Misrata'da UBH’ye bağlı unsurların ihlalleri öfkeye neden oluyor

Menfi, Surman belediyesinin ileri gelenleriyle geçiş aşamasını sonlandırma çabalarını görüştü.

Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi, Surman'ın İleri Gelenleri ve Büyükleri Konseyi'nden bir heyet ile bir araya geldi. (Başkanlık Konseyi)
Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi, Surman'ın İleri Gelenleri ve Büyükleri Konseyi'nden bir heyet ile bir araya geldi. (Başkanlık Konseyi)
TT

Misrata'da UBH’ye bağlı unsurların ihlalleri öfkeye neden oluyor

Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi, Surman'ın İleri Gelenleri ve Büyükleri Konseyi'nden bir heyet ile bir araya geldi. (Başkanlık Konseyi)
Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi, Surman'ın İleri Gelenleri ve Büyükleri Konseyi'nden bir heyet ile bir araya geldi. (Başkanlık Konseyi)

Libya'nın batısında yer alan Misrata kentinde öfke arttı. Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başkanı Abdulhamid ed-Dibeybe’ye bağlı askeri ‘Ortak Kuvvetlerin’ kentte yaptığı ‘ihlaller’ tepkiye neden oldu. Diğer yandan, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi, Surman’dan bir heyetle geçiş sürecini sona erdirmeye yönelik ortak çalışmaları ele aldı.

Misrata’nın ileri gelenleri ve şeyhler, UBH’ye bağlı ordu komutanı Tümgeneral Muhammed el-Haddad ile bir araya geldi ve Ortak Kuvvetler’in, ‘vatandaşlara karşı ihlaller’ yaptığını vurgulayarak kendisinden Ortak Kuvvetleri çözmesini ve sınır dışı etmesini istediler. Yerel medya, ‘24. Piyade Taburu’nun Misrata Havaalanı çevresinde araçlarını konuşlandırdığını ve diğer birliklerin de el-Giryan bölgesinden havaalanına doğru hareket ettiğini bildirdi.

Fotoğraf Altı: El-Haddad bir süre önce Trablus'taki 24. Piyade Taburu’na ziyaret etti. (Başkentteki Genelkurmay Başkanlığı)
 El-Haddad bir süre önce Trablus'taki 24. Piyade Taburu’na ziyaret etti. (Başkentteki Genelkurmay Başkanlığı)

Libya'nın batısındaki güvenlik güçlerinden ise söz konusu iddialara ilişkin herhangi bir açıklama gelmedi. Ancak, sosyal medyada yaygın olarak paylaşılan bir videoda, örtülü bir Libyalı kadın, toplantıda hazır bulunan Haddad'a, "Güvenlik güçlerinden bir subay, beni evimi terk etmeye zorluyor" diye şikayet etti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Dibeybe’nin Savunma Bakanı sıfatıyla oluşturulmasını emrettiği Kuvvet, 444. ve 52. Tugaylar, 166. Tabur, Caydırıcılık Hizmetleri, İstikrar Destek ve Kamu Güvenliği ile Terörle Mücadele’den oluşuyor. Kuvvet, Müşterek Harekat Gücü ve Elektronik Havacılık Cihazı donanımına sahip olup, 450 araçlık güce sahip.

Diğer yandan Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi'nin, Surman Belediyesi'nin ileri gelenleri ve bilgelerinden oluşan bir heyetle son siyasi gelişmeleri ele aldığı bildirildi. Toplantıda, geçiş sürecini sona erdirme çabalarını, ‘ulusal uzlaşma projesinin gelişmelerini ve belediyedeki bazı güvenlik, insani ve hizmet sorunlarının’ ele alındığını belirtildi.

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu'nun desteğiyle Diyalog ve Tartışma Vakfı tarafından düzenlenen Birleşmiş Milletler simülasyonuna ülkenin dört bir yanından 50 Libyalı katıldı. Misyon tarafından yapılan açıklamada, katılımcıların ‘simülasyonda tartışma ve liderlik becerilerini test edebildiklerini ve Birleşmiş Milletler'in nasıl çalıştığını ve çeşitli mekanizmalarını öğrendikleri’ ifade edildi. Açıklamada ayrıca, BMSM çalışanları, Hollanda Büyükelçisi ve Birleşmiş Milletler Yüksek İnsan Hakları Komiseri Yardımcısı Nida Nasıf'ın, dört gün süren etkinlikte, video konferans aracılığıyla 25 gence katıldığını ve dış politika ve insan hakları alanındaki güncel zorlukları tartıştıkları kaydedildi.

İnsan Hakları Yüksek Komiseri Yardımcısı Nida Nasıf, video konferans yoluyla yaptığı konuşmada, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde öngörülen insan haklarını korumada gençlerin oynadığı kritik role dikkat çekti. Ayrıca çok kültürlülük, uluslararası normlar ve evrensel insan hakları değerlerinin ‘bugün her zamankinden daha fazla gerekli olduğunu’ vurguladı.

