Savaş oyunu ve Gazze örneği

Hamas taktik saldırıya karşı stratejik savunmayı, İsrail ise stratejik saldırı ve taktik savunmayı kullanıyor

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerleri, 01 Ocak 2024 (EPA)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerleri, 01 Ocak 2024 (EPA)
TT

Savaş oyunu ve Gazze örneği

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerleri, 01 Ocak 2024 (EPA)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerleri, 01 Ocak 2024 (EPA)

Ordular neden savaş oyunu oynar? Bu oyun savaşın karmaşıklığını anlamaya ve sırlarını ortaya çıkarmaya gerçekten yardımcı oluyor mu? Prusyalı general-düşünür Carl von Clausewitz ‘savaş bukalemun gibidir’ der. Savaş oyunu, ‘bukalemunun’ sırlarının açığa çıkmasına katkıda bulunuyor mu? Hazırlandığı savaş oyununu deneyimleyen ordunun zafer kazanacağı söylenebilir mi? Peki ya düşman da aynı oyunu oynayıp savaş oyununu deneyimlerse ne olur?

Prusyalı general-düşünür Georg Heinrich Rudolf Reisswitz (1794 - 1827), savaş oyununun (Kriegsspiel) babası olarak kabul edilir. Savaş oyunu, bir eğitim aracıdır ve olası çözümlerin geliştirilmesi için ufuk açıcıdır. Henüz gerçekleşmemiş bir savaşın pratik, görünür ve somut bir örneği olmasının yanında sahadaki büyük askeri stratejiyi somutlaştıran bir tiyatrodur. Bir savaş oyununda kavramlar test edilir. Bazen ‘kum havuzu’ olarak da adlandırılır. Havuzdaki kum, coğrafya ya da topoğrafya açısından savaş alanının doğasını temsilen kullanılır. Vadiler gibi dağlar da bu kuma oyulur, varsa orman sınırları çizilir. Ayrıca ordular arasındaki sınırlar çizilir ve bölgeler belirlenir. Dost ve düşman kuvvetlerin fiili olarak dağılımı kum üzerinde açıkça görülür. Komutanlar, kum havuzunda tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra kuma ekilen parçaları ve sembolleri hareket ettirerek düşman için olası senaryolar geliştirmeye başlar, taktiksel, operasyonel ve stratejik çözümler üretmeye çalışırlar. Kum havuzu normal bir harita gibi metrik bir ölçeği olmasının yanında üç boyutludur (3D).

5y
Dün Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlara katılan İsrailli askerler (İsrail ordusu - AFP)

Savaş oyunu, henüz gerçekleşmemiş bir savaşın ya da muharebenin simüle edilmesidir. ABD Donanması’nın 1930-1935 yılları arasında hazırladığı Turuncu Plan buna örnektir. Planda, Pasifik'te Japonya ile olası bir deniz savaşı baz alındı.

ABD, 1960’lı yıllarda Vietnam Savaşı'nın olası sonuçlarına ilişkin bir savaş oyunu oynadı. Komünistlerin galip olacağı, savaşın çıkmaza gireceği ve ABD’de savaş karşıtı protesto gösterilerinin baş göstereceği şeklinde sonuçlandı. Savaş oyunu, belirli politikaların onaylanmasını sağlamak, seçimleri ve hatta mali bütçeleri etkilemek amacıyla belirli bir siyasi tarafça kullanılabilir. ABD’de Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi üyesi Mike Gallagher da bugün Çin tehdidini abartmak için bunu yapıyor. Gallagher’ın hazırladığı savaş oyununa göre ABD’nin Tayvan'ı iliklerine kadar silahlandırması gerekiyor.

