İsrail ile Hamas arasındaki savaş bölgeye yayılır mı?

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Reuters)
TT

İsrail ile Hamas arasındaki savaş bölgeye yayılır mı?

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Reuters)

Lübnan ve Irak'taki iki saldırı ile birlikte İran'daki iki patlamanın ardından İsrail ile Hamas arasında Gazze'deki savaşın bölge geneline yayılacağı yönündeki korkular arttı, ancak uzmanlar şu anda daha geniş bir çatışmanın olası olmadığını söylüyor.

Ne oldu?

İsrail ile Hamas arasında savaşın başlamasından sonra bölgede gerilim arttı.

Lübnan, Hamas ve ABD’li bir yetkili, Lübnan Hizbullahı'nın Beyrut'un güney banliyösündeki evinde önde gelen Hamas lideri Salih el-Aruri'nin (57 yaşında) öldürülmesiyle sonuçlanan hava saldırısının arkasında İsrail’in olduğunu açıkladı.

Ancak İsrail, Hamas hareketinin işgal altındaki Batı Şeria'daki askeri kanadının kurucularından olan el-Aruri'ye düzenlenen suikastın sorumluluğunu üstlenmedi ve onu birçok saldırıyı planlamakla suçladı.

Hamas ve Hizbullah'ı destekleyen İran, Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'nin 4 yıl önce Irak'ta düzenlenen ABD hava saldırısında öldürülmesinin yıldönümünde (geçtiğimiz Çarşamba günü) en az 84 kişinin ölümüne yol açan iki patlamadan İsrail ve ABD'yi sorumlu tuttu.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller, ‘ABD'nin iki bombalama olayına hiçbir şekilde müdahil olmadığını ve aksi yöndeki herhangi bir açıklamanın saçma olduğunu’ söyledi.

Öte yandan Irak ve Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri), perşembe günü Bağdat'ta askeri komutanlarından birinin öldürülmesine yol açan saldırıdan ABD'yi sorumlu tuttu.

AFP'nin resmi verilere dayandırdığı listesine göre Hamas hareketinin 7 Ekim'de yerleşim yerlerine yönelik başlattığı daha önce görülmemiş saldırıda çoğu sivil olmak üzere yaklaşık bin 140 kişi öldü. İsrail ordusunun rakamlarına göre 129'u halen Gazze Şeridi'nde tutulmakta olan yaklaşık 250 kişi de rehin alındı.

İsrail, 27 Ekim'den bu yana kara saldırısıyla birlikte şiddetli bombalamalarla karşılık vererek Hamas Sağlık Bakanlığı'nın son rakamlarına göre çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 22 bin 438 kişinin ölümüne yol açtı.

Lübnan ile savaş

Salih el-Aruri 7 Ekim’den bu yana Hamas’ın en önde gelen ismi.

Eğer saldırıyı İsrail üstlenseydi, bu, İsrail ile Hizbullah arasında 2006'da bir ay süren, Güney Lübnan'ın geniş bölgelerinin yok edildiği ve bin 200 Lübnanlı sivil ve çoğu asker olan 160 İsraillinin hayatına mal olan savaştan bu yana Beyrut'ta düzenlenen ilk önemli saldırı olacaktı.

Lübnan boğucu bir ekonomik kriz ile mücadele ederken, siyasi tıkanıklık uluslararası yardımın kesilmesine yol açtı.

İsrail ordu sözcüsü Daniel Hagari, el-Aruri'nin öldürülmesinin ardından salı günü düzenlediği basın toplantısında, ordunun ‘tüm senaryolara hazır olduğunu’ söyledi.

Öte yandan Başbakan Binyamin Netanyahu'nun danışmanı Mark Regev ise İsrail'in suikastın sorumluluğunu üstlenmediğini belirterek, bunun ‘Lübnan devletine veya Hizbullah'a yönelik bir saldırı’ olmadığını vurguladı.

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İsrail'i Lübnan'a savaş açmaması konusunda uyardı ve aksi durumda savaşlarının ‘kontrolden çıkacağını’, dolayısıyla ‘Lübnan'a ve İsrail'e yönelik tehlikeli bir saldırı’ olacağını ekledi. ‘Güvenlik, egemenlik ve direniş’ vurgusu yapan Nasrallah, “Cevapsız, cezasız kalmayacak” dedi.

