Mısır’ın Gazze’deki arabuluculuğu zamana karşı yarışıyor

Hamas ve İslami Cihad, savaşın kapsamlı bir şekilde durdurulmasını istiyor

İsrailli esirlerin akrabaları, hükümetin tutukluların serbest bırakılması konusunda bir anlaşmaya varmasını talep etmek için daha önce Tel Aviv’de gösteri yapmıştı (AFP)
İsrailli esirlerin akrabaları, hükümetin tutukluların serbest bırakılması konusunda bir anlaşmaya varmasını talep etmek için daha önce Tel Aviv’de gösteri yapmıştı (AFP)
TT

Mısır’ın Gazze’deki arabuluculuğu zamana karşı yarışıyor

İsrailli esirlerin akrabaları, hükümetin tutukluların serbest bırakılması konusunda bir anlaşmaya varmasını talep etmek için daha önce Tel Aviv’de gösteri yapmıştı (AFP)
İsrailli esirlerin akrabaları, hükümetin tutukluların serbest bırakılması konusunda bir anlaşmaya varmasını talep etmek için daha önce Tel Aviv’de gösteri yapmıştı (AFP)

İsrail’deki savaş hükümeti, Mısır’ın Gazze’deki savaşı sona erdirme önerisini değerlendirirken, Gazze Şeridi’ndeki çatışmaların ikinci kez durdurulması için Mısır’ın arabuluculuğuna yanıt verme arzusuna ilişkin çelişkili mesajlar ortaya koyuldu.

Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından aktardığına göre Mısır’ın teklifinin en az iki hafta süreyle ateşkes uygulanmasını içerdiği belirtildi. Bu süre zarfında 40 tutuklu serbest bırakılacak. Buna karşılık İsrail de 120 Filistinli tutukluyu serbest bırakacak ve bunu ikinci aşamada Mısır sponsorluğunda bir Filistin diyaloğu izleyecek.

Aktarılana göre üçüncü aşama, tam bir ateşkes ve tutuklu ve esir takası konusunda kapsamlı bir anlaşmayı içeriyor. Son aşamada ise İsrail ordusu geri çekilecek ve yerinden edilenlerin tümü evlerine dönebilecek.

Hamas’ın ateşkesi reddi

Öte yandan Hamas Siyasi Büro üyesi İzzet er-Rişk, dün yaptığı açıklamada Gazze Şeridi’ndeki savaşın kapsamlı bir şekilde durdurulması dışında İsrail ile hiçbir müzakere yapılmayacağını dile getirdi. Rişk, yaptığı açıklamada Hamas liderliğinin İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşını geçici olarak değil tamamen durdurmaya çalıştığını söyledi. Rişk ayrıca, Filistin halkının geçici ateşkesleri, kısa bir süreliğine kısmi bir insani arayı ve sonrasında saldırganlığın devam etmesini istemediğini vurguladı.

İki Mısırlı güvenlik kaynağı, Reuters’a yaptığı açıklamada, Hamas ve onunla ittifak kuran İslami Cihad Hareketi’nin, Mısır’ın kalıcı ateşkes karşılığında Gazze Şeridi’nin kontrolünden vazgeçme yönündeki önerisini reddettiğini söyledi.

İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi sınırına yaklaştı (Reuters)
İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi sınırına yaklaştı (Reuters)

İki kaynak, Mısır’ın Hamas’a üyelerinin takip edilmeyeceği veya yargılanmayacağına dair garanti verirken seçim yapılmasını önerdiğini, ancak İslami Cihad’ın rehinelerin serbest bırakılması dışında herhangi bir taviz vermeyi reddettiğini söyledi.

Philadelphia Koridoru’nun işgali

İsrail merkezli Maariv gazetesi, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin Mısır sınırındaki Philadelphia Koridoru (rotası) bölgesini işgal etme niyetini Mısır’a bildirdiğini ve Mısırlı askerlerden sınırdan uzak durmalarını istediğini açıkladı. Gazeteye göre İsrail ordusu güney Refah bölgesine top atışları yaparken, tanklar ve zırhlı personel taşıyıcıların Kerem Ebu Salim geçiş noktasının batısına doğru hareket ettiği bildirildi.

