Batı Şeria'da "Gazze'de ateşkes talebiyle" gösteri düzenlendi
İşgal altındaki Batı Şeria'da aralarında Hristiyanların da olduğu onlarca Filistinli, Gazze'de ateşkes talep ederek İsrail'in saldırılarına tepki gösterdi
Batı Şeria'da "Gazze'de ateşkes talebiyle" gösteri düzenlendi
(AA)
Batı Şeria'nın orta kesimindeki Ramallah kentinde düzenlenen gösteriye çoğu Hristiyan onlarca aktivist katıldı.
Gazze'de ateşkes sağlanmasını talep eden göstericiler, Kudüs'teki patrik ve piskoposların İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüşmesini kınayan sloganlar attı.
Ramallah'taki Yunan Melkite Katolik Manastırı'nın Rahibi Peder Abdullah Julio, gösteri sırasında AA'ya yaptığı açıklamada, "Filistin halkı yıllardır baskı altında, Gazze sürekli bombardıman altında, çocuklar, yaşlılar ve kadınlar ölüyor." diye konuştu.
Julio, patrik ve piskoposların 21 Aralık'ta İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile yaptığı görüşmeyi eleştirerek, "Biz, Filistinli Arap halkının ve bu milletin bir parçasıyız ve halkımızın yanında olmak bizim görevimizdir." dedi.
Protestoya katılanlardan Natalia Adili ise Gazze'de katliamın sona ermesini istedi.
Protestonun gençlik kurumları ve Avrupa ülkelerindeki Arap topluluklarıyla koordineli gerçekleştirildiğini belirten Adili, Gazze'de yaşanan katliamlardan dolayı bu sene Noel kutlamayacaklarını dile getirdi.
Gazeteci İbrahim el-Husari de gösterinin, Filistin halkının maruz kaldığı soykırıma son verilmesini talep etmek, direnişe destek vermek ve Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkının iyiliği için düzenlendiğini söyledi.
Husari, patrik ve piskoposların İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile görüşmesini kınadıklarını ve bu görüşmeye katılanların halktan hiç kimseyi, özellikle de Filistinli Hıristiyanları temsil etmediğini aksine İsrail'in onları birer araç olarak kullandığını dile getirdi.
Kudüs’teki Hıristiyan kiliselerinin liderleri, her yıl Noel ve Yeni Yıl öncesinde rutin olarak gerçekleştirilen ziyaret kapsamında 21 Aralık'ta İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile Kudüs'te bir araya gelmişti. Bu ziyaret, Ramallah'taki Melkite Rum Katolik Kilisesi Pastoral Konseyi tarafından dün yapılan açıklamayla kınanmıştı.
Hizbullah destekçileri, geçtiğimiz kasım ayında eski Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü yerde toplandı (Reuters)
İsrail basını, geçtiğimiz eylül ayında eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a düzenlenen suikastla ilgili yeni bilgiler yayınladı. Söz konusu bilgilere göre Amerikalılar operasyondan haberdar olduklarında çok öfkelenirken ‘İsrail'in kendilerini aptal yerine koyduğunu’ söylediler, fakat operasyonu engellemeye çalışmadılar. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uzun süre tereddüt ettiği, ancak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'ndaki konuşmasını bitirdiği anda gerçekleşen operasyonu onayladığı aktarıldı.
Bu haberlerin sonuncusu pazar akşamı yayınlandı. Habere göre İsrail'in eski Washington Büyükelçisi Mike Herzog, Nasrallah'a suikast düzenleme kararının medyada duyulup krize yol açmaması için İsrail hükümetinin ABD yönetimini bilgilendirmesini tavsiye etti. Ancak İsrail'in İbranice yayın yapan resmi televizyonu Kan 11 haberinde, Netanyahu'nun önce Amerikalıları bilgilendirmeye karşı çıktığı, ancak ardından ordu komutanları ile dönemin Savunma Bakanı Yoav Galant'ın ısrarı üzerine geri adım attığı belirtildi.
Kararı dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jack Sullivan'a bildirmek istediğini, ancak Sullivan’ın telefonuna geri dönmediğini belirten Herzog, Sullivan’ın bunu dakikalar sonra öğrendiğinde ise çok öfkelenerek, “Nasrallah'a suikast düzenlemeye hazırlandığınız bir dönemde Lübnan'la ateşkes girişimi ilan etmemize izin vererek bizi garip ve küçük düşürücü bir duruma soktunuz, hatta bizi aptal yerine koydunuz” dediğini aktardı.
