Hizbullah güneydeki çatışmaya yangın çıkarıcı füzeleri dahil etti

İsrail, bombardımanını Lübnan sınırından 32 kilometre derinliğe kadar genişletti.

İsrail Lübnan sınırı yakınındaki Kafr Kila beldesini bombalıyor (AFP)
İsrail Lübnan sınırı yakınındaki Kafr Kila beldesini bombalıyor (AFP)
TT

Hizbullah güneydeki çatışmaya yangın çıkarıcı füzeleri dahil etti

İsrail Lübnan sınırı yakınındaki Kafr Kila beldesini bombalıyor (AFP)
İsrail Lübnan sınırı yakınındaki Kafr Kila beldesini bombalıyor (AFP)

Dün Güney Lübnan cephesi büyük bir gerilime tanık olurken, siviller yine hedef alındı ve savaşın başlangıcından bu yana ilk kez Cebel-i Lübnan (Lübnan Dağı) eteklerine hava saldırıları düzenlendi. Bu sırada Hizbullah, Lübnan tarafındaki bir korunun yakılmasına tepki olarak Pranit korusunu yakmak için fırlattığı ‘yangın çıkarıcı füzelerden’ oluşan yeni silahlarını devreye soktu.

Sınırda yaşanan bu son gerilim nicelik, nitelik ve coğrafi alan açısından en şiddetli olanı sayılıyor. İsrail’in şiddetli hava saldırıları, savaşın başlangıcından bu yana ilk kez Güney Lübnan Dağı’nda en yakın sınır noktasına 32 kilometre uzaklıktaki Bouslaiya bölgesini hedef aldı. Şiddetli bombardımanın sesi Lübnan Dağı’ndaki Eş-Şuf’un yanı sıra Cezzin bölgesindeki köylerdeki geniş alanlarda da duyuldu. Bu, 8 Ekim’den bu yana sınırdan yapılan en uzak bombardıman sayılıyor. Bombardıman, bir İsrail keşif uçağının alçak irtifada bölge üzerinden uçmasından saatler sonra ve Vadi Bisri’de bir top mermisi bulunmasının ardından gerçekleşti.

Bombardıman, sınır bölgesindeki evleri ve sivil tesisleri hedef alan diğer hava saldırılarıyla aynı zamana denk geldi. İsrail ordusu, Hizbullah’a ait bir ‘operasyon komuta merkezini’ bombaladığını ve Metula yakınlarındaki sınıra doğru ilerleyen iki savaşçıyı hedef aldığını bildirdi. Ancak ordunun Metulla yakınlarında bahsettiği saldırı hedefinin, içinde iki genç adamın bulunduğu sivil bir araba olduğu ve içlerinden birinin keskin nişancı kurşunuyla öldürüldüğü ortaya çıktı.

Şarku’l Avsat’a konuşan saha kaynaklarına göre, Rab Selasin ve Kafr Kila beldelerinde meydana gelen iki olay ‘İsrail’in sınır bölgesinde bir sokağa çıkma yasağı bölgesi oluşturmaya çalıştığını gösteriyor’. Kaynaklar, sınır hattına bitişik yollarda sivil hareketlerinin engellenmesi amacıyla bölgedeki her türlü araç, taşıt veya motosikletin hedef alındığını kaydettiler. Bu saldırıların ilk olmadığını, savaşın başlamasından iki hafta sonra başladığını ve İsrail ordusunun ateşle bölgeyi sokağa çıkma yasağı bölgesine çevirme çalışmalarını sürdürdüğünü de belirttiler.

Yangın çıkarıcı füzelerin savaşa dahil edilmesiyle ilgili olarak Hizbullah, ‘düşmanın Er-Rahib korusunu yakmasına tepki olarak’ Pranit korusunu hedef aldığına işaret etti. Hizbullah, yaptığı açıklamada ‘Lübnan’ın köy ve kasabalarını savunmaktan vazgeçmeyeceğini ve bu yerlere yönelik saldırılara misliyle karşılık vereceğini’ bildirdi.



