalışıyor ve liderleri tehditler savuruyor. Bütün bunlar, düşmanı ve onun isteklerinin yankısı olanları boğan yanılsama çemberi içinde kalacak. Bugün işgal ordusunun ister Gazze'de ister güneyde olsun sahada büyük bir başarısızlığıyla karşı karşıyayız, kökünden yaralanmış durumda ve liderlerinin birçok sözü onun prestijini geri getirmiyor. Aksine, sahteliği günlük askeri gerçeklerle ortaya çıkan sahte bir propaganda makinesine dönüştüğünün bir kanıtı. Bu nedenle boş tehditler yerine Gazze'deki askeri başarısızlıklarından kurtulmak veya ordularının sınırlarımızdaki paniğini durdurmak istiyor” dedi.



Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

TT

Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

Sudan'ın batısındaki Kuzey Darfur'da bulunan Tavile kasabası, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki son çatışmaların ardından el-Faşir şehri, Zemzem ve Ebu Şuk kamplarından bombardımandan kaçan binlerce yerinden edilmiş insanın akın etmesiyle savaş mağdurları için yeni bir kampa dönüştü.

Yerinden edilmiş kişilerin işleriyle ilgilenen yerel bir gönüllü kuruluş olan Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi'ne göre Tavile bölgesi, yerinden edilmiş kişilerin açıkta, son derece kötü koşullarda, yiyecek, içme suyu ve hatta battaniye olmadan kalabalık bir şekilde bulunmaları nedeniyle ciddi bir baskı altında.

Şarku’l Avsat’a konuşan Komite Sözcüsü Âdem Rical şu ifadeleri kullandı: “Şu anda acil müdahalelere ihtiyaç duyulması nedeniyle bölgede olağanüstü hâl ilan etme sürecindeyiz. En büyük zorluk, temel hizmetlerin ve yaşam için gerekli malzemelerin eksikliği ve binlerce kişi şu anda açıkta olduğu için çadır gibi barınma malzemelerinin sağlanmasıdır. El-Faşir ile Zemzem ve Ebu Faruk kamplarını bu zor koşullarda terk edebilen siviller, sadece giydikleri kıyafetlerle, bazıları hayvanların çektiği ilkel arabalarla ve her şeye muhtaç bir şekilde, kendilerine yardım etmek için sınırlı bir yerel gönüllü müdahalenin ortasında kaldılar.”

Yerinden edilmeye giden yolda yaşanan trajediler

Rical, yerinden edilmiş kişilerin, yerlerinden edilmelerine giden yolda acı ve korkunç koşullar yaşadıklarını ve ‘HDK’ye bağlı bazı silahlı adamlar tarafından çeşitli ihlallere, cinayetlere ve hırsızlıklara maruz kaldıklarını’ bildirdiklerini söyledi. Rical, “İfadelerinde bize aşırı açlık ve susuzluk nedeniyle çok sayıda ölüm yaşandığını ve bazı çocukların yerinden edilme yolculuğu sırasında ebeveynlerini kaybettiğini anlattılar” dedi.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi’nin verilerine göre Tavile, nisan ayı başında el-Faşir ve çevresindeki kamplarda yeniden başlayan şiddetli çatışmalardan bu yana 281 binden fazla yerinden edilmiş kişiyi kabul etti. Bölgede yaşayanlarla birlikte toplam sayı bir milyondan fazla kişiye ulaştı.

Tavile, Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'in yaklaşık 65 kilometre batısında yer alıyor. El-Faşir ülkenin batısında Sudan ordusu tarafından kontrol edilen son büyük şehir ve bir yıldan uzun bir süredir HDK tarafından kuşatılmıştı.

Komite Sözcüsü Âdem Rical, “Tavile’de güvenlik durumu istikrarlı, ancak insani ihtiyaçlar yerel halkın, ulusal insani yardım kuruluşlarının ve buradaki yetkililerin kapasitesinin ötesinde” dedi.

Rical, yerel toplum liderlerinin yerinden edilenlere yardım sağlamak için girişimler başlattığını, ancak sayılarının çok fazla olması ve giderek artması nedeniyle ihtiyaçları yeterince karşılayamadıklarını söyledi.

frgtyu
HDK'nin 15 Nisan'da Kuzey Darfur'daki yerinden edilmiş kişiler için kurulan Zemzem Kampı’na düzenlediği saldırının ardından binlerce kişi bölgeden ayrılmak zorunda kaldı. (Reuters)

Rical, Tavile'nin el-Faşir ve çevresindeki kamplardan yerinden edilmiş insanları kabul eden bir nokta haline geldiğini ve önemli bir kısmının Cebel Marra'daki Fanga, Golo ve Nertiti'deki diğer komşu bölgelere kaçmaya devam ettiğini söyledi. Yerel halk ve ulusal kuruluşların yanı sıra gönüllü acil servisler, yerinden edilenlere yardım etmek için mısır unu, bakliyat, içme suyu ve battaniye sağlıyor. Ancak bu yardım, el-Faşir ile Zemzem ve Ebu Şuk kamplarından çok sayıda kişinin ihtiyaçlarını karşılama konusunda sınırlı kalıyor.

El-Faşir acı çekiyor

Şarku’l Avsat'a konuşan çeşitli kaynaklara göre, Zemzem Kampı sakinlerinin yaklaşık yüzde 70'i, yüzlerce sivilin öldürülmesi ve yaralanmasıyla sonuçlanan HDK'nin son saldırısının ardından Tavile bölgesine ve eyaletteki diğer bölgelere göç etti. Kaynaklar, el-Faşir'de, Zemzem ve Ebu Şuk kamplarında kalanların gıda, içme suyu ve ilaç sıkıntısı nedeniyle çok kötü insani koşullarla karşı karşıya olduklarını söyledi. Aynı kaynaklar, Sudan ordusu ve müttefik silahlı mücadele hareketlerinin ortak gücünün, el-Faşir'den ayrılmalarını engellemek için ailelerin önüne engeller koymaya devam ettiğini, askeri operasyonların ve karşılıklı topçu atışlarının artmasına ve şehir üzerindeki uzun süreli kuşatma nedeniyle yiyecek ve içme suyu elde etmenin zorluğuna rağmen onları tehdit altında kalmaya zorladığını belirtti.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi bu hafta başında, Sudan ordusunun askeri istihbaratının Ebu Şuk Kampı’ndaki onlarca gönüllü lider ve aktivisti HDK ile iş birliği yaptıkları suçlamasıyla tutukladığını açıkladı.

Şarku’l Avsat tarafından elde edilen bilgilere göre Çad ile olan Adre Sınır Kapısı, Tavile'de yeni yerinden edilmiş insanlara insani yardım ulaştırılması için açıldı. Çeşitli kaynaklara göre, son birkaç gün içinde gıda maddeleri, ilaçlar ve barınma malzemeleri yüklü birçok tır bölgeye geldi, ancak çok sayıda yerinden edilmiş insan nedeniyle bu yardımlar yetersiz kalıyor.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi, Tavile bölgesinde acil durum ilan etmek üzere olduğunu bildirerek, uluslararası ve yerel kuruluşları Kuzey Darfur'dan gelen binlerce yerinden edilmiş kişinin hayatını kurtarmak için acilen harekete geçmeye çağırdı.