Ancak bu açıklama operasyon gerçekleştirildikten sonra yapıldığı için çok geç kalmış gibi görünüyor. Operasyon gerçekleşmeden önce operasyondan haberdar olan ilk ABD'li yetkili dönemin Savunma Bakanı Lloyd Austin idi. Gallant, bunu ona söylemiş ve o da çok öfkelenmişti.
O dönemde Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan Dan Shapiro'ya göre bu görüşmeyi diplomatik kelimelerle anlatmak zor.
Gallant ise İsrail'in Kanal 13 televizyonuna olayı şu şekilde anlattı:
“Austin'i aradım ve ona ‘Nasrallah'a suikast düzenleyeceğiz’ dedim. O da bana ‘Ne zaman?’ diye sordu. Ona 15 dakika sonra olacağını söyledim. Bundan hoşlanmadı ve öfkeyle, ‘Bu suikastla bölgesel bir savaş başlatabilirsiniz’ dedi. Ben de ona ‘Sayın Savunma Bakanı, bu adam binlerce İsrailliyi ve yüzlerce Amerikalıyı öldürdü’ dedim. Sonra bana ‘Nasrallah’ın orada olacağından emin misiniz?’ diye sordu. Ben de onun orada olacağına dair çok ama çok yüksek derecede inancımız olduğunu söyledim.”
Kanal 13 televizyonuna göre Hizbullah'ın karargâhı yerin 14 katında bulunuyordu. Kanal, İsrail istihbaratının 2006 yılındaki İkinci Lübnan Savaşı'ndan bu yana Nasrallah'a suikast planı hazırladığı, ancak daha büyük bir savaşın fitilini tetiklememek için bunu ertelediği önceki haberleri hatırlattı.
Netanyahu BM Genel Kurul’da konuşurken (Reuters)
Ancak geçtiğimiz eylül ayı sonlarında Nasrallah'ın diğer yetkililerle birlikte karargâhtaki bir toplantıya katılma niyetinde olduğuna dair istihbarat alındı. Şarku’l Avsat’ın Fransız Le Parisien gazetesinden aktardığına göre, bu istihbaratın kaynakları arasında yer alan İranlı bir casusun Nasrallah'ın Lübnan'daki Kudüs Gücü Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan ile Beyrut banliyölerine ulaştığı ve Hizbullah'ın Hava Birlik Komutanı Muhammed Hüseyin Sarur’un cenazesine katıldıktan sonra banliyölere, özellikle de Haret Hareyk'e gittikleri bilgisini İsrail'e ilettiğini yazdı.
Gazete İsrail ordusunun toplantıdan sadece dört saat önce haberdar olduğunu söylese de İsrail merkezli Kan 11 televizyonu istihbaratın günler öncesinden alındığını, dolayısıyla suikast emrinin İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Mossad Şefi Dudi Barnea, Şin Bet Şefi Ronen Bar ve Savunma Bakanı Galant da dahil olmak üzere dönemin tüm güvenlik birimleri başkanları tarafından müzakere edilmiş ve karara bağlanmış olduğunu bildirdi.
Ancak Netanyahu, bunu düşünme süresi istedi. Gallant, Netanyahu'ya birkaç kez yaklaşarak bunun hayatta bir kez ele geçecek bir fırsat olduğunu söylediğini, fakat Netanyahu’nun suikasta izin vermeyi reddettiğini anlattı. Konuşmak için New York uçağına binene kadar Netanyahu’nun peşinden gittiğini belirten Gallant, uçağa vardığında Netanyahu'nun suikasta onay verdiğini, ancak suikastın BM Genel Kurul konuşmasını bitirdikten sonra yapılmasını şart koştuğunu aktardı.
Konuşma New York saatiyle akşam 18.00’da yapılacaktı. Bu yüzden Netanyahu, suikastın saat 18.30'da gerçekleşmesini istedi, Gallant'la dakikalar konusunda pazarlık yaptı. Sonunda 18.20'de tam da Netanyahu’nun kürsüden indiği dakika üzerinde anlaştılar. Askeri sekreteri, Netanyahu’ya üzerinde tek bir kelime, ‘tamamlandı’ yazılı bir kâğıt uzattı.