Hamas yetkilisi Hamdan: Gazze'ye yabancı güçlerin konuşlanmasını kabul etmiyoruz

Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Usame el-Hamdan, Filistinlilerin kimsenin vesayetine ihtiyacı olmadığını, Gazze Şeridi'ne yabancı güçlerin yerleştirilmesini kabul etmediklerini söyledi

Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Usame el-Hamdan (AA)
Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Usame el-Hamdan (AA)
TT

Hamas yetkilisi Hamdan: Gazze'ye yabancı güçlerin konuşlanmasını kabul etmiyoruz

Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Usame el-Hamdan (AA)
Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Usame el-Hamdan (AA)

Hamas'ın Beyrut ofisinde AA muhabirine konuşan Hamdan, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları ve son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İsrail ile Hamas arasındaki en önemli gündemin yeni bir esir takası ve ateşkes olduğunu belirten Hamdan şöyle konuştu:

Arabulucu olan Katar ve Mısır gibi kardeşlerimizden (esir takası konusunda) bazı girişimler aldık, ancak bizim tutumumuz net ve açık o da saldırıların tamamen durmasıdır. Sorunun kökü İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarıdır. Esir takası bu sorunun bir sonucudur. Meselenin köküne inmeden diğer detaylara girmek doğru değil ve halkımıza saldırıların durdurulması gerekiyor. Esir takasını istediğimizi herkes biliyor, bu bir sır değil. Ancak bu süreç müzakere ve anlaşma ile olur. Düşmanın saldırıları hala devam ederken bunun gerçekleşmesi mümkün değil.

"Hamas'ın ve Filistinlilerin kimsenin vesayetine ihtiyacı yok, bunu da kabul etmiyor"

Gazze Şeridi'nde bazı ülkelerin arabulucuğunda yeni bir idarenin oluşturulması iddiaları ve tartışmaları hakkında Hamdan, "Hamas'ın ve Filistinlilerin kimsenin vesayetine ihtiyacı yok, bunu da kabul etmiyor. Filistin idaresinin tabiatının nasıl olması gerektiği ve iç işlerinin kararını veren Filistin halkıdır." ifadelerini kullandı.

Hamdan, şöyle devam etti:

Filistin halkı, ABD'nin himayesi altında İsrail tankına binip kendisini meşru gösteren birilerini de kabul etmiyor. Meşruiyeti yaratan Filistin halkıdır ve bugün güvenmesi gereken meşruiyetin ne olduğunu da biliyor.

"Uluslararası güçler, Filistin'i özgürleştirmek ve işgale son vermek istiyorlarsa buyursunlar"

Arap devletlerinin de yer aldığı uluslararası bir askeri gücün Gazze Şeridi'ne girmesi iddialarına ilişkin ise Hamdan, şunları söyledi:

Uluslararası güçler, Filistin'i özgürleştirmek ve işgale son vermek istiyorlarsa buyursunlar. Ancak işgalin (İsrail'in) yerine başka güçler geliyorsa, Filistinlilerin Siyonist işgali başka bir işgalle değiştirmek istediğini kim söyledi? Hamas'sız Gazze hakkında konuşanlar, İsrail'in askeri macerasında başarılı olacağı sonucuna varanlardır. Biz ise başaramayacağını, onun bu maceradaki başarısızlığının tezahürlerinin açık olduğunu belirtiyoruz. İsraillilerin başarıya ulaştığı tek nokta çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 20 binden fazla insanı öldürmek, altyapı ve kanalizasyon sistemlerini yok etmek.



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.