Ancak, birçok katılımcı, Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 27’nci maddesi uyarınca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesine verilen veto hakkına duydukları hayal kırıklığını dile getirdi. Farklı ülkeler arasında fikir birliğine varmanın ne kadar zor olduğu ifade edildi.

Fotoğraf Altı: Birleşmiş Milletler simülasyonuna katılan Libyalı gençler. (BM misyonu)
Birleşmiş Milletler simülasyonuna katılan Libyalı gençler. (BM misyonu)

Birleşmiş Milletler Destek Misyonu Libya'nın İnsan Hakları Bölümü'nde görevli bir yetkili olan Pema Doornenbal şu açıklamada bulundu:

"Birbirimizle nasıl tartıştığımız ve diyalog kurduğumuz, Birleşmiş Milletler ile nasıl etkileşim kurduğumuzu ve gelecekte birlikte nasıl yenilikler yaptığımızı iyileştirmek için çok önemlidir."

Diğer yandan Diyalog ve Münazara Vakfı'nın CEO'su Muhammed Ebu Sinine, model Birleşmiş Milletler konferanslarının paha biçilmez bir eğitim aracı olarak önemini vurguladı.



Meşruiyet kazanma ile iç ve dış zorluklar arasında yeni Suriye yönetimi

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
TT

Meşruiyet kazanma ile iç ve dış zorluklar arasında yeni Suriye yönetimi

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra Suriye'deki diplomatik hareketlilik her geçen gün artıyor; Arap ve yabancı heyetler yeni yönetimin yetkilileriyle görüşmek üzere Şam'a akın ediyor ve bu da yönetime bir tür meşruiyet kazandırıyor.

Dışişleri bakanları, diplomatlar ve üst düzey yetkililer Esed sonrası Suriye'ye farklı nedenler ve yönelimlerle gitmiş olsalar da bu ziyaretler mevcut yönetimin zımnen tanınması anlamına geliyor. Kuşkusuz bu yeni yönetime güç veriyor.

Gözlemciler, yeni yönetime meşruiyet kazandırmanın temellerini sağlamlaştırması için iyi bir fırsat olduğuna inanıyor. Bu fırsat, iktidarların devrildiği ve yeni yöneticileri tanımak yerine uluslararası örgütlere üyeliklerinin askıya alınması gibi cezalandırıcı tedbirlerin uygulandığı önceki birçok örnekte mevcut olmayabilir.

Ancak bazıları, Esed rejiminin uluslararası arenadaki etkili aktörlerin çoğu tarafından kabul görmemesini, benzer vakaların ele alınışındaki çifte standartla açıklayabilir. Diğer bir grup ise rejim değişikliğinin genellikle askeri hareketler tarafından gerçekleştirildiğini savunuyor. Suriye örneğindeki paradoks, Esed rejiminin başta Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) olmak üzere saflarında yabancıların da bulunduğu silahlı gruplar tarafından devrilmiş olmasıdır.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Sednaya Cezaevi’nden serbest bırakılan mahkumlar için düzenlenen kutlamaya katılan bir Suriyeli (Reuters)Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Sednaya Cezaevi’nden serbest bırakılan mahkumlar için düzenlenen kutlamaya katılan bir Suriyeli (Reuters)

Geçiş yönetiminin zorlukları

Esed rejiminin HTŞ tarafından ani bir şekilde devrilmesi, 13 yıllık iç savaşa ve onlarca yıllık baskıcı yönetime katlanan Suriyelileri sevince boğdu. Foreign Affairs dergisinde yayınlanan bir yazıda, geçiş yönetiminin karşılaşabileceği zorlukların altı çizildi.

Söz konusu yazıda şu ifadelere yer verildi: “Şam'da yeni bir hükümet şekillenirken hem Suriyeliler hem de yabancı gözlemciler bu hükümetin kapsayıcılığı ve temsili konusunda endişe duyuyor. Suriye'deki etnik ve dini gruplar arasındaki çözülmemiş gerginliklerin yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera'nın ülkeyi birleştirme ve iktidarını sağlamlaştırma çabalarını engelleyebileceğine dair endişeler var.”

Foreign Affairs, ABD'nin yakın vadede yapacağı tercihlerin ‘yeni yönetimin otoritesini Suriye geneline yayma ve yeniden inşa etme kabiliyetini etkileyeceği’ değerlendirmesinde bulundu.

Yazının devamında, “Suriye'nin yeni liderlerine şüpheyle yaklaşmak için nedenler var. Bunlardan biri savaşın yıkıma uğrattığı ülkenin vahim durumu. Zira Suriyelilerin yüzde 70'inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Suriye'nin gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH) 2011'den bu yana 60 milyar dolardan 10 milyar dolara düştü. Yeniden yapılanmanın 400 milyar dolara mal olması bekleniyor” ifadeleri yer aldı.