Beyrut'taki Saint Joseph Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü Kerim el-Bitar, saldırının endişe verici olduğunu söyleyerek "İran, Hizbullah ya da İsrail açık bir savaş istemese bile yanlış hesaplamalar ve kötü düşünülmüş misillemeler, durumun patlamasına neden olabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Britanya Cardiff Üniversitesi'nden profesör ve Ortadoğu meselelerinde uzman olan Emel Saad ise şöyle konuştu:

Hizbullah öyle bir karşılık vermek zorunda kalacak ki, İsrail'i bunu tekrarlamaması konusunda uyaracak.

Saad, Hizbullah'ın Beyrut'ta bulunan diğer Hamas yetkililerinin güvenliğini de artırmak zorunda kalacağını belirterek, "ancak İsrail'e topyekun bir savaş başlatmaktan başka seçenek bırakmayacak şekilde yanıt veremez" diye ekledi.

Carnegie Ortadoğu Merkezi'nden Maha Yahya ise "Bölgesel durum göz önüne alındığında, bu özel anda ve zamanlamada Hizbullah'ın Lübnan'ı büyük bir çatışmaya sürükleme arzusunda olacağını düşünmüyorum" dedi.

Bölgesel çatışma

Lyon Üniversitesi araştırma direktörü Fabrice Balanche, bölgesel bir savaşın olası olmadığını söyleyerek “İranlılar İsrail'le çatışma istemiyor, Hizbullah da istemiyor. Çünkü savunmada olacaklarını biliyorlar. İsrail bir füze saldırısına maruz kalırsa Amerikalılar karşılık verir. İran, bunun yerine Kızıldeniz'deki deniz ticaretini engellemeye devam ederek karşılık vermekle yetinecek" şeklinde yorumda bulundu.

İran tarafından desteklenen Yemen'deki Husi isyancılar, Kızıldeniz'in güney boğazı civarında Babu’l Mendeb'deki ticari gemilere 20'den fazla saldırı düzenledi. Bu durum, küresel ticaretin yüzde 12'sinin geçtiği su yolunda gemi taşımacılığının engellenmesine yol açtı.

Balanche, "İranlılar karşılık vermeli ama doğrudan değil... Babu’l Mendeb'i kapatmak bu stratejik rotayı kullananlar için çok maliyetli" dedi.



Netanyahu’dan Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme tehdidi... ‘Stratejik tuzak’ uyarıları arasında yeni bir iddia

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
TT

Netanyahu’dan Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme tehdidi... ‘Stratejik tuzak’ uyarıları arasında yeni bir iddia

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)

Gazze Şeridi'ne karadan ve havadan yardım girişine izin verilmesine yönelik ani kararın ardındaki nedenlere ilişkin açıklamalar farklılık gösterse de, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu kararını verdi. Netanyahu, yaklaşık iki milyon Filistinlinin hayatını tehdit eden kıtlık uyarıları üzerine, savaşı durdurmak ve daha fazla yardımın girmesine izin vermek için, Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etmeyi hedefleyen bir plan benimsedi.

İsrail medyası, Netanyahu'nun konuyla ilgili bir karar almak üzere bugün hükümetiyle bir toplantı yapacağını ve ayrıca ‘savaşın üç hedefini nasıl gerçekleştireceği’ konusunda orduya talimat vermek üzere güvenlik kabinesini toplayacağını bildirdi.

İsrail Başbakanı, ‘birlikte durmaya ve birlikte savaşmaya devam ederek savaşın tüm hedeflerini gerçekleştirmenin... düşmanı yenmenin, esirleri kurtarmanın ve Gazze Şeridi'nin bundan sonra İsrail için herhangi bir tehdit oluşturmamasını sağlamanın’ gerekliliğini vurguladı.

Netanyahu üzerindeki baskı artıyor

Analistler, Netanyahu'nun askeri gerginliği artırma eğiliminin, savaşın ilan edilen hedeflerine ulaşmak için belirli bir vizyonun olmadığına ve kararsızlığa işaret ettiğini düşünüyor. Bazı analistler ise Filistinli grupların son günlerde Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli esirlerin görüntülerini yayınlamasının ve bu esirlerden birinin kendi mezarını kazdığını söylemesinin, özellikle de aşırı sağcı bazı bakanların Gazze Şeridi'ne yardım girişine izin verdiği için onu eleştirmelerinin ardından, Başbakan üzerindeki baskıyı artırmış olabileceğini düşünüyor. Bunların başında elbette Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich geliyor. Onlar söz konusu kararı Hamas’a bir hediye olarak nitelendirdiler ve böyle bir karar alınmaması gerektiğini ifade ettiler.

