Mısır 20 binden fazla yaralı Filistinliye ev sahipliği yapıyor

Mısır Gazze'ye yardımı kolaylaştırmaya yönelik BM mekanizmasının uygulanmasını hızlandırma arzusunu dile getirdi

Filistinli sağlık görevlileri, yaralıları geçen Kasım ayında Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr Balah'taki El Aksa Şehitleri Hastanesi'ne nakletti (AFP)
Filistinli sağlık görevlileri, yaralıları geçen Kasım ayında Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr Balah'taki El Aksa Şehitleri Hastanesi'ne nakletti (AFP)
TT

Mısır 20 binden fazla yaralı Filistinliye ev sahipliği yapıyor

Filistinli sağlık görevlileri, yaralıları geçen Kasım ayında Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr Balah'taki El Aksa Şehitleri Hastanesi'ne nakletti (AFP)
Filistinli sağlık görevlileri, yaralıları geçen Kasım ayında Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr Balah'taki El Aksa Şehitleri Hastanesi'ne nakletti (AFP)

Kahire, “İnsani yardımın Gazze Şeridi'ne girişini ve takibini kolaylaştıracak uluslararası mekanizmanın uygulanmasına başlamasını” sabırsızlıkla beklediğini açıkladı. Çarşamba günü Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Mısır’ın, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres'in, Eski Hollanda Başbakan Yardımcısı Sigrid Kaag'ı, “Gazze Şeridi’ne yönelik insani yardımları düzenlemek, kolaylaştırmak ve denetlemek için koordinatör olarak atamasından duydukları memnuniyeti belirtti.

4rg5h
Mısır hükümeti yaralı Filistinlileri tedavi etme çabalarını yoğunlaştırıyor (Mısır Kabinesi)

Mısır Sağlık Bakanı Halid Abdulgaffar, Çarşamba günü Mısır Bakanlar Konseyi toplantısında, Sağlık Bakanlığı'nın Gazze olaylarında yaralanan Filistinlilere yardım etmek için ilgili Mısır devlet kurumlarıyla işbirliği ve koordinasyon içinde gösterdiği çabalar hakkında konuştu. Şimdiye kadar, “Mısır hastanelerinde 20 binden fazla Filistinliye ev sahipliği yapıldı. Gazze'den gelen yaralıları tedavi eden 25 hastane var ve bu konuda gün boyunca koordinasyon devam ediyor” dedi.

Bu toplantı, Mısır'ın Gazze Şeridi'nde ateşkesi yeniden tesis etme yönündeki yoğun çabalarını sürdürdüğü ve aynı zamanda Gazze Şeridi'ne daha fazla yardım ve yakıt akışı sağlama çabalarını sürdürdüğü bir dönemde gerçekleşti.

Kahire Haber Kanalı çarşamba günü, "60 yardım kamyonu Refah'tan Gazze Şeridi'ne geçtiğini ve 4 akaryakıt kamyonu Refah kapısından Filistin tarafına girdiğini” belirttikten sonra ayrıca “Gazze'den 11 yaralının Mısır hastanelerinde tedavi görmek için Refah'a geldiğini, çifte vatandaşlığa sahip yaklaşık 300 kişinin de Refah geçiş kapısına geldiğini” ifade etti.

wev
Refah'tan geçmesi amacıyla Mısır yardımları hazırlanıyor (Mısır Kızılayı)

Filistin Kızılayı sözcüsü Abdulhalil Hancel, “Gazze Şeridi’ne daha fazla insani yardım götürmek için Mısır Kızılayı ile sürekli koordinasyon halinde olduklarını” söyledi. Ancak Kahire Haberleri'nin Çarşamba günü bildirdiğine göre, " Hancel, Gazze'ye giren yardımın Filistinlilerin ihtiyacının yalnızca yüzde 10'unu karşıladığını” belirtti. Ayrıca Hancel, Gazze Şeridi'nde yerinden edilmiş insanlara yönelik merkezlerde insani yardım dağıtmak için çalıştıklarını” belirterek “Gazze Şeridi'ndeki hastanelerde ciddi tıbbi malzeme sıkıntısı yaşanıyor” dedi.

Bu bağlamda Birleşmiş Milletler Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “İsrail'in devam eden bombardımanı ve Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar nedeniyle Gazze Şeridi'ne insani yardım sağlama görevinin giderek zorlaştığı” uyarısında bulundu.

