Biden’ın üst düzey generalleri savaşı kısaltacak bir plan üzerinde İsrail ile pazarlık yapıyor

Sullivan, Brown ve Austin’in gündeminde Tel Aviv’deki haritalar var.

Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz ile 28 Ekim’de, Tel Aviv’de basın toplantısı düzenledi. (EPA)
Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz ile 28 Ekim’de, Tel Aviv’de basın toplantısı düzenledi. (EPA)
TT

Biden’ın üst düzey generalleri savaşı kısaltacak bir plan üzerinde İsrail ile pazarlık yapıyor

Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz ile 28 Ekim’de, Tel Aviv’de basın toplantısı düzenledi. (EPA)
Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz ile 28 Ekim’de, Tel Aviv’de basın toplantısı düzenledi. (EPA)

İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşı uzatmanın gerekliliği hakkındaki üstten bakan açıklamaları, bunun eşliğinde Filistinlileri sürüp Yahudi yerleşimini yeniden tesis etme planları ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD ile şimdiki zaman ve gelecek zaman konusunda anlaşmazlıkların olduğuyla ilgili gösteriş yapması tartışmalara yol açtı. Üst düzey ABD’li askeri liderler ve stratejistler, Tel Aviv’deki siyasi ve askeri liderlerle, saldırı faaliyetlerinin azaltılması, savaşın süresinin kısaltılması ve savaşın bitiş tarihine ilişkin bir uzlaşmaya varılması için bir zaman çizelgesi üzerinde görüşmelere başladı.

Bu görüşmeler dün İsrail’i ziyaret eden Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından başlatıldı. Bugün ABD Ordusu Genelkurmay Başkanı Charles Brown ve ardından pazartesi günü Savunma Bakanı Lloyd Austin bu görüşmeleri devam ettirecek. Sullivan’ın Tel Aviv’deki görüşmelerinden haberdar olan İsrailli bir kaynağa göre, ABD Başkanı Joe Biden, Başbakan Binyamin Netanyahu ile doğrudan ihtilafı bir çerçeve içine alarak bunu ‘savaş hedeflerine ulaşılması ve İsrail’in savaş bataklığına girmesinin engellenmesi için profesyonel bir tartışmaya’ çevirmek istiyor.

Fotoğraf Altı: ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan. (AFP)
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan. (AFP)

Savaşın hedefleri ve Gazze’nin geleceği

Sullivan, savaşın hedefleri, Gazze’nin geleceği hakkında ortak bir noktada buluşulması, Gazze halkının insani trajedisinin sona erdirilmesi için bir plan geliştirilmesi, İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasında ilerleme kaydedilmesi üzerinde çalışılması ve kuzeyde Lübnan Hizbullahı ile bölgesel bir savaşa yol açacak tehlikeli bir tırmanışa sürüklenmekten kaçınılması gibi stratejik meseleler üzerinde durdu. Buna karşılık Brown, askeri operasyonların ayrıntılarına ek olarak, havadan, karadan ve denizden ölümcül bombardımanlardan ve Hamas ile diğer Filistinli grupların savaşçıları ile çatışma faaliyetlerinden Gazze Şeridi’nden çekilme, yeniden konuşlanma ve savaşı Hamas liderlerinin peşine düşmek üzere hedef odaklı operasyonlara indirgemeye nasıl geçileceğine odaklanacak. Austin ise bu belirtilen tüm konular üzerinde her iki taraf için de net bir yol haritası belirleyerek görüşmelere son noktayı koymaya çalışacak ve İsrail’e askeri desteğin nasıl sürdürüleceğini ve İsrail’in kayıplarının nasıl telafi edileceğini ele alacak.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre üç yetkili, Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın yanı sıra Savaş Kabinesi, ordu liderliği, güvenlik servisleri ve İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve muhalefet lideri Yair Lapid gibi diğer siyasi yetkililerle görüşmeye özen gösteriyor. Biden’ın rehinelerin ailelerinden oluşan bir heyetle gerçekleştirdiği başarılı toplantının ardından aileler Sullivan’la da toplantı yapılmasını talep ediyor. Aileler, ABD’lilerin, müzakereler yoluyla rehineleri serbest bırakma ve esaret altındaki çocuklarının hayatlarını tehdit eden çatışmalara son verme görevine daha fazla önem vererek İsrail hükümetinin konumunu etkileyip etkileyemeyeceklerini ölçmek istiyorlar.