Mısır medyasına göre bilgi sahibi kaynaklar, İsrail tanklarının Gazze Şeridi’nin Mısır sınırındaki Philadelphia Koridoru’nu işgal etmek için kara operasyonu başlattığı yönündeki haberleri yalanladı. Al-Qahera News, geçen cumartesi günü yaptığı açıklamada “İsrail medyasında yer alan Kerem Ebu Salim’den Gazze- Mısır sınırındaki Philadelphia Koridoru’na kara operasyonu gerçekleştirileceğine ilişkin haberlerin hiçbiri, gerçeği yansıtmamaktadır” dedi.

Philadelphia veya Selahaddin Koridoru, Akdeniz’den (kuzey) Mısır’ın Gazze Şeridi ile olan sınırı boyunca yaklaşık 14 kilometrelik Kerem Ebu Salim sınır kapısına (güney) kadar uzanıyor.

Philadelphia Koridoru nedir?

Mısır yıllardır devam eden yasadışı geçişleri durdurmak için 2014 yılından beri Gazze Şeridi ile olan tünelleri kapatmaya çalışmış ve sınır şeridini tamamen boşaltarak Refah Şehri’ni yeni bir lokasyonda yeniden inşa etmişti.

İsrail’in dünkü Han Yunus saldırısı (EPA)
İsrail’in dünkü Han Yunus saldırısı (EPA)

Oslo Görüşmeleri’ne göre doğrudan İsrail ordusu kontrolünde kalan yaklaşık 100 ila 200 metre genişliğindeki alanı kapsayan koridor Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki sınır boyunca uzanmaktadır. 2005 yılına kadar İsrail kontrolü altındaki yer alan sınır koridoru, bu tarihten itibaren kontrollü olarak Mısır’a bırakılmıştır. Ancak öncesinde 2004 yılının eylül ayında gerçekleştirdiği “Gökkuşağı Operasyonu” sırasında İsrail, bu koridor içindeki en az 1600 evi yerle bir etmiştir. Ayrıca söz konusu koridorun altına kazılan tünellerden silah kaçakçılığı yapıldığı yönündeki iddialara binaen bunu önlemek için duvarları ve zırhlı karakolları olan bir tahkimat sistemi kurmuştur. 2005 yılının eylül ayında İsrail ordusu Philadelphia Koridoru’nun kontrolünü günümüzde bölgenin güvenliğinden ve herhangi bir kaçakçılığın önlenmesinden sorumlu olan Mısır ordusuna teslim etmiştir. 2009 yılının ocak ayında İsrail, Dökme Kurşun Operasyonu adını verdiği saldırıda, söz konusu koridor içindeki 300 tane tüneli bombalayarak imha etmiştir. Ancak sonrasında bu hat üzerinde açılan yeni tünellerin varlığı sebebiyle bu kez Mısır yönetimi 2014 yılından itibaren bölgedeki tünellere yönelik operasyonla tümünü yerle bir etti.

Arabuluculuk üzerinde etkisi yok

Kahire Üniversitesi Öğretim Görevlisi Siyaset Bilimci ve Ulusal Ortadoğu Araştırmaları Merkezi İsrail Çalışmaları Birimi Başkanı Prof. Dr. Tarık Fehmi, İsrail’in işgal ordusunun Gazze’deki hareketlerinin arttığına ilişkin raporlarının, Mısır’ın savaşı sona erdirmek için halihazırda yürüttüğü arabuluculuğu etkilemeyeceğini söyledi. Dr. Fehmi, “Mısır, İsrail Başbakanı liderliğindeki İsrailli yetkililerin ne söylediğine bakmaksızın, savaşı sona erdirmeye yönelik kapsamlı bir yaklaşıma göre birden fazla yolda ilerliyor. Bu yaklaşım, çoğunlukla İsrail'in içlerine mesaj veya bir tür psikolojik savaş olarak hizmet ediyor” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Dr. Fehmi, “Mısır, İsrail’in her türlü askeri hamlesine karşı koyabilecek kapasitede” derken, Selahaddin / Philadelphia Koridoru’nun, Mısır ve İsrail’in uyduğu, üzerinde anlaşmaya varılan kontrollerle yönetildiğini açıkladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün kuzey Gazze Şeridi’ndeki güçleri arasında (Hükümet Enformasyon Ofisi- AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün kuzey Gazze Şeridi’ndeki güçleri arasında (Hükümet Enformasyon Ofisi- AP)