Mısır, daha önce, Filistinli sivillerin hayatlarını koruyan ve insani krizin Gazze Şeridi sakinleri üzerindeki etkisini azaltan tam bir ateşkese ulaşmak için barışı destekleyen uluslararası taraflarla yakın çalışmayı sürdürdüğünü doğrulamıştı.

csdevd
Mısırlı bir yardım konvoyu, Şeride yardım ulaştırdıktan sonra Refah geçişinden ayrılıyor (Mısır Kızılayı)

Kahire, birkaç gün önce, Gazze Şeridi'ndeki trajik insani koşullarla başa çıkmak için Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştıracak bir BM mekanizmasının kurulmasını memnuniyetle karşıladı.

Mısır, geçen Cuma günü BMGK kararının kabul edilmesini, Filistinli sivilleri ve Gazze Şeridi'ndeki temel hizmetler sistemini etkileyen insani acının hafifletilmesine yönelik önemli ve olumlu bir adım olarak değerlendirdi, ancak bunun “yetersiz bir adım” olduğunu belirtti. Çünkü kararda, kararın tüm hükümlerinin uygulanması için uygun bir ortam sağlayacak bir garanti ve Gazze'de akan kanın durdurulmasının tek yolu olarak acil ateşkes talebi yer almıyordu.

wev
İsrail bombardımanında yaralanan Filistinliler, Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'taki bir hastanede tedavi ediliyor (AP)

Mısır, BMGK'nin kabul ettiği kararın, Gazze Şeridi'ndeki ablukanın kırılması ve Gazze’ye insani yardımın erişimi için çeşitli koridorların açılması çağrısında bulunan Riyad'daki son Arap-İslam zirvesi kararının uygulanması kapsamında geldiğini açıkladı. Mısır, “İsrail'in yardımların girişinde yarattığı engelleri aşmak için, Birleşmiş Milletler gözetiminde yardım sevkiyatlarını denetleyecek bir mekanizma oluşturması çağrısında buluna kararın uygulanması gerektiğini” belirtti.



İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

İsrail, çarşamba günü Suriye'ye yönelik saldırılarını artırarak başkent Şam'ı hedef aldı. Newsweek, olayı, İsrail'in Süveyda'da artan mezhepsel şiddet ortamında operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın yedi aylık görev süresi boyunca karşı karşıya kaldığı en ciddi kriz olarak nitelendirdi.

Suriye Devlet Başkanı ABD Başkanı Donald Trump'ın beğenisini kazanmış olabilir ama yakında İsrail'in hedef listesine girebilir.

İsrail'in operasyonları, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin yıkılmasının hemen ardından İsrail ordusunun askeri hedeflere yönelik geniş çaplı bir saldırı kampanyası başlatarak daha güneydeki toprakları ele geçirmesinden sonra Suriye'deki en yoğun operasyonlar oldu.

Görsel kaldırıldı.İsrail hava saldırılarının hedef aldığı Şam'daki Savunma Bakanlığı binası (AFP)

"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun söylemleri, Şara'nın gerilimi azaltma çağrılarına rağmen tırmanırken, yeni Suriye cumhurbaşkanı, Tel Aviv'in Şara’nın da karşı olduğu İran yanlısı "direniş ekseni" ile son 21 aydır süren çatışmasında İsrail'in birçok önemli düşmanının başına geldiği gibi, hedef haline gelebilir.  

İsrail'in eski büyükelçilerinden ve şu anda Yahudi Dürzi örgütünün CEO'su olan Rida Mansur Newsweek'e şunları söyledi: “İsrail son zamanlarda, eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İranlı askeri komutanlar ya da Hamas lideri gibi belirli bir liderin, ulusal güvenliğine açık bir tehdit oluşturduğunu hissettiğinde harekete geçeceğini gösterdi.”

Mansur şöyle devam etti: "Bu bir gerçek. Son iki yıl içinde yaşandı. Bu, İsrail'in ilk tercihi olmayacaktır. İsrail Suriye'de kaosu tetikleyebileceğinin farkına varabilir ama bu, kaosu en başta onun başlatıp başlatmadığına bağlı, o zaman başka liderlere de şans verilmeli."

Mansur, son günlerde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce Suriyeli Dürzi'nin, Suriye güvenlik güçleri tarafından desteklendiği iddia edilen ve aralarında yabancı ve yerel milislerin de bulunduğu Bedevi aşiretleri tarafından öldürüldüğüne dair haberler üzerine İsrail askeri müdahalesi çağrısında bulunan İsrail Dürzi toplumunun önde gelen isimleri arasında yer alıyor.