‘Savaşa ilişkin bir zaman çizelgesi’

Güvenilir kaynaklara göre Sullivan, İsrail’deki yetkililere, Başkan Biden’ın Gazze’yi rastgele bombalaması nedeniyle uluslararası desteği kaybetmeye başladığını ve bazı şeylerin değişmesi gerektiğini söylerken ne demek istediğini açıkladı. Buna göre artık savaş için bir ‘zaman çizelgesi’ belirlemenin zamanı geldi ve ABD İsrail’e savaşı sona erdirmesi için yalnızca birkaç haftalık süre tanıyacak.

Fotoğraf Altı: ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant arasında 9 Mart 2023’te görüşme gerçekleşti. (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant arasında 9 Mart 2023’te görüşme gerçekleşti. (Reuters)

Siyasi bir kaynak Kanal 12’ye, Biden’ın Sullivan’ı Tel Aviv’e “kum saatinin bitmek üzere olduğuna dair ABD mesajının İsrail hükümetindeki yetkililere açıkça ulaştığından ve İsrail planlarının ABD’nin savaş takvimiyle uyumlu olduğundan emin olmak” için gönderdiğini söyledi. Netanyahu’nun başkaldıran açıklamalarına rağmen, Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Savaş Kabinesi’nin ABD’nin planına kısmi bir yanıt içeren bir takvim hazırladığını vurguladı. Buna göre İsrail, önümüzdeki ocak ayı sonunda Gazze Şeridi’ne yönelik saldırısının en şiddetli ve yoğun aşamasını sonlandıracak. Washington bu aşamayı Noel tatilinden (bu ayın 25’i) önce sonlandırmaya çalışıyordu ve bunun yalnızca gelecek ayın başına kadar uzatılabileceğini söylüyordu. Ancak İsrail, ‘mevcut durum ışığında bu operasyonların ocak ayı sonundan önce sona erdirilmesinin imkansız olduğunu’ bildirdi.

Askerlerin geri çekilmesi için birkaç hafta

İsrail Savaş Kabinesi, Washington’dan ‘yoğun çatışmaların sona ermesinden sonra güçlerin Gazze’nin kalbinden çekilmesini tamamlamak ve bir kısmını Gazze Şeridi’nin içine, bir kısmını da dışına olmak üzere savunma hatlarına yerleştirmek için birkaç hafta daha’ talep etti. İsrail’in Kanal 12 televizyonu, ‘Hamas’ı etkisiz hale getirme’ planının tamamlanmasıyla ilgili olarak, bu aşamanın İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşının en uzun aşaması olacağını ve bu aşama olmadan, İsrail’in açıkladığı Hamas’ı ve Hamas’ın Gazze Şeridi’ni yönetme veya İsrail’e saldırma imkanını ortadan kaldırma hedefine ulaşılamayacağını belirtti. Bunun için 2024 yılı boyunca çalışması gerekiyor ve bu, diğer askeri birliklerin yanı sıra Hamas üyelerini ve hareketin üst düzey liderlerini yakalamayı hedefleyen belirli kara operasyonları ve hava saldırıları ile Hamas’ın askeri kapasitesini yok etmeye yönelik bir taktik değişikliğini içeriyor.

Fotoğraf Altı: İsrail bombardımanları Gazze Şeridi’nde geniş çaplı yıkıma yol açtı. (AFP)
 İsrail bombardımanları Gazze Şeridi’nde geniş çaplı yıkıma yol açtı. (AFP)

Gazze Şeridi’nin geleceği hususunda ise Başkan Biden’ın temsilcisi, ABD’lilerin İsrail’in Gazze’yi işgal ettiğini görmek istemediklerini, bunun yerine Filistinlilerin Gazze Şeridi’ni yeniden inşa etme görevini üstlenmelerini sağlayacak bir çözüm istediklerini vurguladı. Ancak İsrailliler, İsrail ve diğer ortaklarla uzun vadeli düzenlemeler yapılana kadar geçici bir işgalin gerekli olabileceğine ABD tarafını ikna etmeye çalışıyor. Bu bağlamda İsrail, Gazze Şeridi üzerinde öngörülebilir gelecekte ‘güvenlik kontrolünü’ devam ettirebilir.

