İsrail’in Mısır ve Katar’dan esir takası için arabuluculuk yapmaları talebi bir manevra mı yoksa mecburiyet mi?

İsrail Mısır ve Katar’dan arabuluculuk talep etti.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyi ile Mısır'ın kuzeydoğusu arasındaki bir sınır bölgesini bombalamasının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyi ile Mısır'ın kuzeydoğusu arasındaki bir sınır bölgesini bombalamasının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail’in Mısır ve Katar’dan esir takası için arabuluculuk yapmaları talebi bir manevra mı yoksa mecburiyet mi?

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyi ile Mısır'ın kuzeydoğusu arasındaki bir sınır bölgesini bombalamasının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyi ile Mısır'ın kuzeydoğusu arasındaki bir sınır bölgesini bombalamasının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri kayıpları artarken, İsrail basını ‘Tel Aviv'in Mısır ve Katar'ın yeni insani ateşkes çerçevesinde bir esir takası anlaşması için arabuluculuk yapmasını istediğine’ dair yeni bir gelişmeden bahsediliyordu.

İsrail basınında yer alan haberler, Gazze'deki İsrailli rehinelerin ve tutukluların zorla ya da zorunlu olarak serbest bırakılmasını sağlamada başarısızlığın ardından Washington ile Tel Aviv arasında ‘birtakım anlaşmazlıklar’ olduğuyla ilgili sızan bilgiler ve savaşın devam etmesine karşı uluslararası arenada artan eleştiriler çerçevesinde İsrail'in hedefinin ve bu ‘Tel Aviv’in talebinin’ yalnızca içerdeki baskıları hafifletmeye yönelik bir ‘manevra’ olup olmadığı sorularını gündeme getirdi.

İsrail basını tarafından son iki gün içinde İsrail hükümetine yakın kaynaklardan aktardığı bilgilere göre İsrail ile Hamas arasında yeni bir esir takası anlaşmasının imzalanması için şartların olgunlaştığını gösterirken İsrail'in Kanal 12 televizyonunun haberine göre bu konuda bazı hareketlilikler mevcut.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu (Makan), pazartesi günü yayınladığı bir haberde, “İsrail ciddi anlamda yeni bir değişim sürecine kapıyı aralamayı düşünüyor” ifadelerine yer verdi.

Makan’ın haberinde ismi açıklanmayan İsrailli bir üst düzey yetkiliye göre İsrail dış istihbarat servisi Mossad, arabulucuların tekliflerini dinlemeye başlaması yönünde talimat aldı. Yetkili, olası esir takası anlaşmasının hedef kitlesinin kadınlar, hastalar, yaralılar ve yaşlılardan oluşan ‘insani kategori’ olduğunun altını çizdi.

El-Ariş Uluslararası Havalimanı'nda işçiler Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden Gazze'ye gönderilen yardımları uçaktan indiriyor (DPA)
El-Ariş Uluslararası Havalimanı'nda işçiler Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden Gazze'ye gönderilen yardımları uçaktan indiriyor (DPA)

Mısır, Katar ve ABD arabuluculuğunda yapılan 24 Kasım'da Gazze Şeridi'nde uygulanmaya başlayan ilk insani ateşkes çerçevesinde İsrail ve Hamas arasında çoğunluğunu kadınların ve çocukların oluşturduğu onlarca esir ve tutuklu takas edildi. Bir hafta süren ateşkes, Gazze Şeridi’ne çok sayıda yardım malzemesinin girmesine de olanak sağladı.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Filistin ve İsrail Çalışmaları Programı Başkanı Dr. Subhi Asile, İsrail basınında Mısır ve Katar’ın yeni bir esir takası anlaşması için arabuluculuk yapmasının istendiğiyle ilgili sızdırılan bilgilerin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin Gazze'de artan askeri kayıplar nedeniyle yaşadığı krizin büyüklüğünü yansıttığı değerlendirmesinde bulundu. İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde yaşadığı ağır kayıpları en sonuncusu, hükümetin Gazze'nin kuzeyinde Hamas'ı tamamen ortadan kaldırma hedefinin tamamlanmasını gerektiğini vurguladığı bir dönemde Şucaiyye mahallesinde meydana geldi. Olay, İsrail kamuoyunda hükümetin ve işgalci İsrail ordusunun komutanlarının güvenilirliği hakkında daha fazla şüphe uyandırdı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Dr. Asile, İsraillilerin İsrail hükümetini ve komuta kademesini gerçek bir siyasi ya da askeri başarıya ulaşabilme becerisine sahip olmadıkları yönünde yaptıkları eleştirilerin yanında uluslararası arenada da İsrail'in savaşı sürdürmesine ve Gazze'de sivilleri sistematik şekilde öldürmeye devam etmesine karşı eleştirilerin arttığını söyledi. Dr. Asile’ye göre tüm bu faktörler, İsrail hükümetini, Gazze Şeridi'ndeki İsrailli rehinelerin serbest bırakılması konusunda çözüm sağlayabilecek tek kanal olduğunu kanıtlayan Mısır ve Katar’ın arabuluculuğuna başvurmaya itiyor.

