Yemenliler, bu yılın bitişiyle ekonomik savaşın da sona ermesini umuyor

Husi saldırıları petrol ihracatını durdurdu ve Yemen hazinesini 1,5 milyar dolardan fazla mahrum bıraktı (Hükümet medyası)
Husi saldırıları petrol ihracatını durdurdu ve Yemen hazinesini 1,5 milyar dolardan fazla mahrum bıraktı (Hükümet medyası)
TT

Yemenliler, bu yılın bitişiyle ekonomik savaşın da sona ermesini umuyor

Husi saldırıları petrol ihracatını durdurdu ve Yemen hazinesini 1,5 milyar dolardan fazla mahrum bıraktı (Hükümet medyası)
Husi saldırıları petrol ihracatını durdurdu ve Yemen hazinesini 1,5 milyar dolardan fazla mahrum bıraktı (Hükümet medyası)

Yemenliler bu yılın bitişiyle, eşi benzeri görülmemiş bir gerilime sahne olan ve geçim kaynaklarına büyük zarar veren ekonomik savaşın da sona ermesini umuyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg’in ülkede barışa yönelik yol haritasını açıklaması da bu umudun kaynağı oldu.

Yemen’deki Husi milisler, Hadramut ve Şebva’daki petrol ihracat limanlarını hedef alan saldırılar düzenleyerek, ihracat sürecinin şu ana kadar askıya alınmasına yol açtı.

Husiler ayrıca, devletin kontrolü altındaki bölgelerden gelen malların geçişini ve bu bölgelerde üretilen mutfak tüpünün kendi kontrolündeki bölgelere sevkini de engelledi, bu da devletin gelirlerini etkiledi ve halkın acısını artırdı.

Grundberg, birkaç gün önce, Husi darbesinden yaklaşık dokuz yıl sonra ülkede barışa yönelik bir yol haritası açıkladı.

Bu adımla, 18 milyon insanın yardıma muhtaç olduğu Yemen’de barışa kavuşma umutları yeniden canlanırken, yardım kuruluşları ise yeni yılda 7 milyondan fazla insana yardım edemeyeceklerini duyurdu.

FOTO: Ateşkes sırasında ithalatın Hudeyde limanına yönlendirilmesi Aden limanına zarar verdi (Husi medyası)
Ateşkes sırasında ithalatın Hudeyde limanına yönlendirilmesi Aden limanına zarar verdi (Husi medyası)

Yemen hükümeti, Husi grubunun geçen yıl ekim ayında Şebva’daki Qena limanına ve ülkenin doğusundaki Hadramut’taki Dabah limanına düzenlediği saldırıların ardından petrol ihracatının durması ve ihracat limanlarına yaklaşmaları halinde petrol taşıyan gemileri hedef almakla tehdit etmeleri sonucu 1,5 milyar dolar olduğu tahmin edilen mali kayıplar konusunda BM’ye bilgi verdi.

Hükümet, Husi grubunun 2014 yılının ikinci yarısında başlattığı savaş sonucunda ulusal ekonominin yarı yarıya daralması nedeniyle, ülkede gıda güvensizliğinin giderek kötüleştiğini bildirdi.

Hükümet tarafından BM’ye gönderilen mektupta, hayati önem taşıyan ekonomik tesislere ve petrol limanlarına yönelik devam eden tehdit ve Husi saldırılarının, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi ve tüm valiliklerdeki çalışanların maaşlarının ödenmesi için ayrılan bütçenin kaybedilmesine neden olduğu konusunda uyarı yapıldı.

Dünya Bankası (WB) ise Husi grubunun petrol limanlarına uyguladığı ablukanın petrol üretimini ve ihracatını büyük ölçüde etkilediğini açıklayan hükümetin şikayetini destekledi.

Liman savaşı

Dünya Bankası, geçen ekim ayında yaptığı açıklamada, Yemen ekonomisinin, ithalattaki düşüş ve bunların hükümetin işlettiği Aden limanından, grup tarafından kontrol edilen, ateşkes kapsamında yeniden açılan limanlara yönlendirilmesi nedeniyle bu yıl içinde başka bir zorlukla karşı karşıya kaldığı ifade edildi.

FOTO: Husi grubu, kontrolü altındaki bölgeler ile kurtarılan bölgeleri birbirine bağlayan yolları kapatarak mal girişini engelledi (Hükümet medyası)
Husi grubu, kontrolü altındaki bölgeler ile kurtarılan bölgeleri birbirine bağlayan yolları kapatarak mal girişini engelledi (Hükümet medyası)

Dünya Bankası verileri, bu yılın başından geçen ağustos ayına kadar olan dönemde Aden limanından yapılan ithalatta yüzde 61 oranında ciddi bir düşüş yaşandığını gösterdi.