Anlaşmazlıkların düzeltilmesi

Kanal 12, İsrail’in, müttefiki ABD ile Gazze’ye yönelik savaşını tartışmak üzere hazırladığı takvimin ‘gerçekçi olduğunu ve Tel Aviv’deki yetkililer ile Washington’daki mevkidaşları arasında bu konudaki anlaşmazlıkların düzeltilmesine yönelik görüşmeler için güçlü bir temel teşkil ettiğini’ belirtti. Bu bağlamda özellikle İsrail, ABD’nin Gazze Şeridi’ne insani yardımların ulaştırılması ve bu amaçla Kerem Şalom kapısının açılması konusundaki ısrarına yanıt veriyor.

Fotoğraf Altı: Biden, 18 Ekim’de İsrail’de Binyamin Netanyahu’ya destek ziyaretinde bulundu. (DPA)
 Biden, 18 Ekim’de İsrail’de Binyamin Netanyahu’ya destek ziyaretinde bulundu. (DPA)

Ancak İsrail hükümeti bu aşamada siyasi bir ufuk arayışına girmeye sıcak bakmıyor. ABD’li yetkililer bu konuyu acil olarak görse de ve Arap ülkeleri ve Batılı ülkelerle bu konuda yükümlülüklerinin olduğunun bilincinde olsa da bunun İsrail’de başka bir hükümet kurulmasını gerektiren bir konu olduğunun farkındalar. Bu nedenle öncelikle savaşın sona erdirilmesi, İsrail politikasında değişiklik yapılmasına olanak verilmesi ve Filistin sorununun tamamen çözülmesini içeren bölgesel boyutta kararlar alabilecek bir hükümetin seçilmesi gerekiyor.



Suriye zorlu iki yıllık bir Amerikan sınavı dönemine mi giriyor?

Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)
Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)
TT

Suriye zorlu iki yıllık bir Amerikan sınavı dönemine mi giriyor?

Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)
Washington'da, Trump'ın yaptığı gibi Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandırmak konusunda aceleci davranıldığı mı sorgulanıyor (AFP)

Sevsen Mehenna

Suriye, sahil bölgesindeki kanlı olaylarla ilgili soruşturma raporunu yayınladığı sırada, ABD Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi, ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımları düzenleyen Sezar Yasası'nı yürürlükten kaldırmak yerine, yeniden düzenleyen bir yasa tasarısını onayladı. “Suriye Yaptırımları Sorumluluk Yasası” başlıklı yasa tasarısı, 31 kabul, 23 aleyhte oyla kabul edildi. Bu onayla birlikte, yasa tasarısı yürürlüğe girmesi için geçmesi gereken bir sonraki aşamaya geçiş yaptı.

 

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Alt Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Senatör Michael Lawler tarafından 16 Temmuz'da sunulan yasa tasarısı, bankacılık kısıtlamalarını gözden geçirmeyi, kara para aklamayla mücadele imkânlarını artırmayı ve Sezar Yasası'nı kalıcı olarak yürürlükten kaldırmak için insan hakları ile ilgili şartlar koşmayı amaçlıyor. Lawler, tasarının Kongre'nin Suriye'ye yönelik tüm yaptırımları sonlandırmak için benimsemeyi planladığı icraatları gözden geçirmek amacıyla, “azınlıkların ve dini özgürlüklerin korunması ve Captagon ticaretiyle mücadele” çağrısında bulunduğunu belirtti.

Yasa tasarısı neyi öngörüyor?

Ayrıntılı olarak yasa tasarısı, yaptırım muafiyet süresinin 180 günden iki tam yıla uzatılmasını öngörüyor. Ayrıca, ABD yönetiminin Suriye hükümetinin belirtilen koşullara uyumunu iki yıl üst üste veya 2029 sonuna kadar teyit etmesi halinde Sezar Yasası'nın tamamen feshedilmesini de öngörüyor.

Tasarı ek olarak, ABD yönetiminin Kongre'yi Suriye Merkez Bankası'na tanınan düzenleyici ve idari kolaylıklar konusunda bilgilendirmesini gerektiren bir madde de içeriyor. Yasa tasarısı Temsilciler Meclisi Maliye Komitesi'nden geçmiş olsa da, yasalaşmadan önce Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi tarafından incelenmesi ve hem Temsilciler Meclisi'nde hem de Kongre'de nihai olarak oylanması da dahil olmak üzere atılması gereken birkaç adım var.