Hamas İsrail ordusuyla karşı karşıya

Burada mevcut Gazze savaşından ve Hamas ile İsrail ordusu arasında devam eden çatışmadan bahsedebiliriz.

sdfevrb
Hamas Hareketi’nin askeri kanadı Kassam Tugayları savaşçıları Refah şehrinde, 31 Ocak 2017 (AFP)

Hamas:

Hamas Hareketi, taktik saldırının aksine stratejik savunmaya dayalı bir strateji izliyor. Her ne kadar 7 Ekim'de saldırmış olsa da şu an Gazze Şeridi'nde çetin bir savunma yapıyor. Hamas, İsrail'le yaşadığı kanlı birikimlerden ders çıkararak, bunları savaş doktrinine ekledi. Bunu ‘İsrail ordusuyla savaşa yönelik potansiyel bir savaş oyunu planı’ olarak adlandıralım. Hamas’ın savunma için İsrail ordusunun ilerleyişini mümkün olduğu kadar uzun süre püskürtmesi gerekiyor. Buradaki amaç, orduyu yorarak zaman kazanmaktır. Dolayısıyla savunma planı 3 aşamadan oluşur:

1- Neredeyse hiç nüfusun olmadığı alanları (araziler) esnek savunmaya (flexible defense) hazırlamak. Bunun için mayınlar ve patlayıcılar pusu için önceden hazırlanmış yerlere yerleştirilir. Bu alanlara mümkün olan en az sayıda savaşçı konuşlandırılır.

db
Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki lideri Yahya Sinvar, geçtiğimiz yıl 14 Nisan'da düzenlenen ‘Kudüs Günü’ programına katılımı sırasında (DPA)

2- Şehirlerin dışındaki mahalleleri uzaktan müdahaleyle savunmaya hazırlamak. Burada amaç İsrail'e uzun menzilli füzeler atmaya devam edebilmektir.

3- Şehirlerin içini, karada yatay bir savaşa, yüksek binalarda pozitif dikey, yeraltında ve tünellerde ise negatif dikey bir savaşa hazırlamak.

İsrail ordusu:

Henüz Genelkurmay Başkanlığı görevine gelmeden önce Lübnan’da Hizbullah ve Gazze Şeridi'nde Hamas Hareketi ile yaşanan savaşlarda elde ettiği tecrübelerine dayanan İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, İsrail ordusunu hibrit savaş konusunda eğitmişti. Halevi’nin savaş prensibi, Kombine Savaş (Combined Arms) Stratejisi’ne dayanıyor.

xbrtb
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerleri, 01 Ocak 2024 (EPA)

Kombine Savaş Stratejisi:

1- Piyadeler, düzenli güçler, özel kuvvetler ve paraşütçüler dahil tüm tugayları kapsar

2- Tüm bu tugaylar, Trophy Etkin Koruma Sistemi (Active Protection System) ile donatılmıştır. Trophy'nin ana amacı, özellikle güçlü tanksavar silahları saldırılarına karşı hafif zırhlara sahip zırhlı personel taşıyıcı (ZPT) araçlarını korumaktır. Bu araçlar arasında Merkava tankının yanı sıra Eitan ve Tiger zırhlı personel taşıyıcıları da yer alır.

3- Bu tugaylara askeri mühendislik birlikleri ve tünellerin nasıl bulunacağı, bunlara en uygun nasıl müdahale edileceği konusunda uzmanlaşmış birimler eşlik eder.

4- İnsansız hava araçları (İHA) bu tugayların gözcülüğünü yaparken, helikopterler ise saldırının doğrudan ateş desteğini sağlar.

5- İsrail, bu tugaylarda görevli personelin eğitimi için Filistin şehirlerine çok benzeyen şehirler inşa etti.

6- İsrail, Hamas'ın aksine stratejik saldırı ve taktik savunmayı kullanıyor. Hamas, şu an stratejik olarak İsrail'e saldırdığı gibi, stratejik olarak da savunma yapıyor. Peki, bu kanlı savaşın sonucu ne olacak? Çok yakında göreceğiz.