İsrail ve Hamas, ateşkesin uzatılmasını engelleyen taraf olarak birbirlerini sorumlu tutmuş, İsrail, Hamas'ı ‘rehin aldığı tüm kadınları serbest bırakmayı reddetmekle’ Hamas ise İsrail'i ‘önerdiği alternatifleri yanıtsız bırakmakla’ suçlamıştı.

Çatışan taraflar esir takasını içeren yeni bir ateşkes anlaşması için müzakere masasına geri dönme konusunda katı tutumlarını dile getirirken İsrail, Hamas tarafından rehin alınanların serbest bırakılmasını ve Hamas liderlerinin İsrail ordusuna teslim olmalarını şart koştu, Hamas, düşmanı (İsrail) saldırılarını tamamen durdurmadıkça ve askerlerini Gazze Şeridi'nin tamamından geri çekmedikçe yeni bir müzakere turuna girmeyeceğini açıkladı.

İşgalci İsrail ordusu Gazze'deki rehinelerin hiçbirini kurtarmayı başaramadı. Hamas, daha önce yaptığı açıklamalarda İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ni rastgele bombalaması nedeniyle İsrailli rehinelerden bazılarının öldüğünü bildirdi.

Kudüs Üniversitesi'nden Siyaset Bilimci ve Fetih Hareketi (El Fetih) liderlerinden Prof. Dr. Eymen er-Ragab, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını sonuyla ilgili İsrail, ABD ve uluslararası arenada geri sayımın hızlandığını söyledi. Prof. Dr. Ragab ABD Başkanı Joe Biden'ın, Netanyahu hükümetinin aşırı sağcı yapısıyla birtakım anlaşmazlıkların olduğuna ilişkin açıklamalarının gizlenemeyecek kadar büyük hale geldiğine dikkati çekti.

İsrail ve Hamas arasındaki esir takası müzakerelerinin kaçınılmaz olduğunu ve yakında yapılmasını beklediğini ifade eden Prof. Dr. Rakab, yeni bir ateşkes anlaşmasının iki haftadan kısa bir sürede sonuçlandırılması amaçlı çabaların yoğunlaşmasını beklediğini söyledi. Ancak Prof. Dr. Rakab, rehine takası için müzakere edilecek kategorilerdeki değişiklik göz önüne alındığında, iki taraf arasındaki görüşmelerin şartlarının ilk ateşkesteki şartlardan ‘tamamen farklı’ olacağını vurguladı.

Kerem Şalom Sınır Kapısı’nda denetlenmek üzere bekleyen insani yardım tırları (Reuters)
Kerem Şalom Sınır Kapısı’nda denetlenmek üzere bekleyen insani yardım tırları (Reuters)

Filistin tarafı, esir takası anlaşmasının Filistinli direniş gruplarının özellikle en fazla sayıda İsrail askeri rehin alan Hamas'ın bunun karşılığında ateşkesin daha uzun sürmesine ve belki de savaşın durmasına yol açabilecek daha büyük bir karşılık talep edeceği, İsrailli kadın askerleri de kapsayacak şekilde genişletilmesini bekliyor.

İsrail, Hamas'ın, Filistinli direniş gruplarının 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği sürpriz saldırıda rehin aldığı toplam 240 İsrailliden 137’sinin halen Gazze'de tutulduğunu düşünüyor.

Fransız Haber Ajansı'nın (AFP) haberine göre Hamas Hareketi Sözcüsü pazar günü bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, Filistinli direniş gruplarının taleplerinin karşılandığı bir esir takası anlaşması ve müzakere turu yapılmadan İsrail'in rehinelerini canlı olarak alamayacağını söyledi.



