Han Yunus'taki Mısır kampları yerinden edilme endişesini azaltıyor mu?

Kahire, Gazzelilerin Sina'ya sürülmesinden korkuyor

Han Yunus'taki Mısır kampı (Mısır Kızılayı)
Han Yunus'taki Mısır kampı (Mısır Kızılayı)
TT

Han Yunus'taki Mısır kampları yerinden edilme endişesini azaltıyor mu?

Han Yunus'taki Mısır kampı (Mısır Kızılayı)
Han Yunus'taki Mısır kampı (Mısır Kızılayı)

Refah Sınır Kapısı aracılığıyla yardımlar Gazze Şeridi'ne neredeyse her gün girmeye devam ederken Mısır, Kahire'den sonra gelen bir adımla "Mısır Kızılayı" aracılığıyla güney Gazze Şeridi'ndeki ilk geçim kampını hayata geçirmek için çalışırken İsrail'in, Gazzelileri Sina'ya sürmeye yönelik "planlarını" reddetti.

Mısır Kızılayı, Filistinli mevkidaşı ile iş birliği içinde, Han Yunus'un güneybatısında yaklaşık 6 bin yerinden edilmiş kişiyi barındıracak bir kamp uygulamaya başladı. Bu kampta, yüzlerce yerinden edilmiş ailenin barınması için bin adet çadır kuruluyor ve bu kampın ilk aşaması birkaç aşamadan geçiyor. Sağlık ve ambulans ekiplerinin yerinden edilmiş aileleri için 300 çadır tahsis edildi ve yaklaşık bin 500 kişi burada konaklayabilecek.

Yerel basında çıkan haberlere göre Mısır Kızılayı, kampın işletilmesi için gerekli malzemeleri sağlayacak ve kampta kalacak ailelere lojistik hizmet verecek. İnşaat sürecinde, kampın müsaitliği de dikkate alınarak uluslararası standartlar dikkate alınacak. Çadırlarda tüm su, yiyecek ve elektrik hizmetleri verilebilecek.

Mısır Milletvekili Zeki Abbas, kampın "Filistin halkını kendi topraklarından çıkarmaya yönelik girişimlerle mücadele çerçevesi içinde" olduğuna inanıyor. Şarku’l Avsat'a konuşan Abbas, "Mısır, kriz zamanlarında birçok ülkeden Arap kardeşlerini kabul etti. Ancak Filistin halkının durumu farklı çünkü Filistinli, yerlerinden edilme ve topraklarını terk etmeye zorlanma planlarıyla karşı karşıya; bu, Mısır'ın ilk günden itibaren reddettiği bir şey ve bunun olmasına izin verilmeyeceğini” vurguladı.
Savaşın başlangıcından bu yana Mısır, İsrail'in Filistinlileri zorla yerinden etmeye veya onlara yönelik saldırılar nedeniyle onları kendi topraklarına göç etmeye zorlamaya yönelik her türlü tedbirine karşı defalarca uyardı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, ülkesinin "Filistin meselesinin komşu ülkeler pahasına tasfiye edilmesine izin vermediğini ve vermeyeceğini" ve "ulusal güvenliği koruma konusunda rehavete kapılmayacağını" birçok kez vurguladı.

Mısırlıların endişeleri, İsrail raporlarının Filistinlileri Kuzey Sina'ya gönderme planını belirtmesi ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini'nin daha önce Gazze Şeridi'nde meydana gelen gelişmelere ilişkin uyarıda bulunmasının ardından geldi. Bu plan, Filistinlileri Mısır'a gönderme girişimlerini gösteriyor.

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mutava, kampın inşasını "Filistinlilerin sahadaki gerçek kararlılığını destekleyen en önemli adımlardan biri olarak tanımlarken “Bu,  Şeridi yok etme ve sakinlerini tahliye etme konusunda , İsrail'in hedeflenen yerinden etme planlarına dayanabilmeleri için asgari yaşam ihtiyaçlarının sağlanmasına yardımcı oluyor" dedi.

Filistinli analist, Şarku’l Avsat'a "yardım sağlamaya ve geçim kampları gibi temel yaşam ihtiyaçlarını sağlamaya devam ederek Filistin halkının kararlılığını destekleyen sloganları pratik gerçekliğe dönüştürmenin" önemini vurguluyor.