Hizbullah'ın askeri cephaneliği, Güney Lübnan'dan çekilmesiyle birlikte azalıyor

Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında Hizbullah mensupları (Arşiv – AP)
Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında Hizbullah mensupları (Arşiv – AP)
TT

Hizbullah'ın askeri cephaneliği, Güney Lübnan'dan çekilmesiyle birlikte azalıyor

Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında Hizbullah mensupları (Arşiv – AP)
Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında Hizbullah mensupları (Arşiv – AP)

Lübnan hükümetinin önümüzdeki salı günü ‘silahların devletin elinde toplanmasını’ onaylamak için yaptığı çağrı, uzmanların, Ekim 2023 ile Kasım 2024 arasında İsrail ile yaşanan savaşın yanı sıra İsrail'in sürekli saldırıları ve Güney Litani bölgesindeki Hizbullah tesislerinin yıkılması nedeniyle aşındığını söylediği Hizbullah’a ait askeri cephanelik hakkında sorular gündeme getirdi.

Lübnan hükümeti, Hizbullah'ın Litani Nehri'nin güneyindeki askeri mevzilerinin çoğundan çekildiğini, tesislerinin ve fırlatma merkezlerinin yüzde 90'ından fazlasının yoğun İsrail saldırılarına maruz kaldığını ve Lübnan ordusunun diğer tesisleri de yıktığını söylüyor. Bu arada Hizbullah, askeri yeteneklerini tanıtmaya ve gerektiğinde savaşı genişletme tehdidinde bulunmaya devam ediyor.

Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında roketatarların önünde duran Hizbullah mensupları (AP)Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında roketatarların önünde duran Hizbullah mensupları (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan askeri uzmanlar, bu söylemin arkasında ‘Hizbullah’ın muharebe yapısındaki derin boşlukların ortaya çıktığına’ inanıyor. Uzmanlar, ‘Hizbullah'ın lojistik avantajlarını kaybettiği ve stratejik derinliğinin zedelendiği, İsrail'in gözetleme kabiliyetlerinin ise eşi benzeri görülmemiş seviyelere ulaştığı’ konusunda hemfikir.

Saha gerilemesine rağmen Hizbullah, İsrail'in derinlerine ulaşabilecek orta ve uzun menzilli füzelere sahip olduğunu vurgulamaya devam ediyor. Ancak saha gelişmeleri ciddi şüpheler uyandırıyor: Bu cephanelik halen etkili mi? Hava kontrolünün sıkı olduğu bir ortamda kullanılabilir mi?

Açıkta bulunan ve etkisiz hale getirilebilen füzeler

Uzmanların değerlendirmesine göre, bu füzeler fiilen hizmet dışı kalmış durumda. Emekli Tuğgeneral Halil el-Halu, ‘Hizbullah’ın kışkırtıcı söyleminin operasyonel kapasitesindeki büyük gerilemeyi gösterdiğini’ düşünüyor. Şarku’l Avsat’a konuşan el-Halu, “Bu tür füzeler, zaman ayarlı ekipmanlar ve sabit veya yarı sabit platformlar gerektirir; bu da onları İsrail hava gözetleme sistemleri için kolay hedefler haline getirir” dedi.

İsrail teknolojisinin üstünlüğü

El-Halu sözlerini şöyle sürdürdü: “Güney Lübnan artık fırlatma için güvenli bir ortam değil ve Bekaa Vadisi’nin kuzeyi de hassas vuruşlar aldı. Dolayısıyla, bu silahın ciddi bir saldırı görevi yerine getiremeyeceği kesinleşmiştir. Bu füzelerin bir kısmı kalmış olsa bile, yoğun hava gözetimi altında çalıştırılması, anında tespit edilmeden veya önleyici bir saldırıya maruz kalmadan ateşlenmesi imkânsız.”

