Kızıldeniz krizi Yemen’de barış sürecini engeller mi?

Kızıldeniz’in savaş bölgesine dönüştürülmesi Yemen’de barışa giden yolu engeller mi?

Norveç ticari tanker gemisi Strinda, geçen pazartesi günü geç saatlerde Husiler tarafından füzeyle hedef alındı ve hasar gördü (AFP)
Norveç ticari tanker gemisi Strinda, geçen pazartesi günü geç saatlerde Husiler tarafından füzeyle hedef alındı ve hasar gördü (AFP)
TT

Kızıldeniz krizi Yemen’de barış sürecini engeller mi?

Norveç ticari tanker gemisi Strinda, geçen pazartesi günü geç saatlerde Husiler tarafından füzeyle hedef alındı ve hasar gördü (AFP)
Norveç ticari tanker gemisi Strinda, geçen pazartesi günü geç saatlerde Husiler tarafından füzeyle hedef alındı ve hasar gördü (AFP)

Yemen’de İran desteğiyle 2014’de askeri darbe düzenleyen Husilerin  Kızıldeniz’in güneyindeki Mokha limanı açıklarında bir Norveç tankerini bombalayarak hasara yol açtığının iddia edilmesinin ertesi günü ABD kaynakları, dün (13 Aralık Çarşamba) yakıt taşıyan başka bir ticari geminin Babu’l Mendeb Boğazı yakınlarında iki füzeden kurtulduğunu bildirdi.

ABD medyasının Kızıldeniz’de USS Mason destroyeri tarafından düşürülen bir insansız hava aracının fırlatılmasıyla aynı zamana denk geldiğini açıkladığı saldırının sorumluluğunu Husi grubu üstlenmedi.

Husiler, saldırılarını Gazze’deki Filistinlilere destek amacıyla gerçekleştirdiğini iddia ediyor. Ayrıca milliyetlerine bakılmaksızın İsrail limanlarına giden tüm gemileri hedef alma sözü verdi. Yemen hükümeti ise Husilerin, İran’ın talimatlarını uyguladığını ve saldırılarının Filistin meselesiyle hiçbir ilgisi olmadığını açıkladı.

Kızıldeniz’in askerileştirilmesinin, Yemen’de Birleşmiş Milletler (BM) liderliğinde ve Suudi Arabistan ile Umman’ın arabuluculuğunda yürütülen barış sürecini engelleyeceği korkuları ortasında Fransız Donanması, geçen salı günü, Paris’in Husi saldırılarına karşı gerçekleştirdiği ikinci operasyon çerçevesinde bir Husi insansız hava aracının düşürüldüğünü duyurdu.

ABD’nin Yemen’e askeri müdahaleyi uzak görmeme yönündeki tehditleri ortasında Yemen hükümeti, tırmanan gergin durumla ihtiyatlı bir şekilde mücadele ediyor ve Kızıldeniz’de yaşananlardan uluslararası toplumu sorumlu tutuyor.

Öte yandan Yemen Savunma Bakanlığı’ndan resmi bir kaynak, Yemen hükümetinin, ‘İran rejiminin desteğiyle Husi milislerin gerçekleştirdiği terör saldırılarına maruz kalan deniz taşımacılığı hatlarını korumak için’ Yemen hükümetinin yeni bir uluslararası koalisyona katıldığını içeren haberleri yalanladı.

Kaynak, bu tür egemen kararların incelenmesinin devletin en yüksek kurumlarının ve otoritelerinin münhasır görev ve yetkilerinden biri olduğunu açıkladı. Kaynak ayrıca, ‘Husi milislerinin tehditlerini caydırmak ve bunların uluslararası seyrüsefer özgürlüğü, Yemen’deki insani durum ve uluslararası barış ve güvenlik üzerindeki feci yansımalarını kontrol altına almak için’ Yemen hükümetinin ve karasularını korumakla ilgilenen kurumlarının yeteneklerini desteklemenin önemine dikkati çekti.



Netanyahu Beyrut saldırısından sonra: Hedeflerimiz açık, eylemlerimiz ortada

srail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
srail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu Beyrut saldırısından sonra: Hedeflerimiz açık, eylemlerimiz ortada

srail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
srail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Lübnanlı Hizbullah örgütünün üst düzey bir liderinin dün (Cuma) öldürülmesinin ardından kısa bir açıklama yaparak, İsrail'in hedeflerinin açık ve yaptıklarının ortada olduğunu söyledi.

Reuters’ın haberine göre İsrail ordusu dün Beyrut'un güney banliyölerini hedef alan hava saldırısında, Hizbullah'ın elit birimi Radvan Gücü'nün komutanı İbrahim Akil ve diğer “üst düzey komutanların” “ortadan kaldırıldığını” duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre ordu açıklamasında, “Bugün erken saatlerde savaş uçakları, Askeri İstihbarat Kurumu'nun istihbarat rehberliğinde Beyrut bölgesinde hassas bir saldırı gerçekleştirdi ve Hizbullah'ın operasyon sisteminin başı ve Hizbullah'ın Rıdvan gücünün fiili komutanı İbrahim Akil'i ortadan kaldırdı. Baskında Akil ile birlikte Operasyon Sistemi Komutanlığı ve Rıdvan Gücü'ndeki üst düzey komutanlar da ortadan kaldırıldı” denildi.

Bir ordu sözcüsü açıklamasında, “İbrahim Akil ile birlikte Hizbullah'ın Rıdvan gücünden yaklaşık 10 yetkili ortadan kaldırıldı” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusuna göre Akil, 1980'lerden beri Hizbullah saflarında yer alıyordu. “(Hizbullah'ın) Lübnan dışında gerçekleştirdiği terörist operasyonlardan sorumlu” bir hücrenin parçasıydı. Ayrıca “1983 yılında Beyrut'taki ABD büyükelçiliğine düzenlenen terörist saldırıyı yönetti.”

ABD Adalet Ödülleri web sitesine göre ABD, Hizbullah'ta “kilit” bir lider ve “cihat konseyi” üyesi olarak tanımladığı Akil hakkında bilgi için 7 milyon dolar ödül koydu. Akil'in 1983 yılında Beyrut'ta ABD Büyükelçiliği ve Deniz Piyadeleri karargahını hedef alan ve yüzlerce Amerikalının ölümüne yol açan iki bombalı saldırıya karıştığına dikkat çekti.

İsrail ordusuna göre Akil ve dünkü baskında öldürülen diğer liderler, İsrail'in kuzeyine yönelik bir saldırı “planlıyorlardı” ve “İsrail topluluklarına sızmayı ve masum sivilleri öldürmeyi amaçlıyorlardı.”

Ordu sözcüsü Daniel Hagari düzenlediği basın toplantısında, “Bu komutanlar tanksavar füze operasyonları, roket fırlatılması ve İsrail topraklarına yapılacak saldırıların planlanmasında yer alıyorlardı” dedi.

Hagari ,“Yerleşim bölgesinin kalbinde yeraltında toplandılar” ve burada hedef alındılar” dedi.