Bu arada, ABD’deki medya kuruluşları Suriye hükümetini güneyde, özellikle Suveyda şehrinde yaşanan son olaylar nedeniyle eleştirdi. Wall Street Journal başyazısında, “Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Tom Barrack'ın tekrar tekrar yaptığı merkezileşme yanlısı yorumlar, Suriye hükümetini İsrail'in uyarılarına rağmen Suveyda'ya asker göndermek için yeşil ışık yaktığına inandırdı” ifadeleri yer aldı. Gazete, Kongre'de bazı kişilerin “ABD'nin Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı destekleme konusunda daha fazla temkinli olması gerektiğini” belirttiğine de işaret etti. Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi'nin tasarıyı değerlendirmesinin bir denetim mekanizması oluşturacağı ve Suriye'ye yönelik yaptırımların daha fazlasının sonlandırılması için gereken koşulları belirleyeceği de belirtildi.

Beyaz Saray, Temmuz ayı başlarında Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye yönelik yaptırımları sonlandıran bir başkanlık kararnamesi imzaladığını duyurmuştu. Bu başkanlık kararnamesi, eski Suriye devlet başkanı Beşşar Esed, yardımcıları, DEAŞ ve Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt'in “İran'ın vekilleri” olarak tanımladığı gruplara yönelik yaptırımları ise sonlandırmadı.

Peki Finansal Hizmetler Komitesi, Sezar Yasası’nı feshetmek yerine neden yeniden düzenlenmesini onayladı?

Birçok Suriyeli muhalif, Şara'nın Suriye'de iktidara gelmesinden bu yana, Alevileri hedef alan sahil olaylarıyla başlayan, daha sonra Ceramana ve Sahnaya'da ve son olarak Suveyda'da devam eden kanlı olayların hız kesmeden devam ettiğini düşünüyor. Bu nedenle Washington, Şam'ın yeni bir istikrar dönemine doğru ilerlediğine halen şüpheyle yaklaşıyor. Bu sebeple de Kongre Finansal Hizmetler Komitesi, Sezar Yasası'nı yürürlükten kaldırmak yerine “Suriye Yaptırımları Sorumluluk Yasası” başlığı altında yeniden düzenlemeyi tercih ederek iki mesaj verdi; ihlaller devam ettiği sürece Suriye yaptırımlardan muaf tutulmayacaktır. Bununla birlikte Şam hükümeti suçları durdurma, azınlıkları koruma ve bölgesel nüfuz eksenlerinden kurtulma konusunda gerçek bir istek gösterirse, kapı açık kalmaya devam edecektir.

Esed sonrası Suriye’ye yeni Amerikan bakışı

Bu düzenleme, yeni Suriye'nin ne savaş kartlarının ne de barışın ana hatlarının belirlenmediği bir savaş arenası olmayı sürdürdüğü konusundaki Amerikan algısını yansıtıyor. Şara'nın iktidara gelmesinden itibaren, ABD'nin Şam'a yaklaşımı değişti. Washington artık Suriye’de durumu eskisi gibi, devrik cumhurbaşkanına bağlı tek bir blok olarak görmüyor. Aksine, Suriye'yi siyasi değişim ve iç reform belirtileri gösterirse uluslararası sisteme kademeli olarak yeniden entegre edilebilecek bir ülke olarak görüyor. Bu nedenle, Finansal Hizmetler Komitesi, Sezar Yasası'nı feshetmek yerine yeniden düzenlemenin ABD yönetimine siyasi ve ekonomik esneklik sağlayacağını, yaptırımları Suriye'yi tamamen tecrit eden bir kılıç yerine seçici bir baskı aracı olarak kullanmasına olanak tanıyacağını düşündü.

Hızlı ve şaşırtıcı bir öneri

Şam henüz yasa tasarısı hakkında resmi bir açıklama yapmamış olsa da, Suriye-Amerikan Konseyi, Sezar Yasası'nı yeniden düzenleyen yasa tasarısına açıkça karşı çıktığını duyurdu. Bu tasarının yaptırımları örtülü bir şekilde genişlettiği ve yaptırımları tamamen sonlandırma çabalarına doğrudan bir tehdit oluşturduğu konusunda uyardı. Özünde, Suriye'nin istikrar, yeniden inşa ve mültecilerin geri dönüşü yönünde temkinli adımlar atmaya başladığı bir dönemde yaptırım sisteminin daha da güçlendirilmesi anlamına geldiğini belirtti.

