Fas’ın Marakeş şehrinde Yeni Güney Politika Merkezi tarafından her yıl düzenlenen uluslararası konferans Atlantik Diyalogları’nın 12’inci oturumundaki etkinlikleri ‘Daha iddialı bir Atlantik... Dünya için anlamı’ başlığı altında 80 ülkeden 400’den fazla katılımcıyla düzenlendi. Atlantik Akıntıları raporunun onuncu turunun sunumuna ve görüşülmesine ayrılan ilk oturumda, Atlantik Havzası ülkelerinin karşı karşıya olduğu zorluklar ve kıyılarında ortaya çıkan çok sayıda siyasi ve diplomatik fırsat ve girişim ele alındı.
Moderatörlüğünü Yeni Güney Politika Merkezi araştırmacılarından Büyükelçi Muhammed Luleşki’nin yaptığı oturuma Meksika’dan Nuevo Leon Özerk Üniversitesi’nden araştırmacı Jessica de Alba Ulloa, ABD’den Alman Marshall Vakfı Başkan Yardımcısı Ian Lesar, Portekiz’den Atlantik Merkezi koordinatörü Nuno Antonio de Noronha ve Yeni Güney Politika Merkezi ekonomisti Faslı Afaf Zarkik katıldı.
Görüşmeler, Büyükelçi Luleşki’nin sorduğu ve daha geniş Atlantik konseptinin kimliğini ele alan üç soruyla başladı. Kral 6. Muhammed’in Yeşil Yürüyüş’ün 48’inci yıl dönümü kutlamaları vesilesiyle yaptığı konuşmada belirtildiği gibi, bu çerçevede bir dizi girişim ortaya koyulmuştu. Kral, yaptığı konuşmada şunları söylemişti:
“Eğer Akdeniz arayüzü Fas ile Avrupa arasında bir bağlantı ise Atlantik arayüzü de Fas’ın Afrika’ya açılan kapısı ve Amerika alanına açılan penceresidir.”
6. Muhammed ayrıca, Fas Sahrası’nın Atlantik arayüzü de dahil olmak üzere kıyı bölgesinin ulusal düzeyde rehabilitasyonunun yanı sıra bu jeopolitik alanın Afrika düzeyinde yapılandırılmasının önemine dikkati çekmişti.
Bu bağlamda Ian Lesar, Atlantik düzeyinde daha fazla denge arayışının ve Kuzey-Güney ilişkisini küresel boyutunda yeniden düşünmenin altını çizdi. Atlantik Havzası için önerilen girişimlerin önemini koruduğuna ve sallantılı küresel tablo ışığında önemli olana somut bir boyut kazandırdığına dikkat çeken Lesar, iklim değişikliğinin etkilerinin kuzeyden ziyade güneyde olduğuna değindi.
De Alba ise doğal kaynakların bolluğunun yanı sıra tarım arazilerinin yüzde 60’ını barındıran Afrika’ya daha fazla yönelme çağrısında bulunurken, ayrıca Amerika Batı Yakası’nın da denkleme dahil edilebilmesi için serbest ticaret anlaşması konusunda Afrika’nın olgunluğu ve kapsamlı bir yaklaşım çağrısı yaptı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre De Alba, gerçekçi, somut bir kimlik oluşturmak amacıyla yenilenebilir enerjiler, teknolojiye yatırım ve sağlık hizmetleri gibi diğer alanların yanı sıra kültürel boyutların çağrıştırılmasında düzenleyici ve yasal zorluklara da değindi.
De Noronha da birbiriyle örtüşen ve sınır ötesi güvenlik sorunları ve tehditleriyle karmaşık bir alan olarak Akdeniz Havzası ülkelerinin sosyo- kültürel boyutlarını hatırlatarak gıda ve sağlık güvenliğiyle ilgili sorunlara işaret etti. Ayrıca ‘sağlam ve güçlü bir Atlantik inşa etmeye olanak tanıyan’ çimento görevi görecek daha geniş bir Atlantik çağrısında bulundu.
Zarkik’in gündeminde ise Kuzey ile Güney arasındaki uçurumun kapatılması ve Afrika’nın bu bağlamda oynayabileceği rol vardı. Enerji politikalarına ve yaklaşık 600 milyonluk bir nüfusun asgari ihtiyaçlarını karşılayamadığı Sahra altı Afrika ülkelerine finansman sağlama zorluğuna odaklandı.