Grubun kontrolü altındaki Hudeyde limanı ise sadece yüzde 8 ile çok daha küçük bir düşüş yaşadı.

Banka, bu durumun Aden limanının Yemen’in toplam ithalatına katkısını büyük ölçüde etkilediğini vurguladı.

Dünya Bankası, 2023 yılında hükümetin karşı karşıya kaldığı mali baskıların temel nedeninin, petrol ihracatının durağanlaşması ve ithalatın Aden limanından kaydırılması nedeniyle gümrük gelirlerinin azalması olduğunu ekledi.

Banka ayrıca, yılın ilk yarısında devlet gelirlerinin yüzde 40 oranında azaldığını açıkladı.

Kamu mali açığının bu yılın sonuna kadar GSYİH’nın yaklaşık yüzde 2,9’unda kalmasını beklediklerini de ifade etti.

BM’nin desteklediği ateşkes, geçen yılın nisan ayının başından bu yana yürürlükte olmasına rağmen Husi grubu bunu ihlal etmeye devam etti.

Husiler, Marib’in güneyi ve doğusunda, Taiz’in batısı ve doğusunda, Dali’nin kuzeyinde, Lahic’de, Şebva’nın doğusunda ve Hudeyde’nin güneyinde hükümet güçlerinin mevzilerine defalarca saldırı düzenledi.

Söz konusu saldırılarda düzinelerce hükümet gücü öldürüldü veya yaralandı.

FOTO: El Kaide hücreleri 2023 yılı boyunca ülkenin güney bölgelerinde faaliyete geri döndü (X)
El Kaide hücreleri 2023 yılı boyunca ülkenin güney bölgelerinde faaliyete geri döndü (X)

Yıl boyunca Husiler tarafından yerleştirilen mayınlar, birçok ilde düzinelerce Yemenli sivilin hayatına mal oldu.

Büyük bir kısmı halen Husilerin kontrolünde olan Hudeyde, mayın kurbanları açısından ilk sırada yer aldı.

Suudi Arabistan’ın Yemen’de başlattığı Mayın Temizleme Projesi (MASAM) Müdürü Usame el-Kusaybi, saha ekiplerinin projenin başlamasından bu ayın 22’sine kadar 426 bin 90 adet mayın, patlamamış mühimmat ve patlayıcı maddeyi imha ettiğini bildirdi.

El Kaide’nin dönüşü

Yılın ilk yarısında, El Kaide’nin ülkenin güneyinde güvenlik ve askeri güçlere yönelik saldırılarında artış yaşandı.

Güney 24 Araştırma Merkezi’nin raporuna göre, Husiler yaklaşık 53 asker ve subayın ölümüne, 114 kişinin de yaralanmasına yol açan 51 saldırı düzenledi.

Bu saldırıların en belirgin kurbanı ise konvoyunu hedef alan saldırı sonucu hayatını kaybeden Abyan Emniyet Kuvvetleri Komutanı Abdullatif Es Seyyid oldu.

FOTO: Suudi Arabistan Savunma Bakanı Halid bin Selman Riyad’da Husi heyetini kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Halid bin Selman Riyad’da Husi heyetini kabul etti (SPA)

Bu yıl benzeri görülmemiş diplomatik hareketlere sahne oldu.

Bunların en dikkat çekici olanı, Suudi Arabistan’dan bir ekibin Sana’ya yaptığı ziyaret ve ardından Husi liderlerinden oluşan bir heyetin Riyad’a yaptığı ziyaret oldu.

Suudi Arabistan-Umman arabuluculuğuyla yoğun toplantılar yapıldı. Bunlar, Grundberg’in bu yılın sonundan önce barış günlerine yönelik yol haritasını duyurmasıyla sonuçlandı.

Grundberg’in açıkladığı yol haritası, yeni yılın ilk haftalarında uygulama mekanizmasıyla birlikte imzalanacağı beklentisiyle, Yemenlilerin barış çabalarının başarıya ulaşması ve dokuz yıldır yaşanan acılara son verilmesi yönündeki umutlarını yeniden canlandırdı.

Öte yandan, Uluslararası Göç Örgütü (IOM), 2023 yılı boyunca Yemen’e gelen yasadışı göçmen sayısının 92 bini aştığını ve bunun son dört yıl içindeki en yüksek oran olduğunu bildirdi.