İsrail hava savunma sistemi, Ağustos 2024'te İsrail'in kuzeyinde Hizbullah'a ait bir insansız hava aracını (İHA) etkisiz hale getirdi. (AFP)İsrail hava savunma sistemi, Ağustos 2024'te İsrail'in kuzeyinde Hizbullah'a ait bir insansız hava aracını (İHA) etkisiz hale getirdi. (AFP)

‘Tel Aviv'in insansız hava araçları (İHA), uydular ve biyometrik sensörlere dayanan, görsel ve termal sinyalleri analiz edebilen yapay zekâ sistemleriyle desteklenen üstün bir gözetim ağı geliştirdiğini’ belirten el-Halu, “Bu ağ, herhangi bir füze hareketi, fırlatıcıların nakliyesi veya platformların donatılması gibi adımları riskli hale getiriyor” dedi.

El-Halu, “İsrail, Demir Kubbe ile birlikte lazerle önleme teknolojilerini kullanmaya başladı. Bu da Hizbullah'ın kalan füze kapasitesinin etkinliğini azaltıyor ve silahlarını caydırıcı olmaktan çok bir yük haline getiriyor” ifadelerini kullandı.

Suriye artık güvenli bir geçit değil

Emekli Tuğgeneral Nizar Abdulkadir, Hizbullah'ın askeri gerçekliğini inkâr ettiğini ve uzun menzilli füze fırlatma tehditlerinin sahadaki gerçekliği yansıtmadığını vurguladı.

Abdulkadir, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları söyledi: “Hizbullah’ın füzelerini fırlatmak için Litani'nin güneyinde konuşlanmasına gerek olmadığını düşünüyordum. Bekaa'ya yönelik İsrail saldırıları bu yeteneğin ciddi şekilde kısıtlı olduğunu kanıtladı. Artık füzelerini açığa çıkmadan veya hedef alınmadan fırlatma esnekliği kalmadı.”

İsrail ordusu, kasım ayında Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'a ait tanksavar füzeler de dahil olmak üzere pek çok mühimmat ele geçirdi. (AP)İsrail ordusu, kasım ayında Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'a ait tanksavar füzeler de dahil olmak üzere pek çok mühimmat ele geçirdi. (AP)

Abdulkadir, “Suriye üzerinden kaçakçılık yolları felç oldu, kara geçişleri ve deniz limanları sıkı denetim altına alındı. Bu da füzelerin veya bunların üretim ekipmanlarının İsrail saldırılarına maruz kalmadan ülkeye sokulmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor” şeklinde konuştu.

Abdulkadir, Hizbullah'ın bugün ağır silahlarına sarılmasının ‘askeri yararından değil, siyasi sembolizminden kaynaklandığını’ düşünüyor ve “Cephaneliğin geri kalanı askeri amaçlarla kullanılmıyor, iç ve dış baskı aracı olarak kullanılıyor” diyor.

Cephanelikten geriye ne kaldı?

Birkaç gün önce İsrail Kuzey Komutanlığı'ndan gelen bir açıklama da dahil olmak üzere, birbiriyle kesişen askeri tahminler, füze cephaneliğinden geriye kalanların son savaşın patlak vermesinden önceki boyutunun yüzde 30'unu geçmediğini gösteriyor.

El-Halu, “Hizbullah artık herhangi bir saldırıyı püskürtmeyi amaçlayan yerel bir strateji kapsamında, önleyici saldırılar gerçekleştirmek yerine, hafif taşınabilir silahlar ve savunma zırhlarına karşı silahlar kullanıyor” dedi.

Caydırıcılıktan yük haline

Hizbullah’ın medyadaki söylemi değişmemiş olsa da güç dengeleri değişti. El-Halu ve Abdulkadir’e göre ‘on yıl önce Tel Aviv'i tehdit eden füze, bugün yapay zekanın merceği altında.’

Bu bağlamda el-Halu şu ifadeleri kullandı: “Hizbullah’ın Litani Nehri'nin güneyinden çekilme ve Lübnan'ın iç kesimlerinde askerî açıdan açık hale gelmesiyle birlikte saldırı başlatma kabiliyeti azaldı. Uzun menzilli füzeleri, artık bir enkaz gibidir. Ağır caydırıcı silahlara duyulan güven ise eskisi gibi bir güç kartı olmaktan çıkıp siyasi ve askeri bir yük haline geldi.”