Husilerin Eski Sana’nın tarihi dokusuna yönelik planı tartışma yarattı

Darbeciler, tarihi kentin ana kapısının değiştirilmesi için plan hazırladı

Husilerin tarihi Sanaa şehrinin ana kapısını değiştirmeye yönelik yeni girişimi (Yerel medya)
Husilerin tarihi Sanaa şehrinin ana kapısını değiştirmeye yönelik yeni girişimi (Yerel medya)
TT

Husilerin Eski Sana’nın tarihi dokusuna yönelik planı tartışma yarattı

Husilerin tarihi Sanaa şehrinin ana kapısını değiştirmeye yönelik yeni girişimi (Yerel medya)
Husilerin tarihi Sanaa şehrinin ana kapısını değiştirmeye yönelik yeni girişimi (Yerel medya)

Yemenli kaynaklar, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) müdahalesiyle Husilerin eski Sana şehrinin ana girişi olan Bab el-Yemen bölgesinin tarihi özelliklerini değiştirme planını durdurduğunu bildirdi.

Ancak kaynaklar, bu planın geçici olabileceği konusunda uyardı çünkü başkent Sana'yı yöneten darbeciler, dağıttığı tasarımın dışında İran karakterinin gölgesinde kalan bir tasarımın varlığından söz ederek, planlarını gerekçelendirmeye çalışıyor.

fev
Eski Sanaa Kapısı'nın önerilen tasarımı, birbirinden farklı uzmanların itirazıyla karşılandı (Yerel medya)

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a, UNESCO'nun, Bab el-Yemen bölgesinin kültürel özelliklerini değiştirme planına yönelik kuralları ihlal ettiği gerekçesiyle, UNESCO'nun Tarihi Kentleri Koruma Komisyonu'nun Sana'a şubesine bilgi verdiğini söyledi. Eski Sana'nın da aralarında bulunduğu dünya mirası alanlarının korunması için yetkililer, Husi yönetimindeki Sana Belediyesi tarafından uygulanan planın durdurulması talimatını vererek, yayınlanan tasarımların eski olduğunu ve şehrin mimari karakterine uymadığını söyledi.
Kaynaklar, Tarihi Kentleri Koruma Kurumu, Eski Eserler Genel Müdürlüğü şubesi ile bu önemli miras alanını tahrifat girişimlerinin çoğunun arkasında olan sözde Sana Belediyesi Projeleri Yürütme Birimi arasında anlaşmazlık çıktığını belirtti.

Tarihi Kentleri Koruma Komisyonu'nun, Birleşmiş Milletler örgütünün kültür mirası alanlarının restorasyonu için belirlediği standartlara uyma konusunda UNESCO'ya söz verdiğini, alanın bu şekilde korunmasını taahhüt edeceğini, inşa edildiği aynı malzemelerle restorasyon sürecinin devam edeceğini belirtti. Kapının ve eski şehrin mimari tarzına aykırı hiçbir yazıt veya desen bulunmayacak.

Husiler tepkileri bastırmak istiyor

Sana'daki Yemenli kaynaklar, bu tutumun, plana yönelik tepkileri manipüle etme girişimi olabileceği konusunda uyardı.

Husiler tarafından atanan başkent sekretaryası makamından herhangi bir garanti veya onay bulunmadığını, bu nedenle Tarihi Kentleri Koruma Kurumu'nun konumunun, 2014’ün ikinci yarısından bu yana başkente hakim olan grubun resmi konumunu yansıtmadığını vurguladı.

edfv
Çok sayıda ihlal, UNESCO'nun Eski Sanaa'yı tehlike altındaki miraslar listesine almasına neden oldu (Birleşmiş Milletler)

Kaynaklar, son iki yılda şiddetli yağışlardan zarar gören bazı evlerin restore edilmesinde, bazı binaların yıkılmasına göz yumularak yerlerine şehrin mimari karakteriyle hiçbir ilgisi olmayan modern binaların inşa edilmesinde ihlallerin yaşandığını hatırlattı.