Türkiye-Rusya mutabakatı Libya krizine çözümün sağlar mı?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile ortak basın toplantısı sırasında el sıkışıyor. (DPA)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile ortak basın toplantısı sırasında el sıkışıyor. (DPA)
TT

Türkiye-Rusya mutabakatı Libya krizine çözümün sağlar mı?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile ortak basın toplantısı sırasında el sıkışıyor. (DPA)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile ortak basın toplantısı sırasında el sıkışıyor. (DPA)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Libya’nın başkenti Trablus'ta yaşanan son çatışmaların ardından görüş birliğine varması, özellikle Lavrov'un çatışmanın tarafları üzerindeki etkilerinden bahsetmesinin ardından, iki geleneksel rakibin Libya dosyasını ele almadaki olası rolü hakkında ciddi ve çok sayıda soruyu gündeme getiriyor.

Şarku’l Avsat'ın görüştüğü Rus ve Türk gözlemciler, Türkiye'nin Trablus'taki eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçlerine verdiği desteğin aksine Moskova'nın Trablus savaşı sırasında (2019-2020) Libya Ulusal Ordusu'nun (LUO) yanında yer almasına dayanarak Moskova ve Ankara'nın ilişkilerinin Libya krizinin gidişatı üzerindeki etkisine ilgiyle bakıyor.

Nüfuz kullanma anlaşması

Beş yıllık bir aradan sonra Lavrov'un Türk mevkidaşıyla Moskova'da yaptığı görüşmelerin ardından iki ülkenin ‘ülkedeki çatışmaların yeniden başlamasını önlemek için Libyalı taraflar üzerindeki nüfuzlarını kullanma konusunda anlaştıklarını’ söylemesi dikkat çekiciydi.

dfrgty6u7
Rusya'nın Libya Büyükelçisi Aydar Aganin ve Türkiye’nin Libya Büyükelçisi Güven Begiç Trablus'ta (Rusya Büyükelçiliği resmi sayfası)

Lavrov'un konuşmasının önemine rağmen, Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) uzmanı Kirill Semenov, Moskova ile Ankara arasında Libya dosyasında ‘kapsamlı bir çözüme’ ulaşmanın zorluğuna işaret ederek, iki tarafın ‘Türkiye ile müttefik bir batı ve Rusya ile müttefik bir doğu arasındaki nüfuz paylaşımına’ dayandığını belirtti.

Şarku’l Avsat'a konuşan Rus uzman, Moskova ve Ankara'nın ‘Libya'da geniş çaplı bir savaşın patlak vermesini önlemek ve çatışan tarafları dizginlemek için belirli bir etkiye sahip olarak Libya güçlerine müdahale edebileceğini ve etkileyebileceğini’ vurguladı.

“Herhangi bir barış, Esed rejiminin devrilmesinden önceki Suriye modeline benzeyecektir, burada iş birliği etkiyi sürdürürken aynı zamanda bölünmeyi de sürdürür” diyen Semenov, gerçek uzlaşmanın ‘kapsayıcı bir Libya diyaloğu gerektirdiğini, özellikle de gördüğümüz gibi Suriye modelinin sürdürülebilir olmadığını’ vurguladı.

‘Çözüm Libyalıların elinde’

Rus-Türk yakınlaşması iki bakan düzeyindeki bir toplantıyla sınırlı kalmadı. Rusya'nın Libya Büyükelçisi Aydar Aganin ve Türkiye'nin Libya Büyükelçisi Güven Begiç de ‘Libya'daki mevcut durumun kapsamlı bir değerlendirmesini yapmak üzere’ Trablus'ta bir araya geldi.

dsfrgt
Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı Yunusbek Yevkurov ve Rus hükümetinden üst düzey bir heyetin daha önce Bingazi'ye yaptığı ziyaretten (DPA)

Eski Başbakanlık Başdanışmanı Ömer Faruk Korkmaz Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘Türkiye-Rusya mutabakatının yeterli olmadığını’ belirterek, ‘Libya'da çözüm geciktikçe dış müdahale olasılığının arttığını’ söyledi. Korkmaz, “Sorunun çözümü Libyalıların elinde” dedi.

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal ise ‘Libya dosyasına kalıcı bir çözüm bulunmasında Moskova ve Ankara'nın rolünün önemini ve etkisini’ kabul etmekle birlikte, ‘kalıcı bir çözümün Libyalılar, uluslararası toplum ve bölgesel aktörler arasında varılacak bir anlaşmayla başlayacağına’ inanıyor.

