Mısır: Kızıldeniz'de seyrüsefer serbestisinin sağlanması için ortaklarla işbirliği içindeyiz

Mısır, Kızıldeniz'de Husilerin gemilere yönelik saldırılarının ardından uluslararası deniz ulaşımının güvenliğinin sağlanması için "ortaklarla" koordinasyon ve işbirliği içinde olduğunu belirtti

(AA)
(AA)
TT

Mısır: Kızıldeniz'de seyrüsefer serbestisinin sağlanması için ortaklarla işbirliği içindeyiz

(AA)
(AA)

Mısır'ın, ABD'nin, Husilerin, Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırına karşı çok uluslu bir koalisyon kurulduğunu duyurmasıyla ilgili ilk değerlendirmesi Dışişleri Bakanı Samih Şukri tarafından yapıldı.

Mısır haber ajansı MENA'ya göre, Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, İngiliz mevkidaşı David Cameron ile gerçekleştirdiği görüşmenin akabinde düzenlediği basın toplantısında konuya değindi.

Kahire yönetiminin, seyrüsefer serbestisi ve Kızıldeniz'i koruma gerekliliğine ilişkin ilkeleri paylaştığını ve bu amaçla ortaklarıyla işbirliğine devam ettiğini kaydeden Şukri, Husilerin oluşturduğu tehditle mücadele kapsamında atacakları adımlara ilişkin ise bilgi vermedi.

Mısır'ın, ortaklarıyla işbirliği ve ilişki içinde olduğunu kaydeden Şukri, seyrüsefer serbestisinin sağlanması, ticaret mallarının akışının garanti altına alınması ve tedarik zincirleri üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi için en iyi yol üzerinde görüşmeleri sürdürdüklerini dile getirdi.

Cameron ise basın toplantısında, kurulan uluslararası deniz gücüne katılan pek çok ülke olduğunu ve İngiltere'nin de bu güce katılıp gemi gönderdiğini açıkladı.

Kızıldeniz'de güvenliğin sağlanmasının, Mısır, İngiltere ve tüm dünya için çok önemli olduğunu aksi takdirde tedarik zincirlerinin etkileneceğini, mal akışının duracağını ve enflasyon yaşanacağını kaydeden Cameron, "Bunun yaşanmasına izin vermeyeceğiz. Su yollarının korunması önemli." ifadesini kullandı.

ABD yönetimi 18 Aralık'ta, Husilerin Kızıldeniz'de uluslararası gemilere yönelik artan saldırılarına karşı çok uluslu bir misyon kurulduğunu açıklamıştı. Misyonda ABD'nin yanı sıra İngiltere, Bahreyn, Kanada, İtalya, Fransa, Hollanda, Norveç, Seyşeller ve İspanya yer alıyor.



Selam Şarku'l Avsat'a: İç savaş tehdidi kesinlikle kabul edilemez

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam
TT

Selam Şarku'l Avsat'a: İç savaş tehdidi kesinlikle kabul edilemez

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Hizbullah'ın iç savaş tehdidini reddederek, partinin Genel Sekreteri Naim Kasım'a verdiği yanıtta, "Bugün hiçbir Lübnanlı iç savaşa geri dönmek istemiyor" dedi.

Selam'ın bu açıklamaları, Hizbullah'ın Lübnan hükümetinin “silahların tekelini elinde tutma” kararına yanıt olarak tehdit tavanını yükseltmesinin ardından Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda geldi. Bu, Kasım'ın partinin Genel Sekreterliği görevine gelmesinden bu yana ilk kez iç gerginliklerin yaşanabileceğini ima etti.

Selam, Kasım'ın sözlerinin iç savaş tehdidi içerdiğini ve “bugün Lübnan'da iç savaş isteyen kimse olmadığını, tehdit ve şantajın kesinlikle kabul edilemez olduğunu” belirtti. “Bu hükümetin Lübnan'ın ulusal hükümeti olduğu, kararlarını Bakanlar Kurulu'nda aldığı, emirlere değil, Lübnan halkının taleplerine göre hareket ettiği kesin” dedi. “Lübnan halkının ezici çoğunluğunun, bugün silahların toplatılması için bir uygulama planı hazırlayan Lübnan hükümetinin kararlarını desteklediğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Selam, "Bizim talebimiz silahların yalnızca devletin elinde olması. Bu, silahların Lübnan devletine ve ulusal ordusuna teslim edilmesi anlamına geliyor" diyerek orduyla ilgili herhangi bir şüpheyi reddetti ve "Lübnan ordusunun vatanseverliğinden şüphe duyan varsa, lütfen bize söylesin" dedi.