Ancak askeri gerilimin ardındaki gerçek neden ne olursa olsun, yerel medya İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in bu öneriye karşı çıktığını bildirdi. Yisrael Hayom gazetesi, ordudaki önemli bir kaynaktan, Genelkurmay Başkanı'nın Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesine karşı çıktığını ve bunu ‘stratejik bir tuzak’ olarak gördüğünü aktardı.

İsrail Yayın Kurumu da güvenlik güçlerinin, esirlerin zarar görmesinden endişe duydukları için ordunun daha önce faaliyet göstermediği bölgelerde çatışmanın genişlemesine karşı çıktıklarını belirtti. Ancak Netanyahu'nun isteği tartışmaya açık olmayan bir şekilde kesin görünüyor. Yerel basında yer alan haberlere göre Netanyahu, Zamir'e “Eğer bu sana uymuyorsa, görevinden istifa etmelisin” şeklinde kesin bir mesaj gönderdi. Bu durum, birkaç saat içinde yapılacak toplantı öncesinde siyasi ve güvenlik düzeylerinde derin anlaşmazlıklar ve bölünmeler olduğunu gösteriyor.

İsrail'in en etkili gazetecilerinden ve karar alma çevrelerine yakın isimlerden Amit Segal, Başbakanlık Ofisi’nden bir kaynağın “Karar verildi... Gazze Şeridi'ni işgal edeceğiz” dediğini aktardı.

dfrgty
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonucu yükselen dumanlar (Reuters)

Segal'ın aktardığına göre yetkili, “Hamas, tam bir teslimiyet olmadan esirleri serbest bırakmayacak. Şimdi harekete geçmezsek esirler açlıktan ölecek ve Gazze Şeridi Hamas’ın kontrolü altında kalacak” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Jerusalem Post’tan aktardığına göre, savaşın genişlemesi, halihazırda Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 75'ini kontrol eden ordunun geri kalan bölgeleri de kontrol altına almasına ve esirlerin tutulduğu düşünülen yerlerde operasyonlar düzenlemesine yol açacak.

İsrail ordusu uyarıyor

New York Post gazetesine göre İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesinin, yoğun nüfuslu sivil bölgelerde ve çatışmalardan etkilenmemiş az sayıdaki şehirde askeri varlığın sürdürülmesinin, Hamas hareketinin kalan hücrelerini aramak ve yerlerini belirlemek için yıllar alacağı konusunda uyarıda bulundu.

Böyle bir adım, esirlerin hayatını tehlikeye atabilir. Çünkü son zamanlarda Hamas'ın üyelerine, ellerinde bulunan esirleri İsrail askerleri yaklaşırsa öldürme emri verdiği yönünde haberler çıktı.

Bu gelişmeler ve görüş ayrılıkları, Netanyahu'yu sert bir şekilde eleştirmesiyle tanınan Başsavcı Gali Baharav-Miara'nın görevden alınması için oybirliğiyle alınan kararın ve İsrail Yüksek Mahkemesi'nin bu kararı daha sonra dondurmasının ardından, siyasi ve hukuki bir krizin ortasında geliyor.

sdfrgty
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonucu meydana gelen yıkımdan (AP)

Diğer yandan Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi, Komite Başkanı Yuli Edelstein'in görevden alınmasına ilişkin kararı onayladı. Bu karar, Netanyahu'nun hükümette kalması için bunu şart koşan Haredi (Ultra-Ortodoks Yahudi) partilerinin talebine yanıt olarak alındı. Edelstein, zorunlu askerlikle ilgili bir yasa tasarısı sunmakta ısrarcıydı ve bu partiler bunu şiddetle reddediyordu.

Netanyahu’nun son açıklamalarının, Hamas’a baskıyı artırarak hareketi yeniden müzakere sürecine çekmeye ve bazı taleplerinden vazgeçirmeye yönelik bir hamle olabileceği yorumları yapılırken, çok sayıda uzman İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde askeri operasyonlarını daha da yoğunlaştırma kapasitesini sorguluyor. Savaşın 23’üncü ayına yaklaşılmasına rağmen Netanyahu’nun hedeflerinin hâlâ hayata geçirilememiş olması, bu kapasiteye dair soru işaretlerini artırıyor.