El-Ahram Siyasi ve Siyasi Araştırmalar Merkezi Filistin ve İsrail Çalışmaları Programı başkanı Sabhi Asile'ye göre, Mısır'ın kamp kurma adımı, savaşın patlak verdiği ilk günden itibaren insani çabaların yollarını desteklemekle tutarlı. Şark’ul Avsat’a yaptığı açıklamada, "Kışın başlaması ve vaların soğuması, sürekli bir destek ve yardım olarak kampın hızla hayata geçirilmesine öncelik verilmesine yol açtığını” söyledi.

Bu adımın "Filistin halkını desteklemek için durgun sularda atılmış bir adım" olarak değerlendirilebileceğini belirterek "Mısır kampı ve onu daha fazla sayıda insanı barındıracak şekilde genişletme olasılığı, hatta bazı ülkelerin benzer kamplar kurması gerektiğini" vurguladı. Bu adımın Gazze Şeridi'ndeki Filistinliler için kalıcı bir durum olmayacağını” ifade etti.

Kuzey Sina'daki Mısır Kızılayı'nın başkanı Halid Zayed'e göre, Pazartesi günü Refah sınır kapısından 80 insani ve tıbbi yardım kamyonu ve beş yakıt kamyonu Gazze Şeridi'ne girdi. Mısırlılardan oluşan yeni bir grup yabancı ve çifte vatandaş, yan tarafa geçmeye hazırlanıyor.

Aynı bağlamda, Pazartesi günü Kuzey Sina'daki El Ariş Uluslararası Havalimanı, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere insani yardım taşıyan bir Suudi yardım uçağını kabul etti. Mısır Kızılayı'na göre Suudi uçağı, Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkına sağlanan 24 ton tıbbi ve gıda malzemesini taşıyor.

Eski Hollanda Bakanı Sigrid Kaag'ın, Gazze'de İnsani İşler ve Yeniden Yapılanma Koordinatörü olarak BM destekli bir mekanizma kurulmasına yönelik BM Güvenlik Konseyi kararına dayanarak yeni göreve atanmasının ardından, görevine 8 Ocak Pazartesi gününden itibaren başlaması planlanıyor. Gazze Şeridi'ne insani yardımın uygulanması, Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın "yardım girişini hızlandırmaya katkıda bulunacağını umduğu" bir karar.



DEAŞ'lı sanılıp İslam düşmanı çıkan Noel pazarı saldırganı Talib Abdulmuhsin

Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)
Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)
TT

DEAŞ'lı sanılıp İslam düşmanı çıkan Noel pazarı saldırganı Talib Abdulmuhsin

Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)
Saldırıda 9 yaşındaki bir çocuk ve 45, 52, 67 ve 75 yaşlarındaki 4 kadın öldü (AP)

Dünya yeni yıla coşkuyla girmeye hazırlanırken 20 Aralık akşamı Almanya'dan gelen haber pek çok kişiyi üzüntüye boğdu. Ülkenin kuzeydoğusundaki Saksonya-Anhalt eyaletinde yer alan Magdeburg kentinde sivillere saldırılmıştı.

Umutla geleceğe hazırlananların aklına bir anda geçmişin dehşet dolu hatıraları üşüştü. Yine bir Noel pazarı hedef alınmıştı. Bir otomobil sivillerin üzerine sürülmüş ve 200'den fazla kişi yaralanmıştı. Ölenler de vardı. 

Avrupa'daki El Kaide ve DEAŞ saldırılarını iyi hatırlayanların aklına ilk olarak Ortadoğu veya Kuzey Afrika kökenli, Batı'da tutunacak bir dal bulamamış genç bir radikal İslamcının bu eylemi gerçekleştirmiş olması ihtimali geldi. 

Evet saldırgan, Suudi Arabistan'da doğmuş biri çıktı. Ancak 50 yaşındaki bir doktor olması beklenmiyordu. Talib Abdulmuhsin'in sosyal medyada çizdiği İslam karşıtı profil kafaları iyice karıştırdı. 

Elon Musk ve sosyal medya platformu X'te (Twitter) bu profil yok sayılarak radikal sağı besleyen argümanlar ortaya atıldı. Şüphelinin takiye yaptığı öne sürüldü. 

