Mısır, Filistinlilerin tehcirine karşıt tavrını güçlendiriyor

Sisi, Kahire’deki ABD heyetine ateşkesin önemini bildirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ABD heyetiyle görüşme gerçekleştirdi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ABD heyetiyle görüşme gerçekleştirdi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Filistinlilerin tehcirine karşıt tavrını güçlendiriyor

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ABD heyetiyle görüşme gerçekleştirdi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ABD heyetiyle görüşme gerçekleştirdi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, ‘Filistin meselesinin tasfiye edilmesi ve onların topraklarından zorla göç ettirilmesi girişimlerine’ ülkesinin itirazını yineledi. Sisi, mevcut önceliğin ilgili Birleşmiş Milletler kararlarına uygun olarak ‘ateşkes sağlanması, sivillerin korunması ve Gazze halkının karşı karşıya olduğu insani felaketle başa çıkmak için yeterli miktarda yardım malzemesinin ulaştırılması’ olduğunu vurguladı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Sisi, dün Kahire'de gerçekleşen, Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti temsilcilerinden oluşan ve Joni Ernst'in başkanlık ettiği ABD Senato ve Temsilciler Meclisi üyeleriyle yapılan görüşmelerde, ‘Filistin meselesinin adil ve kapsamlı bir şekilde çözülmesi için ciddi çaba harcanması ve kabul edilen referanslara göre bağımsız bir Filistin devletinin kurulması gerektiğini bildirdi.

ABD heyeti, Mısırlı yetkililerle görüşmesinde Filistin meselesinin geleceğine yönelik yaklaşımlarına ilişkin bilgi verdi. Mısır Cumhurbaşkanlığı’na göre bu yaklaşımda ‘bölgedeki tüm halklar için gerçek güvenliği sağlayacak adalete dayalı bir çözüm’ vurgulandı.

dsv ds
Sisi, Kahire'de ABD heyetiyle bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

ABD heyeti, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile de görüşme gerçekleştirdi. Şukri, ‘etkili uluslararası tarafların, başta ABD olmak üzere Gazze'deki İsrail ihlallerini durdurma ve bunları doğru şekilde adlandırma, faillerini hesaba katma sorumluluğunu üstlenmelerinin gerekliliğine dikkat çekti.  Gazze'deki savaşın şiddetlenmesi halinde bölgede çatışmanın yayılma riskleri olduğu konusunda uyarıda bulundu.

ABD heyetinin ziyareti, Şukri'nin yaklaşık bir ay önce Washington'a yaptığı ziyarette Senato ve Temsilciler Meclisi üyeleriyle, ayrıca ülkedeki siyasi düşünce kuruluşlarıyla görüşmelerinin ardından geldi. Söz konusu görüşmelerin merkezinde ‘Gazze'deki savaşı hızla sona erdirmenin gerekliliği’ yer almıştı.

Mısır'daki Arap Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı ve Mısırlı askeri uzman Samir Ragıb, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Kahire ve Washington arasında Gazze savaşı konusunda bazı ortak noktalar var. Şu an her iki ülke de savaşı durdurma, savaştan sonrası için Gazze'nin yönetimiyle ilgili düzenlemelere başlama ve Filistinlilere yardımların ulaştırılmasının gerekliliği üzerinde mutabık.

dwevwd
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları. (Reuters)

Mısır Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan’dan edinilen bilgilere göre, 'Mısır, Gazze'deki savaşı sonlandırmak için daha önce bir teklif sunmuştu. Bu teklif üç aşamadan oluşuyor. Teklif, ‘genişletilebilir ateşkes, İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumların serbest bırakılması karşılığında Hamas'ın elindeki onlarca esirin kademeli olarak bırakması ve bu iki maddenin gerçekleşmesi sonucunda savaşın durdurulması’ maddelerini içeriyor.

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Hüseyin Haridi, ‘ABD’li siyasetçilerin Mısır'ın Filistin meselesi hakkındaki görüşlerine gösterdikleri ilgiye’ işaret etti. Bunun ‘bölgede çatışmanın yayılmasını önlemek ve Gazze savaşını sonlandırmak için Mısır'ın çabalarını desteklediğini’ belirtti.

Haridi, Şarku'l Avsat'a şu açıklamada bulundu:

Kahire, Gazze’ye her gün yardım götürme konusunda istekli. Bu da Mısır ve ABD için ortak bir öncelik.

Diğer yandan, Samir Ragheb de ‘Washington'un önümüzdeki haftalarda Gazze'ye daha fazla yardım akışını kolaylaştırmak için daha etkin bir rol üstlenmesini beklediğini’ ifade etti.

dev
Han Yunus, İsrail bombardımanlarına maruz kaldı. (AFP)

Kahire, Gazze Şeridi'ne daha fazla yardım ulaştırma çabalarını sürdürüyor. Kahire Haber televizyon kanalı, çarşamba günü Refah ve Kerem Ebu Salim sınır kapıları üzerinden Gazze Şeridi'ne 90 insani yardım kamyonu ve dört yakıt kamyonunun geçtiğini bildirdi.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.