Atlantik Akıntıları raporu, 27 ülkeyi temsil eden geniş Atlantik Okyanusu’ndan uzmanların analitik çalışmalarını sunuyor. 2014’ten bu yana geleneksel olarak Atlantik Diyalogları’na eşlik eden rapor, Rapor, Atlantik’teki karşılıklı bağımlılığın çeşitli yönlerini inceleyerek, aşılması gereken zorlukları ve ticaret, çevre koruma, enerji güvenliği, demografik pay ve Atlantik barışının desteklenmesi alanlarında iş birliği umutlarını tanımlayarak daha iddialı bir Atlantik’in dünya için ne anlama geleceğini araştırıyor.
Büyükelçi Luleşki, raporun önsözünde, özellikle transatlantik girişimlerin son iki yılda yoğunlaşmasından sonra, Hint- Pasifik bölgesine yönelik büyük bir odaklanmaya ve ABD ile Çin arasındaki rekabete rağmen Atlantik bölgesinin kayda değer gelişmelere tanık olduğunu belirtti.
Luleşki, Afrika’ya ilişkin olarak da şunları söyledi:
“Fas’ın 2009 yılında başlattığı ve 2022 ve 2023 yıllarında yapılan iki bakanlık toplantısıyla yeniden canlandırılan Afro- Atlantik sürecine yeni bir soluk getirildi. Merkezi Rabat’ta bulunan faaliyetin sekretaryası, koordinasyon göreviyle görevlendirildi. Yeşil Burun Adaları, Gabon ve Nijerya’nın başkanlık ettiği üç çalışma grubundan oluşuyor. Bu, aynı zamanda Fas’ın diğer Afrika-Atlantik ülkeleriyle ilişkilerini geliştirme arzusunu da somutlaştırmıştır.”
Luleşki ayrıca, Fas ile Nijerya arasında, kıtadaki iş birliğini güçlendirmeyi amaçlayan, 12 kıyı ülkesi üzerinden doğalgaz boru hattı kurulması yönünde çaba sarf edildiğini vurguladı.
Büyükelçi Muhammed Luleşki, tüm bunların bölgesel ve kıtasal entegrasyonu teşvik etmek için potansiyel araçlar olarak Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi gibi diğer kıtasal projelerle açık bir sinerji ortaya koyduğunu dile getirdi.
“Üstelik Kıta, Şubat 2022’de Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği ile Afrika Birliği arasındaki altıncı zirve ve Aralık 2022’de Washington’da düzenlenen ABD-Afrika Liderler Zirvesi’nde örnek olarak Kuzey Atlantik’in yeniden ilgi odağı haline geldi” diyen Luleşki, ABD’nin Atlantik ortaklarına yönelik dış politikasının son yıllarda yeni bir ivme kazandığına dikkat çekti. Luleşki’nin belirttiğine göre Ukrayna’daki savaş, NATO’yu merkeze alarak Kuzey Amerika ile Avrupa arasındaki ilişkiyi güçlendirdi.
Luleşki, ABD’nin Avrupa Birliği ile iş birliğinin, aynı zamanda küresel bağlamda Transatlantik Ticaret ve Teknoloji Konseyi’nin kurulmasına da tanıklık ettiğini ve bunun, ticaret ve inovasyonla başa çıkmada yerel yöntemlere güvenli bir karakter kazandırıldığını vurguladı. ABD ayrıca, Batı Yarımküre’deki güney ortaklarıyla diyaloğu güçlendirmek için çalışıyor.
Luleşki bunun yanı sıra, ABD’nin pan-Atlantik düzeyinde diplomatik çabalara öncülük ettiğini dile getirdi. Eylül 2022’de Atlantik’e kıyısı olan 18 devlet tarafından onaylanan Atlantik İşbirliğine İlişkin Ortak Bildiri yayınlanmış ve Eylül 2023’te 32 Atlantik ülkesi tarafından Atlantik İşbirliği Ortaklığı başlatılmıştı. Aynı şekilde Luleşki, Latin Amerika ve Karayipler’de de Atlantik genelinde artan faaliyetlere tanık olunduğunu söylerken, Brezilya’da 2022’de yapılan seçimlerin, Brezilya’nın Afrika kıtasına olan bağlılığının yenilenmesinin önünü açtığını vurguladı.