Radikal sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi de zanlının kendilerine yönelik destek mesajlarını görmezden gelerek bu olayı göçmenlik karşıtı propaganda için kullandı.

Elon Musk, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un "derhal istifa etmesi gerektiğini" savunarak "Yalnızca AfD bu saldırıyı önleyebilirdi" ifadesini kullanan bir paylaşıma destek verdi.

Peki eylemiyle siyasi tartışmalara yol açan Talib Abdulmuhsin gerçekte kim?

Şii ailenin doktor oğlu

1974'te Suudi Arabistan'ın doğusundaki Hüfuf'ta doğdu. Çoğunlukla Şiilerin yaşadığı El-Ahsa bölgesine bağlı kentte yaşayan Abdulmuhsin ailesi de bu mezhepten. 

Talib, 2006'da Almanya'ya gitti. Stralsund kentinde yaşadığı 2011-2016'da uzmanlığını tamamladı. 2016'da mülteci statüsüne kavuştu. 

Alman basını, 2013'te ülke dışındaki eğitiminin tanınmasıyla ilgili bir sorun çıktığında Talib Abdulmuhsin'in tabipler birliğini arayarak tehditler savurduğunu ve 2013'taki Boston Maratonu'na yapılan saldırıyı hatırlattığını aktarıyor. 

Abdulmuhsin'in 2014'te de maddi destek isteyerek intihar tehdidinde bulunduğu bildiriliyor. 

Yetkililer, soruşturmalarında İslami aşırılıkçılık şüphesi yaratmayan Talib Abdulmuhsin'in zararsız olduğunu düşünmüş.

Talib Abdulmuhsin, Mart 2020'den beri Magdeburg'un 40 kilometre güneyindeki Bernburg'daki bir rehabilitasyon kliniğinde psikiyatrist olarak çalışıyordu.  

Bağımlılık sahibi suçlulara odaklanan klinik, saldırı sonrasında Talib Abdulmuhsin hakkında yaptığı açıklamada "Ekim 2024 sonunda beri tatil ve hastalık gerekçeleriyle çalışmıyor" ifadesini kullandı.

fbghtjyukı
Talib Abdulmuhsin olay yerinde kiralık BMW'sinin içinde yakalandı (RAIR Foundation/Reuters)

Şüpheli, 30 bin kişilik bir kasaba olan Bernburg'un merkezinin yakınlarındaki sakin bir sokakta yer alan üç katlı bir apartmanda yaşıyormuş. 

Alman medyası, hastaların Talib'in bozuk Almancasından, iş arkadaşlarınınsa tıp bilgisinden rahatsız olduğunu bildiriyor. 

Dr. Google adını taktıkları şüphelinin zaman zaman yanlış ilaçlar vererek hastaların hayatını tehlikeye attığı da iddialar arasında. 

Amacı neydi?

Yetkililer saldırının gerekçesine dair net bir şey söyleyemiyor. Ellerindeki kayıtların bir radikal İslamcıya işaret etmediğini belirtirlerken İçişleri Bakanı Nancy Faeser, şüphelinin İslamofobisinin apaçık ortada olduğunu bildirdi. 

Magdeburg Savcısı Horst Nopens, "Suudi mültecilere Almanya'nın gösterdiği muameleden rahatsızlık duyduğu için" Talib'in bu saldırıyı gerçekleştirmiş olabileceğini söyledi. 

ZDF kanalı 2015'in başından beri federal yetkililerin Talib Abdulmuhsin'in saldırı hazırlığı sinyali verdiğini bildiğini aktardı.

Ağustosta yaptığı ve "Almanya'nın Suudi mültecilere yönelik işlediği suçlardan" şikayetçi olduğu paylaşımdaki şu ifadeler dikkat çekiyor:

Bir Alman konsolosluğunu patlatmadan ya da Alman vatandaşlarını rastgele katletmeden adalete ulaşmanın bir yolu var mı? Ocak 2019'dan beri barışçıl bir yol arasam da bulamıyorum. Bilen biri varsa bana haber versin.