Bu sayı, yalnızca 49 bin 815 göçmenin giriş yaptığı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 85’lik bir artışı temsil ediyor.



İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki “uzun vadeli” yapılanması

İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki “uzun vadeli” yapılanması

İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)

Salim er-Reyyis

Gazze Şeridi'nin kuzeyinden önce orta kesimlerine ardından batıda kıyı bölgelerine göç eden 60 yaşındaki Abdulazim Ferec, çadırının kapısında oturmuş güneş enerjisiyle çalışan bir radyodan haberleri dinliyordu. Son günlerde siyasi haber bültenlerinin İsrail Başbakanı Binamin Netanyahu'nun açıklamalarına ve İsrail ordusunun Gazze’deki savaşla ilgili kararlarına daha fazla yer ayırdığını belirten Ferec, ayrıca ABD, Mısır ve Katar ile elinde İsrailli rehinelerin olduğu Hamas ve binlerce mahkumu hapishanelerinde tutan İsrail arasında bir esir takası anlaşması için görüşmelere devam edildiğinin aktarıldığını söyledi.

Ferec, haberleri, 7 Ekim 2023 tarihinde savaşın başlamasından bu yana İsrail ordusu tarafından yerinden edilen kendi ailesi de dahil binlerce Gazzeli ailenin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine ve yerleşim bölgelerine dönmelerine izin verilmesine ilişkin herhangi bir bilgi ya da karar duymak için takip ettiğini belirterek “Yaz kış sokaklarda çadırlarda yaşamaktan, böceklerden ve mahremiyetin olmayışından bıktık. Evlerimize geri dönmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile güneyi arasındaki yolu keserek Gazze şehrinin güney bölgesinde Gazze Şeridi'nin en doğusundan en batısına ‘Netzarim’ adında 4 kilometrelik bir koridor açmıştı. Savaşın başlamasından bu yana 11 aydır Katar ve Mısır’da devam eden müzakerelerde Gazzelilerin evlerine geri dönüşü ve İsrail askerlerinin Netzarim Koridoru’ndan geri çekilmesi konuları görüşüldüyse de şimdiye kadar herhangi bir sonuca varılamadı.

Al-Majalla'ya konuşan Ferec, şunları söyledi:

“Tüm dünya rahat bir şekilde yaşarken biz dağılmış durumdayız, hayatımız boyunca zorla yerinden edilmeye maruz kalıyoruz. Müzakereler ve müzakereciler bile sanki dehşet içinde, hasta, hayal kırıklığına uğramış, öldürülmüş, ölmüş ve yerlerinden edilmiş insanlar varmış gibi değil de boş zamanlarında bir araya geliyorlarmış gibi davranıyorlar. Netanyahu da savaşı sürdürüyor. Şimdiyse Gazze Şeridi'nin 1967 savaşında olduğu gibi yeniden işgal edilmesinden korkuyorum.”

İsrail'in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşın başlanmasından bu yana 330 günden fazla zaman geçti. İsrail Başbakanı Netanyahu yaptığı açıklamalarda, savaşın ve devam etmesindeki ana hedefin Hamas Hareketi’nin askeri kanadı Kassam Tugayları üyelerinin doğu sınırına saldırarak İsrail’in Gazze Şeridi'ne komşu yerleşim birimlerine ulaştığı, onlarca yerleşimciyi ve askeri esir alarak Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine götürdüğü 7 Ekim olayının tekrarlanmasının önlenmesi gerekçesiyle Hamas’ı ve onun askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırmak ve Hamas’ın Gazze'de yeniden iktidara gelmesini engellemek olduğunun altını çizerken Gazze Şeridi'ni yeniden işgal etme niyetinde olmadıklarını ısrarla vurguladı.

İsrail ordusunun aldığı son kararlar, Netanyahu’nun açıklamaları ve İsrail ordusunun 19 yıl önce çekildikten sonra geçtiğimiz mayıs ayında kontrolünü yeniden ele geçirdiği Gazze Şeridi’nin Mısır'la olan güney sınırındaki Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’ndan çekilme niyetinin olmaması, İsrail’in daha uzun yıllar boyunca buranın kontrolünü elinde tutmaya ve burada kalmaya devam edeceğine işaret ediyor. İsrail, 15 Ağustos 2005 tarihinde dönemin eski Başbakan Ariel Şaron liderliğindeki Tel Aviv hükümetinin tek taraflı olarak aldığı Gazze Şeridi'nden çekilme kararıyla Gazze’deki 21 yerleşim biriminin yanı sıra Batı Şeria'daki 4 yerleşim birimini boşaltmış, İsrailli yerleşimcileri başka yerlere taşımış ve askeri üsleri lağvetmişti. Ancak İsrail, Gazze Şeridi'ne asker konuşlandırmadan kara, deniz ve hava kontrolünü sürdürdü.