Şam'ın Dürzilerin çoğunlukta olduğu güney banliyölerinde şubat ayında Suriye güçleri ve milisler arasında yaşanan kanlı çatışmalar, Netanyahu'nun bu azınlığın kaderiyle ilgili ilk büyük tehditlerini savurmasına yol açtı. Nisan ayında yeniden su yüzüne çıkan şiddet, İsrail'in daha sert uyarılarına neden oldu ve mayıs ayında bir süreliğine yatışmış gibi görünse de son günlerde yeniden su yüzüne çıktı. İsrailli yetkililer böylece, ülkelerini bölgedeki azınlık haklarının koruyucusu olarak gösterme fırsatını yakaladı.

İsrail'in ABD Büyükelçiliği'nde diplomat olarak görev yapan Sevsen Natur Hassun, dün Newsweek'te yayınlanan yazısında, “Suriye sınırının tamamen silahsızlandırılmasını sağlayarak, ortak değerlerimiz ve azınlık gruplarının korunması için hareket ederek, rejimin Dürzilere zarar vermesini engellemeye kararlıyız. Herkes bilmelidir ki, Suriye Dürzileri, Arap çoğunluklu bölgede, çoğulculuğun ve azınlık çeşitliliğinin son sembolüdür” ifadelerini kullandı.

Eş Şara, Dürzileri korumanın hükümeti için bir “öncelik” olduğunu açıkladı ve İsrail'i “Suriye'yi savaşa ve bölünmeye sürüklemeye çalışmakla” suçladı.

Mansur şöyle devam etti: "İsrail, Suriye'nin güneyinin Lübnan ya da Gazze'ye dönüşmesine izin veremez. Harekete geçmek için çok uzun süre tereddüt ettiğimiz o yerlerden çok acı bir ders aldık. Çok uzun süre bekledik ve çok yüksek bir bedel ödedik. Dolayısıyla İsrail'in şu anki ruh hali, 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısı senaryosunun tekrarlanmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmaktır."

Bu strateji, Netanyahu'nun dünkü konuşmasında da vurguladığı gibi, Şam'dan Golan Tepelerine kadar Suriye'nin güneyinde, Suveyda'yı da içine alan bir “tampon bölge” kurulmasını içeriyor.

Mansur, “Şara güneydeki Dürzilerin haklarını savunmayı taahhüt etmezse, iç savaşın ilk yıllarında kuzeydoğuda kurulan ABD destekli Kürt güçlerine benzer fiili bir özerk bölgenin oluşturulmasıyla karşı karşıya kalabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mansur, “Dürzilere özerklik verilmesi İsrail'in Suriye'nin güneyinde istikrarı sağlamasına yardımcı olacaktır ki, bence bu herkes için faydalı olacaktır. Bu İsrail için de iyi, Dürziler için de iyi. Şam hükümeti ülkeyi birleştirmenin önemini anlamazsa, izlediği politikanın bedeli bu olacaktır" şeklinde görüşünü dile getirdi.

Görsel kaldırıldı.ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara arasında Riyad'da görüşme (Arşiv-AP)

ABD, İsrail'in son saldırılarına desteğini çekmenin yanı sıra, Suriye'nin birliğini ve toprak bütünlüğünü de savundu ki bu mesaj, Beyaz Saray'ın Kürt müttefiki Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) merkezi hükümete entegre olmasını öngören ve şu anda durmuş olan anlaşmanın müzakere edilmesindeki rolüyle pekiştirildi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Trump Netanyahu'ya yakın dururken, ABD lideri aynı zamanda mayıs ayında kendisini Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmaya ikna ettiği belirtilen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de yakın ilişkiler kurdu.

Erdoğan dün yapılan kabine toplantısında, Suriye'nin bölünmesine yönelik iddiaları sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: "Suriye'nin bölünmesine dün de razı olmadık, bugün de yarın da asla razı olmayacağız. Ülkenin toprak bütünlüğü pahasına Suriye'nin güneyi ile kuzeyi arasında bir koridor oluşturmayı hayal edenler asla amaçlarına ulaşamayacaklar."

"Suriyeli kardeşlerimizle dayanışma içinde bunlara engel olacağız ama İsrail ile soruna bulaşanlar er ya da geç büyük bir hesap hatası yaptıklarını anlayacaklardır."