Eski ABD Dışişleri Bakanlığı danışmanı ve Cumhuriyetçi Parti üyesi Hazem Ghabra, yasa tasarısının çok hızlı ve ani bir şekilde sunulduğunu söyledi. Güneybatı Suriye'de, özellikle de Suveyda kentinde yaşananların bir sonucu gibi göründüğünü ifade etti. Washington'da, Trump'ın Suriye'ye yönelik yaptırımları aceleyle sonlandırması gibi, yaptırımları sonlandırmakta acele etmek ile ilgili soruların  gündemde olduğunu ve yaptırımların kaldırılmasının temel amacının, siyasi nedenler değil, ekonomik ilerleme ve toparlanmanın önündeki engellerin kaldırılması olduğunu kaydetti.

Sözlerini sürdüren Ghabra, Suriye hükümetinin yurt dışına yönelmek ve uluslararası diplomatik çalışmalara katılmak için gerekli iç, siyasi ve sosyal reform sürecini başlatmak amacıyla attığı adımların ne olduğunu, başka bir deyişle, dış diplomatik aktivizmin, geçen hafta diplomatik faaliyetlerin çoğuyla birlikte kısmen çöken kırılgan bir iç yapıya mı dayandığını sorguladı.

Ghabra, bazı Kongre üyelerinin bir tür denetim uygulanması ve Suriye hükümetine, Suveyda'da yaşananlara yol açan kötü bir yönetimin varlığı halinde kaybedecek bir şeyleri olacağının altının çizilmesinin gerektiğini düşündüklerini belirtti. Buradan hareketle, bu yasayı sunma ihtiyacı, bu soruları ele almanın ve Sezar Yasası’nın yürürlükten kaldırılması sürecini planlamanın bir yolu olarak öne çıktı. Böyle bir yasa yürürlüğe girdiğinde, Dışişleri Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı gibi ABD hükümet kurumlarının, Suriye hükümetinin yaptıkları ile yapmadıklarının sürekli ve açıkça tanımlanmış bir şekilde denetlenmesine yönelik çalışmalarını aktifleştirecektir. Oylamadan geçeceğine çok güvenilmese de, bunun ABD’deki siyasetçilerin büyük bir kesiminin düşünce yapısının bir göstergesi olduğu biliniyor.

Suveyda olayları ve etkileri

Sosyal medyada, silahlı kişilerin aralarında Husam Saraya adlı bir ABD vatandaşının da bulunduğu aynı aileden sekiz erkeği, göz altına aldıktan sonra öldürdüklerini gösteren videolar dolaşıma girmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı da vatandaşlarından birinin ölümünü doğrulayarak endişelerini dile getirdi ve hesap sorulması çağrısında bulundu. Bu arada, İnsan Hakları İzleme Örgütü, hükümet güçleri de dahil olmak üzere tüm tarafları ihlallerde bulunmakla suçlayan bir rapor yayınladı.

Bu nedenle, özellikle Dürzi azınlığı etkileyen son olaylar, yaptırımların tamamen sonlandırılmasına yönelik herhangi bir tartışmanın engellenmesinde önemli bir rol oynadı. Bu olaylar, yeni hükümetin güvenliği sağlama veya mezhepsel kaosu önleme becerisine dair şüpheci olmak ve daha önce eski rejime atfedilen rastgele tasfiye taktiklerinin devam ettiğinin kanıtı olarak görüldü.

Paris'te yaşayan Suriyeli avukat ve siyasi aktivist Zeyd el-Azm, temsilciler ve Pentagon da dahil olmak üzere Amerikan kurumlarının, yeni rejimin mezhep, din veya etnik kökenlerine bakılmaksızın tüm Suriyelileri kapsayabileceği konusunda kendisine tam ve yeterli bir şekilde güvenemediğini söyledi. “Trump'ın danışmanları ve terörle mücadele yetkilileri aracılığıyla daha ilk günden gözlemlediğimiz de buydu. Yeni geçiş dönemi otoritesine şartlar koşulması gerektiğini, çünkü bu otoritenin diğer Suriyeli unsurlara karşı ihlallerde bulunmayacağının garantisi olmadığını söylediler” dedi.