Eylül ayı başlarında düzenlediği bir basın toplantısında Philadelphia Koridoru’ndan çekilmek gibi bir niyetinin olmadığını vurgulayan ve 2005 yılındaki çekilmeyi stratejik bir hata olarak nitelendiren Netanyahu, “Biz ayrıldığımızda, İran'ın himayesi altında silah, silah üretiminde kullanılan malzeme ve tünel kazma ekipmanlarının akışının önünde hiçbir engel kalmamıştı. Hiçbir engel olmadığı için Gazze, İsrail için büyük bir tehdit haline geldi” dedi.

Basın toplantısında İsrail'in Philadelphia Koridoru’nu kontrol etmesinin Hamas'ın askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırmak ve İsrailli rehineleri kurtarmak gibi savaş hedeflerine ulaşması için gerektiğini belirten Netanyahu, Hamas'ın silah ve militan kaçakçılığını engellemek için Philadelphia Koridoru’nun kontrolünü ele geçirdiklerini söyledi. Gazze Şeridi'nin yönetimini devralmak istemedikleri açıklamasını yineleyen İsrail Başbakanı, “Hamas'ın askeri kabiliyetlerini yok etmeye çok yakınız. Tünellerini yok ediyoruz. Gazze Şeridi'ni yönetmek istemiyorum, ama Hamas'ın yeniden Gazze Şeridi'nde iktidara gelmesini engellemeye çalışıyorum” şeklinde konuştu.

Al Majalla’ya konuşan Filistinli İsrail işleri uzmanı İsmet Mansur, İsrail’in savaşla ilgili açıkladığı hedeflerin ve Gazze'de yürüttüğü savaşın bahanesi olarak kullanıldığı Hamas yönetiminin zayıflatılması ve tehdit edilmesinin ötesinde İsrail'in hem siyasi hem de askeri hamlelerinin ve attığı son adımların çok daha geniş kapsamlı hedefleri olduğunu söyledi.

İsrail, Gazze Şeridi'nden öylece çekilip güvenlik meselesini Filistinli ya da uluslararası herhangi bir tarafın inisiyatifine bırakmaz.

Netzarim Koridoru’nun oluşturulmasının ve periyodik ve sürekli olarak genişletilip geliştirilmeye çalışılmasının sadece geçici bir ayrım koridoru olmadığını, aksine uzun vadeli bir kolonyal yapı olduğuna işaret ettiğini vurgulayan Mansur, “Gazze Şeridi'nin doğu ve kuzey sınırları boyunca uzanan tampon bölgenin ve İsrail'in iddia ettiği üzere kaçakçılığı önlemek ve Hamas’ı zayıflatmak için uygulanan güvenlik planının önemli bir parçası olan Philadelphia Koridoru’nda kalmaktaki ısrarı, Gazze’de yıllarca kalmak istediğini ve varlığının geçici olmadığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

vdfbgnr
İsrail’in Gazze şehrinin merkezindeki Rimal Mahallesi’nde yerinden edilen Filistinlilerin kaldığı bir okula düzenlediği saldırının ardından binayı inceleyen Filistinli kadınlar, 20 Ağustos (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi üzerinde işgalci kontrolünü dayatacağını düşünen Mansur, “En azından İsrail ordusu, Gazze Şeridi üzerinde uzun bir süre güvenlik kontrolüne sahip olacak” dedi. İsrail'in, güvenlik dosyasını ister Filistinli isterse uluslararası olsun hiçbir tarafın inisiyatifine bırakmayacağı için Gazze Şeridi'nden çekilmeyeceğini vurgulayan Mansur, “Bence İsrail, Filistin meselesini yeniden tasarladı. Gazze'ye yönelik ana proje bu” diye konuştu.

