Uluslararası arenadan Yemen'e ilişkin uyarı

Ülkede sosyal ve ekonomik kurumların çöküşüne ilişkin uyarıda bulundu.

Yemen’de 15,3 milyon kişi temiz su ve sağlıklı çevre hizmetlerinden yoksun. (Hükümet kaynakları)
Yemen’de 15,3 milyon kişi temiz su ve sağlıklı çevre hizmetlerinden yoksun. (Hükümet kaynakları)
TT

Uluslararası arenadan Yemen'e ilişkin uyarı

Yemen’de 15,3 milyon kişi temiz su ve sağlıklı çevre hizmetlerinden yoksun. (Hükümet kaynakları)
Yemen’de 15,3 milyon kişi temiz su ve sağlıklı çevre hizmetlerinden yoksun. (Hükümet kaynakları)

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Yemen'in sosyal ve ekonomik kurumlarının çöküşün eşiğinde olduğu konusunda uyarıda bulundu. Uyarı, askeri çatışmanın nispeten azalan sivil kayıplara yol açtığı, Yemenlilerin Birleşmiş Milletler'in barış için belirlediği yol haritasını takip ederek çatışmayı sona erdirmeyi umduğu bir dönemde geldi.

Ülke içi çatışmalarda dokuzuncu yılına giren Yemen'de UNICEF'in son raporuna göre 11,1 milyonu çocuk olmak üzere 21,6 milyon kişi yardıma ve korumaya muhtaç. Ayrıca yerinden edilmiş 4,5 milyon kişi olduğu ve yüksek miktarda yapılan insanî yardımların şimdiye kadar Yemen'deki milyonlarca çocuğu etkili bir şekilde koruduğu vurgulandı.

Uluslararası kuruluş, ülkedeki çatışmanın kapsamlı bir siyasi çözüme ulaştırılmaması durumunda çocukların ve ailelerinin artan ihtiyaçlarından endişeli olduğunu ifade ediyor. UNICEF'in insani stratejisi, hayat kurtaran doğrudan yardım sunmak ve aynı zamanda insani çalışma ile kalkınma arasındaki ilişkiyi düzenleyerek acil ihtiyaçları karşılamak için bütünsel bir yaklaşım oluşturmayı içeriyor.

Fotoğraf Altı: Yemen, kolera ve akut ishal salgınlarına karşı oldukça savunmasız. (Birleşmiş Milletler)
Yemen, kolera ve akut ishal salgınlarına karşı oldukça savunmasız. (Birleşmiş Milletler)

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), 2024 yılında Yemen'deki insani krize cevap vermek ve çocuklar ile ailelerin ihtiyaçlarını karşılamak için 142 milyon dolarlık finansmana ihtiyaç olduğunu duyurdu. Ancak UNICEF, acil müdahaleleri için gerekli olan finansman eksikliği durumunda temel hizmetlerin sürekliliğini tehlikeye atabileceğine dikkat çekti, bu da Yemen'deki çocukların ve ailelerin hayatlarını riske atabilir.

Kolera ve kızamık geri dönüyor

UNICEF, sivil kayıpları önemli ölçüde azaltan ateşkese rağmen birçok bölgede çatışmaların devam ettiğini belirtiyor.

Yemen’de ekonomide yaşanan zayıflık 2023 yılı boyunca da devam etti. Yemen ekonomisinin zayıflığı, para biriminin değer kaybı, genel ekonominin istikrarsızlığı, satın alma gücünün düşmesi ve ekonomik kuruluşların gruplar arasında bölünmesi gibi faktörler, ailelerin ve yoksul kesimin yaşadığı zorlukları ikiye katladı.

Fotoğraf Altı: Yetersiz beslenme nedeniyle tedavi merkezlerine 227 bin çocuk başvurdu. (Birleşmiş Milletler)
Yetersiz beslenme nedeniyle tedavi merkezlerine 227 bin çocuk başvurdu. (Birleşmiş Milletler)

Ayrıca, iklim değişikliğinin etkilerinin Yemen halkı için yabancı olmadığını vurgulayan UNICEF, sel ve kuraklığın nüfusun kötü beslenme durumunu daha da kötüleştirebilecek ek tehditler oluşturduğunun altını çizdi.

UNICEF, yaklaşık 17.3 milyon kişinin ciddi düzeyde gıda sıkıntısı yaşadığını belirtti ve temmuz ayına kadar 227 bin 228 çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle tedavi merkezlerine alındığını, söz konusu merkezlerin sadece yüzde 50'sinin işlevsel olduğunu açıkladı. Kurumun bildirdiğine göre 20,3 milyon kişi yeterli sağlık hizmeti alamıyor.

Yemen'in hastalıkların yayılmasına açık olduğuna dikkat çeken UNICEF, bu yıl eylül ayına kadar kızamık ve kızamıkçık şüphesiyle bildirilen 424.52 vaka ve bunlarla ilişkilendirilen 514 ölüm meydana geldiğini kaydetti. Ayrıca bin 772 kişinin de hastalandığı bildirildi.  

UNICEF, Husi kontrolündeki vilayetlerde aşı yasağının halen yürürlükte olduğu ve aşı karşıtı mesajlar da dahil olmak üzere yanlış bilgilerin halk arasında yayılarak aşı endişenin artmasına yol açtığını vurguladı.

Eğitimin çöküşü

Şarku’l Avsat’ın BM’den edindiği bilgilere göre 7,8 milyonu çocuk olmak üzere 15,3 milyon kişi, suya ve sanitasyon hizmetlerine erişim imkanından yoksun. Bu, ülkenin kolera ve akut ishalin yayılmasına neden olacak büyük bir risk altında olduğu anlamına geliyor. Bu yılın ilk dokuz ayı boyunca, 5 bin 674 şüpheli kolera vakası bildirildi. Bunlarla ilişkilendirilen yedi ölüm vakası meydana geldi.

Fotoğraf Altı: Başkent Sana'daki hastanede beslenme sorunuyla başvuranların sayısı artıyor. (Reuters)
Başkent Sana'daki hastanede beslenme sorunuyla başvuranların sayısı artıyor. (Reuters)

Yemen'deki geniş çaplı insanî kriz, çocukların ve kadınların sömürüye, şiddete ve kötü muameleye daha fazla maruz kalmasına neden oldu, olumsuz uyum mekanizmaları arttı. Bu mekanizmalar arasında cinsiyete dayalı şiddet, cinsel istismar, çocuk evlilikleri, çocuk işçiliği, çocukların savaşa katılımı ve eğitim kesintileri gibi sorunlar mevcut.

Ülkede dokuz milyon çocuk, koruma hizmetlerine ihtiyaç duyarken, 8,6 milyon çocuk (2,7 milyon okula gitmeyen çocuk dahil) eğitim yardımına ve eğitime yeniden entegrasyona ihtiyaç duyuyor. Söz konusu ihtiyaçlar, süregelen çatışmalarda eğitim tesislerinin zarar görmesi nedeniyle ortaya çıktı.



İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
TT

İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)

İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.

Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.

Abbas'ın seyahatinin engellenmesi

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.

y6jukı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.

İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.

Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.

Sessiz kalmak

Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.

dfrgthy
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)

İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.

Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.

Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi

İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.

Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.

DFRGTYH
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)

İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.

Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.