“Son aylarda, Mart ayında Suriye sahilinde, Nisan ayında Sahnaya'da ve en son Suveyda'da olmak üzere birçok olay yaşandı. ABD'de yeni Suriye makamlarının davranışları konusunda şüpheleri olanlar, şüphelerinde haklıydı. Bu konular, bazı milletvekillerini ve temsilcileri, yeni Suriye makamlarının davranışlarını izlemek için iki yıllık bir süre belirleme konusunu gündeme getirmeye yöneltti.”

Baskı kartı

Hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat partilerden etkili Kongre üyeleri, yaptırımları düzenleyerek devam ettirmeyi haklı çıkarmak için medyadaki haberleri ve insan hakları ihlalleri ve cinayetlerle ilgili raporları gerekçe gösteriyorlar. Sivilleri korumadaki tam yetersizlikler göz önüne alındığında, yaptırımların garantiler olmadan kaldırılmasının, Amerikan hükümetinin suç ortağı sayılmasına yol açacağını savunuyorlar. Düzeltilen yasa, yaptırımların herhangi bir şekilde hafifletilmesinin, ister silahlı gruplar ister Suriye güvenlik güçleri olsun, suç işleyenler için gerçek bir hesap sorma mekanizmaları kurulması ile bağlantılı olduğunu vurgulayan maddeler ekledi.

Suriye güçleri Suveyda'ya girmedi

ABD'nin Suriye ve Lübnan Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suveyda'daki olaylara atıfta bulunarak yaşanan korkunç olaylardan dolayı Suriye hükümeti hesap vermelidir dedi ve Suriye'deki azınlıkların yönetime entegre edilmesi çağrısında bulundu.

Ülkesinin “Suveyda'daki gelişmelere belli bir ölçüde endişe, acı ve yardımla karşılık verdiğini” belirten Barrack, ülkesinin “düşmanca koşulların bulunduğu hiçbir yere daha fazla asker göndermeyeceğini” ekledi.

Associated Press, Barrack'ın “İsrail'in Suriye'ye müdahalesi çok kötü bir zamanda gerçekleşti... Ülkeyi birleştirmek için mevcut Suriye makamlarıyla birlikte çalışmak dışında alternatif bir plan yok” dediğini ve “Suriye ve İsrail arasında deklare edilen ateşkesin yalnızca Suveyda ile ilgili bir anlaşma olduğunu” belirttiğini aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı röportaja göre Barrack “mevcut hükümete uygulanabilir bir alternatifin ve alternatif bir planın olmaması durumunda risklerin yüksek olduğunu, Suriye hükümetinin başarısız olması halinde, onu kasıtlı olarak devirmeye çalışanlar olacağını, ancak asıl sorunun neden olacağını” belirtti. Suriye'nin Libya veya Afganistan gibi bir felaket senaryosu ile karşı karşıya kalma olasılığı ile ilgili soruya ise ABD Özel Temsilcisi, “evet, hatta belki daha kötüsü de olabilir” yanıtını verdi.

Sivil barış kurumunun yeniden kurulması

Avukat Zeyd Azm, Suriye'de sivil barışı koruyan bir kurumun, yani ordunun yeniden kurulması gerektiğini söyledi. “18 aylık bir geçiş dönemi belirleyen BM’nin 2254 sayılı kararına geri dönmeliyiz. Bu ideal olmasa da, Şara’ya verilen beş yıllık süreden çok daha iyi” dedi.

Yine bazıları, ABD'nin Sezar Yasası’nı yürürlükten kaldırmak yerine düzenlemeyi onaylayarak, yeni Suriye hükümetine ihlalleri durdurması ve milisler üzerinde devlet kontrolünü sağlaması için baskı yapmaya çalıştığını düşünüyor. Bunun amacı, Suriye'nin tamamen tecrit edilmesini önlemek ve böylece tamamen Rusya, Türkiye ve İran'ın bölgesel nüfuz alanına dönüşmesini engellemektir. Son olaylar, yaptırımların sürdürülmesini meşrulaştırmak için siyasi bir koz olarak kullanılıyor ve her türlü ekonomik rahatlama, sivilleri ve azınlıkları korumak ve daha kapsayıcı bir siyasi sistem inşa etmek için atılacak somut adımlara bağlanıyor. Bunun dışında Sezar Yasası’nın tamamen yürürlükten kaldırılması Suriye ve müttefiklerine verilecek karşılıksız bir armağan olacaktır.