Koridor, Filistin topraklarından Mısır’a geçiş koşulları ve ilkeleri kapsamında Mısır ile İsrail arasında 1979’da imzalanan barış anlaşmasında belirtildiği gibi tampon bölge olarak sınıflandırılıyor. İsrail, Gazze’den çekilmeden önce bu ekseni denetliyordu. 2005 yılında imzalanan bir anlaşmaya göre buranın ve Refah kapısının kontrolü Filistin Yönetimi’ne devredildi. Filistin direniş hareketi Hamas’ın 2007’de Gazze’nin kontrolünü ele geçirmesinin ardından eksen, Filistin tarafından kendisine tabi hale geldi.

Nabız yoklama

Dr. Tarık Fehmi, Mısırlı güvenlik yetkilileriyle görüşmelerde bulunan İslami Cihad Hareketi heyetiyle devam eden istişarelere ek olarak Mısır’ın arabuluculuk çabalarının devam ettiğini ve İsrail tarafına iletilecek entegre bir öneri formüle etme düzeyine ulaştığını ifade etti. İsrail’in Mısır’ın çabalarına bir yanıtı olduğunu belirten Dr. Fehmi, bazı İsrail medya kuruluşlarının yayınladığı şeylerin, test balonu ve nabız yoklamadan başka bir şey olmadığını vurguladı.

Ulusal Ortadoğu Araştırmaları Merkezi İsrail Çalışmaları Birimi Başkanı, onaylandığı takdirde esir takası anlaşmasına dahil edilmesi beklenen 40 İsrailli tutuklunun isimlerinin, Hamas heyetinin geçtiğimiz günlerde Mısır’a yaptığı ziyaret sırasında belirlendiğini söylerken, “Mısır’ın arabuluculuğunu tamamlamak Filistinli grupların çıkarınadır. Bu arabuluculuğa yönelik herhangi bir engel, Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlayabilecek başka bir tarafın yokluğunda bir boşluk durumuna yol açacaktır” dedi.

Öte yandan hareketin siyasi büro başkanı İsmail Heniyye başkanlığındaki bir Hamas heyeti geçen hafta Mısırlı güvenlik yetkilileriyle görüşmelerde bulundu. İslami Cihad Hareketi’nden ise hareketin Genel Sekreteri Ziyad en-Nahale liderliğindeki bir heyet şu anda Kahire’yi ziyaret ediyor. Ancak Reuters’ın pazartesi günü bildirdiğine göre bir yetkili, hareketin daha fazla müzakere yapılmadan önce İsrail askeri saldırısının sona ermesini şart koştuğunu söyledi.

Yetkili, İslami Cihad’ın herhangi bir takas sürecinin ‘herkese karşılık herkes’ ilkesine, ‘yani İsrail’de hapsedilen tüm Filistinlilerin serbest bırakılması karşılığında Hamas ve İslami Cihad tarafından Gazze’de tutulan tüm rehinelerin serbest bırakılmasına’ dayanması gerektiğinde ısrar ettiğini söyledi.

24 Kasım’da Mısır – Katar - ABD arabuluculuğu, yoğun İsrail saldırısından 48 gün sonra Gazze Şeridi’nde ilk ateşkesi onaylamayı başardı. Ateşkes, bir hafta saldırıların duraklamasına olanak tanıdı ve İsrail hapishanelerindeki 240 Filistinli mahkûm karşılığında Gazze Şeridi’ndeki 105 tutuklunun serbest bırakılmasına izin verdi.



Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
TT

Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)

İsrail medyasında, Binyamin Netanyahu hükümetinin Gazze Şeridi’ndeki uygulamaları nedeniyle Mısır ile İsrail arasındaki gerilimin son dönemde arttığına dair haberler yer alırken, Mısırlı üst düzey bir yetkili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mısır makamları İsrail’in Şarm eş-Şeyh Anlaşması’nı ihlal eden uygulamalarını tespit etti, bunlara ilişkin bir dosya hazırladı ve Washington’ı bilgilendirdi” dedi.

Mısır’da görev yapmış bazı eski askeri yetkililere göre ise Kahire, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki adımlarını, üzerinde uzlaşılan Trump planından kaçınma girişimi ve sarı hat olarak bilinen bölgede kalıcı bir İsrail askeri varlığı tesis etme çabası olarak değerlendiriyor. Bu durumun Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit ettiği ifade ediliyor.

Sarı hat, 10 Ekim’de Şarm eş-Şeyh’te ABD Başkanı Donald Trump’ın katılımıyla imzalanan ve Gazze savaşını sona erdirmeyi amaçlayan barış planı kapsamında, Gazze Şeridi’ni iki bölüme ayıran bir ayrım hattı olarak tanımlanıyor. Buna göre hat, Filistinlilerin kontrolündeki batı bölgesindeki toprakların yüzde 47’sini, İsrail’in kontrolü altındaki Gazze’nin yüzde 53’ünden ayırıyor. Gazze’deki Filistinlilerin neredeyse tamamının, bu hattın batısındaki bölgeye göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor.

xsdf
ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında Gazze barış planını görüşmek üzere bu ayın sonlarında bir zirve yapılması bekleniyor. (AFP)

İsrail Kanal 14 televizyonunun yayımladığı bir raporda, İsrail ordusunun sarı hat olarak bilinen bölgede faaliyet yürüttüğü ve Gazze Şeridi’nin coğrafi yapısını değiştirdiği öne sürüldü. Kanalın aktardığına göre Kahire, bu durumu ‘bölgesel çıkarlarına yönelik doğrudan bir tehdit’ olarak değerlendiriyor. Raporda, söz konusu faaliyetlerin Mısır’ı öfkelendirdiği ve Kahire’nin, Gazze Şeridi’ni ikiye bölmeye, bölgenin demografik ve coğrafi yapısını değiştirmeye çalıştığı gerekçesiyle İsrail’i ABD’ye şikâyet ettiği belirtildi.

Rapora göre Kahire, özellikle İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in sarı hata ilişkin açıklamalarının ardından Gazze’de yaşananları büyük bir endişeyle izliyor. Zamir’in bu hattı yeni bir savunma ve saldırı hattı olarak nitelemesine dikkat çekilirken, İsrail ordusunun kontrolü altında bulunan bölgede tünel altyapısını tahrip etme ve evleri yıkma gibi faaliyetlerinin, Kahire’de Gazze’de uzun vadeli bir askeri varlık tesis edilmesine yönelik hazırlık olarak yorumlandığı ifade edildi. Bu durumun, Mısır’ı Washington nezdinde acil diplomatik girişimlerde bulunmaya sevk ettiği kaydedildi.

Mısır Askerî İstihbaratı eski Başkan Yardımcısı ve İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral Ahmed Kâmil ise Mısır’ın İsrail’in üzerinde uzlaşılan barış planından kaçınma girişimlerine karşı büyük bir öfke duyduğunu belirtti. Kâmil, İsrail’in sarı hattaki hamlelerinin Gazze’de ve Mısır sınırına yakın bölgelerde kalıcı bir askeri varlık oluşturma niyetine işaret ettiğini, bunun da Mısır’ın ulusal güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.

uı
Kaynaklar, Mısır'ın Sisi ve Netanyahu arasında bir zirve düzenlenmesi için şartlar belirlediğini bildiriyor. (İsrail medyası)

Kâmil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun ulusal güvenliği ilgilendiren bir dizi temel konuda açık, net ve değişmez olduğunu söyledi. Kâmil, bu tutumun, barışın Mısır dış politikasının temel ve stratejik hedefi olması, Kahire’nin İsrail tarafıyla imzalanan anlaşmalara bağlılığı ve İsrail’in iki taraf arasında imzalanan anlaşmalara saygı göstermesi gerekliliğine dayandığını ifade etti.