Özellikle uygulayıcı kurumun Bab el-Yemen civarında çalışmalara başlama hazırlıkları sırasında oluşturduğu engelleri kaldırmaması nedeniyle, resim netleşene kadar beklemeyi istedi.

Mühendis Muntazar el-Hassani, Bab el-Yemen'in yeni tasarımının ‘eski arkeolojik kimliğini yok ettiğini ve güzel kokulu ayrıntılarını kaybettiğini’ ifade etti. Bu, Eski Sanaa'nın Dünya Mirası Listesi'nden çıkarılmasına yol açacak büyük bir ihlal anlamına geliyor. El-Hassani, Bab el-Yemen bölgesindeki çevrenin, ihtiyaç duyduğu restorasyon ve yenilemenin yanı sıra basit yapıların kaldırılması ve mekanı bozan rastgele pazarların oluşturulmasına dikkat edilmesi çağrısında bulundu.

El-Hassani, ‘Kapı’nın olduğu gibi kalması ve daha önce kullanılan malzemelerin aynısı olması şartıyla aynı malzemelerle restore edilmesi gerektiğini’ vurguladı. Mühendis Asım Makbul de bu konuda kendisini desteklerken bir mimar olarak ‘normların dışındaki bir tasarımı kategorik olarak reddettiğini ve herhangi bir projenin başarısının yalnızca şehrin mirasının korunmasıyla mümkün olacağını’ vurguladı.

Makbul, “Mimari, tasarımın birden fazla aşamadan geçtiğini gösteriyor; bunlardan ilki, kentin mimari tarihinin, kentsel analiz ve planlamanın yanı sıra mimari miras yoluyla incelenmesidir” dedi. Mühendis ayrıca, ‘ülkenin mimari kimliğinin temel taşı olması nedeniyle, eğer proje devam ederse bunun Eski Sana şehri için felaket olacağı konusunda’ uyardı.

Felaket alametleri

Ekrem el-Hac ise Husilerin Eski Sana'da tarihi simgeleri değiştirmek, mirası yok etmek ve bunların yerine modern ve yabancı bir tarza sahip bir bina koymak anlamına gelen planlarının, bir felaketin habercisi olan kasıtlı bir çarpıtma olduğunu öne sürdü. Bu değişikliklerle birlikte yaşam ve düşünce biçiminin de değiştiğine, toplumun daha da bölünmüş hale geldiğine inanıyor.

El-Hac, Eski Sana'daki yapı tarzının aynı olduğunu ve ne kadar güçlü, nüfuzlu veya zengin olursa olsun kimsenin buna karşı çıkamayacağını söyledi.

ew
Eski Sana binaları Husilerin müdahalesi tehdidi altında (X)

Yemenli mühendisler, önerilen planın entelektüel, profesyonel ve mühendislik açısından geliştirilmediğine dikkati çekerek ‘gelişim sürecine, Sana şehrinin tarihi, trafik hareketi dahil edilerek ve kullanılan malzemelerle mimari karakterin korunmasıyla ilgili doğru seçenek ve çalışmaların eklenmesi gerektiğini’ belirtti.

Mühendisler, projeye yönelik mevcut çalışmaların uygun olmadığını, Eski Sana'nın önemine uygun, kimlik ve mimari üslupla bağlantılı bir mimari yapının yeniden tasarlanmasını gerektirdiğini belirterek
UNESCO'ya bağlı Uluslararası Tarihi Kentlerin Yenilenmesi Örgütü'nün belirlediği kurallara dikkati çektiler.

Mühendisler,  herhangi bir tasarımın anıtın detaylarını gizleme veya değiştirme amacıyla yapılmasının, tarihi yapının kimliğini silme anlamına geldiğini söyleyerek “Bab el-Yemen‘in orijinal tasarımındaki estetik güzellik mekanın özelliklerine herhangi bir değişiklik yapmaksızın sadece restore edilmesi ve çevresinin iyileştirilmesiyle korunabilir” dedi.



Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
TT

Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

ABD, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır hattının İsrail tarafında Filistinliler için konut inşa etme planlarını ilerletiyor. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığına göre, sahaya gönderilen ekipler alan temizliği çalışmalarına başladı. Söz konusu planla, Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden sivillerin uzaklaştırılması hedefleniyor.

Bu girişim, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin 20 maddelik barış planında öngörüldüğü gibi silahlı grubun etkisiz hale getirilmesi ve yetkilerden uzaklaştırılmasının yakın gelecekte gerçekleşmeyeceğine dair dolaylı bir kabul olarak değerlendiriliyor.

Alternatif güvenli alanlar

ABD, Gazze Şeridi’nin İsrail kontrolündeki bölgelerinde ‘alternatif güvenli alanlar’ oluşturmayı planlıyor. Bu bölgeler, Amerikalı yetkililer tarafından ‘yeşil bölge’ olarak adlandırılıyor.

İsrail’in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nde, ABD ordusunun çok uluslu bir çaba ile savaş sonrası Gazze’de istikrar sağlamayı ve geleceğe yönelik planlar geliştirmeyi yürüttüğü bildirildi. Yetkililer, mühendis ekiplerinin yeni yerleşim yerlerinin planlarını hazırladığını, enkaz ve patlamamış mühimmatların temizlenmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti. İnşaat süreci henüz başlamadı.

ABD’li yetkililere göre bu yerleşim alanları, savaş nedeniyle yerinden edilmiş Gazze sakinlerine geçici olarak konut, okul ve hastane imkânı sunmayı amaçlıyor. Yetkililer, bu toplulukların gelecekteki yeniden imar projeleri için bir model oluşturmasını ve Gazze halkını Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden uzaklaştırmasını hedefliyor.

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

Gazze'nin ikiye bölünmesi

İlk konutlar, İsrail saldırıları nedeniyle ağır hasar gören ve mayıs ayından bu yana İsrail'in tam kontrolü altında bulunan, Mısır sınırındaki Refah'ta inşa edilecek. İsrailli ve Amerikalı yetkililer, Refah planının henüz erken aşamalarda olduğunu söylediler.

Gazze Şeridi'nin kontrolü, Trump'ın arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması kapsamında ekim ayında kabaca ikiye bölündü. Filistinlilerin çoğu, Hamas'ın kontrolündeki batı yarısında yaşıyor. İsrail ise diğer yarısını kontrol ediyor.

Potansiyel bağışçılar, Hamas'ın kontrolünde bulunan bölgelerdeki yeniden inşa çalışmalarına fon sağlamayacağından, Hamas ortadan kaldırılana kadar yeniden inşa çalışmalarına başlamak için Amerikan önerisi muhtemelen tek yol. Bağışçılar, İsrail tarafındaki çalışmalara da fon sağlamayabilirler.

Ayrıca, yeni konut alanlarına sadece sivillerin girmesini ve Hamas'ın bu alanlara sızmamasını sağlamak için Gazze nüfusunun nasıl taranacağı sorusu da var.

İsrail ve Hamas, hareketin yaklaşık 100 mensubunun Refah'ın altındaki tünellerde saklandığını söylüyor. Bu güçler, ekim ayında ateşkesin başlamasından bu yana İsrail güçleriyle birkaç kez çatışmaya girdiler. Bölgede çatışma riski tamamen ortadan kalkmadan yeniden imar çalışmaları için güvenli bir ortam sağlanamayacak.

ABD ve Hamas, İsrail'e Hamas mensuplarının bölgeden ayrılmasına izin vermesi için baskı yaparken, İsrail onların teslim olmasını talep ediyor.

İsrail ordusu dün, 15 Hamas mensubunun Refah'ın doğusunda yeraltından çıktığını duyurdu. Altısını öldürdüğünü, beşini gözaltına aldığını ve diğer dördünü aradığını bildirdi. İsrail, ‘sarı hat’ olarak adlandırılan ve Gazze’yi bölen hattı asker, tank ve toprak setleriyle güçlendirdi; bu durum, bölgede bir süre kalmayı planladığını gösteriyor. Ordu ayrıca, hattın kendi tarafındaki gelişmeleri desteklemek için elektrik ve su altyapısı inşa ediyor.