Yine aynı ay içinde "Almanya bizi öldürmek istiyorsa onları katledip öleceğiz ya da onurumuzla hapse gireceğiz" ifadesini kullanıyor.

Mayısta da "Alman terörizmi adaletle yüzleşecek. Bu yıl yüksek ihtimalle adaleti getirmek isterken öleceğim" demiş. 

Talib Abdulmuhsin dünya medyasının da bildiği biri. "İslam'ı terk eden Suudi Arabistanlıların Avrupa'ya kaçışına yardım eden bir aktivist" olarak BBC'ye dahi konuşmuş. 

Temmuz 2019'da yayımlanan bir belgeselde wearesaudis.net adlı bir site kurarak kendisi gibi ateist olan Suudi Arabistan yurttaşlarına yardım etmeye çalıştığını anlatıyor. 

Günde 10-16 saatini iltica etmek isteyen Suudlara yardım için harcadığını ve kendisine ulaşanların yüzde 90'ının kadın olduğunu söylüyor.

Haziran 2019'da Almanya'nın FAZ gazetesine konuşarak "İyi İslam yoktur" gibi ifadeler kullanmış.

Fransız haber ajansı AFP, 2022'de konuştukları Abdulmuhsin'in "Katı İslami yetiştirme biçimi, Müslümanların özellikle de kadınların tüm sorunlarının sebebi" dediğini aktarıyor.

Frankfurter Rundschau adlı gazeteye verdiği röportajda da dinden çıktığı için ölüm tehditleri aldığını söylüyor.

X hesabı da göçmen karşıtı AfD gibi radikal sağ partileri, Elon Musk'ı ve İsrail'i sevdiğini, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'u ise yerdiğini ortaya koyuyor. 

Saldırının hemen sonrasında tutuklanmadan önce yaptığı bir paylaşımda Alman polisinin e-posta adresini ele geçirdiğini öne sürdüğünü söylemiş. 

Almanya Federal Kriminal Dairesi Başkanı Holger Münch, Suudi Arabistan'ın Kasım 2023'te kendilerini uyardığını ancak şüpheliyle ilgili net bir bilgi vermediğini olaydan sonra açıkladı. 

CNN'in Suudi Arabistan'daki kaynaklarından biri, 2007'de radikal görüşlerinden dolayı Abdulmuhsin hakkında Almanya'yı uyardıklarını ve "firari statüsünde" olduğunu belirterek onun iadesini istediklerini söyledi. Almanya, Abdulmuhsin'in Suudi Arabistan'a dönmesi halinde güvende olmayacağını düşünerek bu talebi reddetmiş.

cdfgthy
Otomobilde bulunan vasiyette saldırgan tüm varlığını Kızılhaç'a bağışladığını yazmış (AP)

Bir diğeriyse en az 4 resmi bildirim yaptıklarını aktardı. 

Washington Post'un kaynaklarıysa Abdulmuhsin'in genç kadınları dinden çıkıp Almanya'ya iltica etmek üzere ayarttığı gerekçesiyle Riyad'ın radarına girdiğini söyledi. 

Takiye mi yapıyor?

Talib Abdulmuhsin'in radikal İslamcı örgütlerle bilinen bir bağı yok. Ancak Noel pazarını hedef alarak tam da bu örgütlerin düzenleyebileceği tarzda bir eylem gerçekleştirdi. 

Göçmen karşıtları şüphelinin paylaşımlarının gerçek düşüncelerini yansıtmadığını iddia ediyor. Abdulmuhsin'in "takiye yaptığını", aslında İslam'ı hiçbir zaman terk etmediğini ve hatta Suudi Arabistan adına yurtdışındaki muhalifleri fişlediğini öne sürenler dahi var. 

X'te onbinlerce takipçisi bulunan saldırganın açık açık destek verdiği AfD'nin eş başkanı Alicia Weidel de tüm bu paylaşımları bir kenara atarak pazartesi günü Magdeburg'da bir miting düzenledi. "Güvenli yaşam için değişim" çağrısı yaparken kalabalıklar da "Onları sınır dışı et" sloganları attı. 

Şehirde AfD karşıtı gösteriler düzenleyen protestocular, radikal sağcı partinin olayı "siyasi istismar aracı olarak kullandığını" savunuyor.