“Libya adeta uluslararası vesayet altında” diyen Uysal bunu, ‘Birleşmiş Milletler'in (BM) siyasi süreci, hükümetin kurulmasını ve taraflar arasındaki diyalogları tamamen denetlemesine’ ve ‘ABD, Avrupalılar ve bazı bölge ülkelerinin bu dosyadaki rolüyle ilgili’ diğer dış komplikasyonlara bağladı.

dfgthyj
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Misrata'daki Türk savaş gemisi TCG Kemal Reis'e gerçekleştirdiği inceleme ziyareti sırasında (Türkiye Savunma Bakanlığı)

Uysal’ın bakış açısına göre, ‘ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında bir anlayışın varlığı ve mevcut ABD yönetiminin Libya'ya olan ilgisi, Türk-Rus anlayışını kolaylaştırabilir.’

Libya açısından bakıldığında ise Libya Temsilciler Meclisi (TM) Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Rabia Buras yakın zamanda bir çözüm beklemediğini belirterek, “Libya dosyasında Rusya ve Türkiye arasındaki ilişki ‘rekabetçi iş birliği’ ya da ‘düşmanca iş birliği’ olarak bilinen karmaşık bir örnek teşkil ediyor” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Buras şu ifadeleri kullandı: “Nüfuz ve çıkarlar için rekabet, tam ölçekli bir askeri çatışmaya girmekten kaçınma kaygısıyla iç içe geçmiş durumda. Bu kırılgan denge, 2020'den bu yana büyük ölçekli askeri operasyonların dondurulmasına katkıda bulundu, ancak aynı zamanda Libya içindeki siyasi ve askeri bölünmeleri derinleştirerek kapsamlı bir çözüme yönelik gerçek bir ilerlemeyi engelledi.”

vfdbghtyju
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Akile Salih ile başkent Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un da hazır bulunduğu bir görüşme gerçekleştirdi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Buras, Libya'da siyasi çözümün önündeki zorlukları şöyle sıraladı: “Yerel ve uluslararası aktörlerin çatışan çıkarları, uluslararası ivmenin azalması ve Libyalı tarafların kendi aralarındaki güven eksikliği.”

Buras, ‘gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözümün ancak devlet kurumlarını birleştirmeyi, adil bir refah dağılımı sağlamayı ve güvenlik sisteminde köklü reformlar yapmayı amaçlayan saf bir ulusal irade üzerine inşa edilebileceğine, bunun da bölünmelerden beslenmeyen, aksine bu bölünmeler arasında köprü kurulmasına yardımcı olan koordineli bir uluslararası destekle sağlanabileceğine’ inanıyor.

Askeri varlığın kapsamlı çözümle ilişkisi

Türkiye ve Rusya'nın Libya cephesine olan ilgisinin yanı sıra, iki ülkenin askeri varlığına ilişkin tartışma, kapsamlı çözümün geleceği açısından önemli.

Bu bağlamda, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından bazı Rus teçhizatının Suriye'den LUO Komutanı Mareşal Halife Hafter'in etkisi altındaki Libya'nın doğusuna nakledildiğine dair Batı kaynaklı haberlerin ardı arkası kesilmedi ve hatta Moskova'nın Hafter'le koordineli olarak Libya'nın güneyindeki Maatan es-Sara'da bir askeri üs kurma hamlelerinden bahsedecek kadar ileri gidildi.

cdfgthy
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan arasında Trablus'ta gerçekleştirilen görüşmeden (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Rus uzman Semenov, ülkesinin Libya'da askeri üsler konusunda herhangi bir anlaşması olduğunu reddederek, ‘üsler konusunda resmi bir anlaşma yapılmadığı sürece kalıcı bir varlıktan söz edilemeyeceğini’ vurguladı.

Öte yandan Semenov, ‘Rusya'nın askeri anlaşmalar yaptığı Sahel bölgesine lojistik çıkışlara ihtiyacı olduğunu ve Libya'nın bu açıdan Rusya için önemli olduğunu’ belirterek, ‘Moskova'nın Libya'nın içişlerine karışma niyetinde olmadığını, ancak lojistik yönleriyle ilgilendiğini’ ifade etti.

sdfrgt
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Muhammed Takala ile başkent Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un da hazır bulunduğu bir görüşme gerçekleştirdi. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Libya'daki Türk askeri varlığına gelince, Uysal’a göre bu varlık kısa ve orta vadede devam edecek. Zira bu, Libyalıların kararıyla kuruldu. Uysal’a göre Türkiye’nin Libya'da güvenlik ve savunmanın yanı sıra ekonomik, ticari ve denizcilik çıkarları da var.

Trablus savaşı sırasında Türkiye, müttefik Suriyeli silahlı gruplardan binlerce paralı askerle birlikte Libya'nın batısına asker göndermiş ve Trablus'ta ortak bir askeri komutanlık kurmuştu.