Kâmil, Mısır’ın İsrail ile gerilimin düşürülmesine yönelik şartlarının, Gazze anlaşmasının ABD Başkanı Donald Trump’ın girişimi doğrultusunda tüm aşamalarıyla uygulanmasını kapsadığını belirtti. Buna göre, herhangi bir engelleme ya da geçersiz gerekçeler olmaksızın ikinci aşamaya derhal geçilmesi, kalıcı ateşkesin tesis edilmesi ve barış sürecine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca İsrail’in anlaşmayı eksiksiz uygulaması, mutabık kalınan miktarlarda insani yardımların girişine izin vermesi ve Refah Sınır Kapısı’nın iki yönde açılması şartlarını sıraladı.

Kâmil’e göre diğer şartlar arasında, Mısır’ın Gazze Şeridi sakinlerinin zorla ya da gönüllü göçe zorlanmasını kesin olarak reddetmesi, İsrail’in Batı Şeria’da yerleşim kurulmasına ve bölgenin İsrail’e ilhakına yönelik adımlarına karşı çıkılması, İsrail ordusunun Philadelphia Koridoru da dahil olmak üzere Gazze Şeridi’nin tamamından çekilmesi ve 7 Ekim 2023 sınırlarına dönülmesi yer alıyor. Kâmil, mevcut İsrail varlığının, anlaşmanın aşamalarının uygulanmasına bağlı geçici bir durum olduğunu, sarı hat da dahil olmak üzere tüm hatların fiili ve hukuki geçerliliği olmayan, varsayımsal çizgiler olduğunu ifade etti.

Dördüncü şartın ise Netanyahu ve hükümetinin, Arap Barış Girişimi kapsamında yer alan açık Arap taleplerine ne ölçüde yanıt verdiğiyle ilgili olduğunu belirten Kâmil, bunun; işgal altındaki Arap topraklarından çekilme, iki devletli çözüme onay verilmesi ve Filistinlilerin Gazze ya da Batı Şeria’dan zorla yerinden edilmesinin reddedilmesi gibi başlıkları içerdiğini söyledi. Ayrıca İsrail’in iyi komşuluk ve saldırmazlık yönünde iyi niyet göstermesi, nükleer silah tehdidinden arındırılmış bir bölge oluşturulmasına ilişkin uluslararası taleplerle uyumlu adımlar atması ve bu alandaki uluslararası anlaşmalara katılması gerektiğini vurguladı.

d
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Arşiv – Reuters)

Mısır’ın, ABD ve İsrail’in Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında bir görüşme düzenleme girişimlerine, İsrail’in barış ve bölgesel istikrara dair açık ve uygulanabilir bir girişimde bulunmadan yanıt vermeyeceği değerlendiriliyor.

İsrail medyasının aktardığına göre ABD, Sisi, Netanyahu ve Trump’ın katılımıyla Washington’da üçlü bir zirve düzenlemeyi denedi. Ancak bu girişim, Mısır’ın şartları nedeniyle İsrail açısından ‘kabul edilemez’ bulundu. Aynı raporlarda, Kahire’nin, Trump’ın bu ay sonunda Florida’da Netanyahu ile yapacağı görüşmede İsrail’e yönelik baskı yaparak Gazze’deki adımlarını sınırlaması yönünde rol oynayacağını beklediği kaydedildi.

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına büyük önem atfedildiğini ve Trump’ın, adını taşıyan Gazze Barış Planı’nın uygulanması konusunda Netanyahu üzerinde kesinlikle baskı kuracağını söyledi.

Ferec, Mısır’ın pozisyonunun, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına bağlı olarak değerlendirileceğini, ancak aynı zamanda İsrail’in sarı hat ya da Gazze’nin herhangi bir bölgesinde kalıcı askeri varlık tesis etmesini asla kabul etmeyeceğinin açık ve net olduğunu vurguladı. Ferec’e göre Mısır, Netanyahu hükümetinin tüm hareketlerinin, İsrail ordusunun Gazze’nin tamamından çekilmesini öngören barış planını engellemeye yönelik girişimler olduğunun farkında.

 


Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.