“İnsani yardım çalışmaları koorinatörü”

Netanyahu'nun Philadelphia Koridoru’ndan çekilme niyetinde olmadığına dair son açıklamalarından önce İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth geçtiğimiz ağustos ayı sonlarında yayınladığı bir haberde İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki ‘insani yardım çalışmaları koordinatörü’ olarak adlandırılan ve görevi Gazze Şeridi'ndeki insani çalışmaları yönetmek ve sivil meseleleri koordine etmek olan yeni bir pozisyon oluşturma kararını aktarmıştı. Siyaset uzmanları, bu pozisyonun oluşturulmasını, Gazze Şeridi'ndeki işgali uzun süre istikrara kavuşturmayı amaçlayabilecek bir hamle olarak değerlendirdi.

Bu yeni pozisyona Tuğgeneral Elad Goren'in getirileceğini aktaran gazetenin haberine göre insani yardım çalışmaları koordinatörü görevi, Filistinlileri yönetmek ve Filistin Yönetimi’ne bağlı bazı kurumlarla koordinasyon sağlamaktan sorumlu olan Batı Şeria'daki İsrail Sivil İdaresi başkanıyla aynı düzeyde. Gazete, Tuğgeneral Goren'in, yerlerinden edilen bir milyon Filistinlinin Gazze Şeridi'nin kuzeyine geri dönmeleri olasılığının takibinden, yeniden inşa projelerinden, insani yardım kuruluşlarıyla koordinasyondan ve yardımların halka ve yerlerinden edilenlere aktarılmasından sorumlu olacağını bildirdi.

Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin işlerini yürütmesi için bir Filistin yönetimi oluşturulabilir, ama İsrail'in güvenlik kontrolü olmadan tek taraflı olarak bir güvenlik kontrolüne sahip olmayacak.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne bir insani yardım koordinatörü ataması kararını, askeri operasyonun artık sadece askeri bir operasyon olmadığı, insani yönleri ve Gazze'deki halk ve toplumla ilişkisi olan uluslararası ve yerel kurumlarla ilişkilerin yönetilmesiyle ilgili yönleri de olduğu değerlendirmesinde bulunan Mansur, “Bu, askeri operasyonun daha fazla boyut kazandığının kanıtı. Bu hamlede hedefin Batı Şeria'da yıllardır olduğu gibi, yaşamın tüm yönleri üzerinde doğrudan kontrol uygulamak olacağına inanıyorum” dedi.

Mansur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Belki Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin işlerini yürütmesi için bir Filistin yönetimi oluşturulabilir, ama İsrail'in güvenlik kontrolü olmadan tek taraflı olarak bir güvenlik kontrolüne sahip olmayacak.”

Mansur, bu durumun ABD'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki projelerini, Gazze Şeridi’ne yayılmasını ve kontrolünü ne derece benimseyeceğine bağlı olduğunu ve bunun yakın gelecekte netleşeceğini sözlerine ekledi.

Uluslararası insani yardım kuruluşlarının sahadaki çalışmaları ile İsrail ordusunun çalışmalarını arasında koordinasyonu sağlamak üzere insani yardım koordinatörü olarak atanan Tuğgeneral Goren, örneğin Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde bulunan Deyr el-Belah'ta ilk çocuk felci vakasının görülmesinin ardından eylül ayı başlarından bu yana WHO ve UNICEF ekiplerinin Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde on yaşın altındaki çocukları çocuk felcine karşı aşılama çalışmalarının denetlenmesi ve koordine edilmesi gibi süreçleri yönetecek.

Yediot Aharonot gazetesi, Tuğgeneral Goren'i bu göreve, İsrail hükümetinin halen Gazze’deki savaşın ertesi günü için net bir stratejik vizyon geliştiremediği, ordunun ise İsrail'in Gazze'deki günlük yaşama dair sorumluluğunun önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini ve hatta artacağını, bunun da İsrail’in Gazze’yi yeniden işgal etmesini gerektireceğini anladığı bir dönemde atadığına dikkati çekti. Gazetenin aktardığına göre İsrailli bir güvenlik yetkilisi, insani yardım koordinatörlüğü pozisyonunun sınırlı bir projeyi yönetmek için değil, uzun bir süre için tasarlandığını söyledi. Yetkili, Goren için ‘Gazze’nin baş sorumlusu’ tanımını kullandı. Gazete, Goren’in iki milyon Filistinlinin işlerini yöneteceğini, bunun da İsrail'in planına göre Gazze'nin birkaç yıl boyunca işgal altında tutulmasını simgelediğini ve orduya kıtlık ya da insani kriz gibi insani boyutlardan etkilemeden Gazze'deki savaşı sürdürmesi için uluslararası meşruiyet kazandırmayı amaçladığını vurguladı.

Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.