Zanlıyı tanıyanlar onun hakkında ne diyor?

Almanya'daki Suudi diyasporasının iyi tanıdığı bir isim olan Abdulmuhsin iltica başvurusunda bulunanlara, özellikle de kadınlara yardımcı olmaya çalışan bir kişi gibi görülüyormuş.

Profesyonel yaşamında birlikte çalıştığı kişilerse, onun kadınlara kötü davrandığını söyleyerek buna inanamıyor. 

Berlin merkezli Avrupa Suudi İnsan Hakları Örgütü'nün hukuk direktörü Taha el Hacı, tüm çabalarına rağmen Abdulmuhsin'in Suudi toplumunda "bir parya" gibi görüldüğünü söylüyor. 

"Kendini çok büyük gören ve psikolojik olarak sorunlu biri. Bu kesinlikle İslami gerekçelerle düzenlenmiş bir saldırı değil" diyor. 

CNN de 2019'da Suudi Arabistan'dan Gürcistan'a kaçan iki kadın hakkında haber hazırlarken Abdulmuhsin'le temasa geçtiklerini bildiriyor. Onunla iletişimde olan CNN çalışanı, önceki aylarda agresif mesajlar ve asılsız iddialarla dolu mesajlar almaya başlayınca onu engellemiş. 

CNN'e gönderilen mesajlarda Atheist Refugee Relief adlı Almanya merkezli insan hakları örgütü de hedef alınmış.

Abdulmuhsin, kadınlara "İltica talebinde bulunurken İslam'ı terk ettiğinizi söyleyin" gibi bir telkinde bulunup bulunmadığını örgütün kendisine sorduğunu belirtmiş. 

Atheist Refugee Relief, sosyal medyada da kendilerini hedef alan Abdulmuhsin'i 2019'da polise şikayet ettiğini ve davanın temyiz aşamasında olduğunu bildiriyor.

Abdulmuhsin'in Suudi Arabistan'dan kaçanların kimliğini kamuyouna duyurarak destek toplamaya çalışması da eleştirilmiş. İltica başvurularının reddedilmesi durumunda Suudi Arabistan'da sıkıntı yaşanacağını belirtenler olmuş. 

zx vfdb
Suudi Arabistan onu insan kaçakçılığı ve terörizmle suçluyordu (AFP)

Council of Ex-Muslims adlı bir başka sivil toplum kuruluşunun başkanı Mina Ahadi, şüpheli için "Yıllardır bizi terörize ediyordu" diyor. Örgütün solcu eğilimlerini eleştirerek onları gizlice İslamcılığı desteklemekle suçluyormuş. 

Kanadalı aktivist Yasmine Mohammed de onu internet üzerinden tanıyanlardan. Olay sonrasında verdiği röportajda Abdulmuhsin'in kendisine "4-5 yıldır saplantılı bir şekilde İngilizce mesajlar gönderdiğini" ve son yıllarda dengesiz sözleri yüzünden ondan uzaklaştığını söylüyor.

Tanıdığı kişilerin Suudi Arabistan'dan kaçmasına yardım ettiğini ve bunlar arasında Rahaf Mohammed'in de olduğunu belirtti. Rahaf Mohammed, Kanada'ya sığındıktan sonra OnlyFans hesabı açarak Türkiye'de de gündem olmuştu. 

Yasmine Mohammed, "narsisist, agresif, sinirli ve talepkar" diye tanımladığı Abdulmuhsin'in takiye yapmadığı görüşünde:

Bence aklı karışmıştı ve şaşkındı. Tartışmalı şeyler söylemeyi seviyordu. Hamas'ı desteklediği bir tweet var ama orada alaycı konuşuyor.  Sahte bir eski Müslüman olduğunu düşündürecek hiçbir şey görmedim. Gerçekten o dinden nefret ediyordu ve ondan kaçanlara yardım etmek istiyordu. Maalesef sonunda Alman halkından da nefret eder oldu. Müslümanların geçmişte yaptığı eylemlerin yöntemini benimseyerek sahte bayrak operasyonu düzenlemiş olabilir.

Kaynaklar: AFP, AP, BBC, CNN, Middle East Forum, N-TV, Reuters, Spiegel, Wall Street Journal, Washington Post