Uluslararası güvenlik gücü

ABD ve müttefikleri, Gazze Şeridi’nde güvenliği sağlamak için uluslararası bir güç kurma çalışmalarını sürdürüyor. Bu hafta söz konusu plan, BM Güvenlik Konseyi’nden onay aldı. Ancak gücün görev tanımlarına ilişkin anlaşmazlıklar (silahsızlandırma ve uygulama yetkisi mi yoksa sadece barışı koruma rolü mü üstleneceği) oluşturulmasını zorlaştırıyor.

İsrailli yetkililere göre, gündeme gelen önerilerden biri, Hamas’a karşı olan ve İsrail tarafından desteklenen silahlı grupların yeni yerleşim alanlarının güvenliğini sağlaması. Bu grupların, Gazze’deki ‘yeşil bölge’ içinde yerleşim alanları kurmaya başladığı belirtiliyor. Farklı tahminlere göre, bu bölgede şimdiden yüzlerce, hatta birkaç bin sivil yaşamaya başlamış durumda.

Bu yerleşim yerlerinin ilki, Gazze savaşı sırasında İsrail kontrolündeki Refah'ta ortaya çıktı.

İsrail, Gazze savaşı sırasında Hamas karşıtı gruplarla güçlerini birleştirerek onlara silah ve mühimmat sağladı.Şarku'l Avsat'ın Wall Street Journal'den aktardığına göre, İsrail bu gruplara istihbarat da sağladı ve bazen Hamas saldırılarından korumak için müdahale etti.

Bir Amerikalı yetkiliye göre, ABD bu gruplarla Gazze’de çalışmayı planlamıyor. Yetkililer, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerin zamanla küçülmesini ve nihayetinde ortadan kalkmasını, güvenliğin ise uluslararası istikrar gücü ve Filistin polisi tarafından sağlanmasını umuyor. Trump’a bağlı Barış Konseyi ise sivil yönetim ve yeniden imar sürecini denetleyecek, nihayetinde yetki Filistin hükümetine devredilecek.

Ancak Hamas silah bırakmayı reddediyor ve ABD'nin Gazze vizyonuna karşı olduğunu, bunun Filistinlilerin siyasi haklarını zedelediğini savunuyor.


Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
TT

Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)

Hamas, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin, Gazze Şeridi'ndeki ateşkeste varılan mutabakata aykırı yeni bir gerçeklik dayatma girişimlerini tamamen reddettiğini vurguladı.

Hamas açıklamasında, İsrail'in ihlallerinin artmasının, arabulucuları ve ABD yönetimini, ateşkes anlaşmasını baltalama girişimlerine karşı koyma sorumluluğuyla karşı karşıya bıraktığını belirtti.

Hamas, arabuluculara acilen müdahale etmeleri ve İsrail'in ateşkesi ihlallerini durdurması için baskı yapmaları çağrısında bulundu.


Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
TT

Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Irak Haber Ajansı'nda bugün yer alan habere göre Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tüm komşu ülkeler dahil olmak üzere Irak'ın bütün sınır şeridinde "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Ajans’tan aktardığına göre Komutanlık, “Suriye sınırında 618 kilometreden uzun tahkimat çalışmalarına 2022'de başladığını ve "Şu ana kadar beton güvenlik duvarının 350 kilometresinde çalışmaların tamamlandığını, sızma ve kaçakçılığı önlemek için kalan tüm boşlukların kapatılması çalışmalarının devam ettiğini" ifade etti.

7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tahkimatların sadece beton duvarla sınırlı olmadığını, hendekler, dikenli teller, erken uyarı sistemleri, gece ve gündüz gözetleme kameraları gibi çok sayıda engelin bulunduğunu belirtti.

Komutanlık, tüm komşu ülkelerle sınırlarda sınır tahkimatlarının uygulandığını, ancak "her bölgedeki güvenlik tehditlerine bağlı olarak farklı derecelerde" uygulandığını vurguladı.