Lübnan: İsrail işgal altında tuttuğu topraklarımızdan derhal çekilmeli

Lübnan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Temsilcisi Hadi Haşim, "İsrail, Lübnan'a yönelik saldırılarını durdurmalı ve halen işgal altında tuttuğu tüm Lübnan topraklarından derhal çekilmeli" dedi

(AA)
(AA)
TT

Lübnan: İsrail işgal altında tuttuğu topraklarımızdan derhal çekilmeli

(AA)
(AA)

Haşim, BM Genel Kurulu'nda Filistin meselesinin görüşüldüğü oturumda bir konuşma yaptı.

Ülkesinin BM Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı karara tam bağlılığını vurgulayan Haşim, Lübnan hükümeti ve Başbakanı Necib Mikati'nin, savaşın Lübnan'a doğru yayılmasını önlemek için hiçbir çabadan kaçınmadığını söyleyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Ancak Lübnanlılar da Filistinliler gibi işgal edilen toprakların bir karışından bile vazgeçmeyecekler. İsrail, Lübnan'a yönelik saldırılarını durdurmalı ve halen işgal altında tuttuğu tüm Lübnan topraklarından derhal çekilmeli.

Haşim, El-Mari kasabasının etekleri, Kafr Şuba tepeleri ve Şeba Çiftliklerinin Lübnan'a ait olduğunu ve tarih, hak ve gerçeğin de Lübnan'ın yanında olduğunu kaydetti.

İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, 17 Aralık'ta ülkesini ziyaret eden Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna ile Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı'nda görüşmüştü.

İsrail Dışişleri Bakanlığından görüşmeye ilişkin yapılan yazılı açıklamada, bakanların görüşmesinin, İsrail ile Lübnan arasında, özellikle Hizbullah ile yaşanan gerilimleri çözmenin siyasi yollarını incelemek üzere gerçekleştiği belirtilmişti.

Açıklamada, “BM Güvenlik Konseyinin (Ağustos 2006'da aldığı) 1701 sayılı kararının uygulanmaması Lübnan ile savaşa yol açabilir.” ifadelerine yer verilmişti.

BM Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararı, İsrail'in Mavi Hat'tın gerisine çekilmesini ve bu hat ile Lübnan'daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını, burada sadece Lübnan ordusu ve BM Lübnan Geçici Barış Gücü'ne (UNIFIL) ait silah ve askeri araç-gerecin bulundurulmasını öngörüyor.

Ancak Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri ve İsrail ile sınır olarak belirlenen Mavi Hat arasındaki neredeyse tüm bölgeler 2000 yılından bu yana Hizbullah'ın güçlü bir askeri nüfuzu altında.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati ise 5 Aralık'ta yaptığı açıklamada, İsrail ile sınır üzerinde tartışmalı bölgeler için BM aracılığı ile İsrail ile müzakere edeceklerini belirtmişti.



SDG Heyeti, cuma günü Şam’la görüşecek: Anlaşmanın detayları masada

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

SDG Heyeti, cuma günü Şam’la görüşecek: Anlaşmanın detayları masada

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) bünyesindeki Demokratik Kuzey Güçleri Komutanı Ebu Ömer el-İdlibi, Rojava’daki Özerk Yönetim’den bir heyetin cuma günü Şam’a gideceğini ve burada SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasında imzalanan anlaşmanın detaylarını ele alacağını duyurdu.

İdlibi, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Heyet, cumhurbaşkanı ile General Mazlum Abdi arasında 10 Mart'ta imzalanan anlaşmayı pekiştirmek amacıyla ayın 30’unda Şam’a hareket edecek” ifadelerini kullandı.

Komutan, bu ziyaretin “ulusal istikrarın güçlendirilmesi ve Suriye devletinin birliğinin pekiştirilmesi” açısından önemli bir adım olduğunu vurgularken, sürecin “kapsamlı ve kalıcı bir çözümün” zeminini oluşturabileceğini belirtti.

Heyet üyeleri belirlendi

SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, 12 Nisan’da Suriye hükümet heyetiyle gerçekleştirdiği görüşmede, Tişrin Barajı’nın askeri saldırılardan korunması ve yerinden edilenlerin geri dönüş süreci gibi başlıkları gündeme almıştı. Aynı toplantıda, 10 Mart tarihinde imzalanan anlaşmanın hayata geçirilmesi için çalışacak komisyonun üyeleri de belirlenmişti.

Komisyonda yer alacak isimler şöyle:

Fause Yusuf

Abdulhamid el-Mehbaş

Ahmed Yusuf

Sanhrib Barsum

Sozdar Haci

Komisyon sözcülüğünü ise Meryem İbrahim ve Yaser Süleyman yürütecek.

8 maddelik anlaşmanın detayları

10 Mart 2025 tarihinde Mazlum Abdi ile Ahmed Şara arasında imzalanan mutabakat, Suriye Cumhurbaşkanlığı tarafından resmi devlet medyasında yayımlandı. Anlaşma, özellikle Kürt topluluğunun statüsü, ateşkes ve SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu gibi başlıklarda önemli hükümler içeriyor.

Anlaşmanın ana hatları şu şekilde:

- Tüm Suriyelilerin, dini ya da etnik kimliklerinden bağımsız olarak, siyasi süreçte temsil edilmesi ve devlet kurumlarına liyakate dayalı katılım hakkı güvence altına alınacak.

- Kürt toplumu, Suriye devletinin asli bir unsuru olarak tanınacak; vatandaşlık ve anayasal hakları güvence altına alınacak.

- Ülke genelinde ateşkes sağlanacak.

- Kuzeydoğu Suriye'deki tüm sivil ve askeri yapılar Suriye devletine entegre edilecek; sınır kapıları, havaalanları ve enerji kaynakları devletin kontrolüne geçecek.

- Tüm Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönüşü sağlanacak.

- Suriye devleti, güvenlik ve ulusal birlik adına “Esad rejiminin kalıntıları” ile mücadelede desteklenecek.

- Bölünmeye çağrı yapan, nefret söylemi yayan ve toplumsal ayrışmayı körükleyen tüm girişimler reddedilecek.

- Anlaşmanın yıl sonuna kadar tam olarak uygulanabilmesi için özel uygulama komisyonları görev alacak.

Şam’a gidecek SDG heyetinin bu maddelerin hayata geçirilmesi konusunda somut takvim ve uygulama modelleri üzerinde durması bekleniyor.

Rudaw