Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi resmen kapatılırken, üç dava ortada kaldı

Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi resmen kapatıldı (Mahkemenin web sitesi)
Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi resmen kapatıldı (Mahkemenin web sitesi)
TT

Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi resmen kapatılırken, üç dava ortada kaldı

Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi resmen kapatıldı (Mahkemenin web sitesi)
Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi resmen kapatıldı (Mahkemenin web sitesi)

Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta 2005 yılında öldürülen eski Başbakanı Refik Hariri’nin katillerini yargılamak amacıyla, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararıyla 2006’da kurulan Hollanda merkezli Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından kapatıldı.

Lübnan Özel Mahkemesi, gıyaben duruşmalar düzenledi ve Hizbullah grubunun üç üyesini, Hariri’nin 14 Şubat 2005’te gerçekleşen ölümüyle bağlantılı olarak suçlu buldu ve ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.

Ancak, 2005 yılında öldürülen Lübnan Komünist Partisi eski Genel Sekreteri George Hawi suikasti, eski Bakan Elias Murr ve milletvekili Marvan Hamadeh’e yönelik suikast girişimleri olmak üzere, mahkemenin hakkında karar vermediği üç dava ortada kaldı.

Mahkemenin kapatılmasından üzüntü duyduğunu bildiren Hamadeh, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, aylar önce Guterres’e bir mektup göndererek, ‘soruşturmayı çarpıtmak için kullanabilecek düşman ellere geçmemesi’ için uluslararası mahkeme arşivlerinin BM Sekreterliği’nde tutulmasını talep ettiğini bildirdi.

Guterres, mahkemenin arşivlerini BM merkezine nakletmek üzere mahkemenin eski Başsavcı Yardımcısı Muhammad Ali el-Lajmi’yi görevlendirmişti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Lajmi, dosyaları aktarma sürecinin tamamlandığını ve ekibin kendisine verilen görevi eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini açıkladı.

Lajmi ayrıca, “Yaşananlar, mahkemeye sevk edilen davaların bittiği anlamına gelmiyor. Lübnanlı yetkililerin mahkeme tarafından mahkum edilenlerden herhangi birini tutuklayabilmesi halinde, davalar yetkili Lübnanlı yetkililerle istişarede bulunulduktan sonra, BM ve yetkili organları tarafından yeniden açılabilir” dedi.



Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
TT

Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)

Irak Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın BM Güvenlik Konseyi (BMGK), BM Genel Sekreteri, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) İsrail'in “tehditlerine” ilişkin mektuplar gönderdiğini bildirdi.

Irak Haber Ajansı tarafından aktarılan açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “bölgede devam eden şiddeti durdurmasını ve tehditlerine son vermesini” talep ettiği belirtildi.

İsrail'in “çatışmayı genişletmek amacıyla bölgede iddialar ve bahaneler yarattığı” belirtilen açıklamada, Irak'ın Güvenlik Konseyi'ne başvurmasının “Konsey'in uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki rolünü yerine getirme isteğinden kaynaklandığı” ifade edildi.

Açıklamada ayrıca Irak'ın “hava sahasının komşu bir ülkeyi hedef almak üzere kullanılması konusunda itidalli davranmaya istekli olduğu” vurgulandı.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin dün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “açık bir tehdit” aldığını duyurdu. Resmi haber ajansına göre Hüseyin, Kürdistan Bölgesi'nin Duhok kentinde düzenlenen “Amerikan Üniversitesi Forumu” sırasında yaptığı konuşmada, “silahlı kuvvetlerin Irak topraklarından yapılacak herhangi bir saldırıyı önlemek için Başbakan'dan emir aldığını” ve ülkesinin “savaş istemediğini, tehlikeyi ortadan kaldırmaya çalıştığını” vurguladı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar daha önce BMGK başkanına bir mektup göndererek, İran yanlısı silahlı grupların Irak'taki faaliyetlerinin ele alınması için derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunmuş ve Irak hükümetinin kendi topraklarında ya da topraklarından yapılan her türlü eylemden sorumlu olduğunu söylemişti.