*Bu analiz, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı



İsrail Gazze’de savaşı sürdürürken Hamas elindeki kozu kaybedebilir

İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)
İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)
TT

İsrail Gazze’de savaşı sürdürürken Hamas elindeki kozu kaybedebilir

İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)
İsrail ordusu Gazze'de rehinelerin sekizinin cesedini teslim aldı (AFP)

İzzettin Ebu Ayşe

İsrail ordusu, son 20 gün içinde Gazze Şeridi’nde Hamas tarafından alıkonulan sekiz rehinenin cesedini geri almayı başardı. Gazze Savaşı'nın patlak vermesinden bu yana eşi ve benzeri görülmemiş bir sayı bu. Peki bu gelişme, arabulucuların Gazze'de ateşkes anlaşması imzalanması için yürüttüğü görüşmelere olumlu mu yoksa olumsuz mu yansıyacak?

İsrail ordusu bu ay, İsrail iç güvenlik teşkilatı Şin-Bet’in (Şabak) desteğiyle Gazze Şeridi'nde üç özel operasyon düzenleyerek Tel Aviv ile Hamas arasında süren savaşta öldürülen sekiz rehinenin cesedini geri aldı.

50 rehine

Bir ay içinde sekiz rehinenin cesedinin geri alınması büyük bir sayı, çünkü 21 aydır devam eden savaş boyunca ordu özel operasyonlarla sadece 11 rehineyi kurtarabilmiş, geri kalanlar ise Hamas tarafından takas anlaşmaları kapsamında iade edilmişti.

Rehinelerin cesetleri geri getirildikten sonra, Hamas'ın elinde 50 rehine kaldı ve bunların 20'sinin halen hayatta olduğu düşünülüyor. Siyasi gözlemciler bu gelişmeyi, Hamas'ın savaştaki gücünü kaybetmeye başladığının işareti olarak yorumladı.

hyuı8
Netanyahu'nun açıklaması anlaşılmaz ve birçok yoruma açık (AFP)

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sekiz rehinenin cesedinin kısa bir süre içinde geri alınmasını büyük bir başarı olarak nitelendirdi. Netanyahu yaptığı açıklamada, “Bu operasyonlar, aylar süren karmaşık saha istihbarat çalışmalarının ardından gerçekleştirildi ve cesetler İsrail'e getirildi” dedi.

İsrail Başbakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kaçırılan tüm vatandaşlarımızı, hayatta olanları ve ölenleri, evlerine geri getirene kadar durmayacağız ve susmayacağız. Bu operasyonlar Tel Aviv'in Hamas'a karşı savaşında yardımcı olacak ve rehineleri geri getirmemizi sağlayacak, ancak bu biraz zaman alacak.”

Gazze'yi ne bekliyor: Anlaşma mı, yoksa daha fazla çatışma mı?

Ne var ki Netanyahu'nun sözleri anlaşılmaz ve birçok yoruma açık. Özel operasyonlar ve askeri baskı ile rehineleri kurtarmak istediğini mi kastediyor yoksa Hamas ile rehinelerin salıverilmesini öngören bir anlaşma yaparak onları geri getirmek istediğini mi net değil.

Ancak Netanyahu'nun açıklaması, Gazze'de ateşkesle ilgili müzakerelerde kaydedilen önemli ilerlemeyle aynı zamana denk geldi. Hamas heyeti, bir anlaşmaya varmak amacıyla müzakereleri yeniden başlatmak üzere Mısır'a gitti. Netanyahu da İsrail heyetini Şarm eş-Şeyh'teki görüşmelere göndermeyi kabul etti ve heyete müzakereler sırasında kullanabilecekleri geniş yetkiler verdi.

fgthy
Hamas'ın elinde 50 rehine bulunuyor ve bunların 20'sinin hayatta olduğu düşünülüyor (AFP)

İsrail ordusunun Gazze'de tutulan cesetleri serbest bırakmayı başarmasının Mısır'daki görüşmeler üzerinde etkisi olacağına şüphe yok. Hamas, Gazze'deki savaşın sona ermesi ve ordunun bölgeden çekilmesi karşılığında tüm rehinelerin bir kerede serbest bırakılmasında ısrar ederken, kısmi anlaşmaları tercih eden Netanyahu, askeri baskı ve Gazze'deki özel operasyonların sonuç vereceğini düşünüyor.

