BM: Sudan'da iç savaş nedeniyle 7 milyon sivil iç göçe zorlandı

Birleşmiş Milletler: Sudan'da çatışmalar nedeniyle yerinden edilenlerin sayısı 7 milyonu aştı

Sudanlılar, çatışma bölgelerinden Sudan’ın güneyine kaçıyor (AFP)
Sudanlılar, çatışma bölgelerinden Sudan’ın güneyine kaçıyor (AFP)
TT

BM: Sudan'da iç savaş nedeniyle 7 milyon sivil iç göçe zorlandı

Sudanlılar, çatışma bölgelerinden Sudan’ın güneyine kaçıyor (AFP)
Sudanlılar, çatışma bölgelerinden Sudan’ın güneyine kaçıyor (AFP)

Sudan'da Nisan ayında ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çıkan çatışmalar, Birleşmiş Milletler'in Perşembe günü yaptığı açıklamaya göre 7,1 milyon kişinin yerinden edilmesine neden oldu ve BM bunu dünyadaki en büyük yerinden edilme krizi olarak nitelendirdi.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sözcüsü Stephane Dujarric, ülkenin merkezinde son dönemde yaşanan çatışmaların 300 bin kişiyi kaçmak zorunda bıraktığını, yeni saldırılar sebebiyle yerinden edilenlerin sayısının 7,1 milyona çıktığını söyledi. Şarku’l Avsat’ın Fransa Haber Ajansı AFP’ye göre bunların 1,5 milyonu komşu ülkelere sığındı.

Birkaç gün önce HDK, stratejik Vad Medeni şehri (ülkenin El Cezire Eyaletinin yönetim merkezi) üzerinde tam kontrol ilan etti. Sudan'daki HDK’nin komutanı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti), bu duyuru “Yeni bir tarihi zafer” temsil ediyor dedi.

Salı günü yaptığı açıklamada Hamideti, "HDK unsurlarının, "Birinci Piyade Tümeni Konutanlığı ve Vad Medeni şehrini (Abdulfettah e-Burhan liderliğindeki ordu birliklerine atıfta bulunarak) rejim kalıntılarından kurtardığını, belirtti.

Sudan Silahlı Kuvvetleri günü yaptığı açıklamada, Cezire eyaletindeki ordu karargahı olan Birinci Tümen Karargahı güçlerinin Pazartesi günü Vad Medeni kentinden çekildiğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın ordudan aktardığı açıklamada, Sudan askerlerinin mevzilerinden çekilmesine yol açan sebepler ve koşullar hakkında soruşturmanın sürdüğünü belirtti.



Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
TT

Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, dün akşam yaptığı açıklamada, partinin gücünden vazgeçmeyeceğini ve İsrail'in silahlarını teslim almayacağını belirtti. Kasım, Amerika'nın istediği yeni anlaşmanın, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden kısmi çekilme karşılığında silahların teslim edilmesini talep etmekle başladığını ifade etti.

Kasım televizyonda yaptığı konuşmada, “(Hizbullah) Litani Nehri'nin güneyinde ateşkes anlaşmasını tamamen uyguladı ve Lübnan devleti elinden geldiğince orduyu konuşlandırdı” dedi ve “Bütün dünya İsrail'in 3 bin 800 ihlalde bulunduğunu söylüyor ve 8 aydır Siyonist saldırılar devam ediyor” diye vurguladı.

Kasım şöyle devam etti: “Biz, Lübnan devleti, (Hizbullah) ve tüm direnişçiler, anlaşmada üzerimize düşen her şeyi yerine getirdik, İsrail ise hiçbir şeyi yerine getirmedi.”

Ve şöyle sürdürdü: “İsrail'in saldırılarını durdurmayı başaramadık, ancak Lübnan devletinin bu varlıkla imzaladığı anlaşma sayesinde onu bir sınırda durdurmayı başardık. İsrail'in geri çekilmesi ve saldırılarını durdurması zorunlu hale geldi. Bu anlaşma devletin sorumluluğu ve yükümlülüğündedir.”

Ve ekledi: “Bugün Amerika yeni bir anlaşma ortaya koyuyor, yani 8 ay boyunca yaşanan tüm ihlaller yokmuş gibi, İsrail'i önceki tüm saldırılarından aklıyor. Bu saldırının tek gerekçesi (Hizbullah'ın) silahsızlandırılması, çünkü İsrail'i güvence altına almak istiyorlar.”

Kasım, ABD'nin yeni önerisinin “kısmi çekilme karşılığında silahsızlanma talebini” içerdiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın basında çıkan haberlerden aktardığına göre ABD, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'da işgal ettikleri mevzilerden çekilmesi ve geçen yıl İsrail tarafından tahrip edilen bölgelerin yeniden inşası için ayrılan fonların serbest bırakılması karşılığında, Hizbullah'ın silahlarını bırakmasını talep ediyor.

Biz, Hizbullah ve Emel Hareketi olarak, direnişe, çevresine ve tüm mezhepleriyle Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz.

“Lübnan gerçek tehlikelerle karşı karşıya; güneyde İsrail, doğu sınırında (DEAŞ) araçları ve Lübnan'ı kontrol eden Amerikan zulmü” diyen Kasım “İsrail'in tehlikesi ve tehdidi ortadan kaldırıldıktan sonra savunma stratejisini tartışmaya hazırız, ancak bugün gücümüzden vazgeçmeyeceğiz ve savunma için tam hazırız” vurgusunda bulundu.