Dergi, yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera'nın ‘yeni koşullara uyum sağlama becerisini de kanıtladığını’ belirtti. Yazıda, “2017'de Suriye'nin İdlib vilayetini ele geçirdikten sonra sıfırdan bir proto-devlet inşa etmeye başladı ve Suriye ulusal gündemini benimsemek için HTŞ’den çok sayıda yabancı savaşçıyı ülkelerine gönderdi. Önceki amaçlarını reddetti. Bu da HTŞ'nin sonunda Şam'a yürümesini sağladı. Eş-Şera ayrıca küçük Hıristiyan ve Dürzi topluluklarına da ulaştı... Kadınların eğitiminin önemi üzerine konuştu ve Batılı ülkelerle sivil toplum kuruluşlarından gelen insani yardımlara kapı açtı” denildi.

ABD’nin tutumu ve ‘birleşik bir devlet’

Washington yönetimi için belki de en önemli şey, ABD'nin Suriye'deki hedeflerine büyük ölçüde ulaşmış olmasıdır. Esed rejimi sona erdi, İran ve Rus güçleri Suriye'den çekildi. Suriye'deki değişimi özellikle İran için büyük bir kayıp olarak gören dergiye göre, “Suriye'de dost bir hükümetin kaybedilmesi büyük bir darbedir. Tahran, Lübnan'daki Hizbullah'a silah aktarmak için kullandığı ana güzergâhını kaybetti. Böylece Tahran yönetimi, ciddi şekilde zayıflattığı direniş eksenini yeniden inşa etme yolunu kaybetmiş oldu.”

Foreign Affairs, Washington'un tutumunu ve askeri varlığını sürdürme ihtiyacı duymamasını ya da başlangıçta Esed rejimini zayıflatmayı amaçlayan ezici yaptırımları açıklayabilecek nedenleri sıraladı. Dergi, Amerikan güçleri ve ABD tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Suriye'nin kuzeyinde DEAŞ'a ciddi zarar verdiğinden bahsetti.

Yeni güvenlik güçlerinin bir üyesi, Humus'ta devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed yanlılarını gözaltına almak için düzenlenen operasyon sırasında tankların önünde yürüyor. (AP)Yeni güvenlik güçlerinin bir üyesi, Humus'ta devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed yanlılarını gözaltına almak için düzenlenen operasyon sırasında tankların önünde yürüyor. (AP)

Suriye'deki yeni yönetim yetkililerinin göreve gelmelerinin üzerinden birkaç hafta geçmeden aldıkları kararlar ve yaptıkları açıklamaların yarattığı endişe ve tartışmaların ortasında Amerikan dergisi, yeni Suriye ve komşuları için en iyi senaryonun, uzun vadede bölgesel istikrarı artıracak diplomatik anlaşmaları müzakere edebilecek birleşik ve uyumlu bir devletin kurulması olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Dergi, bunun alternatifinin ise zayıf, bölünmüş ve çatışmaya eğilimli bir Suriye olduğu uyarısında bulundu. Böyle bir sonuç bölgede uzun vadeli ve giderek daha maliyetli bir Amerikan askeri varlığını gerektirebilir. Şarku’l Avsat’ın Foreign Affairs’ten aktardığına göre bu durum Türkiye için de sorun yaratır. Irak'taki hassas inşa sürecini tehlikeye atar ve yeni bir Suriyeli göç dalgasına neden olur.

ABD, bu senaryodan kaçınmak için yeni Suriye hükümetine bir şans vermeli ve Şam'ın Suriye'nin kuzeydoğusundaki tarım ve petrol zengini vilayetlerin kontrolünü yeniden ele geçirmesine müsaade ederek güçlerini ülkeden çekmelidir. Ancak Washington'un öncelikle eş-Şera’nın DEAŞ'ı kontrol altında tutma kabiliyetine ve iradesine sahip olduğuna ve yeni hükümetin Suriye'deki Kürtlerin güvenliğini ve entegrasyonunu sağlayacağına, gerekirse bunu yapmak için Ankara'yla arasına mesafe koyacağına dair güvence vermesi gerekiyor.

Suriye Demokratik Güçleri (Reuters)Suriye Demokratik Güçleri (SDG) (Reuters)

Dergi, ABD'nin yaptırımları kaldırmasının ‘Suriye'ye yabancı yatırım yapılmasına ve hükümetin uluslararası bankacılık sistemine erişimine olanak sağlayacağını’ belirtti.

Analistlere göre eş-Şera ve yakınındaki isimler şimdi bu fırsatı değerlendirmeli ve tüm bileşenleri içinde barındıran yeni bir devlet inşa etmek için silahlı örgütlerin şemsiyesi altından çıktıklarını kanıtlamalılar. Ayrıca çatışan çıkarların Suriye'yi son birkaç yılda yaşadıklarından daha şiddetli olabilecek yeni bir sarmala sürüklemesine izin vermemeliler.