Hamas'ın şartlarına boyun eğmeyiz

Siyaset uzmanı Remzi Asfur, Gazze'de tutulan rehinelerin cesetlerinin bulunduğu yere ulaşılmasının ardından Netanyahu'nun kapsamlı bir anlaşma yapmak veya Hamas'ın taleplerine boyun eğmek için aceleci davranmadığını ve bunun da bir anlaşmaya varılmasını engelleyebileceğini söyledi.

Asfur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Netanyahu, kendisinin başarılar elde ettiğini, askeri baskıların Hamas'ın bölgedeki kontrolünü kaybettiğini ve Gazze'ye yönelik kara harekatının devam etmesinin rehinelerin serbest bırakılması konusunda sonuçlar verdiğini düşünüyor. Bu yüzden kendini güçlü hissediyor ve şartlarını dayatabileceğini düşünüyor, bu yüzden Hamas'ın şartlarına boyun eğmeyecek. Rehinelerin cesetlerine ulaşılması, İsrail'in Hamas'ın takas anlaşması kapsamında rehineleri serbest bırakması karşılığında ödeyeceği bedeli azaltıyor. Bu da Hamas'ın müzakerelerdeki konumunu büyük ölçüde zayıflatıyor ve İsrail'in konumunu güçlendiriyor.”

Netanyahu'nun sürekli olarak rehinelerin cesetlerine ulaşmasının rehine anlaşmasının gidişatını etkilediğini belirten Asfur, Tel Aviv'in bu operasyonları müzakereleri zorlaştırmak veya engellemek için kullanabileceğini, çünkü bunu bir başarı olarak gördüğünü ve Hamas'ın bölgedeki kontrolünü sağlamakta zorlandığını vurguladı.

Hamas'ın halen hayatta olan rehineler olduğunu ve bunun müzakere kurallarını değiştirebileceğini söyleyen Asfur, ancak her halükarda, İsrail'in bugün ödeyeceği bedel çok düşük ve rehineler ceset olarak geri dönse bile İsrail rehinelerini geri almaya devam ettiği sürece, Hamas olumlu sonuçlar elde edemeyecek.

Hamas Netanyahu'yu anlıyor ve ateşkes yolunda ilerliyor

Güvenlik analisti Salih Hamada ise Netanyahu'nun İsrail içinde ve müzakerelerde itibarının artabileceğini düşünüyor. Ancak Hamas’ın bunu anladığını ve manevra yapmaya çalışıyor gibi göründüğünü ifade eden Hamad, “Hamas, dersini almış ve askeri baskının sonuç verebileceğini anlamış olabilir” yorumunda bulundu.

Hamada, değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Hamas, İsrail ordusunun bazı cesetleri ele geçirmesinin ardından Netanyahu'nun taleplerine ve baskılarına yanıt verebilir ve uzlaşmayı kabul edebilir, çünkü uzlaşmamak, elindeki koz olan rehineleri kaybetmek anlamına gelir.”

Hamas'ın bedelin düştüğünü anladığını ve bu yüzden anlaşma şansını azaltmayacağını söyleyen Hamada, aksine daha fazla taviz vererek bunu güçlendireceğini, çünkü Gazze halkının savaştan yorgun düştüğünü ve daha fazla direnemeyeceğini düşünüyor.

Netanyahu, ‘cesetlerin geri alınmasının rehinelerin askeri güçle eve geri getirebileceklerinin açık bir kanıtı olduğunu ve şu anda anlaşma yolunu tercih etmediklerini’ söyleyen İç Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in teşvikiyle önerilen anlaşmaya karşı çıkmayı düşünürken, hükümeti içinde ateşkes yapması için baskı görüyor.

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, halen Gazze'de tutulan rehinelerin derhal serbest bırakılmasını istedi. Herzog, “Gazze'de alıkonulanların derhal serbest bırakılması için adım atılmalı. Bu cesur adım, dünyanın güvenliği ve barışına hizmet edecek, aynı zamanda savaşın sona ermesine yol açabilir” dedi.